(Bölüm Müziği : youtube.com )
Patlamanın etkisiyle Famael birkaç metre geriye doğru uçtu. Bıçaktan çıkan alevler tüm perdeleri yavaş yavaş yakmaya başladı. Salondaki herkes hala donuk biçimdeyken Gallon ve Ares şaşkınca alevlere baktılar ve hemen Famael'in yardımına koştular.
Gallon : Famael, iyi misin?
Famael : Değilim! Çabuk şu yangını durdurun yoksa herkes ölecek!
Ares : Ne yapmamız lazım?
Sayce : Su falan bulamaz mıyız?
Gallon : Bu kadar büyük bir şeyi bir iki kova suyla çözemeyiz
Ares : Birilerini bulalım o zaman.
Gallon : Famael, sen git ve birilerinden yardım iste, biz de bulaşmasını önlemeye çalışacağız.
Famael : Tamam, hemen dedi ve yüzü patlamadan dolayı kararmış şekilde kapıdan sendeleyerek dışarı çıktı.
Ares : İyi olacak mı dersin?
Gallon : Olmalı, olmak zorunda. Şimdi, bunu nasıl yavaşlatacağız? derken alev bir anda tavana değecek kadar büyümüştü. Gallon hızlıca çevresine bakınıp bir şeyler arıyordu.
Gallon : Çabuk, seyircilerin ceplerini ara, belki işe yarar bir şeyler bulabiliriz.
Ares : Aaa benim su şişem vardı. dedi ve duraksadı. Yarısını Famael'e attığını, yarısını da Gallon'un içtiğini hatırladı. Alev daha da büyürken, umutsuzca seyircilerin ceplerini arıyorlardı. Alev büyüdü, büyüdü ve seyircilere sıçrayacak duruma geldi. Gallonların elinde ise birkaç altın parçasının dışında pek bir şey yoktu.
Gallon : Sayce! Şu beynini kullan! diye bağırdı. Sayce terler içerisinde odanın geri kalanına baktı. Bir tarafta büyümeye devam eden kocaman bir ateş, diğer tarafta çaresizce seyircilerin ceplerini arayan Ares ve Gallon.
Sayce : İşe yarar bir büyünüz falan yok mu?
Gallon : Benimki sadece kendimi koruyacak büyülerim var.
Ares : Benim de sadece ruh.... işte bu! dedi ve gözleri parladı.
Gallon : Ne? Ne planın var?
Ares : Sadece bana biraz zaman kazandırın! diyerek odanın temiz köşesine gitti ve yere oturdu.
Gallon : Acele et! Alev sıçramak üzere ve nefes almakta zorlanmaya başladık!
Ares bağdaş kurdu ve gözlerini kapadı. Odaklanmaya çalıştı. Kendi kendine :
"Sakin ol Ares. Bunu halledebilirsin. Zihnini boşalt. Sözleri hatırla. Sözleri hatırla.... Hayır, sözler. Sözleri unuttum."
Gallon : BU FAMAEL NERDE KALDI!
Sayce : Gallon BAK! ŞURADAKİ ADAM YANIYOR! Gallon hızlıca fırladı ve adamın üstündeki alevi söndürmeye çalıştı. "Neden bunu yapmak zorundayız???" diye bağırdı.
"Zaman, zaman... Zaman'ın ruhu Taymek ve Mekan'ın ruhu Kemit! "
Gallon ve Sayce, var güçleriyle aleve yakın olan seyircileri arka sıralara taşımaya çalıştılar.
"Sözlerimden sonra güçlerinizi bana bahşedin ve "
Sayce : Gallon. Başaramayac..
Gallon : KAPA ÇENENİ
"bedensizlere dil, kulaksızlara müzik olayım! "
Sayce : GALLON! Üstün... üstün! YANIYOR!
Gallon : Zırhım.. çok.. sıcak.. nasıl... durduracağım... sen de.. yanıyorsun..
Sayce ve Gallon da yavaşça alev almaya başladılar. Bedenleri gittikçe ısındı.
Gallon : Bunu durdurmanın... tek yolu kaldı.. dedi ve alevin üstüne doğru yürümeye başladı.
Sayce: Napıyorsun sen!?
Gallon : Üstünü kapamadığımız sürece yanmaya devam edecek. Önünde durursam, belki durur.
Sayce : YAPMA!....
"Atarale Manate!"
(Kısım Müziği : youtube.com )
Ares'in ruhu bu sözlerden sonra yavaşça bedenini terk etti. Eli, yavaşça göğe uzandı ve gözlerini tekrardan açtığında iki parlak yıldız gördü. Biri kırmızı, diğeri mavi şekilde yanıyordu. Mavi olan biraz daha uzaktaydı.
"Zamanım yok. En yakın olana gitmem gerek" dedi ve kırmızı olana doğru gitti. Kırmızı yıldızı yakaladığında yıldız parladı ve yavaşça kızıl uzun saçlı, kırmızı elbiseler üzerinde yüzünden saflık akan bir kıza dönüştü. Kız dizlerinin üstüne oturmuş şekilde bekliyordu. Yavaşça gözlerini açtı ve Ares'e boş bir şekilde baktı. Gözleri kırmızı ve siyahın vahşeti ve zarafetiyle parıldıyordu. Ares, kızın güzelliği karşısında ağzını bile açamadı. Sadece kızın yüzüne baktı.
Kız : Kurtarman gereken arkadaşların yok mu? dedi. Sesindeki sakin notalar, Ares'e huzur veriyordu. Ares kendini topladı.
Ares : E-evet. Lütfen bize yardım edin. Salon alevler içerisinde.
Kız : Biraz konuşalım.
Ares : A-ama manam buna yetmez ki. V-ve hemen gitmem lazım. Bana ihtiyaçları var.
Kız : Merak etme. dedi ve eline bir balon aldı. Ares'in önüne koydu. Balon yavaşça bir şekle dönüştü. Salonun yukarıdan görüntüsü gibiydi. Her yer hala yanıyor ama sanki zaman her şey için durmuş gibiydi.
Ares : O zaman.. tamam... diyebildi.
Kız : Anlaşmanı benimle neden yapmak istiyorsun?
Ares : Görmediniz mi? Salon alevler içinde. O alevleri söndürmenizi istiyorum.
Kız : Asıl tehlike alevler değil.
Ares : Nasıl yani?
Kız : Çok tehlikeli biri yanında geziyor ve sen bunun farkında değilsin.
Ares : Ne demek istiyorsun?
Kız biraz sustu. Ares dikkatlice kızın gözlerine baktı. Biraz duraklayıp yere, dizlerinin üstüne oturdu. Ellerine bakmaya başladı.
Ares : Anlaşma için ne istiyorsun?
Kız : Çok bir şey değil. Yanına birini göndereceğim. Sadece iyi anlaşmaya çalış.
Ares : O da bir ruh mu?
Kız : Hayır o da bir insan.
Ares : Ne için?
Kız : Bunu zaman gösterecek.
Bomboş mekan, sözlerden sonra tekrardan sessizliğe büründü. Ares, tekrardan kızın yüzüne baktı. Kızın bakışları hala boş ve umursamazcaydı. Ama içinden bir ses, yardım edeceğini doğruladı.
Ares : Peki, şimdi ne yapmalıyım?
Kız : Bu dünyaya gelişinizin üzerinden çok zaman geçti. Ama hala çok güçsüzsünüz. Güçlenmeden görevinizi tamamlayamazsınız.
Ares : Ne görevi? dedi. Oda tekrardan sessizleşti. Birkaç saniye sonra Ares tekrardan sordu. "Ne görevi?"
Kız : Bu dünyaya neden getirildiğini çoğu kişi bilmez, ve bir o kadarı da umursamaz. Bunu bulabilmekse size düşüyor.
Ares : Neden geldiğimizi mi bulmamızı istiyorsun?
İki taraf da birkaç saniye boyunca bir şey söylemedi. Sonunda Ares, sessizliği bozmak için bir soru daha sordu.
Ares : Alevler tehlike değilse, asıl tehlike ne?
Kız : O alevler aslında bir tahrip alanı.
Ares : N-ne? Ne demek istiyorsun?
Kız : Garethy bozguna uğradıktan sonra fark ettirmeden bir alan bıraktı. Arkadaşınızın gelmediğinden emin olduktan sonra onu aktif etti ve şimdi sizi öldürmek için tekrardan gelecek.
Ares : İyi de bizi neden öldürmek istiyor ki? Hem o eski dost zımbırtıları da ne?
Kız, tekrardan ağzını açmadı.
Ares : Bizim bulmamız gerekiyor, değil mi.
Kız, onaylarcasına baktı.
Ares : Güçlenmek için, ne yapmam gerekiyor?
Kız : Bir zincir, ancak en zayıf halkası kadar güçlüdür.
Ares, bu cümleyi biraz düşündü. Hiç takımıyla tam bir zincir gibi davranmışlar mıydı? Kendisi, zayıf zincir miydi? Eğer öyleyse, yeni geldiği bu dünyada, pasını nasıl silecekti?
Kız : Sadece bir seferliğine biraz güç vereceğim.
Ares : Çok teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. diyerek kızın önünde biraz eğildi.
Kız : Teşekkür etmen gereken kişi ben değilim. Şimdi, git ve arkadaşlarını kurtar. dedi ve Ares'in ruhu, bedenine geri döndü. Geri dönüp gözünü açtığında, zaman tamamen durmuş şekildeydi. Yanan Gallonu, ona yalvaran sayceyi ve bir kısmı tutuşmuş salonu gördü. Ayağa kalktı. Famael yanındaydı. "Hey Famael," dedi ama Famael'in de donmuş olduğunu gördü. Famael bir yere doğru dehşete düşmüş şekilde bakıyordu. Famael'in baktığı yere bakınca gördüğü şey Garethy'nin ta kendisiydi.
Garethy : Bakalım bakalım, burada neler varmış. Sanırım arkadaşınızın biraz işi var gibi.. işinizi ben bitireceğim. Heh.... gördüğünüz son şey de ben olacağım. Ne şans ama. diyerek hafifçe güldü.
Ares : Yumruğunu sıktı ve Garethy'e doğru keskince baktı.
Garethy : Ooo... birileri zamana karşı geliyor galiba. Bakalım ne kadar dayanabileceksin, diyerek hafifçe gülümsedi ve cebinden bıçağını çıkardı.
Ares, Garethy'e doğru atıldı. Bu hareketi düşüncesizceydi. Garethy'nin yüzünde tek bir mimik oynamadan kenara doğru çekildi ve Ares, duvara çarptı.
Garethy : Sanırım buradaki zayıf halka sen oluyorsun. Arkadaşlarının ölümünü izlemek acaba nasıl bir iz bırakacak sende dedi ve küstahça güldü. Ares bu sözlerden sonra sinirli bir şekilde ayağa kalktı.
Garethy : İlk önce hangisiyle başlayayım, sen söyle.. dedi.
Ares, bir şey söylemeden gözleri kapalı ve başı eğik bir şekilde duruyordu. Altında kıvılcımlar oluşmaya başladı. Kıvılcımlar yavaşça aleve döndü ve Ares'in etrafında hunharca dönen bir alev hortumuna dönüştü. "Sen." diye bağırdı ve hortumu Garethy'e doğru attı. Garethy hortuma yakalanınca büyük bir patlama oldu. Ares işini bitirmişcesine gülümsedi. Ancak gülümsemesi çok uzun sürmedi. Alevlerin içinden "Ateşin benim için fazla soğuk" diye bir ses yükseldi ve hortumu tamamen kırıldı. Şaşkına dönen Ares, dizlerinin üstüne çöktü ve şok olmuş biçimde Garethy'e , yüzündeki vahşi gülümsemeye ve parlayan mavi bıçağına baktı. "Ruhlardan yardım alan tek kişi sen misin sanıyorsun?".
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..