BÖLÜM 1

avatar
522 0

FBG - BÖLÜM 1


Yüce Phoenix klanının 6. varisiyim. Normalde klana yeni bir varis gelirse Klanın sahip olduğu tüm topraklarda bir kutlama olur fakat ben doğduğumda klan benim varis olmamam için doğumda öldüğümü ilan etti. Ardından beni klanın en uzak toprağı olan Kin Şehrine gönderdi. Çocuk yaşta olduğum için hiçbir zaman neden annemi, babamı ve kardeşlerimi görmediğimi onlarla beraber olamadığımı hiç sorgulamadım. Yıllarca malikanemdeki hizmetçilere ailem gibi davrandım ama ne gördüm? Soktuğumun ruhsal enerjisini kullanamadığım için beni küçümseyen gözler .

Tüm bu gerçeklere alışmam benim için zorlu bir süreçti. Kin şehrinde belki beni tek seven kişi Henry amcamdı. Kendisi Kin Şehrinin başkomutanı olur. 5 yaşına gelene kadar hep benimle ilgilendi hem de kendi çocuğu gibi. Bu yüzden sıçtığımın Phoenix klanı yerine Henry amcayı ailemden belledim.

Ben Jhon Phoenix ne kadar bu soyadı istemesem de damarlarımda akan kanı değiştiremiyorum. Buradan kendime yemin ediyorum 16 yaşıma geldiğimde Klan merkezini yerle bir edeceğim. Sokuk bir enerjiyi kullanamıyorum diye beni dışlayanların a.ına koymak için gecemi gündüzüme katarak çalışacağım.

 

Jhon doğuştan dantianı olmayan biri olarak doğdu. Gökler ona bu kaderi biçmişti. Göklerin kararına kim karşı çıkabilirdi ki ?

Ailesi Jhon’u dışladı fakat Jhon hiçbir zaman bunun nedenini düşünmedi. Aslında babası ve annesi onu çok sevdi. O kadar çok sevdi ki yeni doğmuş oğullarının bebek kokusunu koklayıp onu büyütemeden Klana en uzak yere gönderdi. Herkes Klan liderinin ÇÖP bir oğlu olduğunu düşünür diye onu sürgün ettiğini düşünse de asıl gerçek bambaşkaydı.

Phoenix Klanının kadim kurallarında her varisin Taht için birbirini katletmesine izin verilmiştir. Bu kural dışardan bakıldığında acımasız gözükse de Phoenix Klanının güçlenmesi bu kadim kurallarla olmuştu. Çünkü kadim kurallar her zaman en güçlünün kazanması gerektiği şeklinde oluşturulmuştu.

Tüm bu olaylardan bağımsız bir şekilde Kin Şehrinde Jhon kendi malikanesinde dolaşmaktaydı. Gerçek yaşı 5 olsa da 8 yaşındaki bir çocuk gibi gözükmekteydi. Bunun en büyük nedeni Klanın zenginliği sayesinde şifalı bitkilerin bir çoğuna kolaylıkla ulaşması ve Kin Şehrinin doğusundaki Karanlık Ormanda yaşan bir çok büyülü yaratığın etiyle beslenmesiydi.

Jhon malikanede bir süre dolaştıktan sonra gününün büyük bir kısmını geçirdiği eğitim alanına doğru yürümeye başladı.

Jhon yaklaşık 6 aydır eğitim yapıyordu. Tabi ki buna eğitim demek biraz yanlış olur genel olarak eğitim alanındaki kuklalardan birine 3 veya 4 yumruk atıp geri dönmekti. Aslında Jhon da bunu istemiyordu fakat Ruhsal Enerjiyi kullanamadığı için en  fazla bu kadar antrenman yapabiliyordu.

Jhon yine kalbini yıkan bir umutuzlukla eğitim alanına girdi. 6 aydır yumrukladığı kuklanın önüne geçti ve ilk yumruğunu attı lakin sonuç değişmedi tahta kuklaya vurduğu ilk yumrukla elinin derisi yüzüldü ve kanamaya başladı. Fakat Jhon 6 ay boyunca yaptığı bu saçma aktiviteden bir şey çıkarmıştı oda  “PES ETMEMEK” . Kanayan eline rağmen vurmaya devam etti toplam 6 yumruk varını yoğunu ortaya koyduğu altı yumruğu attıktan sonra bayılmıştı.

Bu sırada Malikaneye ziyarete gelen Kin Ordusu Generali Henry Jhon’un bayıldığını gördüğümde hızlıca yanına gitti ve onu kucaklayıp odasına götürdü. Ardından hizmetçilere şifa banyosu hazırlamalarını emretti ve depolama yüzüğünden çıkarttığı havadaki ışığı bile soğuran sim siyah taşı uzatarak Bunu da içine bırakın. diye ekledi.

 Henry’nin hizmetçiye verdiği taş görünümlü cisim Güneş Özütü bitkisinin kökünden çıkan garip bir taştı. Güneş Özütü bitkisi içerisinde yoğun miktarda saflaşmış ateş elementi içeren ve en az 4 milyon yıl içerisinde olgunlaşan bir bitkidir. Özellikle Phoenix Klanındaki inşalar için değeri çok büyüktür çünkü Phoenix Klanındaki herkesin kan hattı ateş elementine yüksek uyumluluk sağlar.

Henry Karanlık Ormandaki av sırasında Güneş Özütü bitkisini fark etmiş ve onu almıştı. Almaya çalışırken bitkinin toprakta bir şeyi tuttuğunu fark etmişti. Bitkiyi çıkarınca altında duran yumrunun aslında bir taş olduğunu anlamış ve incelemişti fakat taşın içinden sadece şifalı bitki enerjisi almıştı. Bu yüzden Jhon’un iyileşmesinde bir faydası olur diye hizmetçilerden şifa banyosunun içine taşı da koymalarını emretti.

Yaklaşık yarım saat sonra bir hizmetçi Henry’e yaklaşıp “Lordum şifalı banyo emriniz üstüne hazırlandı genç efendiyi götürebiliriz.” dedi.

Henry Jhon’u kucaklayıp odadan çıktı. Ardından Jhon’u şifalı banyoya yatırdı ve hizmetçilere dışarda beklemelerini emretti. Birkaç dakika sonra Jhon’un yaralarının iyileşmeye başladığını görünce yanından ayrıldı.

Henry’nin ayrılmasından on dakika kadar sonra Jhon gözlerini açtı ve enerji kullanamadığı için kendine küfürler etti. Bu sırada banyo suyu birden siyahlaşmaya başladı. Birkaç dakika içinde su koyu bir zift haline gelmişti. Jhon ne olduğunu anlamaya çalışırken zifiri karanlığı delen bir parıltı suyun altından yüzeye doğru ilerliyordu.

Jhon ona doğru gelen parlaklığı fark ettiği anda istemsizce gözlerini kapattı. Tekrar bakmaya çalıştığında ise anlından içine doğru akan bir sıcaklık hissetti. Gözlerinde parlaklığın anlına girdiğini gördüğünde şok olmuştu.  Daha ne olduğunu anlayamadan tüm bedenini saran bir ağrıyla tekrar bayıldı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44791 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr