Bölüm 134: Askeri Eğitim

avatar
4433 5

God and Devil World - Bölüm 134: Askeri Eğitim


Çeviren: Arthas

Chen Miao en içten duyguları ile “Burası gerçekten çok güzel. Chen Aile Çiftliğimizden çok daha iyi.”dedi.

Yetişkin erkeklerin tamamı Chen Aile Çiftliğinden, Taştan At Kasabasına gelmişti. Hepsi Yue’nun emri altındaki adamlardı. Sadece avcı değillerdi, zombilerle soğuk silahlarla savaşma konusunda da deneyimli kimselerdi. Yue onların performanslarını görmek istiyordu.

Chen Ailesinden gelen erkekler Yue’nun emri altına girdiklerinden beri yeterince pirinç, sebze veya balık yiyebiliyorlardı. Chen Aile Çiftliğinde açlıktan ölme üzere olduklarını göze alınca burası onlara çok güzel geliyordu.

(Arthas Notu: Çevirmenin türkçesi öldü.)

Yue “Git ve babana hazırlanmasını söyle. Bugün birlikleri sevk edip yoldaki zombileri temizleyeceğiz. Bir birlik getirsin ve meydan da beklesin.”dedi.

Taştan At Kasabası ele geçireli uzun bir süre olmamıştı. Yue bir sürü işi yoluna koysada çevredeki zombileri tamamen temizleyememişti. Yue ve Chi Yang da alternatif olarak sırayla günlük devriyelere çıkıp hem yolları temizleyorlar hem de çevredeki insanları Taştan At Kasabasına getiriyorlardı. Taştan At Kasabasının şimdiden sekiz yüzden nüfusu vardı. Bunların yüz ellisi kadarı savaşçıydı.

(Arthas Notu: Anlam bozukluğu varsa kusura bakmayın bu kadar toparlayabildim.)

Chen Miao kafasını sallayıp Yue’nun emrini iletmek üzere yola çıktı.

Yue’nun direkt komuta ettiği küçük bir grup ve Chen Ailesinin oluşturduğu iki grup meydanda buluştu. Chen Ailesi’nin iki grubu Zhao Xing ve Chen Shiotu tarafından yönetiliyordu. Zhao Xing’in birde yardımcısı vardı. O da Chen Ailesinin önceki lideri Chen Ning idi. Chen Wang’ın emrini dinlememesinden dolayı verdiği hayal kırıklığı ile Yue daha önce söz verdiği Chen Ning’e kaptanlık pozisyonu vermişti. Sadece yardımcı kaptan olmuştu.

“Bunlar zombilerle savaşmak isteyenler.”

“Fakat sadece kalkan ve pala kullanarak nasıl zombilere karşı savaşacağız? Hiç silahımız yok mu?”

“…”

Bu üç grubun en belirgin özellikleri sadece kalkanları ve palaları olmasıydı. Bu onları biraz huzursuz edip kendi aralarında fısıldaşmalara sebep oluyordu. Sadece direkt Yue’nun emri altında olan birim sessizdi.

Herkesin bakışları altında Yue yükseltilmiş platforma çıktı. Bu hareket ise kendi aralarında konuşan insanları sessizleştirdi.

“Ben Yue Zhong. Bugün sizlerle dışarı çıkıp zombi avlayacağız. Herhangi bir hata yok. Elinizdeki silahlar zombilerle savaşmak için en uygun silahlar. Evet silahlardan bile daha uygunlar. Bugünden itibaren tüm birimlerimiz yakın dövüş eğitimi de alacak. Savaşmak için çelik kalkanlar ve palalar kullanacaksınız. Kalkan ve pala kullanmayacaklar vuruş oranları yüzden yetmişin üzerinde olanlar, ağır silah veya zırhlı araç görevlileri olacak.”

“Tabiki zombilerle yakından savaşmak biraz daha tehlikeli. Bu yüzden sizi zorlamıyorum. Savaşmak istemeyenler geri adım atabilir.”

Yue’nun bu duyurusu Chen Ailesinden gelen adamlar içinde bir karışıklık oluşturdu.

Zhao Xing’in grubundan bir adam biraz tereddüt ettikten sonra geriye doğru büyük bir adım atıp “Ben çekiliyorum!”dedi.

“Ben de!”

“Ben de çekiliyorum.”

Chen Ailesi erkekleri teker teker çekilmeye başladı. Başka bir sekiz kişi daha savaştan geride durmayı tercih etmişti.

Yue geri çekilen dokuz kişiye bakıp “Geri çekilenler tüm askeri haklarından ve özel haklarından vazgeçmiş bulunmaktasınız. Tüm özel paylarınız iptal edilmiştir. Duvar yapımında çalışabilirsiniz.”dedi.

(Arthas  Notu: Bam diye dedi ya la.)

Yue’nun sözlerini duyan dokuzlunun yüzü çirkinleşip kirli beyaz bir renge büründü. Duvar yapımında çalışanların gördüğü muamele harici personelin gördüğü muameleden bile kötüydü. Her gün ağır işlerde çalışıp karşılığında çok az şey alıyordu. Yediklerinde neredeyse ek olarak hiçbir şey yoktu.

(Arthas Notu: Adam suçlu bulduğunu duvara çalıştırmaya atmış ne bekliyorsunuz aq. Bu suçlu olayı da bir yerden tanıdık geldi ama neyse.)

Yue’nun emri altında olupta harici personel olsanız bile arada taze yiyecekler yiyebiliyordunuz. Bazen sebze bile yiyebilirdiniz. Ayrıca sıkı çalıştığınızı üstlerinize kanıtlayabilirseniz ek olarak ödül de alabilirdiniz. Savaşta bulduğunuz ganimetlerde size kalıyordu. Yue’nun emri altındakiler neredeyse Z-Çağı öncesi zamanla kıyaslanabilir muamele görüyordu.

Dokuzlu arasından biri aniden “Kaptan Yue! Ben savaşmak istiyorum! Lütfen beni duvar yapımına göndermeyin.”dedi.

(Arthas Notu: Bu dokuzlu da bir yerden tanıdık ama neyse şimdi oralardan çıkamayız.)

“Ben de! Ben de savaşmak istiyorum.”

“…”

Dokuzlu arasından kararından pişmanlık duyan üç kişi vardı. Duvara gidip tüm gün ağır işlerde çalışıp karşılığında çok az bir şey almak istemiyorlardı. Onun yerine burada hayatlarını riske atıp kazandıklarını aileleri ile veya kadınlarla harcarlardı. Taştan At Kasabası tecavüzü yasaklasa da yeterli miktarda yiyecek güzel bir kadını bir gece için kiralamaya yeterdi.

Daha da önemlisi bazı kadınlar harici personel olduktan sonra onlarla evlenmek bile isteyebilirdi.

Yue daha fazla onlara bakmadan “Götürün onları buradan.”dedi.

Tüfekli iki adam dokuzluyu duvarlara doğru götürmeye başladı.

Yue kalan adamlara bakıp boğuk bir sesle “Başka geri çekilmek isteyen var mı?”diye sordu.

Yue konuşmasını “Eğer iyi bir hayat istiyorsanız, onu riske atmalısınız. Riske atmayanların işe yarayacağı tek iş alanı ameleliktir. Duvar örüp binaları yenileyenlerin yaşamaya devam edeceğini size garanti edebilirim. Ama hayatını riske edip kazandıklarını keyfince harcayanları kıskanma hakları da yok. Hayatınızı riske atıp başarıya ulaşabileceğinize inanın!”diye devam ettirdi.

Yue konuşmasını bitirdiğinde kimseden ses çıkmıyordu. Biraz önce belki hayatlarını diğerlerinin kıskanacağı bir biçimde yaşayabilecekleri bir hâle sokmuşlardı, belki de on beş dakika sonra bu seçimlerinden pişman olacaklardı. Fakat bu kadar kolay vazgeçmeye gönülleri el vermiyordu.

(Arthas Notu: Biraz değiştirdim, daha güzel oldu bence.)

“Yola çıkıyoruz!”

Yue’nun emriyle birlikte meydandaki herkes teker teker araçlara binmeye başladı. Ve kasabadan ayrıldılar.

Keşişleme Köyü, Taştan At Kasabasından yarım kilometre uzaktaydı. Yue’nun araba konvoyu köyün önünde durmuştu. Tüm personeller araçlardan inip düzene girdi.

Bir PSA konvoyun arkasında durmuştu. PSA’lar çok fazla yakıt ve kurşun harcadığı için Yue böyle olaylara sadece birer tane PSA getiriyordu.

Yue, White Bones’un üzerine bir paket insan kanı bocaladı. Ardından köyün içine girmesi için gerekli emri verdi.

Keşişleme Köyünün birkaç yüz nüfusu vardı. Bu birkaç yüz zombi küçük gruplar hâlinde White Bones’un arkasından köyün dışına çıktılar.

Grupların arasında en göze çarpanı White Bones’un arkasında şeytan gibi gözüken bir adet S2 ve birkaç S1 den oluşan gruptu.

Yue, S2’yi görür görmez Replica Tang Kılıcını çekip gelen S2 ve S1 lere doğru ilerlemeye başladı.

(Arthas Notu: Replica “kopya,sahte”demek.)

İnsan kokusunu alan S2 hızlıca yönünü değiştirip son hızıyla Yue’nun üzerine doğru koşmaya başladı.

Yue, S2’ye sıcak bir karşılama lütfedip tek darbeyle kafasını ortadan ikiye ayırdı. Büyük bir deneyim küresi Yue’nun içine girdi.

(Arthas Notu: Bu içine girdi kısmı falan yanlış anlaşılmaya çok müsait. Değiştirsem iyi olacak . )






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44348 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr