Jhon kendine geldiğinde beyaz bir odada lotus pozisyonunda oturmaktaydı. Beyaz odayı şaşkın gözlerle inceledi. İncelemesinin tek sebebi bir çıkış yolu bulmaktı fakat oda baştan sona saf beyaz renkle kaplanmıştı ve herhangi bir çıkışı yoktu. Jhon büyük bir panikle kaçırıldığını düşünürken banyoda olduğunu ve anlına bir şeyin hücum ettiğini hatırladı.

“ Sanırım burası zihinsel boyut denilen yer ya da onun gibi bir şey. Neyse bu şuanın sorunu değiş şuanın sorunu buradan nasıl çıkacağım” diye içinden geçirirken karşısında bazı yazılar belirdi.

“Sonsuz Girdap Nefes Tekniği” Jhon bu yazıların bir tekniğe ait olduğunu görünce heyecanlanmadan edemedi hızlar yazıları okumaya başladı.

“Sonsuz Girdap Nefes tekniği havada bulunan ruhsal enerjiyi sonsuz bir boşluğa olağan üstü bir hızla çeker ve çekilen Ruhsal Enerjiyi dantiana yönlendirmeden vücutta dolaştırır. Bunun sonucunda vücuttaki Kan-Kas-Kemik-İlik-Organ ve Hücreleri güçlendirerek kişinin fiziksel bedenini geliştirir.

Bu tekniği yetiştirmek için öncelikle Ruhsal Enerjinin yoğun olduğunu bir ortamda meditasyon yaparak Ruhsal Enerjiyi hissetmelisin. Ruhsal Enerjiyi gözle görebilmeye başladığından 2. Adıma ilerleyebilirsin. 2. Adımda Ruhsal Enerjiyi kendine çekmeyi öğrenmeli ve üzerinde mutlak kontrol elde etmelisin. 3. Ve son olarak ağzında Ruhsal enerjiyi sonsuz bir hızda içine çeken girdabı hayal ederek cisimleştirmelisin.”

Jhon tekniği okuduğunda heyecandan ağlamaya başlamıştı zira bu teknik büyü gücünü değil fiziksel gücünü yani bedenini eğiten bir teknikti. Kıtada fiziksel gelişimciler olsa da güçleri büyücülere göre zayıf kaldığı için normal birer asker olarak görülüyordu. Fakat Jhon bunu umursamadı o şuan tünelin ucunda bir ışık görmüş ve sonuna kadar bu ışığa yürüyeceğine dair yemin etmişti.

Jhon tekniği hafızasına kazıdıktan sonra bir çekilme hissiyle odadan çıktı. Etrafına bakındığında hala banyoda olduğunu gördü. Küvetten hızlıca çıkıp bedenindeki siyah suyu temizledi ardından suyu boşalttı. Siyah su boşalınca Jhon küveti inceledi bazı bitki posaları dışında herhangi bir şeye rastlamadı. Ardından havluya sarınıp hızlıca odasına geçti.

Odasına geldiğinde hemen dolabından bir cübbe çıkarıp üstüne geçirdi. Ardından 5. Yaş gününde Henry amcasının hediye ettiği Ruhsal Zümrüdü alıp malikanenin yer altı odalarına doğru hareket etti.

Malikanenin yer altında 3 odası vardı bunlar malikanede yaşan kişilerin kapalı eğitim sürecinde kullanması için yapılmış odalardı. Ayrıca içlerinde ruhsal enerjiyi toplayan 5. Seviye formasyonlar bulunmaktaydı.

Jhon’un amacı da bu odalarda kapalı eğitime girip Sonsuz Girdap Nefesi tekniğini çalışmaktı.

Jhon üç odadan ortadaki odaya girdikten sonra kapıyı kapattı. Ardından elini cebine attı ve Henry’nin ona hediye ettiği Ruhsal Zümrüdü Formasyonun dış çemberindeki oyuğa oturttu. Zümrüt oyuğa sabitlendikten sonra oyuğun olduğu yerden yeşil bir ışık parladı ve odadaki Ruhsal Enerji 20 kattan fazla yoğunlaşarak yoğun bir sis tabakası haline geldi.

Jhon Ruhsal Enerjinin yoğunlaşmasıyla beraber formasyonun ortasındaki çemberin üstüne ilerledi ve lotus pozisyonuna geçerek meditasyona başladı. Jhon’un meditasyona başlamasının üzerinden saatler akıp geçmişti. 16. Saate gözlerini açtığında etrafında yoğun bir şekilde sıralanmış küreye benzeyen mavi topçukları gördüğünde kendini tutamayıp kahkaha atmaya başlamıştı.

“ haha.ahah.hah Başardım artık bende güçlü olacağım” diyerek kahkaha atmaya devam etti. Jhon heyecanını dizginledikten sonra 2. Aşamaya geçti. Fakat ne yapacağını bilmiyordu. Tekniğin ondan istediği Ruhsal Enerji üzerindeki mutlak kontroldü lakin bunu nasıl yapacağını açıklamamıştı. Bunu fark eder etmez Jhon’un yüzü yine karamsarlığa gömüldü. Ama bu olay Jhon’u yıldıramazdı güçsüz olduğu için ailesi onu reddetmişti. Şimdi kendini kanıtlaması için ayağına gelen bu yolda gördüğü ilk engelde pes edip gidemezdi.

Jhon tekrar meditasyona dönüp küre biçimindeki Ruhsal Enerjiyi incelemeye başladı. Aradan saatler akıp geçerken Jhon Ruhsal Enerjiyi zihin gücüyle sağa sola savurarak vakit geçirmeye çalışıyordu.

Göz açıp kapayıncaya kadar 2 gün geçmişti Jhon artık Ruhsal Enerjiyi şekillendirerek hayvanlar oluşturmaya başlamıştı ve halinden gayet memnundu. Doğduğundan beri hiçbir şeye bu kadar ilgiyle yaklaşmamıştı aynı zamanda bu kadar mutlu olmamıştı. Bir süre sonra Ruhsal Enerjiyle şekillendirdiği hayvanları yok edip bir kılıç oluşturmayı denedi yaklaşık 6 saatini bu işe harcadı. 6 saatin sonunda 1.30m uzunluğunda yoğun Ruhsal Enerjiden oluşmuş bir kılıç vardı. Bu olayı bir uzman görse küçük dilini yutardı zira Ruhsal Enerjiyi cisimleştirmek demek Ruhsal Enerji üzerinde mutlak kontrol sahibi olmak demekti fakat işin garip tarafı bu değildi. İşin garip tarafı Jhon’un 5 yaşındayken daha savaşçı bile olmadan Ruhsal Enerjiyi şekillendirmesiydi.

Kıtada Büyücülük ve Savaşçılık 100 seviyeye ayrılmıştı. Her 5 seviyede iki sınıfta kendi karakterlerine göre çeşitli güçler elde ederdi. Örneğin 4. Seviyede olan bir savaşçı kendi seviyesine eşit güçteki savaşçılardan daha hızlıysa bu onun hıza yatkınlığı olduğu anlamına gelir 5. Seviyede hızla alakalı bir aydınlanma yaşar ve bununla hızını daha da artırabilirdi.

Diğer bir yandan Ruhsal Enerji cisimleştirme 40. Seviye büyücü ve 50. Seviye savaşçıların bile zorlanarak yaptığı bir işlemken Jhon sadece 3 günde bunu kavramıştı. Bu yüzden bir uzman bunu fark etse ya Jhon’u çırak olarak alır ya da kıskançlıktan onu öldürürdü.

Jhon bunlardan haberi yokmuşçasına sırasıyla kılıç-mızrak-yay-ok-kalkan cisimleştirdi. Bu cisimleştirmeyle ilgili kendi içerisinde derin düşüncelere dalmışken zihninde bir şimşek çaktı. Ardımdan yüzünce canavar vari bir gülümsemeyle meditasyon pozisyonunu bozup ayağa kalktı.