Birkaç dakika boyunca nefes alıp vererek zihnini berraklaştı. Hazır olduğunu hissettiğinde ağzını açıp havayı içine çekerken bir girdap oluşturduğunu hayal etti. Jhon’un havayı içine çekmesiyle odadaki tüm Ruhsal Enerji spiral şeklinde dev bir vakum gücüyle Jhon’a çekilmeye başladı. Enerjinin yoğun bir şekilde kendini geldiğini hissettiğinde Jhon’un içini büyük bir mutluluk kapladı. Vakit kaybetmeden hızlıca çektiği Ruhsal Enerjiyi vücudunda dolaştırmaya başladı. Bu işlemi 30 dakika tekrarladığında odadaki yoğun sis yavaş yavaş açılmaya başladı. 15 dakika sonra odada ruhsal enerji kalmamıştı tüm ruhsal enerji Jhon’un vücudunda durmadan hareket ederek. Kaslarını, kanını, organlarını, hücrelerini ve kemiklerini beslemeye başladı. Ardan bir 15 dakika daha geçtiğinde Jhon’un vücudunun etrafında koyu mavi renkte Ruhsal Enerji katmanı oluştu birkaç dakika vücudunu sardıktan sonra hiçliğe çekiliyormuşçasına Jhon’un bedeni tarafından emildi.
Jhon gözlerini açtığında enerji ile dolup taşmaktaydı. Bu hisle beraber yüzünde şeytani bir gülümseme ortaya çıktı ardından kapalı eğitimi bitirip şifalı banyo yapmak için kapalı eğitim odasından ayrıldı. Banyosunu yaptıktan sonra yeni kıyafetler giyip hızlıca eğitim alanına ilerdi. 6 aydır yumrukladığı kuklanın önüne geçti. Parmaklarını sıkarken çıkan çatırdama seslerine kulak asmadan tüm gücüyle kuklaya bir yumruk attı. Yumruğun ivmesiyle ortamdaki hava yumruğun yönüne doğru harekete geçti. Kuklaya 2mm kalmışken kukla yumruğun geldiği hizadan bölünüp 10 metre kadar ileriye uçtu.
Jhon gözlerine inanamamıştı. 6 ay boyunca her gün bu kuklayı yumruklamıştı fakat her seferinde zarar gören kukla değil kendisi olmuştu. Kuklanın uçup gittiği yere doğru koşacaktı ki daha adımını bitirmeden yanına gelmişti. Kuklaya bakmadan hemen diğer kuklanın yanına gitti ve gücünü minimumda tutup kuklaya yumruk attı. Bu sefer öncekinden daha az güç açığa çıkmıştı. Jhon’un yumruğu kuklaya çarptıktan sonra durmayıp kuklanın arkasına geçmişti. Bu yumrukla beraber Jhon gücünü kavramıştı. Ardından kahkaha atmaya başladı çünkü artık güçlü olmanın ne demek olduğunu anlamaya başlamıştı.
Jhon yüzünde şeytani bir gülümsemeyle gözünü diğer kuklalara dikmişti. Harekete geçmesinin üzerinden birkaç saniye geçmişti ki tüm kuklalar parçalanmış haldeydi. Jhon’un bu halini gören hizmetçilerin hepsi karşılarında bir iblis görmüş gibi oldukları yere sinmişlerdi.
Hizmetçiler korkuyla Jhon’a bakarken Jhon vücudundaki gücün bir miktar azaldığını fark etti. Biraz düşündükten sonra nefes tekniğini sadece eğitim odasında kullandığı aklına geldi. Şuan herhangi bir enerji emmiyordu. Buna bir çözüm bulmak için düşünürken aklına Sonsuz girdap tekniğini sürekli kullanabileceği şekilde değiştirmek geldi. Ardından zihnindeki gereksiz düşünceleri uzaklaştırdı lotus pozisyonuna geçip meditasyona daldı. Tam 7 saat boyunca oturduğu yerden hareket etmeden meditasyon yaptıktan sonra bir anda gözlerini açtı ve hızlıca ayağa kalktı. Önce etrafındaki Ruhsal Enerjiyi kontrol etmek için ruhsal algısını saldı.
Enerji miktarının yeterli olduğuna kanaat getirdiğinde sanki ak ciğerlerinde sonsuz bir vakum yaratan girdabı hayal etmeye başladı. Ama bu girdap normale göre 5 kat daha yavaş havayı çekiyordu böylece ciğerleri patlamadan sürekli Ruhsal Enerjiyi vücuduna aktarıyordu. 30 dakika boyunca tekniği kavramak için sürekli nefes alıp verdikten sonra bunu dövüşürkende yapabilmesi gerektiği kararına vardı. Bu kararını uygulamak için canlı hedeflere ihtiyacı vardı. Jhon buna çözüm ararken aklına Karanlık Orman geldi. Biraz düşündükten sonra Karanlık Ormana gidip oradaki 1. Seviye Büyülü Yaratıklarla savaşırken tekniği uygulaması teknik üzerindeki kontrolünü artırmasına yardımcı olacaktı böylelikle tekniği kusursuz bir şekilde uygulayabilirdi.
Kararını verdikten sonra hizmetçileriyle konuşmadan hızla malikaneden ayrıldı ve ormana doğru ilerlemeye başladı. Yaklaşık 15 dakika sonra ormanın başlangıcına ulaşmıştı. Ormana girmeden önce nefes tekniğini birkaç kez daha kullanıp gelen enerjiyi vücudunda gezdirdikten sonra yavaşça ormana ilerlemeye başladı. Ormana ilerlerken yanında herhangi bir silah getirmediğini fark etti. Bu durum onu birazcık ürkütse de Jhon fiziksel bedenine olan güveninden dolayı bu kuruntunun yersiz olduğuna karar verdi ve ormanın içlerinde ilerlemeye başladı.
Ormana girdikten sonra kendiliğinden öğrendiği ruhsal algısını salıp 5 metrekare alan içindeki hareket eden her şeyi sezerek ilerlemeye başladı. Bunları gerçekleştirirken 4 yaşında Henry’nin ona verdiği kitaptaki okuduğu Ruhsal Algı yetişimi bilgilerini hatırlamaya çalışıyordu.
Ruhsal Algı, Ruhsal Enerjinin yapısını kavrayan ve ona hükmeden kişilerin kontrol edebildiği alandaki Ruhsal Enerjiyle beraber enerjiyle iletişimi olan her şeyi hissetmesini sağlıyordu. Örneğin bir büyülü yaratık durmadan Ruhsal Enerji emer bu yüzden çevresindeki ruhsal enerjiyle sürekli temas halindedir. Eğer bu büyülü yaratık Ruhsal Algısını kullanan bir yetişimcinin algı sınırları içerisinde ise yetişimci büyülü yaratığı direk fark eder.
Jhon düşündükçe sadece kapalı eğitimdeki Ruhsal Enerji kontrolü sayesinde Ruhsal Algısını kullanabileceği kanısına vardı. Ormanda biraz daha ilerlerlerken yüzüne çarpan kan kokusuyla pür dikkat etrafını incelemeye başladı. Kan kokusunun geldiği yöne doğru ilerlerken kendini olsa bir savaşa hazırlamıştı.
Kan kokusunun geldiği yöne doğru 20 metre daha yürüdüğünde büyük bir ağacın altında Toprak Domuzu yiyen Kan Kurdunu gördü. Kan Kurdunu görünce onunla savaşmak için bir plan yapmaya başladı çünkü Kan Kurdu 4. Seviye bir büyülü yaratıktı. Büyülü yaratıklarda insanlar gibi 100 seviyeye kadar ayrılmıştır. Fakat her 5 seviyede bir yatkınlık elde etmezler ama fiziksel ve büyüsel güçleri insanlara göre kat be kat fazla olur.
Jhon’un bedeni fiziksel olarak 3. Seviye savaşçı kadar güçlüydü. Fakat Jhon bir savaşçı değildi çünkü Savaşçılar dantianlarındaki enerji miktarına göre seviye atlardı. Jhon’un dantianı olmadığı için bu grupta yer almazdı fakat Fiziksel Ekim yolu savaşçılara benzer bir yoldu.
Jhon neler yapabileceğini düşündükten sonra aklına gelen en mantıklı fikir Kan Kurdunu bir okla öldürmekti fakat yanında ok olmadığı için Ruhsal Enerjiyi şekillendirip bir ok yapmayı düşündü. Kendi içinde fikrini onayladıktan sonra gözlerini kapattı, zihnini rahatlatıp tüm duygularından sıyrıldıktan sonra bir yay hayal etti. Aynı zamanda etrafındaki Ruhsal Enerjiyi bu okun içine yönlendirdi. Tüm bu olaylar saniyesinde olurken Jhon’un önünde ruhsal yay belirdi. Ruhsal yayı eline aldığında sanki canlı bir varlık onun ruhuyla iletişime geçmiş ve onun bir uzvu haline gelmiş gibi hissetti. Fakat şuan bunu düşünecek vakit değildi. Ara vermeden bir ruhsal ok yaptı ve yayın kirişine koyup tüm gücüyle ruhsal yayı gerdi. Nefes alış verişini durdurduktan sonra Kan Kurdunun kafasına kitlendi ve oku saldı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..