Bölüm 144: Japon

avatar
4412 4

God and Devil World - Bölüm 144: Japon


Çeviren: Arthas

(Arthas Notu: Önümüzdeki üç beş bölüm oldukça hoşuma gitti belki hızlı hızlı atarım.)

Yue’nun hareketlerinden sonra insanların tamamı uysal bir hâle büründü. Beş sıraya bölünüp sırayla isimlerini, yeteneklerini ve eskiden bulundukları işlerini söylediler. Ardından da Chen Shitou’nun seçim yapması için beklediler.

Bu insanların özel bir yetenekleri olmasa da aralarında Chen Shitou’nun seçmesine yetecek düzeyde güçlü olanlar vardı.

Yue herhangi bir problemin olmadığını görünce yılan derisinden yapılma zırh giyen altı adamından ikisini geride bırakıp araç konvoyuna geri döndü.

 “Gidelim.”

Yue ve Kong Tao’nun grupları Özel Bölgeye doğru olan hareketlerine devam ettiler.

Yue tüm yol boyunca Buz Kralı’nın sinsi bir saldırı yapma olasılığına karşı tetikteydi. Fakat Yue geçen süre boyunca hiç tehlike hissetmedi. Anlaşılan Buz Kralı bu sefer onu haklamayı denemesi için uzman sayılabilecek bir suikastçı falan göndermemişti.

“İmdat! Kurtarın beni.”

Yue ve grubunun tam önünden geçtiği evden kederli bir çığlık yükseldi.  Parçalanmış kıyafetler içerisindeki bir kadın evden umutsuzca fırladı.

İki kısa, üstlerinden bir şey olmayan adam da hemen kadının arkasından dışarı fırladı. Hemen kadını yakaladılar.

Kadın etraftaki insanlara yalvararak “Bu Japonlar bana tecavüz etmek istiyor! Yardım edin! Yalvarırım yardım edin!”dedi.

“Gerçekten berbat. Bu Japonlar hem dışarıdan gelip hem de bizim insanlarımıza zarar veriyor. S*kerler, hükümet neden bu duruma bir şey demiyor!?”

 “Ne yapsınlar. Bu iki p*çler özel bölgeden. Ayrıcalıklılar. Kim bir şey yapmaya cüret edebilir ki?”

Çevredeki insanlar kadının çığlığını uysalar da bir şey yapmaya yeltenmediler. Onun yerine çevreden uzaklaşmaya başladılar. Bu felaketin kendi başlarını gelmesinden de korkuyorlardı. İki delikanlı ileri çıkıp Japonları durdurmak istese de “Özel Bölge” kelimelerini duyunca geri çekilmişlerdi.

(Arthas Notu: Orada Türk biri olsa..)

Normal insanlar kamp içerisinde çalarsa veya birine tecavüz etmeye çalışırsa ağır bir şekilde cezalandırılırdı. Hatta idam bile edilebilirlerdi. Fakat Özel Bölgedekileri cezalandırabilecek kişiler belli başlı kişilerdi.

Normal insanlar haklı oldukları bir dava için bile Özel Bölgedeki biriyle tartışırsa elindeki her şeyi kaybederdi. Bu yüzden herkes geri çekiliyordu.

İki Japon etraftaki insanlara bağırarak “Neye bakıyorsunuz? Canınız dayak mı çekti!” dediler.

Yue, soğukça iki Japon’a bakarken kalbinin içinde belirsiz bir alev gülü belirdi.

Kong Tao iki Japon’u görür görmez hemen “Yue Zhong, hadi gidelim.”dedi.

Kong Tao çoktan böyle şeylere alışmıştı. Bazı yüksek kademeli insanların oğulları kadınlara tecavüz etmekten daha çok zevk alıyordu. İyi aile kızının önlerinde diz çökmüş ağlarkenki zayıflıktan doğan yüz ifadesi çok hoşlarına gidiyordu. Bu Z-Çağından önce almaya cesaret edemeyecekleri bir zevkti.

Z-Çağından önce yaygın olan sosyal medyalar yüzünden yüksek kademelilerin çocukları bile böyle şeyleri gün ortasında yapmaya cesaret edemezdi. Fakat artı sosyal medya yoktu. Belirsiz olan gelecek ve karışıklık onları eski hallerinden bile daha çürümüş ve hastalıklı bireylere çeviriyordu.

Yüksek kademeli insanların çocuklarının bazıları Chen Yao ve Ji Qingwu gibi iyi yürekli olsalar da, sayıları, kendi arzuları için her şeyi görmezden gelen, acımasız ve kendinden daha zayıf herkese işkence etmeye bayılanlara göre çok azdı.

Yue, Chen Yao’ya dönüp alaycı bir biçimde “Bu Long Hai Şehri Kurtulanlar Kampı gerçekten çok iyi bir yermiş. Baksana Özel Bölgedeysen istediğin kadına tecavüz edebiliyorsun ve kimse karışmıyor. Gerçekten iyi bir yer. Baksana hiç kimse Taştan At Kasabasında bu kadar kontrolsüz olamaz.”dedi.

Chen Yao’nun yüzü renkten renge girdi. Kendisi bizzat Chen Jianfeng’in yeğeni olsa bile herhangi bir otoritesi yoktu. Bu gibi olayları bile engelleyemiyordu.

Japonlardan biri Yue’nun yanında duran Chen Yao ve Ji Qingwu’yu görünce diğerine dönerek “Ne kadar tatlılar değil mi, San Jingxiong? Bence onları da alıp içeri götürmeliyiz. Şef Gui Tianshe kesinlikle mutlu olacaktır.”dedi.

San Jinxiong Yue’nun önüne gelip kibirlice “Eğer kadınları bana verirsen sana dört paket erişte veririm.  Eğer fiyatı beğenmediğini söylersen eriştelerin kokusunu bile alamazsın.”dedi.

Kong Tao, San Jingxiong’un, Chen Yao ve Ji Qingwu üzerindeki planlarını görünce hemen ileri fırlayarak “Bay San, onlar Özel Bölgede yaşıyorlar lütfen statülerini dikkate alın.”dedi.

San Jingxiong kaşlarını kırıştırıp “Sen kimsin?”diye sordu.

Kong Tao “Ben Long Hai Şehri devlet dairesi başkanıyım.”dedi.

San Jingxiong ciddi bir hâle büründü. Kong Tao’ya iyice baktıktan sonra doğruyu söylediğinden emin olup arkadaşına dönüp “Zhen Tian o kadınlar Özel Bölgeden.”dedi. .

San Jingxiong durumun ciddiyetinin farkındaydı. Dışarıdan olduğu sürece istedikleri kadınla oynayabilseler de, iş Özel Bölgedeki kadınlara gelince, onlar kendi boylarını aşıyordu.

İki Japon hâlâ ağlayan kadını kucaklayıp evin içine geri girdiler.

Kong Tao, Japonların daha fazla sorun olmadığını görünce Yue’ya dönerek gülümseyip “Hadi gidelim.”dedi. Oldukça rahatlamıştı. Eğer kendi liderliğinde Japonlarla bir sorun yaşarlarsa bunun etkisi büyük olurdu. Ayrıca Kong Tao, Japonlarla uğraşmak istemiyordu. Bazılarının arkasında oldukça büyük destekleri vardı.

Yue, durumun gidişatını sakince izliyordu. Uzaktan kendilerini izleyen iki polis görmüştü fakat polisler işin içinde Japonlar olduğunu gördüğü anda geri dönmüşlerdi. Yüzleri bembeyaz olmuş Ji Qingwu ve Chen Yao’ya bakarak “Chen Yao, gerçekten beni yaşmam için böyle bir yere davet ettiğine inanamıyorum. Burasının Çin olup olmadığından bile emdin değilim. Japonlar gözümüzün önünde kadınlarımıza şiddet uyguluyor ve kimse hiçbir şey yapmıyor. Bu tarz bir yere, cesedim bile gelmeyi reddeder.”diyerek dalga geçmesine devam etti.

Konuşması bitince Yue arkasındaki adamlarına dönerek “Kadını kurtarın. Adamların kollarını kırın.”dedi.

Direkt Yue’nun komutasında olan iki adam ok gibi ileri fırlayıp evin içine daldılar. İki tane sert tekme adam başına bir tane olmak üzere Japonların arkasına indi. Japonlar bir süre hava da uçup ardından yere çakıldılar. İkisi de kollarını ve bellerini tutup acı içinde bağırmaya başladılar.

“Sizi gelişmemiş köylü çöp parçaları, uluslar arası bir arkadaşı incitemeye nasıl cüret edersiniz! Liderinizle bu konu hakkında konuşacağım!”

“Aptallar! Bu hareketinizi ödemeniz için anca canınız yeterli olur!”

San Jingxiong ve Zhen Tian bir yandan acıdan kıvrılırken diğer yandan yerine getiremeyecekleri tehditleri savurmaya devam ettiler.

Yue yerdeki adamlara soğukça bakıp “Çeneleri de amma düşükmüş. Gidip şu köpeklerin çenelerini kapatın.”dedi.

Yue’nun iki adamı ileri çıkıp Japonların yüzlerini tokatladı. Her darbede Japonların ağızlarındaki diş sayısı biraz daha azalıyordu. Yüzleri de hatrı sayılır biçimde şişmişti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr