53.Bölüm: Savaşa Hazırlanmak (3)

avatar
500 1

Göksel İblis Tekniği - 53.Bölüm: Savaşa Hazırlanmak (3)


Kan kızılı şehirin güney surları. 


Surun üzerinde görkemli bir gözetleme kulesi sanki gökyüzünü delmek istermiş gibi yüzlerce metre yüksekliğe çıkıyordu. 


Bu surların en tepesinde 3 kişi duruyordu. Önlerinde duran şehire kibirle bakıyor şehirin içinde ikinci bir surun yavaşça yükselmesini izliyorlardı. 


"Yaşlı Gu, sence çocuğun planı işe yarayacak mı?" İçlerinden biri yaşlı Gu denen kişiye sordu. 


Yaşlı Gu denen kişi şehire baktı ve hem yavaşça yükselen surları hemde başı ve sonu görünmeyen bir ejderhaymış gibi görünen diğer sura doğru giden üstü kapalı at arabalarına baktı. 


Ardından başını iki yana salladı ve konuşmaya başladı: "Emin değilim, çocuğun planı daha önce duymadığım bir şey. Sadece surların içine yerleştirdiği şeyin bu kadar büyük bir orduya karşı etkili olmasını beklemiyorum. Ama ikinci sur fikri oldukça iyi bir fikir. 


Her şey çocuğun dediği gibi olursa bir çok kazanç elde ederiz. Ama çocuğun geldiği yer hakkında hala şüphelerim var. Sonuçta çocuk Huai klanından birine benzemiyor hiç."


İlk konuşan kişi bu sözlerin üzerine bir süre sessizliğe daldı. Daha sonra ikisinde az ötede duran adama baktı ve "Moruk Chen sen ne düşünüyorsun sence çocuk gerçekten Huai klanından biri mi?"


Adamın diğer kişiye moruk olarak demesi biraz ironi olmuştu çünkü o bahsettiği kişiden daha yaşlı görünüyordu. 


Ama diğer adam bunu umursamadı "Uzun yıllar bu şehri yönettim ve hiçbir zaman yanılmadım. Şimdi Sen benim bilgi ağımı mı sorguluyorsun yoksa aldığım kararın doğruluğunu mu sorguluyorsun?" Adam bunu derken gözlerinde soğuk bir parıltı oluştu. 


Diğer adamlar bunu görünce kaşlarını çattı ama birşey demedi. Karşısındaki kişinin kendinden güçlü biri olduğunu biliyordu. 


Bu kişilerin kimliği ise... bu kişiler Kan kızılı şehrin 3 devi, 3 hegemonuydu. Bunlar alan genişleme uzmanıydı!


Huai Shen bu insanlara gerekli talimatları verdikten sonra direkt olarak yetişime çekilmişti ve tüm bu planın sorumluluğu bu üçlüye kalmıştı ama bu kişilerde bu durumdan rahatsiz değildi. 


Huai Shenin aniden ortaya çıkması ve emirler yağdırması bu üç kişiyi rahatsız etmişti. Sonuçta onlar uzun yıllardır bu şehre hükmediyordular ama birden arka planda kalmış ve bir çocuğun emirlerini dinlemeye zorlanmışlardı.    


Bu durum hala içlerinde bir rahatsızlık duygusu hissetmelerini neden olsada bu planı yürütme işini ele aldıktan sonra o kadar da umursamadılar. 


Üçlü bir süre daha surun üstünde kaldıktan sonra bir asker geldi ve üçlünün karşısında diz çöktü. Üçlü adamın hareketlerine şaşırmamıştı şehir lordu Hu Chen askere baktı ve baskın bir tonda emretti "Konuş!"


Askeri hafif bir titreme aldı ama daha sonra kendini topladı ve geliş sebebini açıkladı.


"Efendim şehrin çağırıcı kulesinden insanlar dışarda toplanmış ve ayrılmak için izin istiyorlar."


Hu Chen bunun üzerine askere öyle bir bakış attı ki asker oracıkta korkudan bayılacaktı.


"Ne salak saçma soru bu! Bırakın gitsinler... yada vaz geçtim. Gidip genç efendi Huaiye durumu bildirin."


Hu Chen başta bağırarak başladığı konuşmasının ortasında aniden sakinleşti ve askere durumu Huai Shene bildirmesini söyledi. 


Asker kafasını salladı ve koşarken adım oradan ayrıldı ve Huai Shenin ikamet ettiği konağa gitmeye başladı.  


Asker gidince odadaki diğer iki alan genişleme uzmanı kafa karışıklığı içinde Hu Chene bakmaya başladılar. 


Huai Chen ise onların sormasını izin vermeden konuşmaya başladı:

"Sadece çocuğun ne yapacağını merek ediyorum kafanıza takmaya gerek yok çocuk her ne karar alırsa bu bizi ilgilendirmeyecek."


Hu Chenin sözleri ile iki yaşlının kafası daha da karıştı. Üçüde yaşlı kurnaz tilkilerdi ama şu an şehir şehir lordunun düşüncelerini takip edemiyorlardı. Bu onların kendilerini bir güvensizlik içinde hissetmesine sebep oldu ve her an kaçmaya hazırlandılar sonuçta hayatları her şeyden önemliydi ve bu sebeple de hayatlarını doğal olarak çöpe atmayacaklardı.


Kısa süre sonra ise asker Huai Shenin konağının önüne geldi. Hemen kapıyı çaldığı kısa süre sonra kapıyı bir hizmetçi açtı. Daha sonra asker hizmetçi nin yönlendirmesi ile Huai Shenin eğitim yaptığı bahçenin yanına geldi. 


Asker kendini hazırladı ve bahçenin içine girdi. Konağın bahçesinde bir çocuk tuhaf bir yumruk tekniğini çalışıyordu. Çocuğun her bir yumruğu oldukça sıradandı ama tarif edilemez bir güç ve ağırlık hissettiriyordu. 


Asker durduğu yerden üzerine doğru gelen ağır dalgaları hissediyordu. Bir süre daha bakınca kafası dönmeye başladı. Çocuğun yumrukları çok tuhaf kareler ediyordu sanki kolunun bir kısmı çok yavaş diğer kısmı ise dehşet bir hızda hareket ediyor gibiydi ayrıca sanki tek bir yumruk yerine tek seferde birden fazla yumruk attığı görünümü veren anlarda oluyordu. 


Bu çocuk Huai Shendi! Ve çalıştığı yumruk tekniği ise Göksel İblis yumruk Tekniğinin ilk üç hareketiydi! Her ne kadar Huai Shen bu teknikte küçük başarı aşamasına ulaşmamış olsa bile teknik muhteşem bir güç ortaya çıkarıyordu ve tekniğin en iyi yanı bu üç hareket birbirini desteklediği için aynı anda geliştirebilirdi. 


Huai Shen bir süre daha çalıştıktan sonra askeri fark etti ve çalışmaya ara verdi. Köşede ki bir ağacın üstünden bir havlu aldı ve terini sildikten sonra askere doğru yöneldi. 


Askerin yanına gelince askerde kendine gelmişti ve hemen diz çöküp Huai Sheni selamladı. 


Huai Shen askerin selamını önemsemedi ve bir süre sonra askere hitaben konuşmaya başladı. 


"Neden buradasın? Herşey yolunda mı?"


Asker kafasını kaldırmaya cürret edemeden konuşmaya başladı.  


"Efendim hiçbir sorun olmaması gerekiyor ama benim buraya geliş sebebim şehir lordundan size bir şey iletmek." 


Huai Shen askere baktı ve hafiften şaşırdı. Hiçbir sorun çıkmaması gerekiyordu acaba ne söyleyeceklerdi.


"Konuş." 


Asker Huai Shenin sesindeki hükmediyordular tondan biraz rahatsız olmuş gibiydi ama yinede bozuntuya vermedi ve şehir lordunun söylediği sözleri iletti. 


Huai Shen ise bu haber üzerine bir süre sessizce düşünmeye başladı aradan kısa bir süre geçtikten sonra askere baktı ve konuştu. 


"Beni şu adamların bulunduğu yere götür."


Bu sırada asker de ses çıkarmaya cüret edememişti. Huai Shenin emrini duyunca ise rahat bir nefes aldı ve hızlı adımlarla Huai Sheni güney surları na getirdi. 


Huai Shen güney surlarına geldiğinde güney kapısının önünde bir gurup insanın kibirli bir şekilde memnuniyetsizce beklediğini gördü. Bu insanlar etrafa öyle bir bakıyordu ki sanki tüm şehir değersizmiş gibi davrabıyordular.


Huai Shen bunlara bir süre daha baktıktan sonra güney surları nda bulunan devasa bir kulenin içine girdi ve bir süre sonra kule içinde bir taht odasının içine girdi. 


Odanın içinde üç kişi heybetli bir şekilde üç tane tahtın üzerinde oturuyordular bu kişilerin arkasında ise muhtemelen bu kişilerin öğrencileri vardı. 


Huai Shen içeriye girince bu kişilere yaklaştı ve klasik bir yumruk selamı verdi. 


"Kıdemliler."


Ardından ilerlemeye başladı ve boş olan 4. Tahta oturdu. Odadaki üç yaşlı ise bundan hafif bir memnuniyet duymuştum çünkü önceki sefer Huai Shen çok baskında ve önce herkesi her konuda aşşağılamış daha sonra ise emirler yağdırmaya başlamıştı. 


Ama şimdi ise kendilerine karşı saygılı davranışı bu kişilerin hoşnut olmasına sebep olmuştu ama bu konuda memnun olmayan kişilerde vardı. 


Bu kişiler ise bu üç yaşlının arkasında duran gençlerdi. Onlar Huai Shenin kendilerine saygı göstermediğini görmüşlerdi ve bundan oldukça memnuniyetsizdi. 


Ama Huai Shen bunları hiç takmadı ve onu odaya getiren askere döndü ve "Onları buraya getir!"dedi. 


Asker kafasını salladı ve odadaki kişilere bir defa daha selam verdikten sonra çağırıcı kulesinden gelen kişileri odaya getirmek için ayrıldı. 


Asker gittikten sonra ise odayı bir sessizlik kapladı. Bir süre sonra ise asker gürültülü bir guruplaşmalarda birlikte geldi. 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr