Yun Chen tam 39 mızrak darbesi almıştı. Saatlerdir savaşıyor karşısına çıkan tüm düşmanları katlediyordu.Ama artık sınırına dayanmış ve yorulmuştu. 20 kişilik muhafız birliği çoktan katledilmişti.Bir yandan düşmanların nefes aldırmaması bir yandan da kardeşlerinin kaybı kendine olan tüm inancını yitirmesine sebep olmuştu. Tüm bunların sebebi aptal bir madalyon muydu? Bir yandan bunu düşünüyor, bir yandan da boğazına doğru gelen mızrağa bakıyordu.40. mızrak darbesi vurulmadan önce gözlerini açtı ve mızrağın gümüşi parıltısına bakmaya başladı.
Zaman sanki o an durmuş gibiydi. Tüm sesler kesilmişti. Kendi kanından buğulanan gözleri bile bir anlık netlik kazanmıştı. Daha demin boğazını kestiği askerin kanının kılıcından damlayışının sesini duyuyordu. Kendi elleriyle katlettiği yüzlerce düşmanın cesetlerinin üztünde uçuşan leş yiyen kuşları görebiliyordu. Sonra kafasını tekrar çevirdi ve mızrağın gümüş ucuna tekrar baktı. İçiden ''Umarım bu kadar zaman kazandırmam yeterli olmuştur Xiao, çünkü daha fazla gücüm kalmadı. Ölümümüzün boşa gitmesine izin verme,sen son umudumuzsun.''dedi.
O gümüş parıltılı mızrak çoktan boğazına saplanmıştı. Bu direnebileceği son darbeydi yıllarca efsanesi konuşulacak 4 İmparatorluğun Büyük kahramanı artık nefes almıyordu.
3 Gün Önce
Yun Chen her zamanki gibi erkenden kalkmıştı. Kahvaltısını yapıp imparatorun odasına gizli geçitten girdi ve perdelerin arkasındaki görev yerinde beklemeye başladı. Evet Yun Chen İmparatorun 7 Özel korumasından birisiydi. En güçlüsü değildi hatta 7 koruma arasında en zayıfıydı ama bu sizi yanıltmasın kendisi imparator savaşçısı alemindeki birisiydi (güç seviyelerini bölümün sonunda detaylı açıklayacağım.)
Bu 7 özel korumaya halk bir isim takmıştı onlara '7 Ölümsüz' diyorlardı. Aslında 7 ölümsüz sadece birkaç yıl önce 6 kişiydi ama Yun Chen bir savaşta kendi canını hiçe sayıp imparatorunun hayatını kurtardığı için onu bu özel birliğe alma kararı verdi. Ne büyük onur 24 yaşında birisi 6 Ölümsüze katılıyor!!
Yun Chen perdenin arkasında etrafı süzerken imparator ona seslendi. Yun Chen tek dizinin üstüne çöküp talimatları dinlemeye başladı.
''Evlat, sana çok önemli bir görev vereceğim.''
Yun Chen başını kaldırmadan ''Onur duyarım majestleri.'' dedi.
İmparator bir süre dalıp gittikten sonra konuşmaya devam etti. ''Kendi canımdan bile daha değerli olan bir madalyonu Doğu Anka İmparatorluğuna götürmeni istiyorum.''
Yun chen şok olmuştu nasıl bir madalyon imparatorundan daha değerli olabilirdi ki? Ama sorması uygunsuz olan soruları sormazdı o . Sadece ona verilen işi yapar tek bir soru bile sormazdı. Bunları düşünürken sesini biraz daha gürleştirdi ve ''Emredersiniz majesteleri. Sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım.'' dedi.
İmparator gülümsedi ve içten bir şekilde '' Uğratmayacağına eminim.'' dedi.
Görev için bazı gerekli detayları verdikten sonra imparator, onu hazırlanması için gönderdi. Bu görev çok önemliydi hatta o kadar önemliydi ki Yun Chen'in yanında tek kızı, kıymetli Prenses Su Xiao' yu da gönderecekti. Çünkü bu durum tüm Yüzen Bulut Kıtasını ilgilendiriyordu. Eğer o madalyon Doğu Anka İmparatorluğu'na zamanında götürülmezse tüm kıta denizden gelen vahşiler tarafından ele geçirilir ve milyarlarca insan katledilirdi.
ERTESİ SABAH
Ertesi sabah gün doğmadan önce Yun Chen, Prenses Xiao ve Yun Chenin kendi eğittiği adamlardan seçtiği 20 tane elit asker yola çıkmıştı. Bu görev tüm kıtanın kaderini belirliyordu ancak imparator gizli tutulması açısından yanında sadece 20 kişi götürmesini istedi. Sonuçta büyük bir kafile çok dikkat çekerdi değil mi?
İlk iki gün olaysız geçti. Kafile hızlı ve dikkat çekmeyen bir şekilde ilerliyordu. Askerler birbiriyle şakalaşıyor, gülüşüyor ve görev bittikten sonra içki içecekleri yeri kararlaştırmaya çalışıyorlardı.
Prenses Xiao ise Yun Chen'in karşısında arabada oturuyordu. Yun Chen'e onunla ilgilenmek yerine kitap okuduğu için sinirle bakıyordu. Yun Chen bundan habersiz gelişim yoluyla ilgili kitabı ilgiyle okuyordu. Evet kendisi İmparatorluğun en güçlülerinden birisiydi ama hala daha güçlü olmak için çabalıyor ve elinden geleni yapıyordu. Klasik bir gelişim manyağıydı.
Prenses Xiao tam ağzını açıp bir şey diyecekken, Yun Chen elindeki kitabı yere fırlattı ve şaşkınlıktan pörtlemiş gözlerle Xiao'ya baktı. Ardından usulca konuştu. ''Xiao buraya doğru gelen çok büyük bir kafile var dost mu düşman mı bilmiyorum. Ama içlerinde 3 tane İmparator Savaşçısı Aleminde Gelişimci var.''
Xiao şok olmuştu 3 tane İmparator Savaşçısı Alemi mi? Ne saçmalıyordu bu? Kıtanın en büyük imparatorluğu olan babasının Batı Ejderha İmparatorluğu'nda bile sadece 7 tane vardı İmparator Savaşçısı Alemi gelişimcisi. Ve şok olmuş bir ses tonuyla sordu '' Nasıl olu-'' Tam o sırada bir patlama sesi duyuldu
Yun Chen arabadan dışarı kafasını çıkardı ve askerlerine savunma pozisyonu almalarını emretti. Sonra Xiao'ya dönüp '' Xiao kaçman lazım.'' dedi.
Xiaonun masmavi gözleri çoktan dolmuştu ancak inatçılıkla başını iki yana sallayarak '' Asla sensiz bir yere gitmem.'' dedi. Xiao ve Yun Chen yıllardır birbirini seviyor ama asla birbirlerine açılmıyorlardı. Çünkü etik değildi. Sanki sessiz bir anlaşmaya varmış gibi asla konusunu bile açmadılar sadece birbirlerini uzaktan sevmeye devam ettiler. Ama bu anlaşma şu an bozulmuştu çünkü Prenses Xiao bu tehlikeli durumda sevdiği adamı bırakamazdı.
Yun Chen ne hissettiğini anlıyordu ancak onun burda kalmasına izin veremezdi. Yüzünde kendine güvendiğini belli eden bir gülümseme yerleştirdi ve konuştu. ''Xiao biliyorum söylemek istediklerini ancak vaktimiz yok bu madalyon çok önemli yarına kadar yetiştirilmek zorunda ben bunları oyalayacağım hem bilmiyor musun ne kadar güçlü olduğumu beni asla öldüremezler git ve madalyonu götür ben iyi olacağım.''
Xiao göz yaşlarını sildi ve kısık bir sesle '' Söz mü?'' dedi.
Yun Chen yavaşca dudaklarına bir öpücük kondurdu ve '' söz veriyorum iyi olacağım, hadi git oyalanma daha fazla.'' dedi.
Xiao ona son bir bakış attı ve arabadan kendini özel yeteneğiyle gizleyip çıktı dönüp sevdiği adamın sarsılmaz gibi görünen figürüne bir kere daha baktı ve oradan uzaklaştı.
Yun Chen aslında hayatta kalma ihtimalinin bile olmadığını biliyordu. hem sayıları çok fazlaydı hem de Yun Chenle aynı güçte 3 rakip vardı karşısında. Ama Yun Chen korkmuyordu, tek endişesi ölmeden önce yeterince zaman kazandıramamaktı. Ama düşmanlar yavaş yavaş üstüne doğru koşmaya başlayınca tüm endişelerinden arındı ve simsiyah gözlerinde inanılmaz derin bir öldürme arzusu belirdi.
Gerginlikten kırılan askerlerine baktı ve sakin ama güven dolu bir sesle. ''Kardeşlerim ölümde buluşuyor muyuz?''. dedi.
O an tüm askerler içlerinde kaynayan kanı hissetti hepsi öleceğini biliyordu ama hiçbiri geri adım atmayacaktı. Hepsi komutanlarının tek sözüyle ölüme gidecek yiğitlerdi. Hep bir ağızdan ''Sizinle ölmek büyük bir onur komutanım.'' dediler. Ardından cennete girmek için yarışan insanlar gibi koşarak düşmanlarına doğru saldırıya geçtiler. Her biri elit birer askerdi ama düşmanın sayısı çok fazlaydı. Sonuçta yeterli sayıda karınca bir araya gelirse bir fili bile öldüreiblirdi değil mi?
45 dakika sonra yüzlerce düşman askeri öldürülmüştü ama binlercesi hala saldırıyordu. Yun Chen'in tüm askerleri öldürülmüş tek başına direniyordu. Birkaç saat daha savaşmaya devam etti binlerce asker öldürdü. Ancak artık enerjisi tükeniyordu ve düşmanın asıl güçlü üçlüsü sonunda Yun Chen'in sınırına ulaştığını fark etti ve saldırmaya başladılar.
Artık dayanamazdı 39 mızrak darbesi yemişti ve 40. sı boynuna saplandığı gibi oracıkta can verdi...
Güç Seviyeleri:
1. Başlangıç Savaşçı Alemi: 10 aşamadan oluşur.
2.Vücut Savaşçı Alemi: 10 aşamadan oluşur.
3.Derin Savaşçı Alemi: 10 aşamadan oluşur.
4.Ruh savaşçı Alemi: 10 aşamadan oluşur.
5.Yıldız Savaşçı Alemi: 10 aşamadan oluşur
6.İmparator Savaşçı Alemi: 5 aşamadan oluşur
7.Tiran Savaşçı alemi: 3 aşamadan oluşur.
şimdilik bu 7 alemi bilmemiz yeterli. Henüz kitabımızda daha güçlüleri yok. Ama sonsuz derinlikte bir kitap olduğumuz için bunlar sadece başlangıç.
Yazar Notu: Umarım beğenmişsinizdir. Biliyorum çok fazla hatam var ama daha ilk yazdığım hikaye ve ilk bölümüm ayrıca gece hiç uyku uyumadım suan saat sabah 9 :D Emin olun kitapla beraber ben de gelişeceğim. Yorumlarınızı bekliyorum. Yeterli ilgiyi görürsem günde birden fazla bölüm de yazabilirim. Esenlikler dilerim.....
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..