Bölüm: 6 Parça: 2

avatar
1214 0

My Sunshine (Silent Seperation) - Bölüm: 6 Parça: 2


                                                                                    Çevirmen:    Wkeey

 

Mo Sheng daha önce bu denli süratle giden bir aracın içinde kesinlikle bulunmamıştı.Sürücünün yüz ifadesi gayet sakindi fakat kontrol ettiği araç oldukça hızlı ve öfkeliydi. Araç durduğunda, yüzü düşmüş ellerinin ve bacaklarının dermanı kalmamıştı. Yi Chen oldukça dingin; sanki kısa bir yürüyüşe çıkmış gibiydi.

 


Doğruca ona baktı:'' Bana bir sebep söyle.''

 

Adamsendeci ifadeli yüzüne baktı, midesine ağrılar girmiş ve bu sözünden nasıl anlam çıkarması gerekiyordu bilemedi.

 

''Bana,beni sevdiğini söyle.''

 

Mo Sheng irkilmeye başladı, duygu karmaşası içine girdi:'' Yi Chen,ben...''

 


Yi Chen, sert bir üslupla lafı ağzını tıkadı:'' Tamam boş ver, hiçbir şey söyleme.''

 


Yüzündeki sersem ifade, iyice dağıldığını, ne yapacağını bilmez duruma düştüğünü gayet iyi açıklıyordu.

 


Kısa süren sessizliğin ardından Yi Chen:'' Şimdi git, yarın sana döneceğim.''

 


Büyük ihtimalle araba tuttuğu için , gece boyu doğru düzgün uyuyamadı. Ertesi gün uyuşuk ve sersem bir hali vardı, telefon çaldı hemen kulağına koydu.

 


''Hey.''

 


''Evin merdivenlerindeyim. Kimliğini al ve hemen aşağı gel.''

 


Mo Sheng'in bir şeyler sormasına fırsat tanımadan telefon kapandı. Hazırlandıktan sonra telaşla aşağıya indi. Yi Chen'in aracı yolun karşısında park halinde duruyordu. Mo Sheng aracın kapısını açıp binme konusunda bir süre tedirginlik yaşadı.

 


''Kimliğini getirdin mi?''

 


Mo Sheng hala meraklı ve tedirgin halde:'' Evet. Kimliğimle ne işimiz var?''

 


Yi Chen sakince:'' Sivil işler Ofisi'ne gidiyoruz.''

 


Mo Sheng'in zihni bulandı, halen ne olup bittiğini anlayamadı:'' Sivil İşler Ofisi?''

 


Yi Chen soğukkanlılığını ve kendinden emin duruşunu bozmadı:''Evet.''Sanki kendileriyle alakasız, başka bir konu hakkında konuşuyordu:'' Evlilik için başvuruda bulunacağız.''

 


Evlilik!?! Mo Sheng şoka girdi, hayretler içerisindeydi, sanki duyduğu şeyle anladığı şey apayrıydı:'' Yi Chen.......''

 


Yüzünü bile bakmadan umursamaz bir edayla:'' Evlenmek istemiyorsan, arabadan derhal in.''

 

 

Kararlılığını ve ciddiyetini iştirak etmişti. Mo Sheng'i evliliğe zorlarken, sanki kendi kendini de buna zorluyor gibiydi. Netice olarak, Mo Sheng için başka seçenek yoktu. Arabadan inerse, onlar için gelecekte bir daha bir araya gelebilme olasılığı zerre olmayacaktı.

 


Mo Sheng derinden bir nefes aldı:'' Geliyorum.''

 


''Eminsin değil mi?''

 


Mo Sheng başını salladı. Herşey kararlaştırıldığına göre sakinlemişti:'' Bana ne söylediğini hatırlıyor musun? Eğer kaderimde senin kocan olmak var ise, haklarım üzerinde epey çalışmalıyım.'' demiştin.

 

Yüzünü ona döndü, soğukkanlılıkla:'' Gerçekler her zaman göstermiştir ki; bu tür düşünceler sadece hataları doğurur. Hala bu hataları tekrarlamak istiyor musun?''

 


Mo Sheng kararlılıkla:'' Hadi sür.''

 


Sivil İşler Binası'nda sıra bekleyen birkaç çift vardı. Her çift birbirine sırılsıklam aşıkmış imajına sahip, sanki yapıştırıcıyla yapıştırılmışlar gibi mıç mıç duruyorlardı. Yi Chen ve Mo Sheng, birbirinden bağımsız, mahkeme koridorlarında arsa davası üzerine kavga etmiş iki komşu gibi görünüyorlar ve sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlardı.

 

 

Mo Sheng'in yan tarafında oturan, ablak yüzlü bir kadın gözlerini ayırmadan ona bakıyordu.Bu durum Mo Sheng'in iyiden iyiye canını sıkmaya başlamıştı ona doğru baktı ve nazikçe gülümsedi. Kadın da aynı şekilde gülücükle karşılık verdi ve konuşabilmek için aradığı fırsatı elde edebilmişti:'' Siz de evlilik için mi geldiniz?''

 

 

Ha! Ne mantıklı bir soru. Mo Sheng başını salladı.

 


Kadın Mo Sheng'e baktı ve heyecanlı bir ses tonuyla:'' Oh, kocanız gerçekten çok yakışıklı.''

 


''Hey,hey.'' Hemen kadının yanında oturan kısa boylu adam durumu protesto edercesine kadını kendisine doğru asıldı:'' Senin çok daha yakışıklı olan erkeğin burada.!''

 


Ablak yüzlü bu kadının yüz ifadesinde birtakım şüpheler yaşadığını gösteren bir ifade oluştu. Hemen pencereden gök yüzünü işaret etti:'' Ah! Gök yüzünü görüyor musun çabuk bak, hemen bak! Havada neden bu kadar çok uçan inek var?''

 


Erkeği sevgi dolu tutumuyla devam etti:'' Çünkü erkeğinin papucu burada dama atılmak üzere.''

 


Mo Sheng'in elinden bir şey gelemezdi bu hallerine sadece gülebildi. Bu yaşanan hadise ise pek doğaldı, eğer yanında oturan Yi Chen'i görmüş ise bu hır gürün yaşanması pekala kaçınılmaz olurdu. Başını pencereye çevirmiş dalgın şekilde semayi izliyordu.

 


Yayvan yüzlü bu kadın, kendileri hakkında iyice meraklanmış, sorularına devam ediyordu:'' Nasıl tanıştınız?''

 

 

Birbirimizi nasıl mı tanıdık? Mo Sheng'in kalbi bu hevesli kadının kalbini kırabilecek kabalığa sahip değildi:'' Uzun zaman önce oldu. O zamanlar üniversiteye yeni başlamıştım. Fotoğrafa olan ilgimden dolayı, sürekli kameramla gezerdim. Bir gün, bir ağacın altında, onu derin düşüncelere dalmış gitmiş vaziyette gördüm. Şuursuzca, deklanşöre bastım ve onun tarafından fark edildim.''

 


''Dışarı çıkıyorum, birazdan gelirim.''

 

Birden Yi Chen, ayağa kalktı ve bu mazi beyanatını böldü. Bir şey söylenmesine fırsat vermeden, doğruca dışarı doğru yürüdü.

 

 

Kendisine bakan bu ablak yüzlü kadının bakışlarındaki ifade kıskançlıktan, sempatiye döndü:''Ah, kocan gerçekten çok kuul.''

 

 

Mo Sheng yüzünü ekşitti ve onayladı:'' Evet, öyledir.''

 


O an bir memur göründü Yi Chen ortalıkta yoktu, Mo Sheng onu bulmak için, dışarı çıktı. Dışarıda sırtı dönük vaziyette ayakta sigara içiyordu.

 


Mo Sheng'in ayak seslerini duymuş olmalıydı, yüzünü ona dönmeden:'' Hala vazgeçebilirsin.''

 


Başını salladı:'' İçeri gel.''

 


Yi Chen ciddiyet takındı:'' Mo Sheng, bu senin hür iraden. Bir ömür boyu birbirimize kan kustursak dahi, asla gitmene müsade etmeyeceğim. Geri dönüşler kapalı.''

 

Sonbaharın ilk günleri hava aşırı soğuk olmamalı, yine de esen rüzgar, Mo Sheng'i biraz titretmişti. Serin esen rüzgar, ayaklarından ta kalbine kadar bir üşüme hissi yaratmıştı içinde.

 


Her şey bir kaç düzinelik kağıt yapraklardan ibaretti. Mo Sheng mantık yürütmekte zorlanmıştı, bir kaç sayfa yazılı metin, bir kaç kez vurulmuş kaşe, tüm geçmişlerinden bihaber şekilde, birbirileriyle ilişiği olmayan iki insanı sonsuza dek birbirine bağlıyordu.

 

Yaklaşık bir saat öncesi, Karı koca olacaklarına katiyyen inanamazdı. Böylesi trajikomik bir gelişme, ona gerçekten tüm bu olup bitenlerin gerçekliğini sorgulattı.

 


Birden Yi Chen'in kasvetli sesini iştti:'' İmzala. Bir daha geri dönme şansının olmadığını bil.''

 


Toparlanıp kendine geldi, hemen adını yazdı, imzasını attı ve yetkili memura evrağı uzattı.

 


''Hanımefendi.'' Memur evrağı aldı ve çekinerek tekrar sordu:'' Bu evliliği istiyor musunuz?''

 


Yi Chen'i daraltı bastı.

 

 


''Elbette.'' Gülümseyerek: ''Evdeki perdeler için hangi rengi tercih etsem onu düşünüyordum.''

 


Binayı terk ettikten sonra, Yi Chen evin anahtarlarını ona verdi:'' Bütün eşyalarını, ıvırını zıvırını benim evime taşı. Perdeleri de değiştirmek istiyorsan değiştir.'' Konuşmasında hafif bir ima vardı.

 


Mo Sheng bu iğneli konuşmadan ne anlamalıydı anlayamadı. Anahtarları aldı, huzursuz hissetti. Ee her şey palas pandıras olmuştu inanılır gibi değildi bu huzursuzluk pek tabii değil mi?

 

 

Yi Chen cüzdanından kredi kartını çıkardı:'' Bütün ev harcamaları bu kart ile yapılacak. Şifre; XXXX. hatırladın mı?''

 

 

Mo Sheng hatırladığını ifade eder şekilde başını salladı:'' Ama onu bana vermene gerek yok çünkü param var.''

 

 

Yi Chen gözlerine kilitlendi:'' Daha evliliğin ilk saatlerinde bu konu üzerine külahları değişmeyelim.''

 

 

Ne kadar anut bir yanı olduğunu bildiği için, Mo Sheng isteksizce kartı aldı ve içinde adını bilemediği bir huzursuzluk meydana geldi. Ters giden bir şeyler vardı.

 


Neden böyle ayrı gayrı konuşuyordu? İçinde onun da olduğu bir eylemden bahsetmiyordu? İyice kafası karıştı:'' Peki ya Sen?''

 

''Ben? Bir haftalığına Guangzhou'ya iş seyahatine gidiyorum.'' Saatine bakmak için kolunu göğüs hizasına kaldırdı:'' Uçak bir saat içinde kalkacak.''


__________________________________________________-

Muhtemelen dünyanın birbirinden en bağımsız yeni evli çiftleri onlardı.

 

Evliliğin üçüncü gününün gecesi; Mo Sheng, Yi Chen'in evinde oturma odasında oturuyor, boş gözlerle kendi evinden getirdiği şahsi eşyalarına bakıyordu.

 


Bunları mutfağa koy, bunları çalışma odasına koy. Ek olarak fotoğraf ekipmanları da vardı bu yüzden karanlık bir odaya ihtiyaç söz konusuydu. Peki elbiselerini nereye koyacaktı? Beyefendinin yatak odasına mı?

 

Arayıp sorması gerekir miydi? Telefonuna baktı.

 


Kapı zili çalmaya başladı. Telefonunun zil sesiyle kapının zil sesi, birbirine çok benzediğinden bir an telefonu eline alıp aramaya cevap verme tepkisinde bulundu.

 


Mo Sheng kapıyı açtığında kısa süreli şaşkınlık yaşadı. Ev hali giyinimli bu kadını tanıyordu. Xiao Hong'un hasmı olan 'Vixen' olmalıydı. O da onu gördüğüne bir miktar şaşırdı, kendini toparladı:'' Avukat Yi evde mi?''

 

Mo Sheng nazikçe:'' Hayır, kendisi iş gezisinde. İçeri buyurmak ister misin?

 


''Olur, teşekkürler.'' İçeri girdi ve kendini tanıtmaya başladı:'' Soy ismim Wen, Avukat He'nin müşterisiyim. Alt katta oturuyorum.''

 


Mo Sheng'in yüzünde daha önce tanışmışlık belirtisi arıyor gibiydi:'' Biz daha önce seninle karşılaştık mı?''

 


Tanıyamamış gibiydi. Mo Sheng başını salladı ve ikisinin de çok iyi bildiği birinden bahsetti:'' Gu Xing Hong.'' Bu Xiao Hong'un gerçek adıydı.

 


Leydi Wen, biraz zihnini yokladı sonunda tanıyabildi:'' Tabi ya, sen onunla buluşma günlerine giden kişisin. O zaman şüphesiz, Avukat He ile birbirinizi tanıyorsunuz.''

 


Mo Sheng gülümseyerek onu dinliyordu.

 


Leydi Wen omuzlarını silkeledi:'' He Yi Chen işten sonra, dava üzerine konuşmamız için, şahsi olarak beni alır diye düşünüyordum. Şimdiyse,bu aksaklığa sebep olan gizli sırrını keşfetmiş oldum.''

 

Elindeki paketi Mo Sheng'e verdi:'' Bunun içinde, İtalyan mantısı var, daha fazla istersen evde daha çok var, verebilirim. Ne utanç verici, hepsinin boşa gideceğini düşünüyordum.''

 


Bu tatlı kadın oldukça nazik ve kibar görünüyordu. Xiao Hong ile atışmasını işin içine kattığında, aslında dobra ve pratik zekalı biriydi. Mo Sheng, Yi Chen ile olan bağını ne kabul etmiş ne de reddebilmişti bu sebeple biraz sıkıntıya düştü.

 

 

Leydi Wen elini uzattı:'' Pekala, ben gideyim.'' Kapıya doğru ilerledi ve ilaveten:'' Xiao Hong, hala buluşma günlerine gidiyor mu?''

 

 

Mo Sheng gözlerinde bir endişe ifadesi gördü, başını salladı:'' Hayır gitmiyor, ileride tamamen bırakacak.''

 

Leydi Wen:'' Vidyo oyunları şirketinde çalışan bir yazılımcı mıydı?''

 


''Hayır, bir cerrah.''

 


Leydi Wen rahatlamış görünüyordu:'' Bu güzel. Sonunda yola geldi. Ona benden nefret etmemisini söyle çünküo adamın sevdiği kadın ben değilim.'' Sonra fikrini değiştirdi:'' Ya da söylemesen daha iyi.''

 


Leydi Wen gittikten sonra, Mo Sheng elindeki pakete baktı. Biraz tereddüt etti. Telefonu eline aldı ve Yi Chen'i aradı.

 


Derin ve kısık bir ses belirdi:'' Efendim.''

 


''Alo.'' Mo Sheng cevap verdikten sonra, sesinin her zamankinden değişik çıktığını fark etti, kendini yatıştırdı:'' Benim.''

 

 

''Mesele nedir?''

 

 

''Şey, alt kattaki bayan Wen geldi ve bir paket İtalyan mantısı bıraktı ayrıca en son ona yaptığın iyilikten ötürü bir de teşekkür etti.'' Mo Sheng lafını bitirdikten sonra, çamı devirdiğini fark etti fakat pişmanlık duymak için artık çok geçti.

 


Hattın diğer ucunda bir süre sesizlik hakim oldu, alaycı üslupla:'' Neyden şüphe duyuyorsun? Rahat ol, onu biraz düşlediğim olmuştu fakat asla peşine takılmadım.''

 


Yi Chen'in çıkarımı şöyle olmuştu: O, Yi Chen'i kıskaca almıştı, fakat Mo Sheng'in bunu sorgulamaya cesareti olmamıştı. Mo Sheng derhal konuyu değiştirdi:'' Acaba malzeme odasını, karanlık odaya dönüştürebilir miyim?''

 


''Nasıl istiyorsan. Başka bir mesele var mı?''

 

'' Ah..... evet. şahsi eşyalarımı nereye koyayım?''

 


Kısa süreli bir sessizlik oldu ardından alaycı bir kahkahayla bu sessizlik baltalandı:'' Bayan He, kocanız fiziksel ve mental olarak şimdilik oldukça sağlıklı o yüzden ayrı yaşamaya pek niyetli değil.''

 


Bu telefonla arama fikri tamamen kötü bir fikirdi. Mo Sheng telefonu elinden bırakmamak için kendini zor tuttu:'' Ne zaman döneceksin?''

 


''......Cuma akşamı.''

 


Mo Shen tek solukta düşünmeye ihtiyaç duymadan:'' Tamam, seni bekleyeceğim.'' Bunu söyledikten sonra, bu cümlesinde çok fazla anlam yattığını fark etti.

 


Hattın diğer ucundan yine ses gelmiyordu, sonrasında meşgul tonunu işitti. Karşı taraf telefonu kapatmıştı.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47022 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr