Huai Shen biliyordu ki şu an en büyük zayıflığı yetişim yaptığı süreydi. Bu güne kadar karşısına çıkmış olan tüm insanlara karşı şansıyla kazanmıştı.
Karşısına çıkan insanlardan hiçbiri gerçek güçlerini gösterememişti. Her biri ya dikkatsizlikten yada Huai Shenin ezici fiziksel gücü ile gafil avlanıp öldürülmüştü.
Buna xiantian uzmanları dahildi. Bu uzmanlar xiantian aleminin avantajlarını kullanamadan öldürülmüştü. Huai Shen eğer bu insanlar güçlerinin tamamını kullansaydı bir an bile dayanamayacağını düşünüyordu.
Bunun sebebi ise tekniklerinin basitliğindendi. Bu basitlik ona savaşları kazandırmıştı evet ama aynı zamanda onun ölümüne de sebep olabilirdi. Çünkü rakipleri Huai Shenin gücünün tamamını göstermediğini düşünüp kendilerini tutmuştu buda onların ölümüne sebep olmuştu ama eğer Huai Shenin tekniklerinin ne kadar basit olduğunu bilseydiler tüm güçleri ile saldıracak ve belkide Huai Sheni öldüreceklerdi.
Huai Shen anıları sayesinde birçok ileri düzey bilgi elde etmesine rağmen temeli eksikti.
Elde ettiği tekniklerin çoğu onun xiantian alemine geçmesini gerektiriyordu kalanlar ise çok zayıftı.
Huai Shen elden ettiği teknikler arasında en büyük potansiyeli meteor mızrak tekniğinde görüyordu çünkü daha sonradan öğrenmişti ki bu teknik xiantian aleminde ki insanların yapabildiklerini taklit etmeye çalışıyordu.
Bu yüzden acayip derecede güçlüydü ama bu da en fazla xiantian aleminin başlangıç aşamasına kadar yardımcı olabilirdi ve ayrıca Huai Shenin bu tekniği tam potansiyeline kullanabilmesi için uzun süreli bir eğitimden geçmesi gerekiyordu ki teknikte uzmanlaşabilsin.
Her ne kadar bu dünyada bulunan tekniklerin her hamlesini kullanabilecek olsalarda bununda belirli sonuçları bulunuyordu.
Bu sonuçlardan ise bazıları ya tekniğin ilk formundan daha az bir güç sergiliyor yada kullanan kişinin meridyenlerini telef ediyordu. Bu yüzden de kimse kafasına göre tekniklerin hareketlerini gerekli koşullara uymadan kullanmıyordu.
Huai Shenin emin olduğu bir konu vardı ki o da şimdi kullanabileceği tekniklerin yeterli olmadığıydı.
Ve şimdi tekniklerinin hiçbirine çalışıp uzmanlaşacak vakti yoktu. Şimdi yapması gereken yetişimini xiantian alemine yükseltmek ve ilahi teknikleri kullanabilir bir hale gelmekti.
Huai Shen her ne kadar Göksel İblis Tekniği ile Qi yetiştirme yoluna ait teknikleri kullanabiliyor olsada yinede Göksel İblis Tekniğinin asıl odaklandığı konu beden yetişimiydi ve bu yol içinde ilahi teknikler en uygun olan şeylerdi.
Huai Shen bu yüzden xiantian alemine geçtiğinde büyük bir güç patlaması yaşayacağını düşünüyordu.
Huai Shen bunları düşününce bir kez daha içini çekti.
'Ne yazık ki hala temel bilgilerden yoksunum ayrıca kan soyu hakkında birkaç bilgi elde etmiş olsamda yinede bu bilgiler işime yarayacak bir şey değil.
Bu da benim hala ana Huai klanına gitmem gerektiğini işaret ediyor. Ayrıca benim şeytani yolun dövme ve formasyon bilgisine de ihtiyacım da var.
Göksel İblis Tekniğinin kafama dövme ve formasyon hakkında bilgi işlemesine bakacak olursak benim yolumun bir formasyon ustası olmak hakkında bir kaderim var.'
Huai Shen hala Göksel İblis Tekniğini elde ettiği kitaptan işe yarar birşey elde etmemişti. Elde ettiği bilgiler yüksek seviyede ki insanların anlayabileceği şeylerdi.
Bu aynı ilk okul çocuğuna bir üniversite seviyesinde soru sormak gibiydi. Çocuk bu soruyu çözmeyi bırak anlayamazdı bile.
Huai Shenin durumu ise aynı bu şekildeydi. Bu konuda hiçbir şey bilmiyordu ama elde ettiği bilgiler en üst düzeydeydi ama Huai Shen buna üzülmüyordu çünkü önceki dünyasında elde ettiği bilgilerle burada bayağı başarılı olacağını düşünüyordu.
Ama Huai Shenin önceki dünyasının düşünmesi ile içinde bir merak duygusu oluştu. Acaba dünya hala kaos içinde miydi?
Ah, bu arada Huai Shen bu dünyaya gelmeden önce yıl yaklaşık 2025 gibiydi. Huai Shen her şeyi tam hatırlayamıyordu bunun sebebini bilmiyordu ama bu olayları hiç yaşamamış gibi sanki kendisi o dünyada yaşamamış gibi hareket ediyordu.
Hafızasını bir kısmı eksikti sanki biri tarafından çekilip koparılmış gibi ama o bunu hiç umursamıyordu sanki gizemli bir güç onun bunları hatırlamasını engelliyormuş gibi.
Huai Shenin formasyon ustası olma hakkında kendinden emin olmasının bir sebebi vardı. Bu sebepte insanların 2020 den sonra bir patlama yaşamasaydı.
Aslında bu patlama sadece Türkiye'de görünmüştü ve bunun ardından insanlar kendilerini 3. dünya savaşının içinde bulmuştu.
Bunun sebebi ise bir kişiydi bu kişi aniden parıldamaya başlamış ve önce orduyu hayvan gibi güçlendirmekti ardından bu ordu ile fetih hareketleri başlatmıştı. Kendine karşı çıkan politikacıları ise vatan haini ilan edip tüm mal varlıklarına el koymuştu. Hatta ileride ortaya çıkmıştı ki bazı insanları mal varlıkları için bilerek suçlamış ve onları infaz edip mallarına el koymuştu.
Buna diğer dünya ülkeleri karşı çıkınca ise elindeki ordu ile herkese savaş açmıştı. Elde ettiği zenginliğin tamamını orduya harcamış ve ordunun her şeyin en yeni ve teknolojik halinden zevk sürmesine izin vermişti.
Bu şeyler ise yeni nesil savaş zırhları, manyetik gauss tüfekleri, insanların fiziksel gücünün artmasına sebep olan hidrolik dış iskeletler ve birbirinden akıl almaz ve ileri teknoloji.
Hepsi ordunun eline verilmişti. Tüm dünyada ki türk bilim adamlarını toplamış ve teknoloji araştırmaları istedikleri her şeyi önlerine sürmüş ve bu bilim adamlarının kısıtlama olmadan bilim ve teknoloji hakkında gelişmesine sebep olmuştu.
Bu süreç boyunca ülke bir savaş havası içindeydi. Her an bir başka işgal edilecek bir ülke belirlenebilirdi bu yüzden toplum yavaşça değişmeye başlamıştı.
Sanki tüm ülkedeki insanlar bir canavar tarafından ele geçirilmiş gibi hareket etmeye başlamıştı ve kökten değişmeye başlamıştı.
Toplumda ilk değişen şey ise barış yanlılarının ortadan kaybolmasıydı. Bunun sebebi ise bu insanların öldürülmesi değil savaşlardan gelen ganimetlerdi.
Birden dolar 8 liradan 50 kuruşa düşmüş ve türk lirası tüm dünyada yükselişe geçmişti.
(Yn: Hepimizin hayali doların 1 lira olması değil mi zaten?)
Diğer dünya ülkelerinin hiçbiri türk ordusunun gücüne dayanamamıştı.
Amerika ilk başlarda sorun çıkarmasına rağmen emp bombaları icat edildikten ve amerikanın ellerindeki teknoloji işe yaramaz hale gelince orduları paramparça olmuştu.
En kıdemli askerleri bile türk ordusuna dayanamıyormuş ve bu sıradan askerler için bile geçerliydi. İkinci nesil zırh ve diğer teknolojik eşyaları kuşatmış elitlerden bahsedilmesine hereke bile yoktu. Sadece bu elit askerler karşısında yok oluyordular.
Tüm bunları başaran insanın ismi ise...... Huai Shen ne yazık ki bunu hatırlamıyordu ama aklında tüm bu teknolojik askeri malzemelerin yapılışı ile ilgili bilgiler vardı.
Çünkü Huai Shen öncü birimlere girmeden önce askeri tedarik bölümündeydi. Bu dönemde askerlerin tüm malzemelerini iletmek onun işiydi. Bu yüzden de ister istemez tüm bu teknolojinin arkasında bulunan insanlarla temasa geçmişti ve birkaç şey öğrenmişti.
Bu bilgiler onun dikkatini çekince de liseden sonra yapmadığı birşeyi yapmış ve ilk defa bir bilimsel kitabı açmış ve bu silahların arkasında bulunan bilgileri öğrenmeye başlamıştı.
Huai Shen önceki hayatında okul hayatında başarılı değildi ortalama bir öğrenciydi ama zekası oldukça yüksek bir seviyeydeydi bir şeyi kendi isteğiyle yaptığında ise tabiki bu konuda en büyük başarıyı elde etmişti.
Ama Huai Shenin ne yazık ki anıları tam değildi. Bir çok kişiyi tanımıyor ve anılarının çoğu eksikti. Hatta kendi ismini ve yüzünün önceden nasıl göründüğünü bile hatırlamıyordu.
Huai Shen bu yüzden bu dünyaya gelir gelmez ismini bu kadar çabuk kabullenmişti çünkü bağlılık duyduğu bir ismi hatırlamıyordu ve isimsiz de yaşayamayacağı için adını kabullenmişti.
Huai Shen önceki dünyasının durumunu bir süre daha düşündükten sonra tekrardan önünde ki iki şişeye bakmaya başladı.
Zamanı kısıtlıydı ve olabildiğince çabuk xiantian alemine geçmeliydi. Sorun ise burada başlıyordu.
Her ne kadar Huai Shenin aklında şimdi Göksel İblis Tekniğinin ilk seviyesi bulunsada bu onu sadece houtianın zirvesine kadar çıkardı.
Xiantiana geçmek için bir bilgisi yoktu ama Huai Shen bunun ilk kısmı tamamlayınca ortaya çıkacağını tahmin etti. Sonuçta okuduğu romanlarda çoğunlukla böyle oluyordu.
Ana karakter hızla güçlenir ama bir seviyede tıkanırdı o zaman da tekniklerini geliştirmeye başlar ve şansına yetişim tekniğinin o bölümünde başarılı olduktan sonra bir sonraki seviyeye atlar.
Huai Shende böyle olacağını düşündüğünden ilk başta bedeninde bulunan 9 mühürden kalan 7 mührüde doygunluğa ulaştıracaktı.
Önünde ki şişelerde birini aldı ve ağzına götürdükten sonra içinde ki yoğun kanı yutmaya başlamıştı.
Huai Shen ilk başta kanın da hileli olacağını düşünmüş ama basit bir testten sonra kanın içinde her hangi bir hile olmadığını keşfetti. Daha sonrada tedbirli olmanın zamanı olmadığını düşünerek kanı kullanmaya karar verdi.
Kan boğazından aşşağı akarken bu sefer kafasındaki mühür tarafından emilmedi ama diğer mühürler -sağ elindeki hariç- göğüsünde toplanmaya başladı.
Kafasında ve sağ elinde bulunan mühürler ise hareket etmedi. Kan bu mühürler tarafından emiliyordu ve anında kızıl-siyah Göksel İblis Qiye dönüşüyordu daha sonra ise bu Qi tüm bedende dolanıyor ve tekrardan bu mühürlere giriyordu.
Her döngü ile birlikte mühürler gittikçe moraramaya başlamıştı ve kısa süre sonra sınırsız kan akışının etkisi ile ilk mühür doygunluğa ulaştı. Daha sonra ise aynı şekilde diğer mühürler de doygunluğa ulaşıyor ve morarıyordu.
Bu sırada ise Huai Shenin bedeninde ki pulların kapladığı alan artıyordu. 7.mühürde doygunluğa ulaştığında tüm vücudunu pullar kaplamıştı.
Kalan diğer iki mühür de doygunluğa eriştiğimde ise bedeninde ki pullar inanılmaz bir değişiklik göstermişti.
Başlangıçta sadece kemik dövme alemine zar zor dayanan pullar artık Huai Shenin tahminine göre xiantian alemindekilere dayanacak kadar güçlenmişti.
Huai Shen ise bedenini kaplayan siyah pullar ile bir şeytani tanrı gibi görünüyordu.
Huai Shen gözlerini yavaşça açtı ve kendinden memnun bir şekilde etrafına baktı hava kararmak üzereydi ama Huai Shen dinlenmek istemedi ve tekrardan eğitim yapmak için hazırlandı.
Şehirin savaş için hazırlanması konusunda ise hiç endişelenmedi çünkü zaten adamlara ne yapacaklarını söylemişti. Ne yapacaklarını bildiklerine göre başlarında durmasına gerekte yoktu zaten.
Şimdi yapması gereken en önemli şey kendi gücünü arttırmak için çalışmaktı. Bu onun yapılacak olan savaşta hayatta kalma şansını arttıracaktı.
Savaş sırasında Huai Shenin tarafı yaklaşık 60 civarında xiantian alemi uzmana sahip olacakken karşı tarafta 200 den daha fazla xiantian aleminde insana sahip olacaktı.
Bu neredeyse her kişinin 4 xiantian aleminde insan karşılayacağını gösteriyordu. Huai Shen bu konuda endişeleniyordu doğal olarak. Herne kadar şeytani yol doğru yoldan üstün olsada sayı avantajı denen birşey vardı.
Bu yüzden elinden geldiğince gücünü arttırmaya çalışarak hayatta kalma şansını arttıracaktı.
Gözlerini kapadıktan sonra kan soyunda bulunan alana girmeye çalıştı ve bir kaç denemeden sonra yine o beyaz alana girdi.
Oyalanmadan siyah kitabın önüne gitti ve Göksel İblis Tekniğinin ikinci kısmını elde etmeye kendini hazırladı.
Kitap yine kendiliğinden hareket etti ve altın kelimeler oluşmaya başladı kısa süre içinde altın kelimeler oluştu ve tekrar Huai Shenin zihnine inanılmaz bir acıyla işlenmeye başlandı.
Huai Shen bu sırada bayılmadı ama uyandığında tekrar dış dünyaya dönmüştü. Aklında ise Göksel İblis Tekniğinin ikinci kısmı bulunuyordu.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..