30.Bölüm Portal Önü Kesenler

avatar
2196 11

İnatçı Yükselen - 30.Bölüm Portal Önü Kesenler


Derin nefes al.. nefes ver... Manayı içine çek.. Manayı saflaştı... Ruhuna yönlendir, ruhunu besle. Nefes al.. ver.... Ruhu besle. Kanyonun merkezine 3 kilometre kalmıştı. Uzaktan kanyonun merkezindeki öz görünebiliyordu. Öz alevlerle kaplıydı ve alevler anka görüntüsü oluşturmuş özü havada uçuruyordu. ''Efendim gidebiliriz.''Jenny bu zamana kadar ateşe alışmaya ve dışardaki ateşleri özümsemeye uğraşmıştı. Gayette iyi gidiyordu. Erthyo nefes verdi ve mavi-beyaz bir gaz ağzından çıktı. Bu mananın cisimleşmiş haliydi. ''Hadi gidelim.'' Yollarına devam ettikten bir süre sonra öze ulaştılar. Kırmızı-turuncu karışımı öz havada öylece süzülüyordu. ''Git ve özüms-'' Cümlesini bitiremedi. Çünkü özün tam arkasında devasa bir iskelet vardı. İskelet devasa bir kuş iskeletiydi ve yeşim gibi temizdi, parlıyordu. Üstünde ise kapkara bir aura vardı. Bu ölüm aurasıydı. ''Vay bunu özümsersem o herifi yenebilirim.'' Küçük Beyaz kendiliğinden konuşuyordu fakat Erthyo'nun duyacağını düşünmemişti. ''Kimi? ''(Erthyo) '''A-Ahh, yok bir şey.'' Hemen konuyu kapatmaya çalıştı. ''Cevap ver. ''(Erthyo) ''Cidden önemli bir şey değil Sahip. '' ''Cevap ver !''Sesi soğurken aynı zamanda sesini yükseltmişti. ''Uuu, Tamam. Yeraltı Dünyasındaki hakimiyetimi engelleyen 4 kişi vardı. Ben 4.yenmiştim ve hakimiyetim altına aldım fakat 3 kişi daha var. 3.kişi ise bir dullahan. Dullahan Kralı. Tam bir baş belası.'' ''Sanırım bu ölüm aurası çok saf, git ve özümse. Fakat içinde Jenny'e yarayabilecek bir şey varsa bırak. Ancak o adamı yenebilecek kadar özümsedikten sonra. ''(Erthyo) ''Teşekkürler Sahip.' 'Gülümsemeyle Erthyo'nun kafasından atladı ve iskelete ulaştı. İskeletin yanına gelince ağzını açtı. Siyah aura bir karadeliğe kapılmış gibi ağzına çekilmeye başladı. ''Boşta kaldım desene. '' ''Huhuhu.. O zaman sana kılıç öğretmeme ne dersin. ''(Mia) ''Ahh, O da ne, Bir anda bir işim olduğunu hatırladım.''Bir anda omurgası ürpermesi ile hemen Mia'dan uzaklaştı. Ancak fazla uzağa gidemeden Mia tarafından durdurulmuştu. ''Burada daha kalacağız gibi neden biraz eğitim almıyorsun.''(Mia) ''Ben-ben sizi rahatsız etmeye cüret edemem. Bu köleniz hemen buradan gidiyor.''Erthyo arkasına dönüp koşmaya çalıştı fakat anında tekrar durduruldu. ''Sana eğitim alman gerektiğini söyledim. Sen ne yapacaksın? ''Yüzünde gülümseme vardı fakat bu Erthyo için hiç etkileyici değildi. ''Eğitim alacağım. ''(Erthyo) ''Güzel, O zaman duruşunu al. ''(Mia) Erthyo duruşunu aldığı gibi sağ kalçasının 5 parmak üstünde bir acı hissetti. ''Açık.'' Ovv! Argg! Açık Açık Böylelikle 3 saat su gibi akıp geçti. ''Bunun bir eğitim olmadığı hissine kapılmaya başladım. Sanki benden hıncını çıkarmaya çalışıyormuş gibisin. ''(Erthyo) '' O sadece bir his. Değil mi abla? ''(Mia) ''Evet. Sadece bir his. ''(Amy) Jenny ve Küçük Beyaz özümsemeyi bitirmişti. ''Usta bu Jenny için Ölüm aurasının içinde bulduğum bir bilinç kalıntısı. ''(Küçük Beyaz) ''Ne işe yarıyor. ''(Erthyo) ''Ankanın Ateş üzerindeki kontrolünü, anlayışını barındırıyor.''(Küçük Beyaz) ''Al onu ve git Ruhlar Diyarında üzerinde çalış.''(Erthyo) ''Teşekkürler Efendim. ''(Jenny) Ortamdaki Ateş elementi hâlâ eskisi gibiydi fakat birkaç yıla kalmaz söneceği kesindi. Kaynağı çoktan sökülmüştü. [Yarışın bitmesine 6 saat kalmıştı.] [Yarışı bitirenler 458.] ''Yavaştan gitsek iyi olur.'' İlerlemeye devam ettiler ve 3 saat içinde kanyondan çıkıp ayrıyeten bir alan daha geçmişlerdi Erthyoda toplam 2 yeşil 3 sarı 1 mor 1 tanede altın anahtar olmuştu. ''Neden bu kadar farklı anahtar var acaba. '' Önündeki mor anahtarı almadan önce kendi kendine sordu. Bir süre daha ilerledikten sonra önüne bir deniz geldi. Denizin önünde kapüşonlu bir adam duruyordu. [En az sarı olmak üzere bir anahtar verin ] Erthyo bir sarı anahtar çıkarıp adama attı. Adam anahtarı alıp kontrol ettikten sonra arkasındaki boşluğa sokup çevirdi. Arkasında bir anda köprü belirdi. Erthyo köprüden geçtikten sonra önündeki arazide 300 üzerinde portal gördü. Onların yanında ise yerde kırılmış 700'e yakın kristal vardı. ''Bu kristaller kullanılmış portallardan kalma. ''(Küçük Beyaz) Erthyo bir portal yönelmişti ki önü kesildi. Önünü kesen kişiler 1 grup genç ve bir sakalı ağarmış adamdı. Hepsinin göğsünde yükselen bir ejder vardı. Az önce sistem mesajı geldiği için anahtar gerektiğini anlamıştı fakat daha portala yaklaşmamıştı ancak önü kesiliyordu. Karşısındakilerin niyetini biliyordu fakat soramadan edememişti. ''Önümüzü neden kestiğiniz sorabilir miyim? ''(Erthyo) ''Bir şey değil. Sadece kıdemlimiz buradaki bütün portalları satın aldı. Yani bunlardan bir tanesinden geçersen haksızlık olacak. Girmeden önce parasını ödemen gerekiyor.'' Grubun içindeki birisi öne çıkarak konuştu. Kıdemli dediği kişi Sakalı ağarmış adamın yanında duran adamdı. İri yarı bir adamdı. Fazla gelişmiş kasları ve sakallı bir suratı vardı. Yüz yapısından fazlasıyla savaş geçirmiş bir adam olduğu belliydi. ''Ne kadar peki.'' Bu gösteri hoşuna gittiği için sormaya devam etti. ''1500 altın ve 1 mor ya da altın anahtar.'' Erthyo istenen fiyatı görünce gözü açıldı. Çok absürt bir fiyattı. ''Pardon ama Kıdemliniz kendisini satsa bu kadar etmez. ''(Erthyo) ''Ne dedin sen !!'' ''Sözlerini tekrar et bakayım. '' ''Yeter.'' Asil bir duruşla konuşmaya devam etti. ''Delikanlı sözlerini duymamış gibi yapacağım. 1700 altın ve 2 mor ya da altın anahtar. Eğer yoksa 2 sarı anahtar. '' Sakalı ağarmış adama döndü. ''Siz neden buradasınız. ''(Erthyo) ''Satın alması için borç vermiştim ve borcumu almak için kenarda seyrediyorum.'' Böyle söylemesine rağmen portalın önünden bir adım bile kıpırdamadan durup yolu kapatıyordu. ''Sahip diğerleri neyse de bu adamın dengi değilsin onu bana bırak.''(Küçük Beyaz) Mia ağzını açmıştı ki Küçük Beyaz konuşmaya girdi. Karşı çıkacağı sırada Küçük Beyaz manası ile birkaç söz söyledi ve anlayışlı bir bakışla ona bıraktı. ''Tamam. Bu sefer acımayacağım. Çok yorgunum ve önümde duruyorlar. İstediğini yapmakta serbestsin.'' ''Gelin.' 'Soğuk bir sesle boşluğa konuştu. Küçük Beyazın önünde iki kız belirdi. Kızların güzelliği bile insanı deliye çevirebilirdi fakat Mia/Amy kardeşlere rakip değillerdi. İki kız yerde secde etmiş kafalarını yerden kaldırmıyorlardı. ''Hatanızı affettirmek için size bir şans veriyorum. Şuradaki yaşlı adamın kafasını getirin. Aranızda anlaşın ve kimin gideceğine karar verin.''(Küçük Beyaz) ''Bu öğrencileriniz anlıyor.'' ''Kız kardeş izin verin ben gideyim.'' Daha genç görünen direkt konuya girdi. ''Olmaz küçük kardeş benim gitmem daha iyi olur.'' İki kız tartışa dursun. Erthyo Küçük beyazla tartışıyordu. ''Küçük Beyaz öğrencilerin ne yaptı? ''(Erthyo) ''Saygısızlık. Yapmamaları gereken birine ''(Küçük Beyaz) ''Acaba ben bir şey yapmalarını istesem onlardan bir tanesini affeder misin? ''Kızların affedilmek için bu kadar çırpınmalarına karşı duygusuz kalamamıştı. ''Elbette. ''(Küçük Beyaz) ''Şu mor ve Altın anahtarlar önemli gözüküyor. Birisine şöyle de onları benim için toplasın.''(Erthyo) ''Pekala. Nie buraya gel.'' Daha büyük olan ayağa kalktı ve Küçük Beyazın önüne geldi. Titremesini durduramıyor ve kafasını kaldırmıyordu. ''Senden bu anahtarlardan toplayabildiğin kadar toplamanı istiyorum. Eğer yeterince toplarsan seni affedeceğim.'' Altın ve mor anahtarları gösterdi. ''Yapacağım. Hemen toplamaya başlayacağım.''Nie hızlıca ortadan yok oldu. ''Zie, Sen de o adamı çabucak öldür. ''(Küçük Beyaz) Hemen adamın önüne geçti.' 'Gel'' ''Beni küçük mü görüyorsun.'' Yaşlı adam Erthyoya bakarak bağırdı. Kendi değil de bir kadını yollaması hatta bu kadının kendisinden küçük yaşta olması sinirine dokunmuştu. ''Gelmiyorsan ben geliyorum.'' Zie hızlıca öne atıldı. O kadar hızlıydı ki Yaşlı adam tepki veremedi bile sadece sarı bir kalkan oluşturabildi. Boom! Zie'nin yumruğu kalkana çarptı ve kalkan kırıldı. Adam kan kusarak geriye uçtu. Zie adama toparlanma fırsatı vermeden öne atıldı. Eline enerjiden bir kılıç oluşturdu ve adamın kafasını uçurdu. Kafasını tuttu ve Küçük Beyazın önüne geldi. ''Öğreniciniz getirdi.''(Zie) ''Güzel. Affedildin şimdi geri gidebilirsin.''(Küçük Beyaz) ''Teşekkürler Usta.'' Beyaz bir parlaklığa dönüştü ve Küçük Beyazın pullarına geri döndü. ''Bu kadar bariz bir fark. Aynı yaştayız neredeyse. ''(Erthyo) Olaylar o kadar hızlı gerçeklemişti ki grup tek bir ses bile çıkaramamıştı. ''Elder Plamiyi öldürdü.'' ''Genç adam kesinlikle Pylos Yükseliş Akademisi tarafından avlanacaksın.'' ''Bu kadar cüretkâr olduğuna göre ölmek istiyorsun.'' Grubun lideri olan adam en sonunda tekrar konuşabilmişti. Gözüne Küçük Beyazı kestirip konuştu. ''Genç adam bu kadar cüretkâr olma. Tüccar Ülkesindeki 1 numaralı akademi senin kışkırtabileceğin bir yer değil. Yanındaki Yılanı bana verirsen bu olayı olmamış gibi davranacağız.'' ''Evet yılanı kıdemli kardeşe verirsen hiçbir şey olmamış gibi davranırız.'' ''Hatta bizden biri bile olabilirsin. '' Erthyo derin bir iç çekti. ''Vermezsem. '' (Erthyo) ''O zaman seni Akademi yerine öldürmem gerekir.'' ''O zaman fazla konuşabileceğimiz bir şey yok. '' Kılıcını tutup duruşunu aldı. ''Delikanlı bunu sen istedin. Cehennemde ağlasan bile fayda olmayacak.'' Ağır bir kılıç elinde belirdi. Kılıcı iki eliyle tutup başını yerde tuttu. Erthyo ileri atılıp kılıcı ile adamın boğazını kesti. Adam ağır kılıcını kaldıracağı zaman Çifte kesiş ile adamın kaldırışını engelledi. Adam kaldıramayınca sağ elini bıraktı ve sarı bir parıltı oldu. Parıltı bitince eli metale dönüşmüştü. Elini katanaya geçirdi. Ding Katanayı engelleyince ağır kılıcı depolama yüzüğüne koyup geri çekildi. Derin bir nefes alıp, gruba konuştu. ''Etrafını sarın.''






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr