Herkesin beklediği oda devasaydı ve herkese özel yerler vardı.
Şu an gittikleri yer Wore'ye özel ayrılmış yerdi. Lüks masa ve sandalyeler ve elinde çaydanlık tutan bir uşak vardı.
Masada 3 fincan vardı ve bir tanesi zaten bir adamın elindeydi.
Adam Jenny gibi beyaz saçlara sahipti. Yakışıklı bir yüzü vardı ve üstündeki giyside Kutsal Kartal Simgesi vardı. Jenny'i görünce yüzünde heyecanlı bir ifade vardı.
'' Jenny görüşmeyeli uzun zaman oldu. ''
Jenny bu sesi duyunca irkildi. Adama dönünce yüzünde öfke gözüküyordu.
'' Sen neden buradasın? '' (Jenny)
Adam sanki yüz ifadesini ve soruyu duymamış gibi çayını yudumlamaya devam etti.
'' Neden burada olmayayım? Wore benim Ortağım burada olmam normal.''
'' Pekâlâ. Yürü Ertyho gidiyoruz. ''(Jenny)
Arkasını dönüp gitmek üzereydi ki Wore'nin sesi duyuldu.
'' Bayan Jenny böyle yapmayın sadece bir bardak çay içecek kadar duramaz mısınız? ''(Wore)
Jenny Wore'ye doğru döndü. Wore'nin yüzünde pişkin bir gülümseme vardı.
'' Sen aramızda olanları biliyorsun değil mi? ''(Jenny)
'' Tabii ki de biliyor. Bu yüzden seni buraya çağırmasını istedim ya. ''
Sonra çay bardağını bıraktı ve kalktı. Elini salladığında elinde bir tılsım belirdi.
'' Bu İptal Tılsımı mı? ''(Jenny)
'' Evet öyle. Sana bu çay içme teklifin etmemizin nedeni senden bir şey istemememiz. ''
Sonra döndü ve küçümser bir bakışla Erthyo'yu işaret etti.
'' Şu düşük seviyeli eziği bırakıp Wore'nin Ortağı ve yeniden benim kadınım ol. ''
Huff
Bir rüzgâr esti. Bakıldığında Jenny olduğu yerde yoktu.
Boom!
Jenny bir anda adamın önünde belirdi ve suratına yumruğu geçirdi. Yumruğu yiyen adam geriye uçtu ve duvara çarptı. Jenny'nin bir anda saldıracağını düşünmediği için gardını indirmişti.
Öldürme niyetiyle parlayan gözleriyle geri doğru yürüdü ve Wore'nin yanından geçip gitti.
''Beni bir daha çağırmayın. ''(Jenny)
Erthyo'nun yanına geldiğinde durdu.
'' Gidelim mi? ''(Jenny)
Az önceki yüz ifadesinden farklı bir şekilde yüzünde sıcak bir gülümsemeyle konuştu.
'' Pekâlâ. ''
Arkasını döndü ve Kahraman takımı için ayrılmış yere gittiler.
'' Ne kadar vakit var? ''(Erthyo)
'' Sanırım 2-3 saat. ''(Mira)
'' Pekala. ''(Erthyo)
Hızlıca Küre Birliğinin Her şey dükkânına gitti. Her şey dükkânında isteyebileceğin her şey vardı. Yüksek fiyatlı küreler, Kılıçlar, Oklar ...... Her şey vardı. Ne zaman neye ihtiyacın olabileceğini bilemezsin.
Erthyo dükkânın içinden 100 tane mum aldı ve hızlıca diğerlerinin yanına döndü.
Mumları etrafına döşedi ve yaktı.
'' Ne yapıyorsun? ''(Mira)
'' Eğitim. ''(Erthyo)
Boyut Kesen Sonik Kesiş Hız ve anlık kesiş ile alakalı bir teknikti. Bu tekniğe çalışacağını düşündüğünde bir aşinalık hissî geliyordu.
Mumların olmasının nedeni ise Anlık kesiş ile mumlardaki alevleri kesmek gerekiyor fakat mumlardaki alevler sönmeyecek bir kesiş yapmak gerekli. Bu hem kılıç üzerindeki kontrolünü arttıracak hem de sadece alevin belirli bir bölümünü kesince Anlık Kesiş yani ilk aşamaya girmiş olacaktı.
100 tane mumu yakınca Sırasıyla kesmeye başladı.
Söner
söner
söner
...
..
..
Sürekli yaptığı kesişlerle devam etti fakat hâlâ mumlar sönmeye devam etti.
100... 200... 300...
1 saat 1.30 saat
Vhoshhh
Shinggg
En sonunda yaptığı bir kesişte mumdaki ateş sönmedi. Sadece kestiği kısım kesildi.
[Kılıç Ustalığı 4.seviye oldu]
[Boyut Kesen Sonik Kesiş Öğrenildi]
[Anlık Kesiş yeteneği öğrenildi]
[Hıza odaklı bir yetenek öğrenildi Hız 2 arttı]
Vhoshh
Vhoshh
Bundan sonra yaptığı tüm kesişlerde mumlar sönmedi.
'' İnanılmaz '' (Mira)
Bunu gördüğünde Mira etkilenmişti. Eğer kendisin Yumuşak-Sert Kılıç tekniğine odaklanmamış olsaydı bu tekniği öğrenmek isterdi. Çünkü teknik mutlak hız ve kontrol içeriyordu.
''Ehemm ''
Bir öksürme sesi alanda yankılandı. Alandaki herkes o tarafa bakınca orta yaşlı bir adam olduğunu gördüler. Adam herkes kendine döndüğünü anlayınca konuşmaya başladı.
'' Merhabalar ben Küre Birliğinin bu kolunun yöneticiyim. İsmi Brad ve bugün küre avının kurallarını açıklamak için geldim. ''
Bir kere daha öksürdü ve anlatmaya başladı.
'' Küre avından elde ettiğiniz tüm küreler sizindir. İster satabilirsiniz ister yanınızda tutabilirsiniz kimse sizden almayacak. İçeride kavga ya da soygun istediğinizi yapabilirsiniz fakat bütün orman izleniyor yani bir ölüm-kalım meselesine girmemeniz sizin için iyi olur çünkü kim olduğu fark etmez burada birilerini öldürenler kesinlikle cezalandırılacaktır. Hepinize haritalar dağıtılacak. Bu haritalarda kürelerin bulunduğu yerler gösterilmektedir. Ayrıyeten herkes acil durumlar için haritayı yırtsın böylelikle direkt buraya ışınlanacaksınız. Son olarak 1 haftanız var. '' (Brad)
Sonra etrafa insanlar dağılmaya başladı ve yanına gittikleri kişiye birer harita verdiler.
Haritada Çocuk-Genç-Yetişkin Kürelerinin nerede bulunacağı yazıyordu ve %'delik dilimler vardı.
'' Açıklanabilecek her şeyi açıkladım yani başlayabilirsiniz. ''(Brad)
Brad olduğu yerden çekilince bir ışınlanma oluşumu aktif oldu.
Herkes sırayla oluşuma girmeye başladı.
''Biz de gitsek iyi olur. ''(Candice)
Kahraman takımı yürümeye başladı fakat bir süre sonra durup döndüler.
'' Mira hadi gelsene. ''(Solver)
' 'Üzgünüm ben Erthyo ile gideceğim. ''(Mira)
'' Ne! Mira bunun ne kadar önemli olduğunu biliyor musun? Bu küre avı daha da güçlenmemizi sağlayacak böyle birşeyi O'nun yüzünden çöpe atamazsın.' '(Candice)
'' Evet Mira sen Azize'sin senin bizim yanımızda olman gerekir. ''(Solver)
Geldiklerinden beri yan karakter olan Erthyo sinirlenmeye başlamıştı. Bugün kimse onu takmıyor ve ikinci plana atıyordu. Bir adım öne çıkıp konuştu.
'' Mira kararını verdi yani buna karışma hakkınız yok. ''(Erthyo)
'' Buna karışma! ''(Candice )
'' Çok fazla konuşuyorsunuz. Artık gidin. Mira benle gideceğini söyledi. ''(Erthyo)
Candice konuşmaya devam edecekti ki Mira tekrar söze girdi.
'' Kararımı verdim yani lütfen zorlama. '' (Mira)
'' Tamam. ''(Candice)
Sonra grup oluşuma girdi. Mira derin bir nefes verdi.
'' Senle antrenman yaptığımdan beri takımda kılıç kullanmak istiyorum fakat ne takımdakiler ne de ailem izin vermiyordu. En azından biraz rahatlayabileceğim. Teşekkürler. '' (Mira)
'' Önemli değil. Hem ben de senden bir şeyler öğrenirmiş olurum. ''(Erthyo)
Oluşuma girdiler ve gözlerinin önündeki alan değişti.
Oldukları yer bir ormanın içiydi fakat her taraf çiçeklerle ve ağaçlarla kaplıydı ve yaşam aurası vardı her yerde.
'' Burası Hayat bölümü burada genellikle toprak ya da doğa küreleri vardır.'' (Mira)
'' Jenny sana gerekli olan elementler neler? '' (Erthyo)
' Bilemiyorum. Bir tane savunma elementi bulundurmak istiyorum. Sonunca karar veremedim. '' (Jenny)
'' O zaman 3 tane element var. Buz, Toprak ya da Su '' (Erthyo)
'' Su? '' (Mira)
'' Su ile savunmada yapabilirsin. Dene istersen. ''(Erthyo)
Mira'nın önüne geçti ve kılıcını çekti.
'' Sudan bir yuvarlak oluştur ve saat yönünde döndür.'' (Erthyo)
Mira Sudan bir yuvarlak oluşturdu. Oluşturma hızı çok hızlıydı. Saat yönünde döndürmeye başladı.
Erthyo kılıcın yuvarlağa tüm gücüyle salladı.
Yuvarlak Kalkan kılıç darbesini aldığında demirin demire sürtünmesinden çıkan kıvılcımlar gibi su taneleri attı fakat vuruştan hiçbir etki geçirmedi.
'' Wow, Böyle bir kullanış şekli varmış. ''(Mira)
'' O zaman sana bir şey daha öğretmeme izin ver. '' (Erthyo)
Mira'nın önüne geldi.
''Sudan bir balon oluşturabilir misin? '' (Erthyo)
''Tamam. ''
Sudan bir balon oluşturdu. Erthyo suya elini uzattı. Suyun içindeki sıcaklığı hissetti ve ateş elementi ile bütün sıcaklığı emdi. Suyun ısı giderek düştü.
0
-5
-10
...
Sudan yapılma top giderek düşerek buza dönüştü. Artık bir buz topuydu.
''Bu da ne? Nasıl yapın? ''(Mira)
'' Suyun içindeki bütün ısıyı ateş elementi ile em ve buza dönüşsün. '' (Erthyo)
Burada şimdilik bir işleri kalmadığı için ateş alanına doğru giderken Erthyo Mira'ya nasıl suyun içindeki ısıyı emeceğini öğretiyordu.
..
Ateş sahasını geldiklerinde etrafta lav okyanusları, volkanlar ve kraterler olan büyük bir alandaydılar. Bu alan Yetişkin Kürelerin olduğu bölgeydi yani gördükleri bütün küreler saldıracaktı.
Etrafta küre ararken önlerin lavdan oluşmuş bir tazı geldi. Tazının içinde kırmızı renkli bir küre vardı.
'' Küreyi nasıl alacağız? '' (Erthyo)
'' Yaratığın kafasının içindeki mücevheri yok et. ''(Mira)
Dikkatli bakınca kafasının içinde küre gibi kırmızı renkli bir mücevher vardı.
Kılıcın tuttu fakat kınından çıkarmadı.
Tek atlamayla tazının önüne geldi.
Grrrr
Tazı Erthyo'yu görünce direkt üstüne atladı.
Kılıcına yıldırım büyüsün aktarıp kesti.
Vhosh
Kesişi yaptığında bir saniye sonra eli diğer taraftaydı. Üstüne atlayan tazı havada durdu ve içindeki mücevher ikiye bölündü.
Lavlar dağıldı ve ortada koyu kırmızı bir küre kaldı. Erthyo küreyi aldı ve envantere attı.
Biraz ilerledikten sonra Çift başlı bir ateş kurtu önlerine geldi. Erthyo öne çıkacaktı fakat sonra Mira'nın kılıç kullanmak istediğini hatırladı ve bir adım geri attı.
'' Önden sen git Mira. ''(Erthyo)
'' Gerçekten mi? ''(Mira)
'' Hadi yoksa fikrimi değiştireceğim. '' (Erthyo)
Hiç zaman kaybetmeden öne çıktı ve eline bir kılıç aldı. Kılıç sabahki gökyüzü gibi masmaviydi. Su büyüsünü destekliyor gibiydi.
Kurtun üstüne koştu ve kılıcını su ile kapladı.
Bir kesiş yaptı fakat Erthyo bu kesişin çok yumuşak olduğunu fark etti. Kurtta fark etmiş olacak ki hiç düşünmeden kılıcı tutan bileğine atladı.
Mira kesişi devam ettirdi ve kafasına ulaştığına aniden vuruş sertleşti (Güçlendi). Tek bir tereddüt olmadan kafasındaki mücevheri ikiye böldü.
Küreyi aldı ve envanterine attı. Sonra hızlıca çıkardı ve Erthyo'ya uzattı.
'' Benden daha çok ihtiyacın var. ''(Mira)
'' Böyle söyleme bir dilenci gibi hissediyorum. ''(Erthyo)
Küreyi itti.
'' Bu senin savaş ödülü yani senin hakkın. ''(Erthyo)
Mira fazla uzatmadan küreyi envantere attı. Çünkü ne yaparsa yapsın Erthyo'nun reddedeceğini biliyordu.
'' Devam edelim. '' (Erthyo)
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..