My Sunshine (Silent Seperation) - Final


                                                                                      Çevirmen:   Wkeey

 


Mo Sheng'in hayatı evlendikten sonra harikuladeydi. Yi Mei, onun esnek mesai saatlerine gıpta ediyordu, mesai saatlerinde bile dışarıda zaman geçirebiliyordu. Kendisine gelince, yemek yapmak, araç kullanmak, çocuk bakmak , ev işleri, çok yoğun günler geçiriyordu. Mo Sheng bugün bir göz atmak için yanına gitti. Yi Mei içinde bulunduğu durumdan şikayetçi olmak için fırsat elde etmişti:'' Hala en mutlumuz sensin, endişesiz, kaygısız. Bazen alışverişe gidecek vakti bulamayacağım diye korkuyorum çünkü evde kalmam sürekli çocukla ilgilenmem gerekiyor. Aaah ah, bu Zhang Xu'nun hatası çünkü bu kadar erken çocuk yapmayı ben istemiyordum.''

 


Mo Sheng: ''Bence erken değil, çocuk sahibi olmak için en iyi zaman.''

 

 

Aslınad Yi Mei bu durumdan pek de şikayetçi değildi, Mo Sheng böyle seyince mutlu oldu. Sonra konuyu Mo Sheng'e getirdi:'' Peki siz ne zaman çocuk yapmayı düşünüyorsunuz?''

 


''Ah, ben çok istiyorum.''

 

 

Yi Mei durumunu anladı:'' Mo Sheng, bunun nedeninin amca ve teyzeden kaynaklandığını mı düşünüyorsun? Yani, Yi Chen çocuk sahibi olmak konusunda kararsız mı?''

 


Mo Sheng yeise büründü:'' Bilmiyorum. Evet bir parça sebep dediğin olabilir. Aman, oluruna bırakmak en iyisi.''

 

 

Yi Mei bir kız çocuğu dünyaya getirdi, bu küçük bebek oldukça sevimli ve şirindi. Mo Sheng onu çok sevmişti neredeyse her gün onu görmeye gelirdi.

 


Bazen Yi Chen de onunla gelirdi, çok yoğun olduğunda ise geceleri gelirdi. Çocuk amcasına pek düşkündü. Yi Chen ne zaman gelse, onu kucağa alması için cıyaklardı. O an, herkes bir yana Yi Chen bir yana olurdu. :)

 


Yi Mei, amcasına olan bağlılığını gördüğünde gülerdi. Yüzünü Mo Sheng'e döndü:'' Görüyorum ki Yi Chen çocukları sevmiyor. Onunla düzgün şekilde bu meseleyi konuşma imkanın oldu mu?''

 

 

Mo Sheng başını salladı.

 


Kalbindekileri bir türlü gizleyemezdi. Yi Mei'nin evinden ayrıldıktan sonra, tedirginlik içinde:'' Yi Chen, çocukları sevmiyor musun?''

 


''Hayır.''

 


''Annen ve baban ile olan geçmişinden ötürü mü?''

 

 

Lafı döndürüp dolaştırmadı, koluna girmiş açıkça konulmuştu.

 

 

Yi Chen şarladı:'' Böyle abuk subuk şeyler nasıl aklına geliyor?''

 


''O Zaman sebebi ne ?''

 


Yi Chen durdu ve dikkatini onun üzerine yoğunlaştırdı. Bir şey söylemek istiyordu ama söylemedi. Yüzünde bir tuhaflık ifadesi belirdi. Son anda çaresizce bir üslupla:'' Daha yeni bir arada olabilme imkanı elde ettiğimizi düşünüyorum o yüzden eğlenceye bir kişi daha dahil olsun istemiyorum.''

 


Mo Sheng gözlerini belertti. Huh.. Bu nasıl bir sebep....

 

 

O zaman sebebi buydu.....

 


Yi Chen sadece gülebildi.

 

 

Yi Cne biraz da sinirlenmişti:'' Madem çocuk sahibi olmak için bu kadar arzulusun, o zaman bir tane alalım.''

 


''Huh'' ?

 


''Her şey olacağına varsın.'' Yi Chen'in demek istediği, zahmetli şekilde doğal yollarla bir bebeğe hamile kalmak değildi.

 


Yine de Mo Sheng çok mutlu oldu. Üstüne atladı sevinçle ona sarıldı. '' Yi Chen, hadi eve gidelim ve doğal akışına bırakalım.''

___________________________________________________


Normal şartlar altında, Avukat He'nin savunma iradesi birinci sınıftı, fakat Mo Sheng inisiyatıf alıp, bu kadar tutkulu olunca, Mo Sheng'in birinci sınıf savunma kalesi düşmüş oldu.

 


Sonuç, hızlıca doğal akışına bıraktılar.

 


Mo Sheng'in regl dönemi bir hafta gecikti. Yi Chen sakin sakin gebelik testi cihazı almaya gitti. Sonuç belli olduğunda, ise sakinliği ve soğukkanlılığı hala üzerindeydi.

 


Lao Yuan'ı aradı:'' Zhou ailesinin davasını sen devralıyorsun çünkü benim ayıracak zamanım yok.''

 


Lao Yuan'ın meseleyi irdelemesi karşısında gayet sakindi:'' Mo Sheng ile ilgilenmem lazım......hasta? yok galiba hamile.''

 


Telefonu kapattı. Ardından şehrin en iyi hastanesinin müdürünü aradı:'' Bay Zhang merhaba, Ben He Yi Chen....''

 

 

Yi Mei'yi de aradı:'' Hamilelik sürecinde okuduğun tüm kitap ve makaleleri paketle, almaya geleceğim.

 


Mo SHeng kanepeye oturdu ve bir çırpıda her şeyi nasıl düzene soktuğunu izledi.:'' Peki ben ne yapacağım?''

 

 

İşte, üzerinde düzenleme ve plan yapılası en zor kişi O'ydu. Derin bir nefes aldı verdi, sarıldı:'' Ah, evet ya...Sen ne yapacaksın?''

 


Mo Sheng elleriyle beline sarıldı. Ağlamaklı bir ruh haline girdi:'' Yi Chen, çok mutluyum....''

 

 


Yi Chen ile tekrar bir araya geldiğinde, hayatı kusursuz şekilde mükemmeldi.

 


''Yi Chen peki ya sen?''

 


Cevabı oldukça dolaylıydı, Mo Sheng'e sımsıkı sarıldı.

____________________________________________________


Büyük olasılıkla babadan gelen genlerden ötürü bebek oldukça iyiydi. Gelişim sürecini, olması gerektiği gibi geçiriyordu, ne geriden ne önden gidiyordu. Yi Mei:'' Muhtemelen ileride karakteri abim gibi olacak.''

 


Yi Chen rutin kontrollerinde bizzat bulunuyordu. Bugün Yi Mei kendi çocuğunu bağışıklık testine götürecekti ve birlikte gittiler. Yi Mei:'' Abi, kız mı istersin, erkek mi?''

 


''Fark etmez.''

 


Yi Mei gülümsedi:'' Haklısın, en iyisi erkek-kız bir ikiz. Kız Mo Sheng'e çeker sevimli olur. Erkeğe gelince de Yi Chen'e çeker, mükemmel olur.''

 


Mo Sheng:'' Hayır, Yi Chen dedi ki, kız olan ona çekmeli, hem kandırılmaz hem de başkalarının arkasından koşmaz. Erkek olan da ona çekmeli, diğer insanları...öksürük.....öksürük.... kolaylıkla kandırabilir.''

 


Gerçekte, Yi Chen'in söylediği:--- '' Erkek çocukta kendisine benzemeli ki, diğer insanlar peşinden koşsun.''

 

 

Yi Mei kahkaha fırtınası kopardı.
____________________________________________

 

Mo Sheng'in karnı günden düne büyüyordu. Genel sağlığı iyiydi, sadece yemek yemeye zorlanması dışında. Daha önce sevmediği, daha doğrusu yemeyi aklının ucundan bile geçirmediği yemekler.

 


Yi Chen de yemek tarifi kitaplarına çalışıyor kendini geliştiriyordu.

 

 

Mo Sheng hamie kalmadan önce ikisi de yemeği sık sık dışarıda yiyordu. Fakat dışarıdaki yemeklerin zararlı katkı maddesi içermelerinden ötürü hamilelik süreci boyunca yemek hep evde yeniyordu.

 


Tabi ki Yi Chen, mutfakta Mo Sheng'den daha iyiydi, ne iyisi, Mo Sheng eline su dökemezdi.:'' Yi Chen sen neden avukat oldun? Aşçı olsaydın süper olurdu.''

 


Bir ekim akşamında, karnı burnunda olan Mo Sheng, apar topar doğumhaneye götürüldü ve 3 kilo 624 gr ağırlığında iri bir bebek dünyaya getirdi.

 

 

Mo Sheng şikayetçi bir halde:'' Çok feci bir acı! Hepsi senin yüzünden.''

 

 

''Evet benim suçum.'' Bizim efsane avukat, ilk defa bir suçu kabul etmişti. Eğildi ve alnından öptü.

 


Mo Sheng'in Yi Chen'i suçlama sebebei hamilelik sürecinde ona çok iyi bakıp, çok iyi beslediği için çocuk bu şekilde tosun gibi olmuştu. Görünüşe göre hemşire de bu durumu tuhaf karşılamıştı. Bir çok doğum vakasına tanıklık etmişti, böylesiyke karşılaşmamıştı üstü kapalı biçimde kıkırdadı.

 

Mo Sheng söylediklerinin ne kadar abesle iştigal olduğunu anca anca fark etmiş bu yüzden biraz utanç duymuştu. Bebeğe bakarken yüzünü Yi Chen'e döndü:'' Bak bak, dünyaya getirdiğim bu güzele bir bak.''

 


Yi Chen gözleri kapalı olan bu balık etli bebeğe baktı, gülümsemeye başladı:'' Evet, Mo Sheng muhteşem ötesi biri.''

 

 

Yi Chen derinliklerinden gelen bu gülümseme hissini sanki ilk defa tadıyordu. Hemşire ve Mo Sheng bu halini huşu içinde seyrettiler.


________________________________________________

 

Doğum odasında tombiş bebek bağıra çığıra ağlıyordu. Babası olarak, Yi Chen onu kucağına aldığında, uysallaştı ve ağlamayı kesti. Mırıldanmaya başladı, aynı zamanda kollarını ve bacaklarını oynatmaya gayret gösterdi. O esnada babasının elbisesine bir miktar salya bıraktı. Saatlerdir, doğum odasının dışında vakit geçirdiği için babasının gömleği, ütülü değildi. Az bir miktar salya zarar etmezdi.

 


Revire döndüklerinde enfes bir kahvaltı hazır şekilde bekliyordu. Mo Sheng kahvaltılıklardan biraz yedi. Yorgun hissediyordu, uykuya daldı.

 


Uyandığına öğlen olmuştu. Konuşmaların uğultusu ortasında gözlerini açtı. Odasının güneş ışığıyla dolup taştığını gördü. Yi Chen uyanmış olduğunu fark etti, biraz su içirdi. Yi Mei ve kocası Zhang Xu'da karşısında duruyordu.

 

 

Yi Mei, bu süreçte dikkat etmesi konularla ilgili bazı hatırlatmalar ve uyarılar yaptı. Nihai olarak:'' Bu arada, miniğin ismi ne olacak?''

 

 

Mo Sheng başını salladı:'' Daha karar veremedik.''

 

 

'' Yi Mei:'' Aman elinizi çabuk tutun. Bizim gibi yapmayın, doğum belgesi doldurmak uğraştırıcı.''

 

 

Mo Sheng, Yi Chen'e baktı. Sanki bu meseleye kafa yormuş gibiydi:'' Bugün güneş ışıl ışıl. Bu durumda, ona He Zhao diyelim.'' [Zhao Çincede parlamak ya da fotoğraf çekmek anlamına gelir.]

 

 


Yi Mei bunu beğenmemişti.

 

Eleştirmeye başladı:'' Yi Chen, çocuğun ismini seçmede pek gevşeksin. Güneş açtığında onu He Zhao diye mi çağıracaksın? Hava bulutlu olursa ne olacak? He Bu Zhao mu diyeceksin?(güneşin açmaması) Mo Sheng sen de bunu kabul et!''

 


Mo Sheng Yi Chen'e bakıyordu, gülümsedi.:'' Çok güzel.''

 


Yi Mei tamamen hüsrana uğramıştı.

 

 

He Zhao He Zhao, Yi Mei ismi iki defa tekrarladı. Birden bir şey fark etti:'' Oh Zhao Zhao? Mo Sheng'in soy adının sesteşi?''

 


Yi Chen:'' ......sadece tesadüf.''

 


Zhang Xu'da bu halleriyle geyik yapıyordu:'' Ben de çok hoş buldum. Böyle isimler basit isimler ve karışıklığa mahal vermez. Biz bunu nasıl akıl edemedik?''

 


Yi Mei yüzünü onda döndü ve çemkirdi:'' Sen neden çoğunluğa uyuyosun? Eğer kızımıza Zhang He ismini verirsen, büyüdüğünde senden nefret edecek.''

 

 

İkiside pek fazla kalamadı. Zhang Xu'nun ofiste halletmesi gereken işleri vardı. Yi Mei de bebeği evde olduğu için kendisi orada aklı evde kalmıştı. Birlikte ayrıldılar. Yi Chen ikisini uğurlamak için ayağa kalktı.

 

 

Mo Sheng yatakta tek başına uzanıyordu. Dudaklarının uçları yukarı doğru kalktı ve yüzünde derin anlamlara sahip bir gülümseme belirdi. Vücudunu döndürdü, uyuyan yavrusunun aldından yavaşça öptü.

 

 

He Zhao.

 

Güneş parıldıyor.

 

My Sunshine.

_________________________________________________


İki yıl sonra, Mo Sheng gibi iri gözlü ferasetli ir bebek, hayatın gizemi hakkında ciddi bir soru sordu:'' Anne, diğer çocuklar annelerinden doğuyor ve büyüyorlar, peki ben nasıl doğdum ? fotoğrafla mı ?''

 


''........Ah.''

 

Yi Chen elbiselerini çekiştiren oğlunu kucağına almak için eğildi.
Bu ciddi gayet mantık dolu ciddi bebeği kandırmak istedi:'' Sen kadrajın dışında kaldı. O zamanlar, izinsiz olarak annen, babanın fotoğraflarını çekmeseydi, sen olmayacaktın.''

 

 

Ta o yıllar gibi yine güneşli bir gündü. üç yollu bu bulvarda, ağaçların otantik görüntüsü, ve yapraklarının dallardan süzülerek düşüşü, tıpkı o zamanın aynısı. Üç kişilik bir aile ağacının uzunlu kısalı gölgeleri, bu taş kaldırımın üzerinde uzanıyordu.....

 


Böyle havalar dışarı çıkmak için bulunmaz nimettir, izinsiz olarak birilerinin fotoğrafını çekmek için uygun havalardır, seninle el ele yürümek için eşi bulunmaz türden...

 

 


He Zhao'nın bölümü:

 


Anne evde olmadığı için, mahkemeden yeni dönmüş olan babası He Zhao'yu kreşten aldı ve ofisinie götürdü.

 


Ofisin en avare adamı Lao Yuan, daha önceden hazır etmiş olduğu lolipopları çıkardı ve He Zhao'yu eğlendirmek için her türden şaklabanlığı yaptı.

 

 

''Zhao Zhao büyüdüğünde, avukat mı olacak yoksa fotoğrafçı mı?''

 


He Zhao'nun üslubu oldukça ciddiydi:'' Fotoğrafçı.''

 

 

Lao Yuan afalladı:'' Neden?'' Babasının işini devralsa sanki daha iyi olurdu. He Yi Chen'in genlerinde kalite ve güvence vardır.

 

 

He Zhao haklılık dolu cesaretiyle:'' Çünkü bir fotoğrafçı kamera çantası taşımak zorundadır, bir avukat da çanta taşımak zorundadır. İkisi de çanta taşımak zorunda olduğuna göre neden iki tane ayrı işe gerek var?''

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 47022 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr