55.Bölüm: savaşın Başlangıcı

avatar
507 2

Göksel İblis Tekniği - 55.Bölüm: savaşın Başlangıcı


Huai Shen bir defa daha tüm iş yükünü diğer şeytani yol insanlarının üzerine yıktı ve yetişim yapmak için inzivaya çekildi. 


Zamanını boşa harcamasını artık hayatta kalma şansını düşüren birşey olarak görüyordu.  


Elinden geldiğince savaşmak için teknikler öğrenmeye çalışıyordu. 


Ve böylece 3 gün eğitimle hızlıca geçti. Bu sırada şehirde ise savaş hazırlıkları bitmişti ve herkes yetişimini yükseltmeye yada savaşta yardımcı olacak teknikleri geliştirmeye odaklanmıştı. 


Bir gün aniden bir boru sesi duyuldu ve herkes sonunda savaşın başladığını anladı. 


Hemen ardından bir boru sesi daha duyuldu ama bu sefer bu ses şehirin içinden geliyordu. 


Bu borunun anlamı toplanın emriydi ve herkes buna uyup iç surlara doğru toplanmaya başladı. 


Huai Shen ise bu sesi duyduğu gibi tüm gücüyle iç surlara doğru koştu. Şimdi bir ordu için en önemli şey olan moral verme zamanı olduğunu biliyordu. 


Eğer şimdi doğru yol onların moralini bozarsa kazanma şansları olmazdı bu yüzden gidip hem şeytani yol ordusunun moralini arttıracakken hemde doğru yolu korkutmaya ve morallerini bozmaya çalışacaktı. 


İç surlara geldiğinde bir insan denizi gördü. Bu insanlar şeytani yol uygulayıcıları, Kan kızılı şehirin in yerlileri ve şehrin askerlerinden oluşmaktaydı. 


Kan kızılı şehir, şeytani yolun kalelerinden biri olduğunu için hem askeri olarak hemde normal halk olarak yetişime sahip büyük ve güçlü bir şehirdir. Üstelik çeşitli şeytani yol tarikatlarından öğrenciler ve elderler kan kızılı şehre doğru yoldan insanları avlamak veya öğrencilerin eğitimi gibi birçok şey için her yıl kalabalık olarak buraya gelirlerdi. 


Bu yüzden hiçbir şekilde kan kızılı şehrin zayıf olduğu düşünülemezdi ama yinede karşı tarafın çok kalabalık olması bazı endişeler doğurmuştu. 


Huai Shenin şimdiki amacı bu insanların endişelerini bastırmak ve bile bile ölüme koşmalarını sağlamaktı. 


Sonuçta o olaylara sonsuz pozitiflikle bakmıyordu ve kayıpların olacağını tahmin ediyordu ama önemli olan şey bu insanları koşulsuz olarak savaşmaya ikna edebikmesiydi ki buda çok zordu. 


Huai Shen iç sıra geldikten sonra hemen orada bulunan yüksek rütbeli insanların yanına gitti ve son durumu öğrenmeye çalıştı. 


Aldığı bilgiler ise onun birazcık rahatlamasına sebep oldu. Surlar tamamen bitmiş ve dış surun oraya Huai Shenin istediği formasyon kurulmuştu. Ayrıca dış surlara da yeterince vagon gitmiş ve Huai Shenin istediği doğrultuda yerleştirilmişti. 


Huai Shen bu bilgileri aldıktan sonra askerlerin moralini yükseltmeye karar verdi ve dışarı çıkıp insanların dikkatlerini üzerine çekti. 


Huai Shen daha iyi bir etki bırakmak için baltasını omuzuna attı ve baltanın bıçağından mor alevlerin çıkması için Qisini kullandı. 


Alandaki insanlara bir süre baktıktan sonra güçlü ve sağlam bir şekilde konuşmaya başladı. 


"Size doğruyu söylemeliyim ki durum hiç iyi değil....." Huai Shen buraya kadar konuştuktan sonra durmuş ve insanlara bakmaya başlamıştı. Huai Shenin arkasındaki yüksek rütbeli ler ise kaşlarını çatmış ve Huai Sheni durdurmaları gerekip gerekmediğine karar vermeye çalışıyordular. 


Huai Shen bir süre daha önündeki insanlara baktıktan sonra aniden yüksek sesle bağırdı ve gülerek konuşmaya başladı. 


"Durum düşündüğünüzden çok daha iyi! Bize sadece katledilmek üzere bekleyen bir gurup gelişim kaynağı yollamışlar! Hahaha..... Şimdi size evrim şu emirler altında hareket edin ve şu piçleri katledin!


Katlettiğiniz her bir kişinin üzerindeki ekipmanlar size ait olacakken her öldürdüğünüz kişinin kafasına göre ödül alacaksınız!  


Şimdi oraya gidin ve o gelişim kaynaklarını toplayın! Bunu ödüller ve şan için yapın! Her kestiğiniz kişi size bir servet ve şeref getirecek! 


Aranızdan birçok kişi ölebilir ama bu onların problemi güçlüler ölmeyi dert etmez! Biz bunu dert etmeyiz.


Şimdi gidip o korkak doğru yola şeytani yolumuza saldırmanın bedelini ödetelim! Oraya gidin ve gerçek bir erkek olarak geri dönün!


Gidin ve o savaş alanında kendinizi temperleyin ve xiantiana geçmek için hak kazanın yoksa hayatınız boyunca bu noktan yerde başkalarının köpeği olursunuz ve dahada kötüsü orda öleceksiniz! Gidin ve savaşın! Savaşın ve güçlenin! Ardından her istediğinizi elde edin!"


Huai Shenin konuşması ile kalabalık galeyana gelmişti her biri öldürmeyi isteği yayıyor gözlerinden açgözlülük yayıyordu. 


Huai Shen bu insanları kışkırtırken duyguları en sona saklamış ve bu insanlarda öncelik olarak aç gözlülük uyandırmıştı. Çünkü şeytani yoldan insanlar sebepsiz yere canlarını boşa atacak değildi ama işin içinde her öldürdükleri kişinin eşyaları bide bu kişilerin kafası karşılığında ödül almaları girdiğinde hepsi bu riski aldı ve savaşmaya gönüllü oldu üstelik Huai Shenin xiantiana geçmek için hak kazanın demesi bu insanların aç gözlüşüğünü iyice ortaya çıkarmıştı. 


Huai Shen bu sonuçlardan memnun kalınca hemen arkasındaki kalabalıkla birlikte dış surlara gitti. 


Dış surlarda boğucu bir hava vardı. Surun diğer tarafından korkutucu çığlıklar geliyordu ve surun üstüne tırmanmaya çalışan askerlerin ölüm çığlıkları insanın içini karartıyordu. 


Ama Huai Shenin düşüncelerinin aksine surların üzerinde olan askerler bu durumdan korkmak yerime keyif alıyorlardı. 


Huai Shen hızlı bir şekilde surların tepesine çıkmaya başladı olayları yakından takip etmek istiyordu. 


Huai Shen kibir süre sonra surların tepesine çıktı ve aşağıdaki insan okyanusuna baktı. Bu çok korkutucu bir manzaraydı, sonsuz insan okyanusu surlara yaklaşmaya çalışırken yarı yolda oklar ve ciritler tarafından deliniyordu ardından ol ve ciritlerile bağlanmış işlerle tekrardan surlara çıkıyorlardı. 


Huai Shen bu cesetleri ne olduğuna bakmak için kafasını çevirdiğinde cesetlerin kafalarının koparıldığını ardından baş aşşağı tüm kan bir havaya akacak şekilde iplere asıldıklarını gördü. 


Ara sıra birkaç yaralı asker bu kan havzalarına girer ve birkaç on dakika sonra yarasın bir şekilde çıkıp savaşmaya devam ederdi. 


Huai Shen bunu görünce şeytani yolun en korkutucu tarafını hemen anladı bu korkutucu taraf ise şeytani yolun askerlerinin vahşiliği değildi... sonsuz bir savaş potansiyeli idi. 


Huai Shenin yerinde başka biri olsa bu durumdan iğrenir ve belkide şeytani yoldan kaçmanın yollarını arardı ama Huai Shen eşsiz düşünme sitili ile hemen bu noktayı fark etmişti.


Huai Shenin eski dünyasında erzaklar ve insan gücü savaşlardan en büyük sorundu. Eğer erzak ikmali kesilseydi ordu aç kalırdı ve savaşta dezavantaj da olurdu ve eğer insan gücü olmasaydı ne silahlar lullanılabilirdi nede doğal olarak savaşılabilirdi. 


İnsan gücü eksikliğini kapatmak için robotlar kullanılsa bile bu yinede insanlara ihtiyaç duyulacaktı çünkü hem robotların bakımı hemde sistemlerin hacklenmemesi için sürekli bir kontrol gerekiyordu. 


Ama bu dünyada sadece insan gücü açığı vardı çünkü şeytani yolda Huai Shenin gördüğü gibi askerler çok geç olmadan geri çekilip özel iyileşme yöntemlerini kullanırsa tekrar savaşa dönmek için çok kısa bir süre kullanırdı. 


Bu dünyada ki insanların belli bir yetişim seviyesine ulaştığında yemek yeme yada uyuma gibi bir probleminde kalmayacağı düşünülürse bu savaşlar için mükemmel bir ordu yaratmak için gereken her şeyi sağlıyordu. 


Huai Shen daha sonra orada durmadı  ve surların üzerinde diğer komutanlar ve şehir lordunun beklediği bölüme yürümeye devam etti. 


Buraya gelince herkese kısa bir kafa selamı verdi ve ardından savaşı izlemek için surların dışına kafasını çevirdi. 


Doğru yol birçok kuşatma aracı getirmişti ve kendi taraflarında formasyonlar dan oluşmuş devler vardı. 


Bu devleri oluşturmak için birçok asker bir araya gelir ve belirli yöntemleri kullanarak kendi enerjileri ile muazzam güçler çıkarırlar. 


Bu devler ise şu an surlara devasa kayalar atmaktan başka bir şey yapmıyordu. 


Huai Shenin tahminine göre devlerin sadece taş atmasının iki sebebi vardı ilki bu devlerin yakın dövüşte bir işe yaramayacak kadar dayanıksız olmasıydı diğeri ise devlerin daha sonra kritik anlarda savaşlara katılacak olmasıydı ki Huai Shen bu ihtimale inanıyordu. 


Huai Shen bunları düşünürken devlerden biri surlara bir dev kaya daha attı ama kaya daha surlara gelmeden bir ok kan rengi ışıklar saçarak kayanın ortasına saplandı ve kayayı parçalayarak parçaların doğru yol ordusunun üzerine düşmesine sebep oldu. 


Bu parçalar yinede çok büyüktü ve bir çok askerin ezilmesine sebep oldu. 


Huai Shen daha sonra okun atıldığı yere bakınca kıpkırmızı bir deri zırh giymiş bir adam gördü. 


Adam sanki Huai Shenin bakışlarını hissetmiş gibi kafasını çevirdi ve Huai Shene baktı. Huai Shen adamın gözlerine bakınca sanki avına bakan bir avcıya bakıyormuş gibi hissetti ve bundan rahatsız olarak oda öldürme niyetiyle adama bakmaya başladı. 


Bu ise tabiki diğerlerinin gözlerinden kaçmamıştı ve hem adamda hemde diğer üst rütbeli kişilerde bir şaşkınlık yaratmıştı. 


Adam şehir lordunun kendi elit birliklerinden biriydi ve özel bir teknik geliştiriyordu bu teknik yüzünden ruh gücü aşırı fazlaydı ve sadece birine bakarak bile bazı insanları öldürebilirdi. 


Huai Shene baktığında herhangi bir art niyeti olmasada sıradan insanlar ona bakamaz ve gözlerini kaçırırdı ama Huai Shen gözlerini kaçırmakla kalmadı üstüne karşılık bile vermişti buda herkese Huai Shenin ruhunun oldukça güçlü olduğunu fark ettirdi. 


  Uzun bir aradan sonra tekrar yeni bölümlerle karşınızdayım. Bölümler yavaş yavaş gelmeye devam edecek ve eğer beğendiyseniz beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44363 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr