"O ZAMAN OYUN BAŞLASIN!"
Rayomi bir kez daha yatağından düşerek uyandı. Günlük rutini eksiksiz bir şekilde başlamıştı.
"Aahh! Lanet olsun neden hep böyle oluyor."
Saate doğru baktı. Saat daha sabahın beşiydi, uyanmak için çok erken bir zamandı.
Duyduklarından sonra tamamen depresif bir ruh haline girmişti. Düştüğü yerden kalkmadan, uzanmaya devam ederek düşüncelere daldı.
"Oyundan ayrılamadım üstüne bir de kimliğimi bilenler var. Bu şekilde kalırsam kesinlikle öldürüleceğim. Neden ben seçildim ki? Lanet olsun!"
Hayatta kalmak istiyorsa bir an önce güçlenmeliydi. Eğer bulabilirse güvenilir bir müttefik çok işe yarayabilirdi.
Ölme korkusu içini sarmıştı ama kendini uzun süredir buna hazırlıyordu. Düştüğü yerden kalktı ve odasından çıktı. Babası kahvaltısını yeni bitirmiş, evden çıkmaya hazırlanıyordu.
Rayomi hemen üstünü değiştirdi, yüzünü yıkadı ve antrenman yapmak için bahçeye çıktı. En son avladığı canavar ile seviyesi yükselmişti bu sayede silahını biraz daha rahat kullanıyordu.
Bir süre silahı ile çalıştıktan sonra mührünün özelliklerini keşfetmek için silahını mührüne geri soktu. Başmelek, mühürlerin düzenini bir bilgisayar oyunu gibi hazırladığını söylemişti.
Mührü o ne zaman silahını veya kazandığı taşları düşünürse, düşündüğü şeyin elinde belirmesini sağlıyordu. Şuan mührü ile ilgili bildiği tek şey buydu.
Odaklandı ve mührünü hissetmeye çalıştı. Farklı bir şeyleri düşünerek mührünün ne tarz özellikleri olduğunu öğrenmeye çalıştı.
'Acaba şuan seviyem kaç?'
Bir anda gözünün önünde bir ekran belirdi. Dışarıdan görünmeyen direkt gözünde oluşan bir ekrandı, sadece Rayomi görebilirdi.
Katılımcı Numarası: 8
MPW: CURTANA
MPW Seviyesi: 2
HP: 120/120
MP: 30/30
[İstatistikler]
Güç: 5
Çeviklik: 5
Dayanıklılık: 5
Beceri: 5
Hırs: 5
Algı: 5
(Kalan Puanlar: 5)
--Yetenekler--
~~
Oluşan ekranda "MPW Seviyesi: 2" yazıyordu. Bu durumda kendi seviyesi, mitolojik silahının seviyesi ile aynı demekti. MPW Seviyesi arttıkça silahını daha düzgün kullanabilecekti.
Biraz hayal kırıklığına uğramıştı ama oyun daha yeni başladığı için gayet normal bir durumdu.
"Kalan puanlar" kısmında kullanılmayan 5 puan duruyordu. Bu puanlar seviye atladığı sırada gelmiş olmalıydı. "Yetenekler" kısmının boş olması biraz üzücüydü ama orada yazıyor olması, ileride yeni yetenekler öğrenebileceği anlamına geliyordu.
İstatistik ekranının sıradan oyunlardan pek farkı yoktu. Çoğunlukla klasikti ama farklı bir seçenek vardı. "Hırs" kısmı, oyunlarda çok rastladığı bir seçenek değildi. Bu seçeneğin puanı yükseldikçe savaşma arzusu mu çoğalacaktı? Buna ihtiyacı var mıydı?
Okula gitme vakti yaklaşıyordu bu yüzden, bu tablo ile daha sonra ilgilenme kararı aldı. İçeri girdi ve üstünü değiştirmeye başladı. Hazırlığını tamamlayınca evden çıktı ve okula doğru yürümeye başladı.
Okulun başlamasına epey bir süre olduğu için yolu biraz uzatıp etrafı inceleyecek, kısa yoldan kaçıp saklanmanın en iyi yollarını arayacaktı. En azından bunu yapmayı istiyordu ama yolda ilerlerken ufak bir aksilik çıktı.
Oliva karşı taraftan okula doğru yürüyordu. Uzun zamandır onu göremiyordu. Hemen koşup Oliva'nın bulunduğu tarafa geçti.
"Heeyy Oliva"
Oliva arkasına doğru döndü. Rayomi'nin ona doğru geldiğini görünce yüzünde bir gülümseme oluştu.
"Aa! Rayomi günaydın."
Rayomi, Oliva'nın yanına doğru ilerledi.
"Sana da günaydın. Bayadır ortalarda yoktun, nerelerdeydin?"
"Biraz hastaydım bu yüzden evden çıkmadım. Ben yokken okulda önemli bir şeyler oldu mu?"
"Yok. Okul her zamanki gibi sıkıcıydı."
"..."
İkisi de bir süre sessiz kalıp okula doğru ilerlemeye devam etti. Oliva yere bakarak ve somurtarak yürüyordu. Rayomi onun bu haline pek alışkın değildi.
"Hey Oliva bir şey mi oldu? Neden üzgünsün?"
Oliva şaşırdı ama bozuntuya vermeden konuşmaya devam etti.
"Yok sadece biraz yorgunum. Galiba hastalığımdan dolayı yorgun hissediyorum. Çok sürmeden geçer."
Okulun önüne gelmişlerdi. Rayomi okula vardıkları anda, unuttuğu bir şeyi hatırladı.
'Hass! Etrafı inceleyip kısa yollar bulacaktım, Oliva'yı görünce tamamen unuttum.'
***
Rayomi okul bitene kadar sınıfından hiç ayrılmadı. Etrafta insanlar varken saldıran olmayacağını düşünüyordu ama bu düşüncesi korkmasını engellemiyordu.
Inaba bugün de okuldan geç çıkacaktı bu yüzden Rayomi ve Oliva baş başa kalmıştı. Beraber sohbet ederek yürüyorlardı. Rayomi, Oliva'nın yanındayken tüm dertlerini unutmuş sadece yanındaki kişiye odaklanmıştı. Ama bu durum çok uzun sürmedi.
Biraz ilerledikten sonra ikisi de ansızın duraksadı. Yüzlerinde iğrenç bir ifade oluşmuştu. Tam karşılarında siyah maskesini takmış ve siyah elbisesini giymiş sarı saçlı, kahverengi gözlü bir kadın duruyordu.
Rayomi kadını gördüğü an, kadının 4 numaralı katılımcı olduğunu anlamıştı. Yüzünde çok korkunç bir ifade ile Oliva'nın kolunu tuttu ve arka tarafa doğru koşmaya başladı.
"Oliva koş! Hemen uzaklaşmamız lazım."
Oliva hiç tepki vermeden Rayomi'nin peşinden koşmaya başladı. Rayomi korkuyordu ama korktuğu kadar Oliva için endişeliydi. Kendisi yüzünden Oliva'nın zarar görmesinden endişe duyuyordu.
İlerde bir yol ayrımı gördü. Bunu bir fırsat olarak kullanıp Oliva'dan uzaklaşacaktı.
"Oliva sen soldan, ben sağdan" diye bağırdı ve Oliva'nın kolunu bıraktı.
Yol ayrımında ayrıldıklarında 4 numara Rayomi'nin bulunduğu yöne doğru ilerlemeye başladı. "Oh neyse ki Oliva'nın zarar görmesini engelledim" diye içinden geçirdi ama kadının onun peşine düşmesi ve hızla ona doğru yaklaşması onu çok korkutuyordu.
Rayomi tüm gücüyle koşarken hemen sol tarafında, belinin hizasında bir tane kırmızı renk büyülü taş belirdi.
Rayomi taşın geldiğini tam algılayamadan taş patladı ve Rayomi yana doğru savruldu. Gözleri patlamanın etkisiyle kamaşmış ne olduğunu kavrayamamıştı.
Gözleri tekrar görmeye başladığında yere düşmüş bir halde olduğunu ve 4 numaranın yakınında olduğunu fark etti.
Kadın, Rayomi'ye alaycı bir tavırla bakıyordu. Rayomi'nin karnına ayağı ile bastırarak "ne kadar acınasısın, hiç güçlenememişsin" dedi.
Kadın sözünü bitiremeden arka tarafında havada süzülerek ilerleyen alev topları belirdi.
4 numara hızla geriye doğru hamle yaptı, arkasına doğru dönerken ellerinde hançerleri belirdi. Gelen alev toplarını hançerleri ile savuştururken Rayomi "işte fırsat" diye düşünerek ayağa kalktı ve kadının kafasına doğru sağ yumruğunu salladı.
Gelen son alev topunu da savuşturan kadın hızla kafasını yana çekti. Rayomi'nin yumruğu kadının yanağının yanından geçti. Yumruğu hiçbir işe yaramamıştı.
Kadın, Rayomi'nin kolunu kavrayıp arkasına döndü ve Rayomi'nin karnına ayağı ile sert bir darbe indirdi.
Zavallı Rayomi acı içinde geriye doğru sendeledi. Nefes almakta zorluk çekiyordu.
O sırada tanıdık bir sesin bağırışını duydu.
"Hey çirkin hatun buraya bak"
Sesin duyulmasıyla tekrardan alev topları fırlamaya başladı. Alev topları, gökyüzünden hızlı bir şekilde 4 numaranın tepesine iniyordu.
4 numara gelen alev toplarını hançerleri ile savuşturarak yana doğru kaydı. 4 numaranın yana kayması ile bir alev topu Rayomi'nin hemen dibinden geçti. Zavallı çocuk biraz daha ileride duruyor olsaydı alev topu onu küle çevirirdi.
Bu alev toplarının sahibi her kimse ona minnettar olmalıydı. Rayomi yavaşça doğrularak alev toplarının geldiği yöne baktı. Amacı alev toplarını kimin attığını öğrenebilmekti ama gördüğü manzara hiç hoşuna gitmedi.
Oliva elinde bir asa tutuyor ve kadına alev topları yağdırıyordu. Rayomi, alev toplarının sahibinin Oliva dışında herkesin olmasına razı olabilirdi.
Rayomi telaşlanmıştı ama kendini toparlamaya çalışarak canavardan elde ettiği kırmızı taşlardan bir tanesini eline aldı. Silahını uzun süre kullanamadığından onu doğru zamanda kullanmak için saklamaya karar verdi.
Eline aldığı taşı aktif edip, arkası dönük olan 4 numaraya doğru fırlattı. Kendisine fırsat yaratmaya çalışıyordu.
Üstüne gelen alev toplarını savuşturmakla meşgul olan 4 numara taşı fark etmedi ve taşın patlaması ile ileriye doğru savruldu.
Patlamanın etkisi ile etraf toz duman olmuştu. Rayomi bu fırsattan yararlanıp hemen Oliva'nın yanına doğru koştu ve kızın kolundan tutup koşmaya devam etti. Arkasına bakmadan tüm gücüyle kaçıyordu.
4 numara savrulduğu yerden kalkıp Rayomi ve Oliva'nın kaçtığı yöne doğru döndü.Peşlerinden koşmaya başlayacağı sırada arkasında beliren bir şeyin varlığını hissetti.
Arkasında önceden öldürdüğü canavarlardan daha iri ve daha iğrenç gözüken bir canavar duruyordu. Onu bırakıp gidemeyeceğini bilen 4 numara, canavara döndü ve saldırmak için canavarın yaklaşmasını bekledi.
Bu sırada Rayomi ve Oliva oradan çok uzaklaşmıştı. İkisi de yaşadıkları bu aksiyon nedeniyle birbirlerinin katılımcı olmasına şaşıracak zamanı bulamamışlardı.
Rayomi koşarken Oliva'nın katılımcı numarasına bakmış ve 6 numara olduğunu öğrenmişti. Bir süre daha koştuktan sonra ikisi de durdu. Rayomi soluk soluğa kalmış bir şekilde konuşmaya çalıştı.
"Oliva sende mi bu işin içindesin?"
Oliva "evet" dedi ve farklı yöne doğru yürümeye başladı. Yüzündeki mutsuz hal hiç hoş değildi.
"Bugünlük beraber çalıştık bu yüzden sana şimdi saldırmıyorum ama yarından itibaren okul sınırları dışında düşmanımsın bunu bil. Eğer okul saatleri dışında karşıma çıkarsan sana acımam" diye ekledi ve kendi evine doğru koşmaya başladı.
Rayomi'nin cevap verme fırsatı olmamıştı.
Oliva sert ve ciddi bir kişiliğe sahipti. Okulda sınavlarında hep birinci olurdu. Eğer önceki sınavından daha düşük puanı varsa birinci olduğuna sevinmez ve daha çok çalışırdı.
Sadece derslerinde değil diğer her konuda tavrı böyleydi. Düzenlenen yarışmalarda gecesini gündüzüne katar ve birinci olmak için çabalardı. Kimseden yardım almak istemezdi. Bu oyunda da aynı duyguları yaşıyordu. Kimsenin yardımına ihtiyaç duymayı istemiyordu.
Rayomi neredeyse kusacaktı. İsteyerek katılmadığı bir oyun için hayatı tehlikedeydi ve sevdiği kız ona düşman olmuştu.
"Artık dayanamıyorum!"
Etrafta kimseler yoktu bu yüzden rahatça bağırıp, ağlıyordu.
"Neden? Neden? Neden bunları yaşamak zorundayım? Başıma gelenler yetmiyormuş gibi şimdide Oliva ile düşmanım. Bütün bunlar neden oluyor?"
Acınası bağırışları ve ağlaması bittikten sonra kendisini biraz rahatlamış hissetti. Bir süre sonra kendini toparladı ve rakiplerden birisi onu bulmadan önce eve gitmeye karar verdi.
Eve vardığında her zaman yaptığı gibi odasına çekilip sırada ne yapması gerektiğini düşünmeye karar verdi ama bunu yapmadan önce sakinleşmesi gerekiyordu.
Diğer katılımcının ve Oliva'nın onun evini bilmediğini umarak yatağına uzandı.
"Oliva orada olmasa öldürülecektim ve bu duruma karşı hiçbir şey yapamadım. Çok güçsüz ve ..."
O an aklına 4 numaranın ona dediği sözler geldi, "acınasıyım" diyerek cümlesini tamamladı.
Oliva'nın düşmanı olmayı istemiyor tam aksine onun yanında olup onu koruyabilmek istiyordu.
"Daha kendimi koruyamıyorken ona sadece sıkıntı yaratırım."
Bir süre sessiz kaldı.
"Keşke Oliva'yı koruyabilseydim, 4 numara tamamen haklı çok acınasıyım."
Aciz duruma düştüğünü kabullenmek Rayomi'nin yapısında yoktu. Ona yakışan davranışların ne olduğunu gayet iyi biliyordu. Pes etmemek onun en baskın özelliğiydi.
Sinirli bir şekilde yattığı yerden kalktı.
"Onu koruyacağım ve bunun için ne gerekiyorsa yapacağım."
Kendinden çok emin bir şekilde alt kata inip evden dışarı çıktı. 4 numara onların okul yolunu biliyordu bu yüzden yarın tekrardan karşılaşabilirlerdi ve karşılaştıklarında bugün olduğu gibi şanslı olamayabilirlerdi.
Rayomi kapüşonunu kapadı ve dikkat çekmemek için elinden geleni yaparak yürümeye başladı.
Önceden savaştığı gibi birkaç canavarla karşılaşıp kendini güçlendirmeyi ve Oliva'yı korumayı hedefliyordu. 4 numara veya başka bir katılımcının onu izlemediğinden emin olmak için sık sık etrafını kontrol ediyordu.
Yaşadığı tehlikeden sonra kendisini toplaması uzun sürmemişti. Fiziksel olarak güçsüz olsa da zihinsel ve ruhsal olarak çok güçlüydü.
"Acaba canavarlar ne tarz yerlerde bulunurlar. Onları bulması hiç kolay değil."
Canavarlar ile hep ıssız bir alanda karşılaşıyordu bu yüzden insanların çok bulunmadığı yerlere doğru gitmeye başladı. Böylelikle başka insanlara da zarar gelmeyecekti.
Bir süre yürüdükten sonra hemen biraz ilerisinde patlama sesleri duymaya başladı. Seslerin geldiği yöne baktı ama ağaçlık alandan dolayı göremiyordu.
"Bir katılımcı bir canavar ile mi savaşıyor? Sabahki kadınsa onu gafil avlayabilirim"
Ağaçlık alana girdi ve seslerin geldiği yöne ilerledi. Fark edilmemek için yakınlardaki bir çalılığın arasına saklandı.
"Oliva?"
Savaşan kişi Oliva'ydı ve durumu pekte iyi sayılmazdı. Etrafı 2 canavar ile sarılmıştı. Kendisine yaklaşan canavara doğru asası ile büyü yapıp geri çekilmesini sağlıyordu ama fazla zarar veremiyordu.
"Olamaz böyle giderse başı belaya girecek."
Rayomi telaşlanmıştı. İyi bir plan yapıp ona yardım etmek istiyordu ama Oliva onu düşmanı olarak görüyordu. Canavarları avladıktan sonra ona saldırırsa ne yapacaktı?
"Çok gereksiz düşünüyorum. Oliva gururlu bir kız, onu kurtarana saldırmayacaktır. Bana tek gereken iyi bir plan."
Rayomi'nin plan yapmak için çok vakti yok gibi duruyordu bu yüzden, aklına gelen en mantıklı hareketi yapma kararı aldı.
İlk önce doğru bir açıya geçti ve son kalan kızıl taşını aktif edip Oliva ile canavarların arasına attı. Oliva, taşın nereden geldiğini fark etmemişti.
BOOM!
Taşın patlaması ile ortalık toz içinde kaldı. Rayomi, bu fırsattan yararlanıp toz bulutunun içine girdi. Canavarların bulunduğu yöne doğru toz bulutunun içinde saklanarak ilerledi.
İlk canavarın bulunduğu yeri tespit edip kılıcını eline aldı. Canavar toz nedeniyle arkasından gelen Rayomi'yi fark edememişti.
Rayomi kılıcını canavarın göbek hizasından sırtına sapladı ve kılıcını aşağıya doğru ittirdi. Canavar göbeğinden itibaren aşağıya doğru ikiye ayrılmıştı. Acı içinde yere yığılıp yok olmaya başladı.
Canavar yere yığıldığı anda etraftaki toz bulutu geçmeye başladı. Artık etraf net bir şekilde görülebiliyordu.
"Ha? Rayomi?"
Oliva, yerden çenesine kadar uzanan asasını Rayomi'ye doğrulttu.
"Burada ne işin var? O canavar benim avımdı."
O sırada diğer canavar, Oliva'nın arkasında bulunan çalıların arasından fırladı.
"Oliva dikkat et!"
Rayomi Oliva'ya doğru koşmaya başladı ama yetişemeyecekti, canavar hızlı bir şekilde pençesini Oliva'ya doğru savurdu.
Oliva son saniyede asasını canavarın pençesi ile arasına koydu ve canavarın saldırısını savundu ama asası darbenin etkisiyle Oliva'dan uzağa fırladı. Şuan tamamen savunmasız kalmıştı ve canavar diğer elini havaya kaldırarak bir daha saldırdı.
Rayomi, canavar saldırmadan hemen önce kılıcını savurup canavarın kolunu koparttı. Canavar acı içinde geriye doğru çekildi.
"Kiieehk!!"
Rayomi şaşkın bir biçimde canavara bakıyordu. Normalden daha hızlı bir şekilde koşmuştu ve daha etkili bir darbe indirmişti.
'Ben nasıl bu kadar hızlı buraya vardım? Büyünün etkisi mi? Yoksa silahımın özelliği mi?'
Rayomi koşmaya başladığı sırada istemeyerek büyü enerjisini bacaklarında toparlamıştı. Bu onun bacaklarını kuvvetlendirmişti ve onu hızlandırmıştı.
Bunu nasıl yaptığını anlayamamıştı ve düşünecek zamanı yoktu. Hemen önündeki canavara doğru atladı ve kılıcını savurdu.
Canavar tekrar geriye çekildi ve Rayomi'nin saldırısından kaçındı. Bu sırada Oliva asasını geri aldı ve yapabileceği en iyi saldırıyı yaptı.
Rayomi'nin hemen yanından canavara doğru tamamen büyüden oluşma bir sürü küçük hançerler geçti. Yaklaşık 10 tanesi canavarın çeşitli bölgelerine saplandı ve canavar yere yığıldı.
Rayomi, kılıcını 1 dakikadan fazladır kullanıyordu, hemen kılıcını mührüne geri soktu. O sırada canavar tamamen yok olmuştu.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..