Reiki: tekrar karşılaştığımıza sevindim. Oturabilir miyiz?

Ryuu: Tabi ki.

Reiki ve Hideyoshi masaya oturur. Çalışan kadın onlara da tabak, çatal ve içecek getirir.

Hideyoshi: Tebrik ederim.

Ryuu: Maçını izleme fırsatım olmadı fakat burada olduğuna göre senin de kazandığını varsayıyorum.

Hideyoshi: Evet.

Ryuu: o halde ben de seni tebrik ediyorum.

Reiki biraz gergin ve çekingen bir şekilde

Reiki: Maçın hakkında…

Hideyoshi: Yeri değil Rei.

Ryuu: Sorun değil.

Reiki: Senden böyle bir şey beklemiyordum. Neler olduğunu anlatır mısın?

Ryuu: Bunu yapmaya niyetli değildim fakat. Savaşırken söylenmemesi gereken birkaç şey söyledi.

Reiki: Seni bu kadar kızdıracak ne söylemiş olabilir?

Ryuu cevap vermez.

Hideyoshi: Çadır kurduğumuz zamandaki tartışmadan dolayı böyle olduğunu düşünmüştüm.

Ryuu: O konu için de kızgındım fakat bu çok başka bir şeydi.

Hideyoshi: Anlıyorum. Söylemek istemediğin sürece sormanın anlamı yok.

Ryuu: Teşekkür ederim.

Reiki: Çadır kurduğunuzda da mı kavga ettiniz?

Ryuu: Pek kavga gibi değildi.

Yuki: Lonca başkanı orada olmasa işler çok büyük bir boyut alacaktı.

Reiki: Peki onun nedeni neydi?

Hideyoshi: Koyuki yine haddini aşıp Yuki hakkında söylenmeyecek şeyler söyledi.

Yuki şaşırmıştır.

Yuki: Gerçekten mi? Ben olayın böyle olduğunu bilmiyordum. İsamu’ya saldırmaya çalıştığı için o kadar ciddileştiğini düşünmüştüm.

Ryuu bir yandan yemek yiyerek.

Ryuu: İkinizde haklısınız. Tartışma Yuki’ye söylenen laflardan başladı fakat Isamu’ya yaptığı kabul edilemezdi.

Reiki: Anlıyorum. Bu arada Isamu birkaç gün içinde büyümüş mü? Yoksa bana mı öyle geliyor.

Reiki Isamu’yu kucağına alır ve sevmeye başlar.

Yuki: Hiç fark etmedik. Sanırım dikkatimiz turnuvalarda olduğu için gözümüzden kaçmış.

1 saatin sonunda yanlarında oturan bir grup Ryuu’ya laflar söylemeye başlar.

Yabancı: Şu ilk karşılaşmadaki velet değil mi?

Yabancı2: Evet umarım önümüzde ki karşılaşmada karşımda olur ona acı çektirmek hoşuma gidecek.

Adamlar gülmeye başlar.

Yabancı: baksana bizi duymamazlıktan geliyor.

Yabancı3: Sanırım o çaylakları yendiği için kendini bir şey sanmaya başladı.

Yabancı2: Onu arenada parçalayacağım.

Hideyoshi Ryuu’ya doğru eğilir.

Hideyoshi: Onları susturmamı ister misin?

Ryuu: Önemli değil. Havlamaya devam etsinler.

Hideyoshi gülümser ve birasından bir yudum alıp adamlara bakar.

Adamlar Hideyoshi’den biraz çekinmiştir. Masadan kalkıp kapının önünde ki guruba katılırlar.

Hideyoshi Isamu’nun kafasına tırmanıp üzerinde oyunlar oynadığı Ryuu’ya bakar ve Reiki’ye doğru eğilip sessiz bir şekilde.

Hideyoshi: Ryuu’ya neden bu kadar inandığını daha iyi anlayabiliyorum. Tanıdıkça sanki daha da iyi birine dönüşüyor.

Reiki gülümser. Yarım saat sonra hep beraber masadan kalkarlar. Kapıya geldiklerinde yan masalarında oturan adamlar büyük bir grupla birlikte Ryuu’ya laf atmaya başlar.

Yabancı2: Hey çocuk yarın arenaya katılayım deme yoksa hep birlikte seni ezeceğiz.

Gülüşmeler başlar. Ryuu’nun gözü uzak masada oturan siyah pelerinli adama çarpar. Hideyoshi’ye döner.

Ryuu: Şu siyah pelerinliyi tanıyor musun?

Hideyoshi: Sanırım o da turnuvada fakat kim olduğunu bilmiyorum.

Ryuu: Tamamdır.

Yabancı: Hey pislik nasıl bizi umursamazsın.

Ryuu: Zayıflar dikkatimi çekmiyor.

Yabancı: Ne diyorsun lan!!

Yabancı3: Bakalım yarın o iki kolunu birden kopardığımızda aynı şeyleri söyleyebilecek misin?

Ryuu gülümser.

Yabancılardan biri Ryuu’ya doğru yürümeye başlar.

Yabancı2: Hey dur turnuva dışında katılımcılardan birine saldırırsan elenirsin.

Yabancı: O zaman şu iğrenç hayvanın kollarını kopararak başlıyorum.

Adam sağ elini Ryuu’nun omuzunda duran Isamu’ya uzatır. Hideyoshi hızlıca adamın kolunu tutup indirir. Ryuu’nun önüne ise Lonca başkanı Manzo ve Goro geçmiştir.

Manzo: Bu kadar yeter! Dağılın hemen!

Kalabalık dağılır.

Manzo: Siz de bir olay çıkmadan hana dönseniz iyi olur. Goro size eşlik edecek.

Yuki: Lonca başkanını tanıyor muydun?

Goro: Evet. Çocuğum olmadan önce aynı takımdaydık. Hadi gerisini yolda anlatırım.

Ryuu, Yuki ve Goro hana doğru yola çıkarlar. Hideyoshi Manzo’nun yanına gelir.

Hideyoshi: Siz de fark ettiniz değil mi?

Manzo kafasını sallar

Manzo: O an Ryuu’nun gözlerine bakan aklı başında herhangi biri Ryuu'nun saldırma arzusunu anlayabilirdi. Sanırım bazı hassas noktaları var ve oralara dokunursan hiçbir şey yapmaktan çekinmiyor.

Hideyoshi: Fakat anlamıyorum o kadar lafa bir şey demezken nasıl oluyor da arenada Koyuki’nin söylediği şeye o kadar sinirlenebiliyor?

Manzo: Koyuki’nin ne dediğini bilmiyoruz. Yine de Ryuu hassas olduğu noktalarda oldukça tehlikeli. Turnuva boyunca gözüm onun üzerinde olacak. Sen de dikkat etsen iyi olur

Goro, Ryuu ve Yuki hana doğru yürürler hava kararmıştır.

Yuki: evli olduğunu ve eskiden maceracı olduğunu bilmiyordum.

Goro: Eşimi yıllar önce doğumda kaybettim. Oğlum olunca maceracılığı bırakıp ona bakmak zorunda kaldım.

Yuki: Oğlun kaç yaşında?

Goro: 12

Yuki: benden 6 yaş küçük demek ki. Siz kaç yaşındasınız?

Goro: 30.

Ryuu: Handa sizin yerinizde duran çocuk oğlunuz mu?

Goro: Evet, Gördünüz demek.

Ryuu: Evet çıkmadan önce dikkatimi çekmişti.

Hana gelmişlerdir.

Goro: Buradan sonra odanıza kendiniz gidersiniz sanırım.

Yuki: Gidebiliriz, Bıraktığın için teşekkürler.

 Yuki ve Ryuu odaya çıkar. Sırayla banyoda üzerlerini değiştirdikten sonra yatağa uzanırlar.

Ryuu: İyi geceler.

Yuki: İyi geceler.