Huai Shen Altın Ejderha Dönüşümü ilahi tekniğini okudukça başına ağrılar giriyordu. 

Ama işin iyi yanı şimdi çalışamayacak olmasıydı. Bunun için vücut geliştirme alemini xiantiana yükseltmeliydi.

Bu süreç kısa zamanda olmayacaktı ve Huai Shen bu Tekniğe hazırlanmak için yeterli zaman kazanabilmeyi umuyordu. 

Huai Shen bir an düşündükten sonra kısa süre içinde birçok teknik elde ettiğini ve çoğuna çalışamadığını fark etti. 

Gelişim dünyasına çok hızlı bir şekilde girmişti ve birçok şeyi anlamadığını işte o an fark etti. Daha önce hiçbir sıkıntı olandan önceki dünyasında birçok şey bildiğini düşünüyordu ama şimdi bilgisinin hiçbir işe yaramadığını fark etti. 

Bu dünyadaki ister gelişim teknikleri ister dövüş sanatları yada ilahi teknikler olsun çoğu şeyi anlamıyordu. Bu onun ana klana gitme isteğini körükledi. 

Huai Shen şimdilik en iyi bildiği tekniği ,meteor mızrak, çalışmaya karar verdi. Bu ona kısa sürede büyük fayda sağlayacaktı. Zaten daha sonra yeterli bilgileri elde edince diğer teknikleri çalışırdı.

Ama daha sonra meteor mızrağın yanında saf yang metal sanatını da çalışmaya karar verdi. Şimdilik yaptığı plan gündüzleri bir şeyler avlayıp, meteor mızrağı tekniğine çalışırken; geceleri saf yang metal sanatına çalışmaktı.

Daha sonra uyumak için çadırına girdi ve yarından itibaren kuzeye ilerlemeye devam ederken planını uygulamaya karar verdi.

.

.

.

.

Ertesi sabah uyandığında hala titriyordu. Akşam ateş yakmamıştı ve bir battaniyesi falanda yoktu. Qisini biraz dolaştığını hemen içindekini hissetti ve kendine gelmek için Qisini dolaştırmaya başladı. 

Yeterince ısındığına karar verince depolama yüzüğünden daha önce oraya koyduğu su dolu kütüklerden birini çıkardı. 

Kütüğünün içinde ki su ile yüzünü yıkadı ve suyu tekrardan kaldırmadan önce daha önce pişirdiği domuzun son et parçasınıda yedi. 

Bu bir kaç gündür ormandan dışında ve sürekli et yiyiyordu neredeyse kusacaktı. Artık et yemek istemiyordu. 

Biraz meyve ve sebze yemekleri için adam öldürebilirdi şu an. Belki biraz reçel ve peynirde olabilirdi.

Daha sonra Huai Shen mızrağını ve kalkanını kuşanıp kuzeye doğru giderken etrafında avlayacak bir hayvan bulmaya çalışıyordu. 

Bir süre hiçbir hayvan bulamadı ama ileriden bir hareketlilik sezdi. Hareketliliğin olduğu yere giderken kavga sesleri duymaya başlamıştı. 

Sesleri bir çalının ardından geliyordu Huai Shen gidip baktığında çalının ardında iki yaban domuzunun kavga ettiğini gördü. 

Bu domuzlar ilk gördüğü domuzla aynı aşamadaydı ikiside kan arıtma aşamasındaydı ve görünüşe göre birbirlerinin bölgesini ele geçirmek istiyorlardı. 

Buradaki yaban domuzu türü oldukça bölgeseldi ve kendi bölgelerinde başka bir türden veya aynı cinsten birinin olmasını istemiyorlardı. 

Bu yüzden şimdi bu iki domuz kavga ediyorlardı. Huai Shen beklemeye başladı tam biri ötekine güçlü bir darbe indirdiğiniz saldıramayız saldıracaktı ve diğer domuz ise ona saldıran yüzünden kendini toparlayamadan Huai Shene ölecekti.

Mükemmel bir plandı çok az bir eforla iki domuz avlayabilecekti. Ama hiçbir şey tam olarak istediğimiz gibi gitmez. 

Huai Shen beklemeye başladıktan kısa bir süre sonra aradığı fırsat geldi. Sol taraftaki domuz sağ taraftakine ağır bir darbe vurdu. 

Sağ taraftaki domuz yere devrildiğinde Huai Shen hemen mızrağıyla ile tüm gücünü kullanarak saldırdı ve sol taraftaki domuzun kafasına mızrağı sapladı.   

Tam dönüp yerdeki diğer domuza saldıracakken göğüsünden dışarı iki büyük diş fırladı. 

Diğer domuz toparlanmış ve Huai Sheni görüp ona saldırmıştı. Huai Shen kendini öne doğru itti ve domuzun kafasına bir tekme attı. 

Tekmenin gücünden yardım aldı ve kendini ileriye doğru fırlattı. Birkaç metre öteye düştüğünde sadece birkaç küfür savurmaktan başka yapabileceği birşey yoktu. 

Hemen Göksel İblis Qisini dolaştırmaya başladı. Qi bedeninden akıp göğsüne giderken göğsünde ki iki delik kapanmaya başladı.

Daha sonra kendini zorla toparladı ve kendine doğru birkez daha saldıran domuza karşı savunma yapmak için kalkanını kaldırdı. 

Huai Shen birkez daha domuzun kalkana çarpması ile uçmaya başlamış ve birkaç metre öteye düşünce ağzından kan gelmeye başlamıştı. 

Huai Shen sersemlemişti başı dönüyor kulakları uğulduyordu.

Kendini toparlamaya başladığında domuzun ona birkez daha saldırmak için koştuğunu gördü. 

Bu sefer kalkanı kullanmadan mızrağını aldı ve domuza hedefledi. Mızrak yeterince uzun değildi ama fırlatılan için iyiydi. 

Gücünü mızraktan toplamaya başladı ve domuzun yakına gelmesini beklemeye başaladı.  

Domuz yeterince yaklaşınca domuza tüm gücünü içeren mızrağı attı. Mızrak yıldırım gibi bir uğultu yayarak domuzun kafasına doğru uçmaya başladı.

Domuz tüm gücüyle koştuğu için sadece mızrak kafasına girmek üzereyken mızrağı izlemek dışında birşey yapamadı. 

Mızrak domuzun kafasına girdi ve diğer taraftan çıktı. Huai Shen mızrağını nereye gittiğini göremedi ama bir ağaç sesi duydu, muhtemelen bir ağaca saplanmıştı.

Domuz mızrak ona saplandığında bile durmamıştı hala Huai Shenin üzerine koşuyordu. Huai Shenin gözleri kararmaya başlamıştı bayılmak üzereydi. 

Son bir çaba kullanarak yana yuvarlandı ve domuzun birkaç metre daha gittikten sonra yere yuvarlanmasını izledi. 

Huai Shen artık huzur içinde bayılabileceğini düşünüyordu ama kendini zorladı ve ayağa kalkıp en yakındaki domuzun yanına gitti.

Domuzun kanını çıkarmak için içinde kalan ufak gücün bir kısmını çıkardı ve oluşan kan kristalini ağzına attı. Daha sonra diğer domuza aynı şeyi yapmaya giderken Göksel İblis Tekniğini dolaştırmaya başladı.

Diğer domuza da aynı şeyi yapınca onun bedenini depolama yüzüğüne attı, ardından doğruca bayıldı.

Diğer domuzun cesedini neden almadığına gelirsek belki yorgunluktan belkide domuz cesedini son anda almaya karar vermesinden dolayı böyle olmuştu. 

.

.

.

Huai Shen uyanınca göğsünden artık acı hissinin gelmediğini fark etti ama bu ilk fark ettiği şey değildi ilk fark ettiği şey delme çatma bir sedyede sürüklendiğiydi. 

Huai Shen etrafa bakmak için biraz hareket edince sedyeyi sürükleyen kişi Huai Shenin uyandığını fark etti ve sedyeyi çekmeyi bırakıp Huai Shenin yanına geldi.

Bu kişi siyah saçlı siyah gizli bir adamdı sırtında Huai Shenin mızrağı vardı. Huai Shenin, mızrağına baktığını görünce gülüp konuşmaya başladı.

"Hehehe... küçük dostum endişelenme silahını sana iade edeceğim. Aslında neredeyse mızrağın yüzünden ölüyordum ama ben çok yüce ve mükemmel bir şey olduğum için bu küçük şeyden kaçtım tabi ki.

Ama bilmelisin ki mızrağın bana aniden uçtuğunda yavaş ve mutlu bir yolculuk yapıyordum. İlk başta şeytani yolun bana saldırdığını düşündüm ama daha sonra mızrağın çok güçsüz ve doğru yolumuzun silahlarından biri olduğunu keşfettiğim için kaynağını merak ettim ve bana geliş yolunu takip edince sana ulaştım.

Dostum sana bişi diyeyim orada iki domuz cesedi etrafındayken ve sen kanlar içinde yatarken çok havalı görünüyrdun."dedi adam bir nefeste.

Huai Shen adamın bir nefeste bu kadar çok konuşmasına şaşırmıştı bu ayrı bir yetenektir. 

Huai Shen adama bakıp konuşmaya başladı:

"Sen doğru yoldan biri misin?"

Adam Huai Shenin sorusuna gülüp konuştu.

"Ne yani sadece sen mi şeytani yolun bölgesine girecek kadar cesursun? Tabi ki doğru yoldan biriyim ben!" 

Huai Shen duruma şaşırmıştı ne yapacağını bilmiyordu ama daha sonra aklında ne yapacağı hakkında bir fikir oluşmaya başladı. 

Heyecanla konuşmaya başlamadan önce mutlu bir şekilde adama bakmaya başladı.