1.Bölüm | SADECE BİR RÜYA

avatar
928 9

İlahi Dilek - 1.Bölüm | SADECE BİR RÜYA


Yaratılmışsın ve yaşıyorsun. Belli bir zamanı geçireceksin şu dünyada. Senin gibi tonlarcası var ve sen başka bir şekilde yaşamayı seçiyorsun. Neden acaba? Bir insan mesela bir çocuğu nasıl üzer, yok sayar? Ölüp gideceği şu dünyada insan neden kötü olur? Kendinden önce nicesine yar olmayan ve doğal süreç olarak muhtaç, güçlü ve yine muhtaç döngüsündeyken bir insan neden kötülük yapar? Anlık hazlar mı cevabı bu sorunun? 

Tüm canlılar saf, temiz ve iyi kalpli doğarken kötülük neden var olmaya devam eder?

____________________________ღ______________________________  

Karanlık dışında hiçbir şeyin gözükmediği sıcak ve nemli bir oda. Belki de sadece bir boşluk. Nerede bulunduğunu anlamaya çalışırken kulaklarında yankılanan ılımlı bir ses. Çok geçmeden karanlığın arasından uzanan bir el. 

Karanlığın içinden çıkan el, karşısında durmakta olan korkmuş adamın yanağına ufak bir dokunuş yaptı.  Elin derisi o kadar yumuşak ki yüzüne her değdiğinde vücuduna bir rahatlama veriyordu.

"Demek sekizinci katılımcı sensin."

Rayomi korkarak yatağından fırladı. Uyanmasına rağmen gördüğü rüyanın etkisi geçmedi. Duyduğu ses kulaklarında çınlıyordu. Gerçekten bu nasıl bir rüyaydı? Sadece karanlıktan ibaret.

Bir süre sersemlemiş bir şekilde etrafa bakındı. Çok geçmeden sağ elinin acıdığını fark etti. Acaba uyurken elini bir yere mi vurmuştu? Ne olup bittiğine anlam veremedi.

"Ahh! Bu da ne böyle? Kapkaranlık bir odada parıldayan bir el gördüm. Sadece bir el vardı, o ses nereden geldi?"

Güneş daha yeni doğmuştu. Rayomi duvardaki saate baktı ve sonra yatağından kalktı. Dışarıdan bir kaç köpeğin havlama sesi geliyordu. Odasındaki pencereye yanaştı ve dışarıya baktı. Pencereden dışarıya bakar bakmaz ilk gördüğü şey kırmızı bir gökyüzüydü.

'Ne?! Kırmızı gökyüzü?'

Gözlerini eliyle ovuşturdu ve yanaklarına birer tokat attı. Gözlerini tekrar açtığında her şey olması gerektiği gibi normaldi.

'Az önce ne gördüm? Uyku sersemi halimle bir yanılsama mı gördüm?'

Sokaklar her sabah olduğu gibi işe yetişmeye çalışan insanlarla doluydu. Her gün aynı telaş içinde olan, sistem kölesi insanlar. 

Bir kez daha esnedikten sonra sabah egzersizlerini yapması gerektiğini fark etti. Dışarıya ilk baktığında gördüğünü sandığı kırmızı gökyüzü, Rayomi'nin kalp atışlarının hızlanmasına neden olmuştu.

"Yine saçma sapan bir rüya görerek uyandım. Yaşasın!"

Babası her sabah olduğu gibi kahvaltıyı hazırlayıp evden çıkmıştı. Babasının işi erken saatte başladığı için beraber kahvaltı yapma fırsatları olmuyordu.

"Bu adam hiç uyumuyor mu?"

Rayomi, üvey babası ile yaşıyordu. Daha 1 yaşındayken ailesinin geçirdiği bir kazada anne ve babası vefat etmişti. Bebek olmasından dolayı beş yaşındaki ablası ile farklı yetimhaneye düşmüştü. Altı yaşındayken onu Samasu ailesi evlat edindi ama bir yıl geçmeden üvey annesi de vefat etmişti. 

Üvey babası ile beraber yaşıyordu ama babası çok yoğun çalışıyordu. Babası geceleri çok geç geliyor sabahları çok erken çıkıyordu. Neden bu kadar çok çalıştığı sorulunca "ben işime aşık bir adamım" diyordu ve gerçekten de öyleydi. 

Rayomi, soğuk bir duş sonrası kahvaltısını yapıp okulun yolunu tuttu. Okul evine yakın olduğu için yürüyerek gidip geliyordu. Rayomi yaşadığı onca şeye rağmen çok neşeli bir insandı. Herkes onun dürüstlüğüne ve zekasına hayrandı. 

Düşüncelere dalmış bir şekilde yolda yürürken tanıdık bir ses kulaklarında yankılandı.

"Raaayoomiiii."

Rayomi arkasına döndü ve sesin sahibine baktı.

"Aaa! Inaba günaydın."

"Günaydın, bugün çok erkencisin."

"Evet, saçma bir rüya gördüm sonra uyuyamadım bu yüzden erken kalktım."

"AHAHHA. Bana da sıkça olur, çok tatsız bir olay. Bugün ilk ders yabancı dil, ödevini yaptın mı?"

"Neeee? Tamamen unuttum."

"AHAHAH! O zaman hızlıca okula gidelim, dersler başlamadan önce benden kopya çekerek ödevini tamamla."

Aceleyle koşmaya başladılar. Dün akşam bilgisayar oyunlarına dalıp ödevlerini yapmayı unutmuştu. Pişman mıydı? Tabi ki hiç pişman değildi. 

Yolda Oliva ile karşılaştılar ama Oliva onları görmezden geldi.

"Bu iki yarım akıllı sabahın bu saatinde ne yapıyor?"

Inaba, Rayomi'ye yaklaşıp somurtan bir yüz ifadesiyle fısıldadı.

"Şu Oliva sence de güzel olduğu kadar sinir bozucu değil mi? Ona uyuz oluyorum."

Rayomi gülümsedi ama bir şey söylemedi. 

Oliva küt siyah saçlı, mavi gözlü, tatlı bir kızdı. Okulda hayranı çoktu ama insanlardan uzakta kalmayı tercih ediyordu. Kendi arkadaş grubu dışındakilere çok soğuk davranır ve çoğunlukla onları görmezden gelirdi. Onun bu huyları nedeniyle çoğu kişi ona gıcık olurdu.  Ama Oliva, Rayomi'ye iyi davranır, onunla iyi geçinirdi bu yüzden Rayomi'nin onunla bir sıkıntısı yoktu. 

Kısa sürede okula vardılar. Derslerin başlamasına daha çok zaman vardı. Yapmayı unuttuğu ödevini tamamlamak için yeterli süreye sahipti.

***

Bir sıkıcı okul günü daha bitmişti. Inaba okul çıkışı kulüp aktivitelerinden dolayı geç çıkacaktı. Rayomi onun adına üzülüyordu. Kim okulda daha fazla zaman harcamak isterdi ki? Yanında Inaba olmadan eve dönüyor olması onu yalnız hissettirmişti.

'Yine yapayalnızım' diyerek içerlerken yolun karşı tarafında bulunan kedileri seven Oliva'yı gördü.

"Heyy Oliva" 

Karşı tarafa geçti ve Oliva'nın yanına yürüdü. Oliva kafasını kaldırdı ve Rayomi'ye elindeki kedi yavrusunu uzattı.

"Çok tatlı değiller mi?" Rayomi, kedilerden çok Oliva ile ilgileniyordu.

"Eveet çok tatlılar"

Kedileri sevdikten sonra sohbet ederek eve doğru yürüdüler. Rayomi için Oliva ile sohbet etmek çok keyif vericiydi. Onun yanındayken zaman su gibi akıp gidiyordu. 

Oliva ile vedalaştıktan sonra almak istediği kitabın bugün mağazaya geleceğini hatırladı. Neyse ki mağaza çok yakınlardaydı. Kısa bir yürüyüş sonrası kitap mağazasının önüne geldi. Mağaza her zamanki gibi kalabalıktı. Yeni gelmiş kitapların kağıt kokusu tüm mağazayı kaplıyordu. Rayomi'nin almak istediği kitap en arka raflarda bulunduğu için kalabalığın arasından sıyrılarak ilerlemeye başladı. Mitoloji bölümünün önünden geçerken bir kitap dikkatini çekti. 

Kitabın adı "Mitolojik Savaşlar ve Mitolojik Silahlar" idi. Bu kitabı daha önce sınıf arkadaşları konuşurken duymuştu. Kitabı eline aldı ve sayfaları kurcalamaya başladı. İlk açtığı sayfada bir kelime dikkatini çekti. 

"AEGİS: Athena'nın kalkanı. Bir gün Perseus Medusa'nın başını kestiğinde onu Athena'ya armağan etmiştir. Athena'da bu başla kalkanını süslemiştir."

Bu isim Rayomi'ye çok tanıdık geldi ve dikkatini ilk önce bu kelime çekti. Elindeki kitabı aldığı yere bıraktı ve bu mağazaya gelmesine neden olan kitabın bulunduğu rafa yöneldi. 

İstediği kitabı aldıktan sonra iyice ıssızlaşmış olan sokaklardan yürüyerek evine vardı.

Rayomi'nin babası yine geç gelecekti bu yüzden yemeği kendisi hazırlamalıydı. Yemek yaparken Oliva'nın kedileri severken ki hali aklına geldi.

"Acaba Oliva'ya falan aşık mı oluyorum?(!)" [Kesinlikle]

Uzun uğraşlar sonucu yaptığı yemeği yedikten sonra bedenine bir anda bir ağırlık çöktü ve başı ağrımaya başladı. Odasına çıkıp yatağına uzandı, kısa bir sürede kendine geleceğini düşünüyordu. O sırada bedenindeki ağırlığa daha fazla dayanamayıp uykuya daldı.

[Katılımcı tanımlandı. İçeri alınıyor.]

Rayomi, kafasının içinde yankılanan sesi duyar duymaz gözlerini açtı ama hiçbir şey göremedi. Yine kapkaranlık bir odadaydı. Tepede garip bir şey parlıyor ama odayı aydınlatmıyordu. Odanın sıcak ve yoğun havası adeta tenini okşuyordu. Etrafında tam 11 tane insan silüeti gördü. Tüm insanlar sanki sansürlenmiş gibi bulanık duruyordu. Nedense içinde bir huzursuzluk vardı.

Tepeden gelen yumuşak bir ses duydu. 

"Naber canlarım."

 

____________________________ღ______________________________

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46884 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr