(Bölüm Müziği : youtube.com )
Uçan Ruh'un rengi, turuncudan maviye doğru yavaşça döndü. Ruh'un etrafında bir bariey oluştu ve o bariyer ışık huzmesine döndü. Işık huzmesi, eğrilip bükülerek bir insan şeklini aldı ve inanılmaz bir parlaklıkla hafifçe yandı. Famael ve Gallon, elleriyle gözlerini ışıktan zar zor korudular. Işığın şiddeti azaldığındaysa Famael, ellerinin arasından baktı. Ares.. Ares'in bedeni yavaşça aşağıya doğru süzülüyordu. Ayaklarını yavaşça yere değdirdi ve tamamen yere basınca yavaşça mavi gözlerini açtı. Biraz bulanıktı. Nerede olduğunu anlayamadı. Gözlerini birkaç kez daha kırpıp ellerine doğru baktı. Bu bilinmezlik, Famael'in Ares'in üzerine atlamasıyla son buldu. Atlayışının gücüyle Ares, dengesini kaybedip yere düştü. "Çekil be üstümden! Ne ağlak adamsın be!" diyerek hem nefes almaya hem de Famael'i üstünden atmaya çalıştı. Famael, ağlayan ancak mutluluk dolu gözleriyle Ares'in yüzüne doğru baktı. Ares, Famael'i ilk defa bu kadar ciddi bir şekilde duygularını ortaya koyarken gördü. Gallon, Famael'i Ares'in üstünden almasaydı; bütün kuleyi tekrardan yapmak zorunda kalabilirlerdi.
Famael : Geri döndüğüne çok sevindim.
Ares : Anlaşılabiliyor.
Gallon : Bir dahakine böyle bir şey yaptığında en azından haber ver.
Ares, hafifçe güldü : Tamam tamam, haberim olursa sana da söylerim. Bu arada, diyerek etrafına bakındı.
Ares : Neredeyiz biz?
Gallon hafifçe Ares'e yaklaştı : Sana anlatacak uzuuun bir hikayemiz var. dedi ve Ares'in beline doğru yavaşça vurdu. Canı acımış olmalı ki Ares, hafifçe bağırdı.
Ares : Senin elin ne ara bu kadar iğneli oldu ya?
Gallon : Elim iğneli değil.
Ares, Gallon'un vurduğu yerdeki cebini kontrol etti. Mavi renkte ışık saçan bir taştı bu.
Ares : Ha, bu arada... Ölüyken babam bana bu taşı verdi.
Famael : Ama ben buradayım?
Ares, kafasını hafifçe sola çevirerek Famael'e göz ucuyla baktı ve elinde bir ateş topu oluşturdu.
Famael : Tamam tamam özür dilerim özür dilerim. diyerek Gallon'un arkasına geçti.
Gallon : Ne işe yarıyor?
Ares : Bilmiyorum.
Famael : Belki o biliyordur, diyerek parmağıyla orada olanları izleyen kıza doğru çevirdi.
Kız : O bir hüküm taşı. Eski çağlarda çok güçlü yaratıkları hapsetmek için kullanılırdı. Onu elde etmek gerçekten zor.
Famael : Vaay, iyi paraya satarız o zaman.
Gallon : O taş babanda ne arıyor?
Ares : Bilmiyorum ki. Her neyse, nerede kullanabiliriz?
Kız : Burada kullanabilirsiniz. Hapsedeceğiniz kişinin adını söyleyin yeter.
Famael : Bayağı güvenli bir yol gibi, bu dünyada kim bilir kaç bin tane aynı isme sahip kişi vardır?
Kız : Kimsenin ismi aynı değil.
Gallon : Nası ya?
Ares : Evet, kimi hapsediyoruz? diyerek tekrardan Famael'e göz ucuyla baktı. Korkan Famael, Gallon'un arkasına doğru kaçtı.
Gallon : Bize saldıran manyak güçlü kızı hapsetsek mi?
Famael : Şu beyazlar içindekini mi?
Ares : Beyazlar içind- derken yere doğru yığıldı. Başını eliyle tuttu. Gallon ve Famael, "Ares!" diyerek ona doğru koştular. Ares, gözlerini açtı ve etrafı kırmızı-siyah duvarlarla kaplı bir odanın içinde olduğunu gördü. Önünde ise beyazlarla kaplı olan kız, sarı-beyaz renkli tahtın üzerinde sol elinde gülen bir maske, sağ elindeyse kıpkırmızı bir gülle Ares'e doğru bakıyordu. Gallon, Ares'i sallarken Ares, kendine geldi.
Famael : Yine noldu?
Ares : Tamam tamam, iyiyim. derken Gallon hala Ares'i sallıyordu.
Ares : Lan sallamasana kusuc- derken eliyle ağzını tuttu, beti benzi attı ve yüzü yemyeşil oldu. Gallon sallamayı bıraktı. Birkaç saniye sonra Ares, kendine geldi.
Ares : Bahsettiğiniz kızın ismi Rüya.
Gallon : Nerden biliyorsun?
Ares : Biliyorum işte.
Famael : Yanlışlıkla başka birini hapse tıkmayalım?
Ares : Bana güvensene. dedi ve arkasındaki kıza doğru dönerek birkaç adım attı.
Ares : Bu taşı "Rüya" üzerinde kullanmak istiyorum.
Kız, gözlerini kıstı. Düşünür şekilde Ares'e doğru baktı.
Ares : B-bi problem mi var?
Kız : Bir sorun yok. Dileğini kabul ediyorum. dedi ve parmak şıklatmasıyla Ares'in elindeki taş yanarak kayboldu.
Kız : İstediğiniz kişi başarılı bir şekilde hapsedilmiştir. Onu görmek için Blu Diyarı'ndaki hapishaneye gitmelisiniz.
Ares : Yok kalsın, şimdilik gitmeyelim.
Gallon : Yalnız bu, çok kolay oldu...
Famael : Evet, bir şey geliyor diyerek Gallon'un arkasına tekrardan saklandı "Hissedebiliyoruuum..."
Ares : Hiçbir şey hissedemiyorsuuuuunnn... bırak paranoyayı da şuradan çıkalım.
Kız : Zemin Kat'a ışınlanıyorsunuz.
Grup, toz parçaları halinde yok olduktan sonra kendilerini zemin kattaki gardiyanın yanında buldular. Kapıya doğru yöneldiler. Şehre doğru giderken olanları konuştular.
Ares : N-ne? Şakla-şaklaban kendini mi öldürdü? Famael, kafasını yere doğru çevirip kendini sıkarcasına "Evet." dedi. Ares, gözlerini açmış, şaşırmaktan kendisini alamazken yürümeye devam ediyordu.
Ares : Yani az kalsın ölüyordunuz?
Gallon : Bizi o kızla çok fena dövdün.
Famael : Dövmeyi bırak Ejder Taşı'nı çaldın.
Ares : Dediklerinizi çok anlamıyorum ama bayağı havalı olmuşum herhalde...
Grup, köye kadar ilerledi. Nasıl çıkacaklarını ya da ne olacağını bilmiyorlardı. Şu an yapmak istedikleri tek şey, güzelce dinlenmekti. Kendilerine rahat bir ağaç buldular ve ışıldayan rengarenk yıldızların altında yavaşça uykuya daldılar.
Famael, üstündeki daldaki Gallon'a fısıldayarak : Pşt, Gallon.
Gallon : Hmmhm...
Famael : Hey, uyanık mısın?
Gallon : HmHm...
Famael : HEEYY!
Gallon : Uyanığım ne var?
Famael : Bugünkü kuleyi hatırlıyorsun değil mi?
Gallon : Soruya bak.
Famael : Bir kuleye giderken etraf karlı değil miydi?
Gallon : E-e... hm... haklısın.
Famael : Nasıl biz geri gelirken günlük güneşlik, çiçekli böcekli bir ovaydı?
Gallon : Bunları fazla takıyorsun, şimdi uyu.
Famael : Haklısın.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..