İkili sabah erkenden sınav için yola koyuldu. Bu sırada Mira Erthyo'ya seçimleri anlatıyordu.
''Seçimler hem turnuva olarak hem de sınav. 2 etkinliğin birleşimi. Zamanında Tüccar Ülkesinde yıllık turnuva yapılırdı fakat bu turnuvayı yapan kişiler Pylos Yükseliş Akademisi açılınca iki etkinliği birleştirdi. Ancak Turnuvadan alacağın ödülleri sadece 2.aşamada belirli sıralara gelirsen alabiliyorsun.''(Mira)
''Turnuvada kaç aşama var. ? ''(Erthyo)
''İlk aşama en kolayı sadece seviyeni ölçüyorlar. İkinci aşama turnuva 1'e 1 ancak en zoru son aşama o da Yarış. Farklı bir boyuta gidiyorsun ve o boyutta her yıl değişen alanlarda birbirimizle yarışıyoruz. Ayrıyeten orada fırsatlarda olacak. O alandan bulduğumuz her şey bizim olacak . ''(Mira)
''Sahip bu fırsatı kullan. Sana hazineler için yardım edebilirim .''(Küçük Beyaz)
''O zaman şimdiden teşekkürler .'' Kafasını okşamaya başladı.
''Hehe..''
''Oh, Doğru. Sahip saçlarını topla. '' Erthyo yeni dünyaya geldiğinden beri aksiyonlardan ve eğitimden dolayı saçını kesememişti ve saçı omuzlarına geliyordu.
Erthyo saçlarını eliyle topladığında Küçük Beyaz sürünerek Erthyo'nun kafasına geldi aynı zamanda giderek küçülüyordu. Kuyruğunu toplanmış saçına bağladı ve kafasını alnındaki saçlara getirdi. Böylelikle beyaz bir saç teli gibi gözüküyordu.
''Güzelmiş. Nasıl Oldu? ''(Erthyo)
''Hoş duruyor. ''(Mira)
İkili konuşma sırasında sınav alanına varmışlardı. Alan büyüktü neredeyse 200.000 kişiden fazlasını alacak kadar büyüktü. Bütün oturma yerleri bir diğerinden 1-1.5 baş yüksekteydi. Alanın ortasında 5 savaş alanı vardı. Savaş alanlarından 4 tanesi önde ve küçüktü. Bir tanesi diğerlerine nazaran büyüktü ve 4'ünün arkasında duruyordu.
Büyük savaş alanında bir adam vardı. Orta yaşlıydı ve saçlar beyazlaşmaya başlamıştı. Önünde bir kutu vardı ve kutuda çubuklar vardı. Diğer tarafında da devasa bir taş sütün vardı.
Bir süre sonra adam aniden konuşmaya başladı.
''Herkes burada olduğuna göre sınava başlayalım. Tüm katılıcılar önce gelip taşa manasını yönlendirecek gerekli koşulları karşılayanlar kutudan bir çubuk alacak. Gerekli koşulları karşılayamayanlar kutuya yönelmeyi düşünmesin bile. Sonra 1'e 1 turnuva yapılacak bu turnuvadan ilk 5000 kişi diğer tura geçecek ve üst sıralara oturanlar akademinin belirlediği ödülleri alacak. Son tur ise Yarış. Buradaki portala girip yarışa başlayacaksınız. Yarış'ı en erken bitiren 1000 kişi alınacak .''
O sırada yan taraftaki portalı gösteriyordu. Portal etraftaki havayı çarpıtıyordu.
''Turnuva sırasında birbirinizi öldürmek, sakatlamak, hayati yara bırakmak yasak.''
Sonra ilk kişi yukarı çıktı ve elini uzatarak taşa manasını aktardı.
[Tund Burru-18 yaşında-40, seviye 3- Element-Ateş-Toprak-Hava-]
Bir sonrakilerde sürekli böyle devam etmeye başladı Sıra Miraya geldiğinde Mira taşa gitti ve elini uzattı.
[Mira-17 Yaşında-70. seviye- 3 element-Ateş-Su-Işık]
Huo
Etrafta bir gürültü koptu. Şu ana kadar gelen tüm katılımcıların level 40-45 level arasıydı. Bunlara asillerde dahil fakat ilk defa 70 level görünüyordu. Erthyo bile şaşırmıştı. Kendisi biraz yardım almasaydı en fazla 40'a gelebilirdi belki de 45 fakat Mira 70 seviyeydi.
Mira yanına gelince hemen sordu.
''Şu ana kadarki asiller bile 40-45 seviyeydi sen nasıl 70 level oldun .? ''(Erthyo)
''Asiller akademiye giresiye kadar yönetim, ticaret, ordu yönetimi gibi şeyler öğretilir. Fakat benim krallığımda işler farklı, Kral her zaman kahraman olur. Bu yüzden benim böyle şeyler öğrenmeme gerek yok. Gizlice seviyemi yükselttim. Babam bile seviyemi bilmiyor. ''(Mira)
Bir süre sonra Erthyo'nun sırası geldi. Taşın önüne geçip elini koydu ve manasını içine yönlendirdi.
[Erthyo-17 Yaşında-49 seviye-4 element-Ateş-Hava-Yıldırım-Karanlık]
Erthyo Asura Alevlerini yükseltmek için Zehir ormanına tekrar gitmişti. Orada bir Gorille yendiği zaman gorilin 2 elementli olduğunu görmüştü. Karanlık ve Zehir. Normalde sadece Zehir kısmını özümseyip bırakacaktı fakat Jenny Karanlığı da özümsememesi gerektiği böylelikle Katananın içindeki Ruh'un uyanacağını söylemişti. Böylelikle Katanada saklı birkaç özellik de açılacaktı.
Erthyo'da özümsediğinde Karanlık elementini kazandı ve Katananın birkaç özelliği açıldı. Fakat şu an kullanabileceği tek şey Dönüşüm. O da diğer parçasını bulursa diğer silahlara dönüştürebilmesi için bir özellikti.
Yandan bir çubuk çekti.
''4 element !! Şu ana kadarki tek 4 element.''
''Normalde en fazla 3 elemente yatkınlığın olur. Başka bir element yatkınlığı kazanabilmek için 50.seviye olman gerekmiyor mu? Nasıl 4 elementi olmuş ?''
''Belki de doğuştan 4 elementlidir. 50.seviye olunca 5. elementi de olabilir. Eğer bunların hepsini düzgün kullanıp geliştirebilirse geleceği çok parlak. ''
Etrafta bir tantana koptu. Herkesin dediği gibi normal kişiler için 50.seviyede yeni elementler olabilir fakat Erthyo'da durum farklı. Onda Arz'ın hatıralarında kalmış Obur Özümseyici yeteneği var.
Obur Özümseyici yeteneği ilk hafıza parçaları geldiğinde Boyut Kesen Sonik Kesiş yeteneği ile öğrendiği bir yetenekti. Olan olaylar yüzünden kullanmayı unutmuştu fakat Zehir ormanına girmeden önce yeteneklerine baktığında bu yeteneği de görmüştü. Yetenek her enerjiyi %100 emmesine ve yeni bir element edinmesini sağlıyordu.
180 numaralı sayıyı çekmişti. Bir süre sonra daha fazla katılımcı yukarı çıkmadı. Orta yaşlı adam bunu görünce taşı kaldırdı.
''Şimdi turnuvaya geçiyoruz. Turnuva 1e1 olacak. Size verilen numaralar anons edildiğinde gelin.''
''Numara 1''
Numara 1 anons edilince, 1.alana 2 kişi çıktı. Çıkanlardan bir tanesi normal görünümlü bir gençti hiçbir çarpıcı özelliği yoktu. Fakat diğerinde göze çarpan bir özellik vardı. Teni sarıydı ve çizgiliydi. Evet! Çizgili. Haritadaki kıtalar gibi teninde çizgiler vardı ve ayrılıyordu. Elleri ise hafif griydi.
''Sahip bu Taş Yumruk, Yeryüzü beden tekniği. Orta seviye Toprak özellikli bir yetenektir. Kişinin yumruklarını taş kadar sert, bedeninin yeryüzü gibi sağlam yapar. Eğer bunu geliştirebilirse Yüksek seviye Toprak Özellikli bir yeteneğe evrilir.''(Küçük Beyaz)
''Demek öyle. Ancak çok doğal duruyor, bedenine mi işlenmiş yetenek? ''(Erthyo)
''Bedenine dövmeler yapılarak çalışılan bir yetenektir. Dövmeleri kazıman gerekiyor. Acılı bir süreçtir.''
Sarı bedenli genç kazanmıştı. Sıra sıra insanlar gidiyordu. Bir süre sonra sıra kendine geldi.
''180 Numara''
Sahneye çıktığında karşısındaki rakibe baktı. Rakibi Siyah giysili ve siyah kapüşonlu bir erkekti. Kapüşonunun altından baktığında bir yılanın kendine bakması gibi bir his veriyordu. Etrafında yeşil bir aura vardı.
''Bu genç Irkını değiştirmiş. Yarı-yılan! Ancak sadece Zehir özelliğini geliştirmiş. Esneklik, hız gibi şeylere dokunmamış. Sahip bu kişinin zehri seni alevlerin için çok yaralı olacak. ''(Küçük Beyaz)
''Başla''
Savaş başlamıştı ve ilk saldıran Yarı-yılan genç oldu. Kendisi yumruklarıyla dövüşüyordu. Küçük Beyazın dediği gibi hızlı değildi. Seviye 49 olduktan sonra Erthyo'nun hızı 40 olmuştu. Eğer onu atlatmak istese bunu kolaylıkla yapabilirdi. Ancak dediği gibi alevi için yararlı bir zehir olduğu için kendine gelen saldırıları son anda atlatıyordu.
Özümseme tekniğini sadece elleri ile kullanabiliyordu fakat o da anında bütün enerjiyi emiyordu. Eğer bir insanın üstünde kullanırsa nasıl bir etkisi olacağını bilmediği için kullanmamayı tercih etti.
Vhosss!
Küresinin içindeki Asura Alevleri harlanmaya başladı ve içindeki yeşil rengi daha zenginleşiyor ve daha koyulaşıyordu.
Bir süre daha yumruklardan kaçtıktan sonra Alevleri hareketlenmeyi kesti.''Bitti sanırım.''
Yarı-yılan gencin alnında boncuk boncuk terler oluşmaya başlamıştı. Derin nefesler alıp veriyordu.
''Hadi başlayalım.''
Belinde asılı katanayı tuttu. Katana tersti. Eğer düz bir şekilde tutarsa anlık çekmesi yüzünden karşısındakini öldürmese de ağır yaralardı fakat ağır yaralamak yasaktı.
Shinn! Tok!
Anlık bir çekişle katananın ters tarafı gencin kaburgasına çarptı ve genci yana uçurdu. Genç 3 metre sonra anca durabildi.
Erthyo saldırılarını durdurmadan hızlıca saldırdı ve sağ kaburgasından bir daha vurdu.
Genç bunu görünce daha fazla beklemede kalmadı ve Zehiri manipüle ederek önünde yeşil bir kalkan oluşturdu. Kılıç kalkana çarpınca hızlıca kalktı ve yumruğunu Erthyo'ya doğru savurdu.
Hızlı ve esnek olmayabilirdi fakat zehir kullanmada ve güç savaşında iyiydi. Tüm statlarının 3/1'ini saldırıya vermişti.
Erthyo geri adım atarak saldırıyı ıskalattı ve bir açık aradı. O anda bir açık gördü. Genç saldırırken boğazını boşta bırakıyordu. Aynı zamanda derin nefes alıyordu. Yani boğazına saldırırsa anlık nefes kaybıyla kazanabilirdi.
Bir yumruk daha atlattıktan sonra sağ tarafa geçti. Kılıcın ters çevirip kabzası ile rakibinin boğazı ve göğüs kafesinin üst kısmının arasındaki boşluğa vurdu.
Buraya vurunca gencin gözü karardı ve geri sendeledi. Erthyo hızlıca göğsüne bir tekme attı ve rakibini sahadan düşürdü.
''Yeni sayı çek.''
Sahneden inmeden bir sayı daha çekti: 50
Eski yerine geçince Mira'yı göremedi. Mira şu an 5. sahnede savaşıyordu. Karşısındakini bastırdığı çok açıktı.
''Yeneceği kesin. 2. tura bir saat var. Küçük Beyaz ne yapmak istersin? ''(Erthyo)
''Sahip bana biraz izin verir misin? ''(Küçük Beyaz)
''Tabii ki fakat neden? ''(Erthyo)
''Kötü çocukları cezalandırmalıyım.'' Bunu söylerken sesi öyle soğuktu ki, Erthyo havanın aniden mutlak sıfıra düştüğünü zannetti. ( –273,15 °Celsius)
''Pekala fazla üstlerine gitme. ''(Erthyo)
''Tamam ''
Dedikten sonra aniden ortadan kayboldu.
Erthyo'da Mirayı izlemeye devam etti.
Mira karşısındaki kişiyi kılıcı ile değil. Yumrukları ile bastırıyordu. Çalıştığı Yumuşak-Sert Kılıç tekniğini Yumruklarına yansıtıyordu. Bunu yeni öğrendiği belliydi. Enerji düzensizdi, karşısındaki kişiyi bileme taşı olarak kullanıyordu.
Karşısındaki gençte bir şeyler anlamış gibi direkt yumruk yumruğa saldırmıyordu. Hızını kullanarak yumrukları atlatıp kendi saldırıyordu fakat faydasız olduğu çok belliydi. Mira tarafından sahnenin köşesine itilmişti.
Mira bir dalga oluşturup gencin soluna doğru yolladı. Sağ tarafına ise ışıktan oluşmuş küçük noktalar halinde ışınlar yolluyordu. Böylelikle genci hızını kullanmadan mahrum bıraktı.
Doğrudan suratına doğru yumruk attı. Adamda başka çaresi kalmayınca yumruğuna yumruk ile karşılık verdi.
Çat!
Bir çatlama sesi ile genç geri uçtu ve sahneden düştü. Eli kırıldığı belliydi.
Mira yeni bir sayı çekip sahneden indi.
''Tebrikler.''(Erthyo)
''Teşekkürler.''(Mira)
İkilinin bir saatleri vardı ve bu bir saati Manalarını yenilemeye ve yorgunluklarını gidermeye çalıştırlar.
...
Bir dağın üstünde Küçük Beyaz tek başına duruyordu. Kuyruğunu sallamasıyla beraber etrafına bir bariyer yerleştirdi. Sonra ağzını açtı ve bariyerin içindeki tüm manayı ve havayı emdi.
''Eğer burada ortaya çıkarsak dünya aniden evrilmeye başlar. Bu yüzden arındırılmış bir ortam yaratmam gerek biraz daha bekle sonra konuşacağız.'' Sonra bir parıltıyla insan şekline dönüştü.
Bembeyaz saçları beline doğru uzanıyordu. Pulları gibi tek bir farklı renk yoktu, Saf beyazdı. Ayın parlaklığı gibi güzel ve büyüleyiciydi. Gözleri gece karanlığı gibi siyahtı. Yüzünde tek bir makyaj yoktu fakat doğal güzelliği bile Amy ve Mia kardeşlerden aşağı kalır değildi. İnce beli, bacakları ve göz alıcı kadınsı bölgeleri de işin içine katıldığı zaman doğal bir tanrıça gibiydi.
Ancak bu kadar güzel görünüşüne tamamen ayrı soğuk bir sesi vardı. Tamamen öfke kaplı bir sesti, öldürme niyeti doluydu. Sakin bir görünüşle konuştu.
''Ortaya çıkın.''
Belinde beyaz bir parlaklıkla bir sürü kız önünde belirdi. İçlerinde bir grup erkek de vardı. Çoğunluk arkada duruyordu. Önlerde ise 5 kişi vardı. 4 kız 1 erkek vardı.
''Dediğinizi tekrar edin.'' Önündeki 5'li den 1'i hariç diğer herkese bakar konuştu. O kişide daha insan haline dönmemiş Valeria idi. Dönemiyor demek daha doğru olurdu. Bir yaratık belli seviyeye gelmeden insan formuna dönemezdi.
''Usta o insanı neden takip ettiğinizi anlamıyorum. Küçük bir dünyanın önemsiz bir insanı.'' Bu kişi 4 kişi arasından en büyü görünen kızdı.
''Evet Usta. Neden aniden onu takip etmeye başladınız? O kişi sizin onu takip etmenize, hatta bakmanıza bile layık olmayan önemsiz biri.'' Bu sefer konuşan Üç kızın arasından ortada duran kızdı.
''Onu öldürmek istesem nefes almam bile yetecek bir insana neden bu kadar taktığınızı anlamıyorum usta. Eğer bu kadar birini takip etmek istiyorsanız bu öğrenciniz öne çıkmaya razı.''4 kızın arasındaki tek erkek konuşmuştu. Hatta gözlerindeki şehveti gizlememişti bile.
''Evet Kıdemli Kardeş Summ buna tamamen layık. Ö çöp bile olamayacak insan yerine onu takip etmeniz daha iyi olur.''
''Katılıyorum. Kıdemli Kardeş Summ o pireden daha layık bu duruma.''
Adam konuyu ortaya atınca arkadaki erkekler onu desteklemeye başladı.
''Sen de mi öyle düşünüyorsun.'' Baktığı kişi 3 kızın arasındaki en solda olandı.
''Hayır Usta. Öğrenciniz siz ne yaparsa yapsın kabul edecek.''
''Güzel.''
''Anladım. O insan bozuntusu sizi kendine bağlayacak bir avantajı var ya da üst dünyaların bir tanesinden büyü aldı. Bu öğrenci şimdi gidip onu öldürecek. Böylelikle büyüden kurtulabilesiniz.'' Aslında sadece Erthyo'yu öldürmek için bir bahane yaratıyordu.
''Seninle geleceğim.''
''Bende.''
Diğer iki kızda olaya katıldı ve onlar katılınca arkadaki erkek grubu da katıldı. Fakat kızlar laf etmedi. Onların tarafında değil de 3. kızın dediği gibi Ustasının dediği herşeye uyacak tarafta oldukları belliydi.
Neredeyse bariyerden çıkacaklardaki bir baskı giden grubu bastırdı. Gruptaki herkes dizlerinin üstüne çöktü.
''Usta siz..''
''Büyü mü? Avantaj mı? Bunlar sadece pis duygularına bir kılıf.'' Bir anda Erkeğin önünde belirdi ve boğazını tuttu.
''O küçük dediğiniz kişi sizi öldürmemi isterse hiç gözümü kırpmam hepinizi öldürürüm.'' Gruba doğru konuştu.
Sonra Erkeğe döndü.
''Summ değil sen, Senin baban, hatta Atan bile onu takip etmeme layık değil. Sırf baban yüzünden sana dokunamadığımı mı sanıyorsun. Sana şunu diyeyim. Baban bir 1 milyon yıl bile çalışsa o yere parmağını dahi uzatamaz fakat ben oraya yıllar önce girmek için gerekliliği kazandım.''
Yüzünü yakınlaştırdı ve kısık gözleriyle Summ'un gözlerine baktı.
''Seni yanımda bulundurma nedenim yetenekli olmandı fakat az önce yapmaman gereken en büyük hatayı yaptın.''
Bir an sonra Summ taşa dönüştü ve el sallamasıyla beraber ruhu, bedeni, mana ruhu yok oldu. Geriye hiçbir şey kalmadı. Erkeklerin olduğu kısma döndü ve onlar da aynı şekilde yok oldu. Geriye sadece 2 kız kalmıştı.
''Siz..''
''Usta büyük bir hata yaptık. Lütfen hatamızı affet.'' Kafalarını yere vuruyorlardı. Dağ titremeye başladı. Yarısı göçmüştü bile.
''Kaynaklarınızdan kesilip 2 yıl kırbaç-'' Aklına Erthyo'nun dediği laf geldi ''Fazla üstlerine gitme. ''
''Bu seferlik affediyorum sizi fakat bir kere daha böyle bir konuyu açarsanız az öncekilerle aynı sonu yaşarsınız.''
''Teşekkürler Usta '' Titreyen sesleriyle kafalarını yerden kaldırmadan konuşmaya devam ettiler.
''Gidelim.'' Bir parıltıyla eski yılan haline döndü ve öğrencilerini de alıp turnuva alanına doğru yola çıktı.
Bir sonraki an Erthyo'nun kafasında eski halinde belirdi. Erthyo'da o sırada 2.maçını bitirmiş ve kazanmıştı.
Erthyo Küçük Beyazın kaşlarını çattığını görüyordu. Kötü bir olay yaşadığı belliydi. Hiçbir şey demeden kafasını okşamaya başladı.
Küçük Beyaz kafasını Erthyo'nun saçına gömüp nezaketini hissetmeye devam etti.
''18 Numara.'' Yeni maç zamanı gelmişti.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..