"Ölümlü?"
Ayaz irkilerek arkasına baktı. Bir aydır Kül ve kendisi dışında hiçbir ses duymamıştı. Kuleye meydan okuyan kişi sayısı çok olsa da kimse ilk katlarda onun kadar oyalanmıyordu. Burada birinin ona seslenmesini beklemiyordu.
Arkasına döndü ve sesin geldiği yere baktı, Melek kanatlı ufak bir çocuktu. Valac heykeli ona seslenmişti.
Bu inanılmaz görüntü ayaklarını yerden kesti ve görüş açısını gökyüzü doldururken yere düştü. Bir heykel dile gelip onunla konuşmuştu anlık olarak çok korkutucu bir sahneydi özellikle heykelden gelen uğursuz his ve çocuksu ses...
"Sen kimsin?" Ayaz kısa sürede kendini toparlayıp ayağa kalktı. Az önce yere düştüğü için utanıyordu.
Heykel gülümsedi, çok sinsi bir gülümsemeydi. "Ben Valac"
"Valac? Benden ne istiyorsun?" Ayaz, titreyen Kül'ü sakinleştirmek için kürkünü okşamaya başladı.
"Az önce ne yaptığının farkında değil misin?" Valac, ince çocuk sesiyle konusmaya devam etti duydukça unutulmaz bir his bırakıyordu. " Yüce Şeytan tabularından birini yıktın, kendini bizimle bir tuttun. Üzerine sinen bu kokuyu sadece şeytanlar alabilecek, böylelikle seni ortadan kaldırmaya kalkışacaklar. 72 Yüce Şeytan'a düşman oldun."
"!!!"
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..