BÖLÜM:2 İBLİS TANRISI

avatar
795 11

İBLİS HÜKÜMDARI'NIN GÜNCELERİ - BÖLÜM:2 İBLİS TANRISI


                                                         

                                                                          İBLİS TANRISI




 


               Yun Chen'in ruhu vücudundan ayrılmıştı. Kendi cansız bedenini, düşmanlarının cesedinin üstündeki madalyonu arayışını ve suratlarındaki çılgın ifadeyi görebiliyordu. Bir iç çekerek öldüğünü kabullendi. O anda bile tek düşündüğü Xiao'nun başarılı olup olmadığıydı. Aklındaki tek soru buydu.






              Tam o sırada ruhu göklere çekilmeye başladı. Demek ölüm böyle bir şeydi ruhumuz bir süre daha öldüğümüz yerde duruyor sonra tanrıyla karşılaşmak için yukarı doğru çekiliyordu. Ama tam o sırada bir şey yaşandı. Yun Chen'in ruhunu yerden yükselen siyah bir enerji kaplaldı ve göklere doğru yükselmekte olan ruhu, yerin altına doğru çekildi.






            Yun Chen şok olmuş bir şekilde bu güce direnmeye çalıştı. İradesini kullandı elinden geleni yaptı ancak o siyah enerjiyi yalnızca birkaç saniye durdurabilmişti. Ardından kaldığı yerden aşağı doğru çekilmeye devam etti. Ne kadar sürdüğünü bilmiyordu ancak artık içinde tanrıyla karşılaşacağına ve cennete gideceğine dair bir umut kalmamıstı.




             Yun Chen kimdi? Kötü birisi miydi? Aslında hayır. Hayatı boyunca hep güçsüzleri savunmuş, impapratorluğunu gururla korumuştu. Ama neden gökler onu istemiyordu? Neden yer altına çekiliyordu vücudu?




           Yun Chen'in bunları düşündüğü sırada, bir kahkaha sesi duyuldu. Çok gür ve bir o kadar da güçlü bir sesti. O ses biraz daha kahkaha attıktan sonra '' Aahahahah doğru seçim yaptığımı biliyordum insan. İradenle bana bile birkaç saniye direnmeyi başardın. AHAHAHAHAH''




       Yun Chen korkuyla zorla da olsa '' Sen de kimsin?'' diyebilmişti.




       Yun Chen hala aşağıya çekiliyordu, anlaşılan henüz inmesi gereken yere kadar inememişti. Yavaşça karanlık boğucu bi odanın içerisinde buldu kendini. Etrafta şamdanlar, zırhlar, kılıçlar, iskeletler ve onlarca metre uzunluğunda bir tahtın üstünde simsiyah tazıları okşayan 2 metre boylarında kaslı olduğu her halinden belli olan bir adam vardı.




     Yun Chen'e bir bakış attı sonra ilgisizce cevap verdi '' Ben İblislerinTanrısıyım.''dedi.




    Yun Chen şok olmuştu nasıl olabilirdi neden buradaydı. İnanamayan bir ses tonuyla ''Y-yani ben cehenneme mi gideceğim?'' dedi.




   İblis Tanrısı bir kahkaha daha patlattı ve konusmaya başladı. '' Ahahahahah insan çok ilginç birisin ama yaşantını izledim kesinlikle salak değilsin. Sence de İblislerin Tanrısı olarak aciz güçsüz bir insanı cehenneme yollamaktan ben mi sorumluyum? Emrimdeki milyonlarca iblis ne işe yarıyor sanıyorsun ki?''






   Yun Chen'in o an kafasına dank etmişti, haklıydı. Her insanı cehenneme yollamak için bir tanrının görevli olması çok saçma olurdu değil mi? Sonuçta daha önemli işleri vardır diye düşündü. Soğukkanlılığını topladı ve sordu.'' O halde benden bir şey mi istiyorsun?''






    İblis Tanrı'sı gülümsedi konuşmanın gidişatı nihayet ilgisini çekmeye başlamış gibiydi ve cevap verdi. '' Sonunda kafan çalışmaya başladı insan. Ama yanlış düşünüyorsun. Senden bir şey istemiyorum aksine sana bir şans vermek istiyorum. Seni tekrar dünyaya yollayabilirim tek şartım dünyadayken senden istediklerimi yerine getirmen.'' dedi.






    Yun Chen biraz sessiz kalıp düşündükten sonra cevapladı. '' Asla olmaz. Bir tanrı bile olsan sen iblissin kötülüğün temsilisin bana bir değil bin yaşam bile versen senin kuklan olmayacağım. Gerekirse beni cehennemde sonsuza dek yak.'' dedi. 




   İblis Tanrı'sı şaşırmıştı. Nasıl bi insan bu kadar korkusuz olabilirdi ki? Ama bir yandan da heyecanlanmıştı çünkü çok eğleneceği belliydi. Ve konuşmaya başladı. '' Velet sana karşı dürüst olacağım. O tapındığın cennette seni bekleyen tanrılar var ya işte onlar senin dünyandan vazgeçti tüm halkının ölmesine izin verecek. Evet bu sefer dünyan kurtuldu ama sadece birkaç yüzlyıl sonra yok edilecek.''




     Yun Chen inanamıyordu nasıl olabilirdi ki böyle bir şey? Hani madalyon kurtaracaktı dünyayı denizden gelen vahşilerden? İstemsizce mırıldandı. '' Böyle bir şey mümkün değil o madalyon dünyamızı binlerce yıldır koruyor ve imparatorluğumuzun mihenk taşı.'' 






     İblis Tanrısı sinirlenmemişti aksine sakince cevapladı. '' Haklısın o madalyon çok güçlü dünyanızı yaratan 3 tanrı tarafından oluşturuldu. Ve size bırakıldı. Ancak dünyanızdaki insanlar milyonlarca yıl sonra o tanrıların adını bile hatırlamıyor ve onlara artık tapınmıyorlar. Bu da o 3 aptalın canını sıktı ve madalyondaki gücü yok ettiler. Evet bi seferlik kurtuldu insanoğlu ancak bir sonraki savaşta kesinlikle yok edileceksiniz. Madem inanmıyorsun izin ver sana göstereyim.'' dedi


 

             


     O an birden ortalık kararmıştı tanıyamadığı bir gezegendeydi her yerde yangınlar ve cesetler uzanıyordu. Sağ kalan tek bir kişi bile yoktu. Arada sırada cesetlere tecavüz eden birkaç deniz vahşisinden başka bir şey yoktu. Şehirler, binalar, ormanlar hepsi yok edilmişti. Tek görebildiği yangın ve cesetlerdi. Ceset yığınlarından dağlar oluşturuluyor ve ateşe veriliyordu. O an Yun Chen kendi gezegeninde olduğunu fark etti. Tek fark tüm gezegen yok edilmişti!!


      Yun Chen'in inanamayan gözlerle baktığını gören İblis Tanrısı sakince konuştu. '' Gördün mü tam da dediğim gibi. Aslında bu bölge en iyi durumda olanlardan biri en azından burdaki vahşiler insan eti sevmiyor ve onları yakıyor.'' 

 

    Yun Chen'in nutku tutulmuştu ne diyeceğini bilemedi. İblis Tanrısı tekrar konuşmaya başladı. ''Eee velet ne düşünüyosun? Hala ısrarcı mısın o aptalların yanına cennete gitmek istediğin konusunda?'' Bu sefer nefretle konuşmuştu sanki o tanrılarla arasında bir kan davası var gibiydi.


    Yun Chen bir süre sessizce etrafı izlemeye devam etti. Ama bu uzun sürmedi çünkü 11-12 yaşlarında küçük bir kız çocuğunun cesedinin annesinin yanında yarısı yok olmuş bir şekilde uzandığını gördü. İçinden lanet okudu ve sessizce bir yemin etti. 'Tüm o lanet tanrıların kökünü kazıyacağım.' İşte bir İblis Hükümdarı'nın yükselişi de böylece başlayacaktı. Ve kimse bilmiyordu o sessiz yemini eden genç adam tüm tanrıların kabusu haline gelecekti.


    Yun Chen nihayet sakinleşmişti hatta öyle sakinleşmişti ki hayatında hiç bu kadar sakin ve soğuk hissettiğini hatırlamıyordu. Ardından özgüvenle konuştu. '' Benden ne istiyorsun bilmiyorum ama bana bütün bunları değiştirmem için  bi fırsat vereceksen ne istersen yaparım. Ama tek bi şartım var beni güçlü yap öyle güçlü yap ki tüm tanrıların kökünü kazıyabileyim.''



     İblis Tanrısı bu veledin dedikleri karşısında kahkaha atmak istedi. Sonuçta ona bu şansı vermesinin tek sebebi biraz eğlence izlemekti. Ama bu çocuğun iradesi karşısında hafifçe titrediğini hissetti yoksa haklı olabilir miydi? Gerçekten tüm o can sıkıcı aptal tanrıları yok edebilir miydi? İşte bunu öğrenmek istiyordu ve bu çocuğa yardım etmeye karar verdi...



YAZAR NOTU: İşte 2. bölümümüz de geldi. Kitap hakkında varsa eleştirileriniz duymak isterim ona göre bir yol izleyebiliriz. Yorum yapmayı unutmayın bu gece bi bölüm daha paylaşacağım. Esenlikler dilerim!!!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46886 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr