93.Bölüm Savaştan Önce Hazırlık

avatar
1826 12

İnatçı Yükselen - 93.Bölüm Savaştan Önce Hazırlık


Ruhlar Dünyasının içinde bir evde .

Screeeeeee

Büyük bir bağırtı geldi.Evin etrafı kırmızı alevler ile kaplıydı ve esen rüzgar bu alevleri güçlendiriyordu.

Evin üstünde kırmızı bir kuş vardı.Kuşun tüyleri uca gittikçe beyazlaşıyordu ve bu onu çok daha hoş gösteriyordu.Kafasından beline kadar uzanan kırmızı bir tüy vardı.

Kuş insanları hayran bırakacak kadar güzel görünüyordu .Bu kuş Ateş Esintisi Kuşuydu.Ateşin,Rüzgarın ve Güzelliğin cisimleşmiş hali olan bir kuştu.

Evin içinde ise Jenny terler içindeydi.Gözünün üstünde bir havlu vardı.Soğuk havlu alnına değdiği anda ısınıyordu.Yanında ise bir hizmetçi vardı.Hizmetçinin üstü sırılsıklamdı.

Ancak işini aksatmadan yapıyor ve düzenli olarak Jenny'nin havlusunu değiştirip,onu soğuk suyla yıkıyordu fakat bir fayda etmiyordu.

Jenny'nin göğsünde devasa bir yara vardı.Tam bir beyzbol topu kadardı ve sürekli kan akıyordu.

Yaranın etrafında ise ipler vardı.Dikilmeye çalışılmış fakat tekrar açılmış gibiydi.

Jenny derin nefes alıp veriyordu.Ciğerleri yırtılacak kadar derin nefes alıyordu.

Evin dışında ise 2 adam vardı.Bunlardan biri Wore idi.Abisi Erthyo'nun elindekileri aldıktan sonra hemen Ruhlar Diyarına gelmişti ve Jenny'i bulmuştu.Onu zorla bir eve nakletmişti fakat nakil bittiğinde göğsünde bir yara oluşmuştu.

Yarayı ne kadar dikmeye çalışsalarda açılmaya devam ediyordu ve bir türlü kanamayı durdurmuyordu.

Bundan sonra ise içerisi lavların altı kadar sıcak olmuştu.Tam ne olduğunu soracak iken bir kuş çıkmıştı ve herkesi evden atmıştı ve evin üstüne yerleşip kimsenin içeri girmesine izin vermemişti.

Eğer bu kuş Jenny ile aynı seviyede olsa sıkıntı yoktu.Onu öldürüp içeri girerlerdi fakat soylar,kişinin nereye kadar ilerleyeceğini belirtirdi ve güçleri sınırlarda olurdu.Şuan şehirdeki hiçbir kişi bu kuşu yenemiyordu.

Sadece kuşun izin verdiği kişiler içeri girebiliyordu.

Yanındaki ise onun ortağı ve Küre avında Jenny'e Erthyo ile anlaşmasını bozmasını öneren adamdı.Uity.

Uity gözlerini kırpmadan karşısındaki kuşa bakıyordu.Ancak ağzının kenarında kan vardı.

Bu kuşa saldırmayı denemişti ancak yaralanmıştı.

''Şimdi onu daha fazla istiyorum.Böyle bir soya sahip kadınım olursa,önce kendimi eğlendireceğim.Sonra soyunu söküp alacağım.''(Uity)

''Önce içeri girde konuş ''(Wore)

''Gökler Diyarından insanlar çoktan yola çıktı.Yaklaşık  1 aya buradalar.Onlar geldikten sonra bu kuşu araştıracaklar ve bize yardım edecekler.Gerisi kolay.''(Uity)

''Evet öyle.Ancak ya kız bunun yüzünden ölürse ''(Wore)

''O zaman yazık olur.Jenny ile ilgilensemde ona aşık değilim.Sadece bedeniyle ilgileniyorum.İlk gecemizi unutamıyorum''(Uity)

''Nasıl bir geceydiki.''(Wore)

''Pürüssüz bir ten,büyük göğüsler,kırmızı bir surat,tatlı kokulu bir nefes dağınık saç.O kadar güzel görünüyorduki ,onu sadece izlemek istedim.''(Uity)

''Canım çekti.''Dudaklarını yaladı Wore.

''Önce ben tadını çıkarayım.Sonra sana veririm.''(Uity)

İkili konuşurken içeride Jenny terler içinde acı çekiyordu.

''Erthyo...Bana onu getirin.''Jenny Erthyo'nun öldüğünü görmüştü ve günlerce odasında kalmıştı.Hatta eğer gelmeselerdi daha içeride kalacaktı.

Şuan terler içindeydi ve o anları hatırlamıyordu.Bir çocuğun annesini sayıklaması gibi ismini sayıklıyordu.

Gözleri kapalıydı.Siyah bir alandaydı.Alanın içinde tek başınaydı.

Etrafta gezdi fakat kimseyi bulamadı.

Bir anda önünde birisi belirdi.Sadece sırtı gözüküyordu.Beline gelen kırmızı saçları vardı ve güven verici bir sırtı vardı.

Yanında bir kadın yürüyordu.Siyah saçları vardı ve ölçülü bir bedenle tam bir güzellikti ancak bu güzelliği bozan bir sıkıntısı vardı.Elinde insan kafası taşıyordu.

Jenny erkeği görünce aklındaki ismi sayıkladı.

''Erthyo...''

***

Ertho o sırada kaleye doğru yürüyordu ve zihninde bir ses yankılandı.

''Erthyo..''Temiz ve pürüssüz bir sesti ve çok tanıdıktı.Erthyo arkasını döndü fakat kimseyi göremedi.

Ancak bir ilizyon gördü.

Rüzgar dalgalandı ve kum kalktı.Kum kalktığında bir saniyeliğine bir insan şekli ortaya çıktı.Kırmızı saçlı ve kırmızı gözlü kadın çok güzel görünüyordu fakat sorun o değildi.Asıl sorun kadın Jenny idi.

Erthyo kıza baktı.Şuan çok soluk gözüküyordu ve göğsünün olduğu yerde bir delik vardı.Deli gibi terliyordu.Ancak bunlar güzel görünüşünü bozmuyordu.

Erthyo kızı görünce kalbinde bir acı hissetti fakat bir saniye sonra görüntü bozuldu.

''Efendim.Sorun ne ? ''(Lucifer)

''Birşey yok.Sadece bir karar verdim.''Bu iş bitince Ruhlar Diyarına gidecekti.

Erthyo yürümeye devam etti ve Kaleye ulaştı.

Kaleye girdiğinde etrafta büyücü,izci,kılıç ustası,yakın dövüşçü,okçu, kalkanlı birlik,atlı birlik olmak üzere bir sürü insan vardı.

''Suiaksçiler gelin.''

Erthyo emir verdiğinide önünde 14 suikastçi belirdi.Bunların önüde ise Hiori vardı.

'Atlı birlik gelin.''

Atlı birlik önünde belirdi.

Ardından Alexde ordu boyutundan çıktı.

''Suikastçiler.Size gidip kendi seviyenizden birilerini öldürmenizi istiyorum.Ancak eğer ölürseniz tekrar canlanacaksınız.Fakat tekrar canlandığınız için ben Onur kaybedeceğim.''Sesi soğumaya başladı.

''Ben birşey kaybetmekten nefret ederim.Eğer ölürseniz,disipline çarptırılacaksınız.''(Erthyo)

''Anladık Lordum.''14 Suikastçi bir anda titredi fakat sonra kafalarını eğip,anında yok oldular.

''Hiori,Usta seviyesine ulaştığın için tebrikler.''

''Amy/Mia Ablalar ve Beyaz Abla bana birazcık yardım etti ve bu yardım bile beni seviye atlatmaya yetti.Cehennem Ruhu ile anlaşma yaptım ve Cekodan eğitim alıyorum.Artık senin işine yarayabilirim .''(Hiori)

''Ancak şunu bilmelisin.Ben seni yanımda görmek istiyorum.Ölme ve o Çiiraya yakalanma.''Erthyo ciddi bir tonda konuştu.

''Tamam.Eğer yakalanırsam kendimi öldüreceğim.Tekrar canlanıcam fakat o sapık canlının bana dokunmasına izin vermiyeceğim.''Hiori gölgelere karıştı ve yok oldu.

''Atlı birlik .Sizi Aleve emanet ediyorum.Ben birlik yönetmekte iyi değilim.O yüzden  gidin ve diğer ordu ile kaynaşın.''

''Anlaşıldı.''

Erthyo Alexe döndü.

''Sen ise ne istiyorsan yap.''Başka birşey söylemeden arkasını döndü ve gitti.

''SEN......''Alexin sesi giderek alçalmaya başladı fakat Erthyo arkasındaki hakaretleri duyabiliyordu ancak kafaya takmadı.

Erthyo toplantı odasına girdi ve bir sandalyeye oturdu.

Lii,Gözcü ve Ateş oradaydı ve girdiği gibi onu selamladılar.

''Lordumuzu selamlarız.''

Alev bu konuyu biliyormuş gibi yüzü çirkindi.Ancak kızının kararına saygı duymalıydı.Bu yüzden ağzını açmadı.

Erthyo elini salladı ve onları yerine oturmasını söyledi.

''Bu kim ? ''(Alev)

''Bu Lucifer.Benim yarattığım ilk şeytan.Bize yardım edecek.''(Erthyo)

''Bayan Lucifer'a bir sandalye getirin.''

Odanın kapısı açıldı ve bir kadın saygılı bir şekilde sandalyeyi koydu,eğildi ve dışarı çıktı.

''Evet.Çiira 2 Saat içinde burada olacak.Savunma bariyerlerini kurduk.Tek yapmamız gereken görev dağılımı.''

''Öncelikle 6 yardımıcı Lider büyü bombardımanına tutacak.2. ve 4. yardımcı Lider Kalkan birliğine yardım edecek. 1.Yardımcı Lider bizle savaşa gidecek.3 Lider ise gözcülerle etrafı gözleyip.Okçularla savaşacak.Lii ve Gözcü bize yardım edecek misiniz ? ''

''Lordumuz size yardım edeceğine göre bizde size yardım edeceğiz.''(Lii)

''Pekala.Gözcüden okçu birliğine yardım etmesini istiyorum.Lii ve Ceko ise kılıç savaşçıları ile savaşacak.Bay Erthyo ise...'

''Ben sizinle Çiira ile savaşıcam.O adamı orduma sokma gibi bir düşüncem yok o yüzden öldürebilirsiniz.Lucifer ise kendi denkleri ile savaşacak.''(Erthyo)

''Tamam o zaman.Ruhlardan yardım istedim ve bize yardım edeceklerini söylediler ancak bir Liderleri yok.''

''Ben olurum.''

İo dışarı çıktı ve Erthyo'nun kafasına oturdu.

''Bu kızın ismi İo.Ruhların Lideri olabilir.''(Erthyo)

''Tamam.Bayan İo.Lütfen ruhlara liderlik edin.''Ruhlar bir savaşta en kritik şeydi.Toplu olarak ordunun manasını ve canlılığını yenileyebilir,toplu büyüler yapabilirdi.

Odaya bir hizmetçi girdi ve İo'yu ruhların yanına götürmeye başladı.

Yaklaşık 1 saat sonra gözcülerden bir bilgi geldi.

''Efendim.Slime Lideride Yeraltı Kralının yanında yer alıyor.''

''Ne ? Neden ? ''(Alev)

''Gördüğüm kadarıyla ona bütün bir şehri yıkma teklifini sunmuş ve o da kabul etmiş.''

''O aptal slime gene böyle şeyler yapıyor.''

''Bu slime'ın olayı ne ? ''Erthyo Prenses ateşe sordu.

''Sadece yıkıma meraklı olan bir canlı.Çok güçlü bir yenilenme yeteneği var ve bedeni asitle dolu.Gittiği her yerde yıkım oluyor.''(Ateş)

''Hoo,asit demek.Tamam onu bana bırakın.''(Erthyo)

''Emin misiniz ? ''(Ateş)

''Evet,ben hallederim.''(Erthyo)

''Ama...''

''Ateşcik,Efendim sana hallederim dedi.Daha fazla uzatma.''(Lucifer)

''Grr.''Prenses ateşin etrafında alevler yükselmeye başladı

Luciferın etrafında ise İblis Alevleri yükseldi.Güçsüz olmasına rağmen tek bir adım geri atmıyordu.

''Sakinleşin'(Erthyo)

''Emredersiniz.''

Erthyo Aleve döndü ve konuştu.

''Slime'ı bana bırak.Sen diğerleriyle ilgilen.''

''Eğer bunu becerebilirsen bize çok yardımcı olursun.''

Erthyo güldü ve başka birşey demedi.

Sadece elindeki Asura Aleviyle oynamaya başladı.

***

''Ahh''

Qian bağırarak odasında uyandı.Tam 3 gün boyunca baygın kalmıştı.Babası alıp gittiği ve üstündeki kısıtlamayı kaldırmalarını beklemediği için bu kadar baygın kalmıştı.

''Baba nerede O ? Onu daha öldürmedim.''Qian kalktığı gibi babasına yapışmış ve soru sormaya başlamıştı.

''Kaybettin ve hala intikam mı istiyorsun ? Daha fazla o adamla uğraşma .Bayan Amy/Mia ve Beyazı karşımıza almaya gücümüz yetmez.''Babası ciddi bir tonla konuştu.

''Olmaz baba.Onlar benim kadınım olmalıydı.O piç gelip elimdeki herşeyi aldı.''(Qian)

''Oğlum artık bırak bunun peşini.Onlar tarafını seçti.Sadece gelişmeye bak.İleride sevdiğin başka kişiler çıkacaktır.''Babası kafasını salladı ve iç çekerek dışarı çıktı.

Qian babasının arkasından baktı ve kapı kapanınca konuşmaya başladı.

''Üzgünüm baba.Fakat onlar benim kadınım olmalı.Benim olduklarında,beni sevmeyi öğrenecekler.''

Önündeki masaya gitti ve birisiyle konuşmak için mekan büyüsünü kullandı.

Bir saniye sonra önünde biri adam belirdi.Kahverengi saçlı ve siyah gözlü bir adamdı.Gökmavisi bir cüppe giyiyordu fakat en belirgin özelliği yüzündeki gülümsemesiydi.

Qian bu adamın ne zaman gülümsemediğini hatırlamıyordu.Özellikle bu adama Gülümseyen Cani derlerdi.

''Ne vardı ? ''

''Bana birini öldürmemde yardım etmelisin .''(Qian)

''Ben mi ? Neden ben ? Sen yapamaz mısın ? ''

''Olmaz.Babam etrafıma adamlarını koymaya başlayacaktır.Kesinlikle buna izin vermez.''

''Tamam.Kim ve nerede olduğun söyle.Hemen işini bitireceğim.''

''Şuan olmaz.Çok belli olur.1 yıl 5 ay sonra çıktığımızda hallet bu işi.''(Qian)

''Tamam.Kim ve Nerede bu hedef ?.''

''Gözcülerimin söylediğine göre .Erthyo ve Pylos Dünyasında.Bu adamı öldürmemde bana yardım et.Bende istediğin şeyi vereyim.''Eline bir kolye aldı ve gösterdi.

''Ohh,İlgimi çekti.Fakat biliyorsun.Ben birini istesemde öldüremem.Onu ne yapacağız ? ''Adam kolyeye aç gözlülükle baktı ve sordu

''Tamam.Onu bir yere yolla ve bana yerini söyle .Ben işini halledeceğim.''(Qian)

''Anlaştık.O kolyeyi bana sakla.''

Adam aramayı kapattı.

Qian derin bir nefes verdi.Bu adamla anlaşması en zor olandı fakat anlaşınca işi tamamlanmıştı.

''Benim olacaklar.Sadece benim.''

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr