Bölüm 3 - Eski Oda

avatar
388 1

Fantocity Season 2 : Paralel 1 - Bölüm 3 - Eski Oda


(Bölüm Müziği : youtube.com )


  Yavaşça kapıyı açtılar. Kapı açılır açılmaz ardından pis bir toz bulutu, onların üstüne doğru hücum edip üstlerini kirletti. Karfu, gelen toz yüzünden birkaç kez öksürdü ve eliyle tozu dağıtmaya çalıştı. Karfu, gittikçe geriliyordu. İçeriye girip girmeme konusunda zihninde belli belirsiz şekiller oluşuyor ve bu şekiller bir film şeridi gibi aklından geçiyordu. Her ne kadar bunun çok kötü bir fikir olduğunu düşünse de içindeki merak duygusu Karfu'nun kolayca düşmesine izin vermedi. Yavaşça tekerlekli sandalyesinin tekerleklerini ileriye doğru sürdü. Edgy ve Rem ise arkasından odaya girdiler. Etraf tamamen karanlığa bürünmüştü ve koridorun sonundaki pencereden gelen ışık, yalnızca kapıyı aydınlatabiliyordu. Karfu, duvarlarda bir düğme aradı. Elini pis ve yıpranmış duvarda bir süre gezdirdikten sonra sonunda ışığın düğmesini buldu. Yavaşça dokundu ve odanın üstündeki ışığın bir anda karanlıklar içerisindeki gizemli odayı aydınlatışını izledi. Sonrasında kirlenmiş elini diğer eliyle yavaşça çırparak üstündeki tozu bir nebze de olsun atmayı başardı.
  Odaya döndüğündeyse gördüğü şey tamamen harap olmuş bir savaş meydanıydı. Her şeyin rengi atmış, adeta ölü gibiydi. Kapının hemen ilerisinde kocaman gri renkli bir dolabın kapağı yerde, ayaklarının önüne serilmiş bir durumda yatıyordu. Dolabın birkaç adım ilerisindeki rengi maviden kahverengine dönmüş yatak oldukça eskimişti ve kesinlikle çift kişilik yataktan daha büyüktü. Tavanın köşelerine örülmüş örümcek ağları, odanın ambiyansını tam olarak yansıtmaya yeterdi bile.
  Karfu, odanın derinliklerine doğru biraz daha ilerledi. Yatağın yanındaki küçük, kahverengi bir çekmecenin üstünde bir resim çerçevesi Karfu'nun dikkatini çekti. Odadaki diğer şeylerin aksine oldukça hoş görünümlü ve rengi atmamış bir eşyaydı. Köşeleri rahatça fark edilebiliyor ve çerçevenin içinde her ne varsa ışıktan dolayı parlayıp Karfu'nun onu rahat görmesine engel oluyordu. Karfu'nun dikkatini bir anlığına yatağın üstünde duvara asılmış bir tablo çekti. Tablo da aynen çerçeve gibi oldukça düzenli ve temiz duruyordu. Resimde küçük bir mezarlık ve mezar taşının üstünde birçok küçük kağıt parçası vardı. Tepesine yağmur inmesine rağmen mezarın üstündeki kupkuru bir toprak vardı. Toprağın ortasında ise bembeyaz bir çiçek resmedilmişti. Fotoğraftaki tek canlı şey o gibi görünüyordu.
  Karfu, odanın geri kalanına bakmak için kafasını arkasına çevirdiğinde dolabın önünde bir anlığına babasını gördüğünü sandı. Korkusu gözlerinden okunan Karfu, arkadaşları tarafından son anda sakinleştirilip odadan çıkmaktan alıkoyuldu. Rem ve Edgy, odanın geri kalanını incelemeye başladı. Karfu ise çekmecenin üstündeki çerçeveyi eline aldı. Parmaklarını çerçeveye sürttü ancak üstünde herhangi bir toza rastlamadı ya da Karfu'nun parmakları o kadar tozluydu ki farkına bile varmadı.
  Karfu, çerçevenin üstündeki resme baktı. Resimde babasının ve yüz kısmı fotoğrafta yırtılmış bir kadının yan yana durmuş, babasının pek de huzurlu görünmediği bir resmi vardı. Karfu, arkasını tekrardan dönüp Rem ve Edgy'e sordu.

Karfu : Bir şeyler bulabildiniz mi?
Rem : Dolabın içi tamamen örümcek ağlarıyla dolu ve diğer kapağı kilitli. İçeriyi de göremiyorum.
Edgy : Halıların altında falan da bir şey yok.
Karfu : İlginç. dedi ve tekrardan fotoğrafa döndü.
Rem : Sen bir şey bulabildin mi Karfu?
Karfu : Yarısı yırtık bir resim sadece.
Edgy : Önündeki çekmecenin içinde ne var?

Karfu gerçekten de çekmecenin içine bakmayı akıl edememişti. Biraz geriye çekilip tek tek içini kontrol etti. Sadece en alt çekmecede bir eşya vardı o da üstünde bir parantez ")" çizilmiş bir kağıt parçasıydı.

Karfu : Üstünde çizgi olan bi' kağıt var sadece.
Edgy : Bence bu odada zaman kaybediyoruz.
Rem : Bence de. Hadi çıkalım.

Karfu da aynı fikirdeydi. Elindeki kağıdı yanındaki yatağın üstüne bıraktı ve yavaşça tekerlekleri geriye doğru çekti.

Rem : Bekle.

Karfu kafasını kaldırıp Rem'e doğru baktı.

Rem : Bu fotoğraftaki annen mi?
Karfu : Bilmiyorum, yüzü yırtılmış.
Edgy : Kanka bu fotoğraf çok korkutucu. Fotoğraflarda bana bakan gözlerden hoşlanmam.
Rem : Onlar sana bakmıyorlar bile Edgy.
Karfu : Evet haklı. diyerek hafifçe gülümsedi. "Onlar sana bakmıyor...lar..." dedi ve yüzündeki gülümseme aniden yok oldu. Fotoğrafa dikkatlice baktı.
Rem : Sorun ne Karfu?
Karfu : Babam fotoğraflarında sürekli kameralara bakardı ancak burada bakmıyor.
Edgy : Niye buna bu kadar taktın?
Karfu : Kenara çekil Edgy.

Edgy, şaşırmış şekilde kapının önünden dolabın yanına doğru bir adım atıp Karfu'nun kapıyla arasında olan yolu açtı. Karfu, fotoğrafa tekrardan baktı ve babasının fotoğrafta baktığı yöne doğru baktı. Yavaşça kapıya doğru ilerledi. Yatağa ucuyla değen kapıyı hafifçe kapatıp kendine yatağın diğer tarafına geçmek için bir yol sağladı. Çekmecenin olduğu hizaya geldi ve duvarı eliyle silip üfledi. Bu, üstünün muazzam derecede tozlanmasına yol açtıysa da Karfu öksürmedi bile. Baktığı duvarın üstünde bir tablo daha vardı. Ancak bu tablo yatağın üstündekinden farklı olarak oldukça küçüktü, tamamen bembeyazdı ve üzerinde yalnızca yan yana duran iki adet siyah nokta vardı.

Edgy : Yine gereksiz bir tablo. Gerçekten, çıkalım artık buradan. Annem eve beni bu tozlu kıyafetlerle almaz.
Rem : Gerçekten Karfu, artık gitmemiz gerek. Ben de ürpermeye başladım. diyerek Karfu'nun yanına gitti ve omzundan tuttu.

Karfu, hafifçe kafasını sağa doğru eğdi : Şu kağıdı versene Rem.
Rem : Ne? Hangi kağıt?

Karfu, kafasını bu sefer sola doğru çevirdi. Hala dikkatlice o boş tabloya bakıyordu.

Karfu : Yatağın üstündeki.
Rem : Tabi. diyerek yatağın üzerine uzandı. Kağıdı alıp Karfu'ya verdi. Karfu kağıdı tabloyla gözünün önünde tuttu.
Karfu : Sence de boyutları çok benzemiyor mu?
Rem : Ne demek istiyorsun?

Karfu, üzerinde ")" olan kağıdı önündeki üstünde iki nokta olan tabloya yaklaştırdı. Olanları izleyen Edgy, hafifçe güldü.

Edgy : Heh. Gülen yüz yaptın. Yeni bir emojiyi açtığımıza göre buradan gidebiliriz.
Karfu oldukça yavaş ve donuk bir sesle tabloya ve elinde tuttuğu kağıda bakarken : Evet... gerçekten de... gülen yüz. Annemin bana hep söylediği bir şeyi hatırlıyorum. Bana, gülen yüzlerden... uzak durmamı söyledi. dedi ve elindeki kağıdı önündeki tabloya yapıştırıp bir gülen yüz yaptı. Yaptığı an odanın kapısı sert bir şekilde kapandı ve oda deprem oluyormuşcasına sallanmaya başladı. "Deprem! Yere yatın!" diyerek bağırdı Rem ve kafalarını korumaya çalıştılar. Birkaç saniye sonra tavandaki ampul patladı ve oda zifiri karanlığa gömüldü. Sonunda sallantı durduktan sonra herkes yavaşça kafasını kaldırdı. Göz gözü görmüyordu.

Rem : Herkes iyi mi?
Karfu ve Edgy : İyiyiz.
Rem : Ampul patladı.
Edgy : Hadi canım.
Karfu : Kapıyı açsana Edgy.

Edgy, sağındaki kapıya doğru uzandı.

Edgy : Heh, bir de kapı yerinde olmuyormuş. Ne korkunç olur ama değil mi? derken kapıya doğru olan eli hiçbir şeyi tutmadı. Altına edercesine korkan Edgy'nin çığlıkları tüm odayı kapladı. "KOL YOK KOL YOK!" diye bağırdı. Bu bağırışlar Karfu ve Rem'i de korkuttu. Karfu, cebinde taşıdığı küçük feneri yaktı. Fenerin ışığını Edgy'e doğru tuttu. Etrafta delilerce koşuşturan Edgy'i görünce bu hareketinin büyük bir hata olduğunu fark etti ve yönünü değiştirip ışığı duvara doğru tuttu. Kapı kolu oradaydı. Edgy "Ouv." diyerek kendine geldi. Aptal bir gülümsemeyle kapıyı açtı.

Rem : Cidden, Edgy. Gerçekten mi?
Edgy : Gevezeliği kes tamam mı?

Karfu, odadan çıkarken son kez içeriye doğru feneriyle baktı. Hiçbir yere bir şey olmamış gibiydi. Son olarak yatağın üstündeki resme baktığında beyaz çiçeğin soluk bir çiçeğe döndüğünü ve mezar taşının üstündeki kağıtlardan birinin üstünde o gülen yüzden olduğunu fark etti. Kendi kendine "Bu tablo böyle miydi?" diye geçirdi. Edgy'nin dışarıdan bağırışları ona olayı hatırlattı ve kapıdan çıkıp odayı terk ettiler.


Soluklar içerisinde dizlerinin üstüne çökmüş Edgy : Bir... daha... asla. Kocaman evlerin tavan katındaki ürkütücü babanın odasına adımımı dahi atmayacağım.
Rem : Güzel dipnot. Benim imzamı da altına at.
Yavaşça doğrulan Edgy : Eee... anahtarı bulamadık.
Rem : Boş ver şimdi anahtarı. Bana bu kadar aksiyon yeter. Odaya geri dönelim.
Karfu : Haklısın. Hadi gidelim. dedi ve asansöre doğru yola koyuldular. Asansöre tekrardan binip Karfu'nun odasının bulunduğu katta indiler. Asansörün kapısı açılırken önlerinde kocaman cüssesiyle Puzz belirdi. Heyecan ve korkudan titremeye başladılar. Puzz ise yavaşça Karfu'ya doğru eğilip "Efendinin üstü kirlenmiş. Kıyafetlerinizi çıkardığınız zaman onları almam için haber verin lütfen." diyerek tekrardan doğruldu.

Karfu : T-teşekkürler Puzz. dedikten sonra durakladı. Arkasını dönüp asansörden uzaklaşan Puzz'a doğru seslendi.
Karfu : Genelde buralarda deprem olmazdı. Bir yer kırıldı mı?
Puzz, arkasını bile dönmeden : Ne depremi? diyerek yoluna devam etti.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46905 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr