41.Bölüm | Bilinmeyen-1

avatar
506 4

İlahi Dilek - 41.Bölüm | Bilinmeyen-1


*Fukui Şehri*

 

Fukui şehrine gece çökmüştü. İnsanlar gecenin karanlığından kaçarak evlerine sığınmışlardı. Üç numaralı katılımcı olan Koito Sensuga, tüm gününü şehirde bulabildiği canavarları avlayarak geçirmişti ve bu aktivitesine gece boyunca devam etmeyi düşünüyordu.

Öldürdüğü son canavardan çıkan eşyaları da envanterine koyduktan sonra alnındaki ter damlalarını koluyla sildi. 

Sağ elinin orta parmağında takılı olan telekinezi yüzüğünü kullanarak uzakta olan kılıcını eline doğru çekti. Bu yüzük fazla büyük cisimleri hareket ettirme konusunda tamamen kullanışsızdı ama kılıcı elinden düştüğünde veya uzaktaki düşmanına kılıcını fırlattığında bu yüzük sayesinde kılıcını geri alabiliyordu.

Khanda(cehaleti kesen bilgelik) adı verilen kılıcını envanterine koyduktan sonra derin bir nefes aldı. Henüz dinlenme zamanı gelmemişti. Ormanlık alanda bulunan Daihonzan Eiheiji tapınağından değişik bir büyülü enerji yayılıyordu, bu yüzden tapınağa giderek neler olduğunu görmek istiyordu.

Boynunda asılı olan 'Saklı Gerçekliğin Gözü' adlı kolyesini avucunun içiyle tuttu.

[Saklı Gerçekliğin Gözü(Kalıntı Obje): Bilinmiyor]

Bu eşyanın tam olarak ne olduğunu bilmiyordu. Katılımcı panelinde bile bir açıklama yoktu. 

"Kalıntı obje ha? Böyle bir şey ile ilk defa karşılaşıyorum."

Bu özel kolyeyi bir tapınaktaki savaşı sırasında yıkıntıların altında kalmış bir kutuda bulmuştu. Bu kolyenin bir muska veya eski Japon inançlarındaki gibi lanetli bir eşya olduğunu düşünüyordu çünkü katılımcı panelinde bile bu eşya hakkında hiçbir bilgi bulunmuyordu. Kalıntı obje yazısını da ilk defa görüyordu.

Bu zamana kadar birkaç kez bu kolyenin bazı güçlerini kullanmıştı ve küçük yan etkiler dışında rahatsız edici bir yan etkiyle karşılaşmamıştı.

Kolyeyi kullandığı zamanlarda çeşitli mekanlardaki büyü enerjilerinin kaynaklarını algılayabiliyordu ya da bazı hayvanların zihinleriyle telepati yaparak hayvanların gördüğü şeyleri görebiliyordu.

Fakat bu kolyenin asıl güzelliği bu güçlerden birisi değildi. Bir kez bu kolyeyi kullandığı sırada farklı bir özel yetenek oluşturabilmişti. Bu özel yetenek sayesinde karşısındaki rakibine çeşitli halüsinasyonlar göstererek rakibinin dikkatini dağıtabiliyordu. Bu yeteneğin birkaç dezavantajı olmasına rağmen, bu özel yetenek, kendisinden daha güçlü bir rakiple savaşırken çok kullanışlıydı.

"Her kullandığımda farklı bir yetenek..."

Avucunun içinde tuttuğu kolyeyi değişik büyülü enerji yayan Daihonzan Eiheiji tapınağına doğrulttu.

"Aktifleş!"

[Saklı Gerçekliğin Gözü: Aktif]

Kolye parladı ve Koito'nun zihni ile bağlantı kurdu. Koito hissettiği değişik büyülü enerjinin kaynağı olan tapınağı sanki teleskop ile bakıyormuş gibi görebiliyordu ama bir farklılık vardı; odaklandığı yerler şeffaflaşıyordu ve bir insanın çıplak gözüyle göremeyeceği siyah bir sis tabakası hareket ederek tapınağı sarıyordu. Tapınağın duvarları çürüyordu ve tapınağın zemini kızıllaşıyordu. 

Sert bir ıslık sesi kulaklarında çınladı. Görüşü bulanıklaştı ve gözleri kızardı. Ciddi bir yan etki olmasa da böyle ufak tefek yan etkiler ile karşılaşabiliyordu.

"AAAAHHHH!"

Koito, başına sert bir ağrı saplandığı için zihinsel bağlantıyı kesmek zorunda kaldı. Gördüğü şeyler fazlasıyla yeterliydi.

Görüşü bulanıklaştı ve dengesini kaybetti. Kolunu duvara yaslayarak ayakta durmaya çalıştı.

Eliyle gözlerini ovuşturdu. Başına saplanan ağrı yavaşça hafifledi. Kısa süreli yan etkiler nedeniyle yürüyemeyecek kadar kötü duruma gelmişti ama yan etkiler sadece dört dakika sürdükten sonra tamamen yok oldu.

Dengesini yeniden kazanınca envanterinden silahını ve diğer gerekli eşyaları çıkardı. Gitmesi gereken yer belli olmuştu, yeni görevi onu bekliyordu.

***

*Miyagi Şehri*

 

Miyagi şehrinin ormanlık alanı ise itfaiye ekiplerinin mücadele ettiği alevler ile kaplanmıştı. Ormanda neden yangın çıktığına dair hiçbir bilgi bulunmuyordu, yani en azından haber kanalları bunu söylüyordu.

Gerçeğe gelecek olursak...

İki numaralı katılımcının dikkatsiz güç kullanımı nedeniyle kocaman bir ağaçlık alan saniyeler içinde alevlerle kaplanmıştı. Bu kadar büyük bir güç kullanmasına gerek olmamasına rağmen aceleci tavırları yüzünden kocaman ormanı ve ormanda yaşayan sayısız canlı türünü kül etmişti.

Hiçbir duyguyu yansıtmayan yüzü, bu olayı pek umursamadığını gösteriyordu. İtfaiye ekipleri tarafından görülmemek için ormandan hızla çıktı. 

Ormanın yakınlarında bulunan otoyoldan geçti ve binaların bulunduğu alana ulaştı. Büyü güçlerini kısa bir süredir kullanmadığı için altın sarısı olan gözleri normal rengi olan kahverengine büründü.

Yüzü her zamanki gibi hiçbir mutluluk belirtisi göstermiyor olsa da bugün kazandığı ödüllerden dolayı fazlasıyla mutluydu. 

Boynuna takılı olan altın kolye ve bileklerinde takılı olan altın bileziklere baktı. Bu zamana kadar sayısız canavar avlayarak çeşit çeşit ödülle karşılaşmıştı ama bu ödüller tamamen farklıydı.

[Midas'ın Bilezikleri(Kalıntı Obje): Bilinmiyor]

[Midas'ın Kolyesi(Kalıntı Obje): Bilinmiyor]

"Bu lanet olası katılımcı mührünün de bilmediği şeyler varmış demek. Tsk!"

Bu eşyalardan yayılan büyülü enerji gerçekten de şaşırtıcı derecede güzeldi ama iki numara, bunların ne işe yaradığı hakkında hiçbir fikri olmadığı için tedirgindi. Tedirgin olmasına rağmen bu eşyaları kullanmanın onun için iyi olacağını düşünüyordu.

Koyu mavi renkteki mührünü aktif etti ve envanterini kurcaladı. Envanteri fazlasıyla kalabalıktı. Genellikle iksir ve büyülü taşları kullanmadığı için envanterinde gereğinden fazlasıyla bu eşyalardan birikmişti.

Wuhhhooooppp!

Gelişmiş algıları ile gökyüzünde ilerleyen garip bir şeyler hissetti. Keskin bakışlarını gökyüzüne doğrulttu. Gözleri yeniden altın sarısı renge büründü, böylelikle görme kabiliyeti daha da arttı.

Wuhooopp!

İnce bir enerji tabakası, bulutların arasında süzülerek ilerliyordu. Bu mor tabakayı katılımcılar dışında görebilen hiç kimse yoktu. Eğer başkaları bu sahneyi görebiliyor olsaydı, kesinlikle tatsız bir durum olurdu.

"Nereye ilerliyor? Tokyo'ya mı?"

Enerji tabakası uzaklaştı ve gözden kayboldu. İki numara, mor enerji tabakasının gittiği yere gitmesi gerektiğini hissediyordu ama bu his çok uzun sürmedi. 

Wuhoop!

"Ne? Bir tane daha mı? Neler oluyor?"

Yeni bir mor enerji tabakası bulutların arasından süzülerek geçti. Bu mor enerji tabakası önceki mor enerji tabakasından tamamen farklı bir yönde ilerliyordu.

Gerçekten görülmeye değer güzel bir manzaraydı ama bu yaşanan garip olay ne anlama geliyordu?

Son zamanlarda iki numara fazlasıyla garip olay ile karşı karşıya kaldığını fark etti.

"Her zamankinden daha fazla sayıda canavar doğuyor, katılımcı mühürlerinin bile bilmediği eşyalar ortaya çıkıyor ve bu mor tabaka..."

Bu saçma olaylar başladığı zamandan beri ilk defa canavar sayısının orantısız derecede fazlalaştığını hissetmişti. Bunun nedeninin, seviyesi çok arttığı için canavarların sayısının artması olduğunu düşünmüştü, ancak bu son yaşanan olaylardan dolayı kafası iyice karıştı.

Bu saçmalık kontrolden mi çıkıyordu yoksa başmelek her şeyi bilerek mi yapıyordu? İki seçenekte rahatsız ediciydi.

Yeni mor enerji tabakası da uzaklaştı ve kayboldu. İki numara yeni bir mor enerji tabakası daha oluşacak mı diye gökyüzüne baktı ama beklediği gibi olmadı. Yeni bir tabaka oluşmadı ve gökyüzü her zamanki gibi normal haline döndü.

O sırada yangını söndürmekle meşgul olan itfaiyecilerin sesleri yükseldi.

"Heyy! Bu tarafa! Bu tarafa!"

"Yetişemiyoruz çok hızlı yayılıyor."

"Destek ekibi çağırın!"

İtfaiye ekipleri, iki numaranın düşüncesizce yaktığı ormanı söndürmek içim tüm güçleriyle çabalıyordu ama tek yapabildikleri yangının yayılmasını yavaşlatmaktı.

"Hah! Büyülü enerji ile oluşturulan alevleri sıradan suyla söndürebileceklerini sanıyorlar."

İki numara, onlarla alay edercesine güldü. Gerçekten bu kadar komik bir şey var mıydı? Kendisi de bunun farkına varmış olacaktı ki kahkahası bir anda kesildi.

'Ben ne zaman bu kadar kalpsizleştim?'

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46884 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr