CEHENNEM
İblis Tanrı'sı, düşüncelere daldığı sırada elini salladı ve ortam eski haline döndü. Nihayet bu insan kabul etmişti. Bunun çok ilginç olacağına dair hiçbir şüphesi yoktu. Ama bir yandan da acaba bu insanın dediği kadar güçlenip güçlenemeyeceğini merak etmeden edemiyordu. Çünkü ona baktığında bu kişiden kendisini bile rahatsız edecek ölçüde bir baskı yayıldığını hissediyordu. Bu baskı saf güçle alakalı değildi, bu baskı tamamiyle o çocuğun iradesinin ve ruhunun gücüydü.
İblis Tanrısı düşüncelerini bir kenara bırakıp sordu. '' İnsan, bu büyük sorumluluğa girmeden önce seni uyarmalıyım. Dünyanın yok olma zamanı geldiğinde yok olmasını engellesen bile ki bu da imkansıza yakın. Tanrılar işlerine karıştığın için seni asla rahat bırakmayacak. Sürekli peşine birilerini takıp seni öldürmeye çalışacaklar. Egoist p*çler.''
Yun Chen'in bunu zaten öngördüğü belliydi. Hiçbir korku belirtisi göstermeden sakince ve güvenle konuştu. '' O halde öldürmeye önce o tanrıların köpeklerinden başlarım ben de.''
İblis Tanrısı şok olmuştu. Ama demin o çocuğun istemsiz bir şekilde yaydığı baskıyı hatırlayınca haklı olabileceğini düşündü ve ses etmedi. Ardından yüzünde pis bir gülümsemeyle konuştu.''Madem bu kadar kararlısın, seni bir süre eğiteceğim. Ancak seni dünyaya bu şekilde gönderemem, sonuçta bu benim yarattığım bi gezegen değil. Elimden gelen tek şey ruhunu ve iradeni güçlendirip sana birkaç şey öğretip bir bebeğin bedeninde seni dünyaya sıfırdan yollamak. Madem kendinden bu kadar eminsin şu andan itibaren eğitimine başlıyoruz.'' dedi ve çok uğursuz bir kahkaha attı.
Önce ona acıyı hissedebilmesi için bir beden yarattı, sonra da ruhunu zorla o bedenin içine mühürledi. Ardından bedeni ensesinden yakalayıp kahkahalar eşliğinde cehenneme götürdü. Ve böylelikle Yun Chenin Cehennem'deki 'Cehennem Eğitimi' başlamıştı.
Yun Chen birden çorak bir çölün ortasında buldu kendini. Hemen ilerisinde kocaman tahtında oturan İblis Tanrı'sı duruyordu. Ne ara buraya geldiklerini sorgulamadı, sonuçta karşısındaki kişinin kimliğinin farkındaydı.
Yun Chen tam bunları düşündüğü sırada İblis Tanrı'sı konuşmaya başladı. '' Bak insan burası cehennem. Böyle göründüğüne bakma şuan ben bu bölgedeyim diye buralar sakin. Kendi bilinci olan bir yer cehennem. Sanılanın aksine burası alevlerle dolu bir yer değil. Çok daha kötüsü. AHAHAHAH. Neyse burda işler insanın korkusuna göre yürüyor yani insanın en korktuğu şeyleri belki bir canavar belki bir kişi belki de bir böcek ne olduğu fark etmeksizin. Cehennem o kişinin korkularını algılar ve ona göre bir ceza seçer. Cezalandırılan kişi ise sonsuza kadar bu lanetli yerde yaşar.''
Yun Chen, bütün bunları neden anlattığını anlayamıyordu. içinden 'benimle bunların ne alakası var ki. Ben güçlenmek için burdayım neden anlatıyosun tüm bu saçmalıkları' diye geçirdi.
Yun Chenin sessiz kaldığını gören İblis Tanrı'sı yüzüne tekrardan habis bir gülümseme takınıp konuşmaya başladı. '' Sana tüm bunları neden anlattığımı merak ediyor olmalısın değil mi? İşte cevabın; Çünkü ilk eğitim yerin burası olacak ahahhahah. Burada ömrün boyunca yaşadığın tüm korkuları yaşayacaksın hemde defalarca. Tekrar ve tekrar. İşte ondan sonra asla hiçbir korkun ya da endişen olmayacak. Bu da iradeni güçlendirmemizin ilk adımı.'' dedikten sonra dudaklarını yalayarak Yun Chene baktı.
Yun Chen'in kanı donmuştu ama sonra düşününce hak verdi. Sonuçta Yun Chen'in amacı tüm tanrıları katletmek değil miydi? Böyle basit bir işkenceye bile katlanamıyorsa o devasa amaçlarını nasıl başaracaktı ki? Ardından soğukkanlılıkla sordu.'' Bu kadar mıydı yani? Başka bir şey yoksa başlayalım.''
Bu lafları duyan İblis Tanrısı kesinlikle öfkeden çıldırmıştı. Sinirli bi şekilde homurdandı ''Bana bak velet. Burası cehennem, CE-HEN-NEM gerçekten korkmuyor musun harika o zaman sana şunun müjdesini vereyim. Dünyanın yok edilmesinin başlangıcına 450 yıl civarı var. Seni dünyaya yollamadan önce yüzlerce yıl burda işkence edeceğim. Aaa söylemeyi unuttum değil mi dünyada 1 gün cehennemde 1 yıla eşittir. Yani 10 binlerce yıl burada eziyet çekeceksin AHAHAHAHAHAH.''
İşte bu sefer Yun Chen hapı yuttuğunun farkındaydı. Ama bir şey demedi ilgisizce homurdanmakla yetindi.
Tam o sırada etraf birden değişmeye başladı. Yun Chen İblis Tanrısı'nın kahkahalarını duyabiliyor ancak silüetini göremiyordu.
Etrafın değişimi bittiğinde, bir yatakta uzanıyordu üstünde battaniye vardı bir kadın başını okşuyordu. Bir dakika bu kadın annesi miydi? Evet oydu! Ama annesi o daha güçükken ölmemiş miydi? Daha doğrusu öldürülmemiş miydi? Yun Chen sonra birden ellerini fark etti ufacıklardı. Çocukluğuna mı dönmüştü yoksa?
Annesi onu son kez öpüp kadife gibi sesiyle usulca konuştu. '' İyi geceler oğlum, artık uyuma vakti yarın görüşürüz.'' dedi ve odadan çıktı. Bu anı Yun Chen asla unutamıyordu çünkü annesini son kez canlı görüşüydü.
Yun Chen yataktan fırlayıp annesinin peşinden gitmek istiyordu ancak bunu yapamıyordu. Bir şey sanki ona engel oluyordu. Sanki görünmez bir iple yatağına bağlanmış gibiydi. Ta ki annesinin çığlığını duyana kadar. Annesi çığlık attığı sırada Yun Chen'in bağları çözülmüştü adeta. İçeri doğru var gücüyle koştu. Ancak gecikmişti, şeytan maskeli bir adam elindeki annesinin kanıyla lekelenmiş bıçağını annesinin üstüne silerek temizliyordu. Sonra adam çocuğa bir bakış bile atmadan bir anda kayboldu. Yun Chen çocukluğunda yaşadığı en büyük travmayı orada tekrar yaşıyordu. Hemen annesinin yanına koştu ve boğazındaki yaraya elini bastırdı. Onu kurtarmak istiyordu ama çok geçti. Annesi artık hayatta değildi, oğlunun kollarında gözleri açık bir şekilde hayatını kaybetmişti...
Yun Chen bir çığlık attı, sanki dünyadaki herkesi sadece sesiyle öldürmek istiyordu. O kadar yüksek bir o kadar da çaresiz bir çığlıktı bu. Ondan sonra her şey birden karardı. Yun Chen tekrar yatağındaydı ve annesi tekrar onu öpüp odadan çıkmıştı. Yun Chen her şeyi tekrar tekrar yaşamaya başladı. Aklını kaybetmek üzereydi. Ne yaparsa yapsın annesini kurtaramıyor. Onu uyarmak için ağzını bile açamıyordu. Aynı anıyı belki binlerce kez yaşamıştı. Ama her seferinde başarısız olmuştu.
Yun Chen gerçekten çok uzun bir süredir aynı anıya hapsolmuş, tahmin bile edilemeyecek bir acıyı deneyimliyordu. Artık kafayı yemek üzere olduğunu fark etti. Ama geriye kalan son irade kırıntısına tutundu. Bu sadece bir testti bunu biliyordu. Güçlenmesi için yapılan zalimane bir eğitimdi bununda bilincindeydi. Ve en önemlisi kendi gezegeninde yaşayan milyarlarca hayat, onun bu eğitimden başarıyla geçmesine bağlıydı. Bunun bilincinde olması ona tutunma gücü veriyordu.
O sırada etraf karardı ama Yun Chen yatağında bulmadı kendini biraz daha bekledi ancak hiçbir şey olmuyordu. Ne oldu acaba diye düşünürken karşısında o pis gülüşlü İblis Tanrısını gördü. Şok olmuştu o kadar uzun süredir bu anıya hapsolmuştu ki artık asla kurtulamayacağını düşünmeye başlamıştı.
İblis Tanrı o habis sesiyle konuşmaya başladı.'' Ne o velet sıkıldın mı aynı şeyleri görmekten. Sadece 1 yıl geçti oysaki. Pheew nerdeyse unutuyordum orda zaman farklı değil mi yani yüzyıllardır annenin katledilişini izliyorsun. Ahahaahah''
Yun Chen kömürden bile kara gözleriyle ona baktı ve cevapladı. '' Tanrıları katletmeye başladığımda senin de sıran gelecek.'' Aslında böyle bir şey olmayaca o da bunun bilincindeydi sadece o lanet iblise tehdit savurmak istemişti. cehennemde geçirdiği yüzlerce yıl onun karakterini sarsıcı bir şekilde değiştirmişti.
İblis Tanrı çocuğun hala kendinden emin oluşunu görünce şok olmadan edemedi. Çünkü aslında dışardaki dünyada 1 yıl değil 100 yıl geçmişti. Yani basit bir hesapla 36.500 yıldır cehennemde annesinin katlini izliyordu. İradesi gerçekten sağlamdı ve her geçen gün daha da sağlamlaşıyordu. İstemsizice bu çocuğa hayranlık duymaya başladı İblis Tanrı'sı.
İblis tanrısı tekrar söze girdi.'' Neyse insan öyle bir canım sıkılmıştı yanına uğriyim dedim biraz daha cehennemde duracaksın sonra seninle birlikte çalışmaya başlayacağız.'' dedikten sonra ortam birden değişmeye başladı.
Bu sefer Yun Chen odasında değildi. Kendisiyle birlikte ölüme giden, kardeşleri gibi olan 20 askerinin yanında düşmana hücum ediyordu. Gözlerinin önünde teker teker tüm kardeşleri ölüyordu. Her kardeşi öldüğünde kalbine sanki binlerce mızrak saplanıyormuş gibi hissediyordu. Bu adamları kendi yetiştirmişti birlikte ölüm kalım mücadelelerinden sağ çıkmışlardı. Ancak şuan hepsi teker teker can veriyordu. Tüm askerler teker teker öldükten sonra Yun Chen'in boğazına tekrar saplandı 40. mızrak darbesi. Ve etraf tekrar karardı. Az sonra acımasız katliam tekrar başlayacaktı...
Yun Chen kaç defa bu sahneyi yaşadığını hatırlayamıyordu bile. Tek bildiği zaman kavramını yitirdiğiydi belkide binlerce kez öldürülmüştü. Hem aldığı darbelerin acısını hissediyor hem ölümün tadına defalarca kez bakıyor hem de defalarca kez kardeşlerini kaybediyordu. Neredeyse annesini kaybettiği sahne kadar acıydı burası da.
Uzunca bir süre sonra kendini tekrar İblis Tanrı'sının önünde buldu. Ona onaylama dolu bakışlarla bakan İblis Tanrısı sakince konuşmaya başladı. ''Evlat, gerçekten beklediğimden bile daha iradeli çıktın senin yerinde başkası olsa çoktan bırakmayı pes etmeyi seçerdi. Ancak sen yapmadın ve artık kaya kadar sağlam bir iraden olduğuna göre eğitimimizin 2. aşamasına geçebiliriz.'' dedi. Ve onu temsil eden habis kahkahalarından birini daha attı.
Yun Chenin Cehennem Eğitimi 2. aşamasına geçiyordu artık. Hiçbir pişmanlığı ve korkusu yoktu aklındaki tek soru bu eğitimin kendisini ne kadar güçlendireceğiydi. Eğitimin ne olduğunu bile merak etmiyordu...
YAZAR NOTU:
Evet 3. bölümümüz de burada bitti. Yorumlarınızı bekliyorum. Esenlikler dilerim!!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..