Bölüm 107: Bahar ve Güz Ağacı

avatar
10889 25

I Shall Seal The Heavens - Bölüm 107: Bahar ve Güz Ağacı


 

Bölüm 107: Bahar ve Güz Ağacı



Bu zehirle baş edebilmek için üç yöntem var.” dedi yaşlı adam bir yandan da depolama çantalarını topladı. “Üçüncü yöntem basitçe zehrin neden olduğu acıyı hafifletmek üzerine. Bu etkiyi sağlayacak üç tip Ruh Meyvesi yemen lazım.



İkinci yöntem zehrin etkisini baskılamak ve alevlenme sıklığını düşürmek için kullanılan bir yöntem. Bunun için Bahar ve Güz ağacına ihtiyacın var. Bir ağaç zehrin etkisini bir yıl boyunca baskılayabilir. Bu arada, bu tip bir ağaç aslında çeşitli zehirleri baskılamak dışında başka işlevlere de sahiptir. O, oldukça nadirdir fakat elde etmesi imkansız değildir. Tek kötü tarafı onu kullanmak zehirlenmeyi daha da derinleştirecektir. Ayrıca yan etkisi de serttir; artık zehri baskılayamayacağın bir zaman geldiğinde, zehir şiddetle patlak verecek ve onu artık gideremeyecek hale geleceksin.



Birinci ve zehirden tamamen kurtulma yöntemi ise, aslında oldukça basit. Ruh Bölme aşamasında olan bir eski nesil Gelişimci bulacaksın. Onlar Ruh Bölme aşaması güçleriyle bu zehri kolayca yok edecektir.



Pekala, bu kadar Ruh Taşı harcadığın için, sana dördüncü bir yöntem daha söyleyebilirim. Eğer Büyük Usta Hap Şeytanı tarafından bizzat yapılmış olan bir Zehir Giderme Hapı elde edebilirsen, onun sayesinde zehirden tamamen kurtulabilirsin.



Fakat.” dedi yaşlı adam sakince, “Büyük Usta Hap Şeytanı Mor Felek Tarikatında yüksek bir pozisyona sahip. Bu baya zor olacaktır.



Meng Hao bir an düşündü, ardından hiçbir şey söylemeden başka bir depolama çantası daha çıkarttı. Çok fazla Ruh Taşı harcamıştı, ama söz konusu hayatı olunca böyle basit materyallerin önemi yoktu.



Yaşlı adam depolama çantasını kabul etti, gözleri parladı ve yüzünde bir gülümseme belirdi.



Ne soracağını biliyorum.



Nereden satın alabilirim!” dedi Meng Hao sakince, yüz ifadesi sertti.



Bunu yabancıların bilmesine imkan yok, fakat ben statüm gereği özelim, bu yüzden bu konularda bazı haberler kulağıma gelebilir. Bir ay sonra, Batı Çölünden bir ticaret kervanı buraya gelecek. Bunun ardından Yüz Hazine Köşkü bir açık artırma yapacak. Satacakları eşyalardan biri de Bahar ve Güz ağacı olacak.



Yüz Hazine Köşkü mü?” Meng Hao’nun gözleri parladı ve Zhao Ülkesindeki Doğu Arıtım Şehrinde bulunan Yüz Hazine Köşkünü hatırladı.



Meng Hao olduğu yerde durdu ve yaşlı adama son bir bakış atarak arkasına döndü ve kapıya doğru yürüdü. Kapıyı açtığında gördüğü ilk şey zarif, güzel bir kadındı. İkisinin gözleri bir an buluştu.



Orta Temel Kurulumu aşaması!” diye düşündü Meng Hao. Yüzü ifadesiz bir şekilde ileriye doğru yürüdü. Beyazlar içindeki kadının ifadesi normaldi. Meng Hao ayrılırken, o da dükkana doğru girdi. Bunu yaparken kaşları hafifçe kırıştı ve yürümekte olan Qiu Lin ve Meng Hao’ya doğru bir bakış attı.



O biraz tanıdık geldi, ama nerede gördüğümü hatırlamıyorum.” Chu Yuyan buna çok fazla önem vermedi. Meng Hao’yu Reliance Tarikatının Doğu Dağında gördüğünde, Meng Hao daha sadece Qi Yoğunlaştırmanın altıncı seviyesindeydi. Meng Hao Wang Tengfei’nin İç Tarikat öğrenciliği şansını elinden almış olsa da, Chu Yuyan buna çok dikkat göstermemişti. O zamandan beri altı yıl geçmişti ve kız onu çoktan unutmuştu.



Kız Meng Hao’yu unutmuş olsa da, Meng Hao onu unutmamıştı!



Meng Hao’nun o gece orada duran orta yaşlı Tao Koruyucusunu unutması mümkün değildi. Aynı zamanda Wang Tengfei ile böyle yakın ilişkisi olan kadını da unutamazdı.



Kesinlikle oydu…” Meng Hao adımlarını hızlandırdı, ifadesi soğuktu ama düşünceler kafasının içinde dönüyordu. Kızın tepkisine bakınca onu tanımamış gibiydi. Ne de olsa Meng Hao başta Gelişim Merkezi olmak üzere bir çok değişim geçirmişti. Şimdiki haliyle eski hali arasında bir bağlantı kurmak zor olacaktı.



Ben eskiden hiçbir şeydim. O ise Wang Tengfei ile çok yakın görünüyordu; o kız büyük bir tarikatın öğrencisi olmalıydı. Durum bu olunca onun üzerinde herhangi bir izlenim bırakamamışım. Ama onun Gelişim Merkezi Orta Temel Kurulumu aşamasında. Acaba… Acaba şu an Wang Tengfei’nin Gelişim Merkezi ne durumda?” Meng Hao o yıl olan her şeyi düşündü ve yüzünde zar zor görülebilen bir gülümseme belirdi.



Meng Hao’nun yanında Qiu Lin düşünceli görünüyordu. Arkasına dönüp baktı ve sonra aniden yürümeyi kesti.



Şimdi hatırladım! O Chu Yuyan’dı!” dedi.



Chu Yuyan?” dedi Meng Hao, dönüp Qiu Lin’e bakarken ifadesi titreşti. “Yanımızdan geçen kadını mı kastediyorsun?



Evet!” dedi Qiu Lin heyecanla. “O Mor Felek Tarikatının bir Seçilmişi ve Güney Diyarının Dört Büyük Güzelinden biri. Bu kesinlikle oydu!



Oh?” Meng Hao’nun gözleri parladı.



Söylentilere göre...” Qiu Lin coşkuyla devam etti, “O doğduğunda, göksel bir nilüfer çiçek açmış. Onun saklı yeteneği inanılmaz ve güzelliği sıra dışı. Hatta o Büyük Usta Hap Şeytanı tarafından kişisel çırak olarak alınmış! Onun sevgilisi, Wang Tengfei de Wang Klanından bir Seçilmiş. Onları nişanlandığı yıl bütün Güney Diyarı bu konuyu konuşmuştu.” Qiu Lin Güney Diyarındaki durumlar hakkında bilgili gibiydi, ama o konuşurken, Meng Hao’nun gözlerinde beliren bakışı fark etmemişti.



İkili ilerlemeye devam ederken Qiu Lin Chu Yuyan ile ilgili konular hakkında konuşmaya devam etti. Meng Hao’nun isteği üzerine onu şehrin uzak bir köşesindeki bir hana götürdü. Meng Hao ona açık artırmayla ilgili bir kaç soru sordu ve ardından borcu olan Ruh Taşlarını ödedi. Qiu Lin artık ayrıldığında gecenin geç saatleri olmuştu.



Meng Hao han odasında bacaklarını çaprazlamış otururken, gözleri ışıl ışıldı. Kafası Qiu Lin’in Chu Yuyan ile ilgili anlattığı çeşitli şeylerle doluydu. İki tane tütsü çubuğunun yanma süresi kadar sonra kaşları çatıldı.



Acaba Chu Yuyan’ı kullanıp Büyük Usta Hap Şeytanına Zehir Giderme Hapı yaptırmanın bir yolu var mı…” Büyük Usta Hap Şeytanını düşününce, ister istemez aklına Ding Xin’in Temel Kurulum Hapı geldi.



Ding Xin de Büyük Usta Hap Şeytanının bir çırağıydı…” Meng Hao acı acı güldü. Hem adamın bir çırağını öldürmüştü hem de Mor Felek Tarikatını kızdırmıştı. Zehirden bu yolla kurtulmak çok zor görünüyordu.



Bir süre sonra, meditasyona başladı. Meng Hao Temel Kurulumu aşamasına ulaştıktan sonra Qi Yoğunlaştırma aşamasında ihtiyacı olandan daha fazla ruhsal enerjiye gereksinim duyduğunu fark etmişti. Temel Kurulumu aşamasının ortasına ulaşmak için dört tane Tao Sütunu şekillendirmesi gerekiyordu.



Şu an sadece bir tane Tao Sütunum var ve Tao Sütunu üzerindeki çatlak sebebiyle Kusursuz Temele sahibim. Artı, Temelimi Qi Yoğunlaştırmanın on üçüncü seviyesine ulaştıktan sonra kurdum. Dahası, Gelişimim Yüce Ruh Yazıtı temelli olduğu için Tao Sütunum altın renginde. Aydınlanmam daha derin ve çok daha fazla ruhsal enerjiye sahibim. Temel Kurulumunun erken aşamasında olan çoğu kişinin bana rakip olabileceğini düşünmüyorum.



Temel Kurulumunun orta aşamasında olan biriyle hiç dövüşmedim, bu yüzden emin değilim ama karşı koyabileceğimi düşünüyorum.” Meng Hao Shan soy isimli adamla yaptığı dövüşü düşünürken gözleri parladı. O zaman, Kusursuz Temeliyle ilgili daha iyi bir kavrayışa sahip olmuştu. İkinci Tao Sütununu şekillendirme zamanı geldiğinde, hazırlanmış olacaktı.



Erken Temel Kurulumu aşaması için uygun olan bazı tıbbi haplara ihtiyacım var.” dedi ve ardından derin bir nefes aldı. Gözlerini kapattı ve Yıldırım Bayrağını tükürdü. Ardından içinde elektrik kıvılcımlanmaları olan bir yıldırım sisi yayıldı. Eğer herhangi biri ona karşı hamle yapmaya yeltenecek olursa, bu yıldırımlar hemen onu korumak için ateşlenecekti.



Sisin içinde, Meng Hao bir kez daha Sekizinci Şeytan Mühürleme Nazarını kullanmayı denedi ve bir kez daha başarısız oldu. Fakat, her başarısızlıkla birlikte aydınlanmasının biraz daha arttığını hissediyordu.



Gece olaysız bir şekilde geçti. Sonraki sabah şafak sökerken Meng Hao gözlerini açtı. Handan ayrılarak Şark Doğuşu Eyaletinin bu Gelişimci şehrini keşfetmeye çıktı. Temel Kurulumu için uygun bazı tıbbi haplar bulmak istiyordu. Ayrıca Bahar ve Güz ağacıyla ilgili bir şeyler öğrenmeyi umuyordu.



Yarım ay geçti, bu süre zarfında şehirdeki neredeyse bütün dükkanları keşfetmişti. Burası son derece çeşitli tıbbi haplar ve büyülü eşyalarla doluydu. Fakat, fiyatlar çok yüksekti.

 

Seçeneklerini uzun bir süre düşündükten sonra Temel Kurulumu aşamasında kullanışlı olan yaygın bir tıbbi hap satın aldı.



Bu hapın adı Toplu Kurulum Hapıydı ve Temel Kurulumun erken aşaması için uygundu.



Temel Kurulumu aşaması için uygun olan bir çok hap çeşidi var, ama görünene göre verimlilikleri sıradan. Gerçek anlamda yüksek kalitedeki tıbbi haplar yalnızca çeşitli Tarikatlar tarafından elde edilebilir durumda. Yabancıların onları alması zor. Onları görme şansı bile sadece açık artırma sırasında olacaktır.



Yarım ay daha geçti. Meng Hao şehre iyice alışmıştı. O an, hanın restoranında, pencerenin yanında oturmuş aşağıdaki insan kalabalığını izliyordu. Elindeki bir bardak içkiden bir yudum alırken düşünüyordu.



Geçmiş yıllar boyunca çok fazla tıbbi hap tükettim. Gelişim Merkezimi ortalama bir insandan çok daha fazla miktarda hap ile zorladım.” Kaşlarını çattı. Şehirde Temel Kurulumu aşamasına uygun ya da düşük fiyatlı haplar yok değildi. Asıl problem beş madalyondu.



Bu şehirde beş tip madalyon vardı ve bu madalyonlar bir kişinin belli bir ürünü alıp alamayacağını belirliyordu. Madalyonun olmadan belli eşyalara yetecek paran olsa bile alamıyordun. Bu şehrin kuralıydı ve aynı zamanda Mor Felek Tarikatının tıbbi hapların dağıtımı üzerinde kontrol sahibi olmasıyla alakalıydı.



Beş tip madalyon. Onlardan bir tane elde edebilmek için çeşitli değerli hizmetlerde bulunmak gerekiyor. Çok can sıkıcı!” Meng Hao alkol bardağını kaldırdı ve bir yudum daha aldı. Kaşları iyice çatıldı.



Neyse ki açık artırmaya katılmak için madalyona ihtiyaç yok. Giriş ücretini verebildiğim sürece, içeri girebileceğim.” Meng Hao’nun bakışları aşağıdaki caddeyi taradı. Böyle kendi kendine mırıldanırken vakit geçti. Kısa süre sonra hanın restoranı muhabbet eden ve bilgi alış verişinde bulunan Gelişimcilerle doldu.



Qiu Lin nispeten ünlü bir han seçmişti. Burada, sadece içki sevisi yapıyorlardı. Daha doğrusu sadece tek bir içki servisi yapıyorlardı, ona da Ruh Lezzeti adı veriliyordu.



Bu alkolün tadı oldukça eşsizdi; içince yakmıyordu. Son derece sertti ama içinde ruhsal enerji barındırıyordu. Bu ruhsal enerji miktarı fazla olmasa da, alkolü oldukça pahalı yapmaya yetiyordu.



Duyduğuma göre Batı Çölünden gelen ticaret kervanı bugün buraya ulaşmış. Yanlarında geçmiş yıllara göre oldukça fazla insan getirmişler. İddiaya girerim Yüz Hazine Köşkü açık artırmasında bir çok hazine herkese açık olacak.



Batı Çölünde Güney Diyarı kadar kaynak olmasa da, onların sahip olduğu bir çok eşsiz materyale burada gerçekten de ihtiyaç var.  Her birkaç yılda bir kendilerini gösterdiklerinde, genelde yanlarında çevre tüccar gruplarından ve farklı ulusların çeşitli Tarikatlarından temsilciler getirirler. O Gelişimcilerin teknikleri oldukça tuhaf. Umarım biz de onlardan bir şeyler öğrenme şansı bulabiliriz.



Ben öyle düşünmüyorum. Bu kez genelde getirdiklerinden daha fazla insan getirdiler. Bunun bir nedeni olmalı. 80-90% ihtimalle bunun Ölümsüzün Cesediyle bir bağlantısı olmalı.” Sesler restoranı dolduruyordu ve çoğu kişi yarım ay içinde yapılacak açık artırmadan bahsediyordu. Bununla birlikte onun Batı Çölü ticaret kervanıyla ilgisinden konuşuyorlardı.



Meng Hao artık ayrılmaya hazırlanıyordu. Ticaret karavanı onun umurunda değildi. Fakat, Ölümsüzün cesedinden bahsedildiğinde gözleri parladı ve yerine tekrar oturarak bir bardak daha alkol koydu. Bir yudum alarak adamları dinlemeye devam etti.



Ölümsüzün cesedi… Heh heh, son zamanlarda orada bir katliam oldu. Üç yıl önce beş büyük Tarikat ve üç büyük Klan bölgeye girmeye çalıştılar, ama başarısızlık üzerine başarısızlık yaşadılar. Geri dönmekten başka şansları kalmadı.



O yıl Ölümsüzün Cesedinin göklerden düşmesinin nedeni Güney Diyarının üç Tehlikeli Bölgesinden biri olan Yeniden Doğuş Mağarasına gitmek istemesi olmalı. Fakat bazı nedenlerden dolayı oradan üç bin metre uzağa düştü. Aslında, bu olay sadece üç büyük Klan ve beş büyük Tarikatın tepkisine yol açmadı. Aynı zamanda Yeniden Doğuş Mağarasının içindeki tuhaf şeylerde ara sıra dışarı çıkıyor.



Herkes Ölümsüzün vücudundan bir parça istiyor. Onun ufak bir parçası bile kişinin Ölümsüzlüğe Yükseliş için umudunu artıracak!” Meng Hao restorandaki konuşmaları dinlerken yüzünde tuhaf bir bakış ortaya çıktı. Zhao Ülkesindeyken toprağın tekrar tekrar sarsıldığı zamanı hatırladı. O zaman Göklerden bir şeyin yeryüzüne düştüğüne dair bir hissiyata kapılmıştı.



Benim duyduğum şu şeyi duymuş muydunuz? Ölümsüzün cesedi düştüğünde, bazı insanlar onu kendi gözleriyle görmüş. Dediklerine göre göz bebekleri griymiş ve onların içinde yedi yıldız parlıyormuş!” Meng Hao bunu duyduğu sırada, tam bardağı kaldırmış bir yudum alacaktı. Aniden tüm vücudunu bir ürperti aldı ve elleri titremeye başlayarak alkol her yere döküldü.




 // 2.pre paketimizi de açtık! Hemen 2 paket birden alarak 100 bölümün keyfini çıkartabilir ve 2. kitabın sonuna kadar kesintisiz okuyabilirsiniz! 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr