178. Bölüm: Yürüdüğün Yolu Paramparça Edeceğim.

avatar
1303 11

İnatçı Yükselen - 178. Bölüm: Yürüdüğün Yolu Paramparça Edeceğim.


Erthyo gülümserken, ellerini salladı. Sanki ''yapabileceğim bir şey yok, yapmak zorundaydım.'' Der gibiydi.


''Onlar savaş esirleri, yine de güçlü kişiler. Eğer bir önlem almasaydım bana saldırabilirlerdi. Ancak sonuçta siz benim değerli konuklarımsınız. Size bir yardım edebilirim. İki kişiyi iyileştirmek 2 Milyon, Yanlış duymadınız. Tam 2 Milyon. Sınırlı bir süre için geçerlidir, kaçırmayın.'' Erthyo bir ürün satıcısı gibi tam 9.99 diye bağırmak istemişti fakat kimsenin onu anlayamayacağını bildiği için vazgeçti.


Sınırlarını zorlamaması gerekiyordu. Yeterince para kazanmıştı, eğer daha fazlasını isterse geri tepebilir ya da vazgeçebilirlerdi. Ancak 2 kişi için 2 Milyon vermek o kadar zor değildi, toplam kişi başı 6 milyon olmak üzere, 18 Milyon daha kazanacak olsa da bunlar, tek başına verecekleri para için fazla bir ücret değildi.


Eğer bu satış iyi sonuçlanırsa 117.7 Milyon kazanmış olacaktı.


117.7!


Bu fiyat Erthyo'nun asla hayal edemeyeceği bir fiyattı fakat birkaç adım sonra buna ulaşacaktı. Kazandığı bu kadar büyük miktar, ileride güçlenmesi için alacağı şeyler için işine yarayacaktı.


Ancak neden huzursuz hissediyordu? Bu huzursuzluk, ölüm tehlikesi veya 6. his gibi bir şey değildi. Sanki birazdan bir şey olacak ve iş istediği gibi son bulmayacakmış gibi hissediyordu. Sanki unuttuğu bir şey onun işlerini bozacak gibiydi.


Erthyo bu hissi kafasından atmaya çalıştı, ne kadar baskılarsa baskılasın bu his en derinlerine yerleşmişti. Kapıyı kapatmasını ve işine öyle devam etmesini söylüyordu.


Kapı mı?


'' Kapı bu işe nasıl engel olabilir? Çok düşünüyor olmalıyım. '' Erthyo düşüncelere dalmışken, 3 Krallık kendi aralarında konuşmaya başladı, Alimde bu işin içine girdi ve çok yönlü düşünmeye çalıştılar.


Diğer krallıklara gelince, Kılıç Krallığı başından beri sessizdi, onları temsile gelen kadın, Mira ve Erthyo'nun nasıl anlaştığını görünce sessiz kalmaya karar vermişti. Din Krallığından gelen papaz ön yargılı olsa da, Elizabeth'in uzun uğraşları sonunda yenil açılan Din Evini ziyaret etmeye karar vermiş ve kararını ondan sonra açıklayacağını belirtmişti. Japon kadın ortamı iyice gözlemledikten sonra memnun bir şekilde sessiz kalmıştı.


3 Krallık temsilcilerinin bir karara varması pek uzun sürmedi. Bir aptal bile Erthyo'nun fazla para peşinde olduğunu fakat onları zorlamamayı tercih ettiğini görebilirdi. Fazla para koparmış olsa da bunu özellikle Tüccar Krallığına karşı yapmıştı, Ki onların astronomik rakamlarda parası olduğunu herkes bilirdi. Erthyo'nun aldığı para okyanusta bir kova suydu, sadece o kadar.


Bundan dolayı birbirlerine kafa salladılar ve kabul etmek için Erthyo'ya döndüler.


Erthyo yüzünde göstermese de çok sevinçliydi, görüşmeye girmeden önce kazanılan paranın yarısını alacağını herkese söylemişti. Lord olduğu ve herkes ona minnettar hissettiği için bu isteğini anında kabul etmişlerdi. Bu da onun toplam 57 Milyondan daha fazla kazanacağını gösteriyordu.


Tek açıklayamadığı şey içindeki rahatsızlıktı. Daha da büyümüş, yakına geldiğini hissetmişti.


Taraflar anlaşmayı ruhlarıyla mühürlediler.


Erthyo sevinçle önündeki iki ruh anlaşmasına bakıyordu. İsimler için olan 9.3 Milyon değerindeki ve Diana ile bebeği için olan 64 Milyonu çoktan depolama yüzüğüne koymuştu, ayrıca ayrıyeten aldığı 2 milyonda orada duruyordu.


Erthyo kazançlarını düşünmeye o kadar dalmıştı ki, üstüne doğru gelen beyaz gölgeyi görmemişti.


Pitti gölgeye saldıracak iken, Hiori'nin söylediğiyle durdu.


'' Abla? ''


Beyaz gölge, Hiori'nin sözlerini duymamış gibi hareket etmeye devam etti, hızlı ivmesini korudu ve dalgın Erthyo'nun yanına geldi.


Erthyo o sırada hayallere dalmıştı, aklında bir hap yapmak vardı. Kapalı Mağara Öz Sütü, birkaç yan bitki ve meteorun dibinden aldığı yarım bitki ile bu hapı pişirebilirdi. Başarılı bir şekilde pişirir ve kullanırsa, YokEdilemez bedende, ilk seviyenin orta aşamasına ulaşabilir ve biraz daha ilerleyebilirdi. Orta seviyede gücü çarpıcı bir şekilde artacak, beden gücü ve dayanıklılığı birkaç kat artacaktı.


En önemlisi de daha bilmediği birkaç özellik daha kazanacaktı.


Ancak bu hap için en önemli madde bunlar değildi. En önemli madde, özel bir canavarın çekirdeğinin içinde oluşan bir ip idi. Bu ip çok ince ve kırılgan görünse de, Bilge seviyeli bir kişi bile yasa kullanmadan bedeni ile bunu koparamazdı. Ne kadar eski ise o kadar sağlam olur, zirve hali olan 1000 yıllık ip, Büyük Bilge seviyeli bir adamın gücünü bile kaldırabilir, hatta Kahraman gücüne bile dayanabilirdi.


Ancak madde çok pahalıydı, tek parçası 5 Milyon mana kristali değerindeydi. Eğer 1000 Yıllık bulabilirse bunun tek bir parçası 12 Milyondan fazla ederdi.


Erthyo'nun bu ipten çok fazlaya ihtiyacı yoktu. Sadece 1000 yıllıktan 4 tane, en düşüğü olan 10 yıllıktan 12 tane alması yeterdi. Ne bir eksik ne bir fazlaydı. Yani burada kazandığı tüm para oraya bu malzemeye gidecekti.


O bu hayallere dalmış iken, önündeki kağıtlar narin bir el tarafından tutuldu. Karşılık veremeden bir yırtılma sesi ortamı doldurdu.

Shart!


Shart!


23.6 ve 18 Milyon altın değerindeki iki ruh sözleşmesi havada parçalara ayrıldı, bununla da kalmadı ve ortaya çıkan beyaz alev yüzünden tamamen küle döndü.


Ruh sözleşmelerini yırtan el hareketlendi. Kırmızı bir iksir dolu şişeyi 3 Krallık tarafına fırlattı. 3 Krallık temsilcilerinin tutmasını beklemeden, Erthyo'nun depolama yüzüğüne doğru atıldı.


Erthyo ilk şoktan çıkamamıştı, yüzündeki hevesli gülümseme hâlâ duruyordu. Ancak narin el, depolama yüzüğüne atılınca suratındaki gülümseme, buz soğuğu bir somurtmaya döndü. Gözleri, bakışlarıyla birini dondurabilecek kadar soğuk hale geldi, ayrıca öldürme niyeti gökyüzüne yükseldi ve odayı doldurdu.


Bom!


Elini yumruk haline getirdi ve üstüne gelen kişinin göğsüne doğru bir yumruk geçirdi. Kim olduğunu ya da eline gelen yumuşaklığı önemsemeden acımasızca yumrukladı.


Bilinmeliydi ki Erthyo'nun tüm gücüyle attığı yumruk, Bir bilgenin bedenini bile delebilirdi. Ki karşısındaki kişi bundan güçlü değilse dayanamazdı, zaten o kadar güçlü birini gizlice saldırmaya ihtiyacı olmazdı.


Ancak şaşırtıcı bir şekilde bu kişi dayanmayı başarmıştı. Erthyo yumruğunun değdiği anda, demir bir eşyanın elini engellediğini, ardından kırıldığını hissetmişti.


Fakat bu onu durdurmadı. Havada uçan figürü tüm hızıyla takip etti, gözleri kıpkırmızıydı ve öldürme niyeti, ortamdaki kişilere sinsi kişinin kaderinin kilitlendiğini gösteriyordu.


Siyah bir silüet, masadan uçtu ve Erthyo'yu geçti. Hızı, şaşırtıcı şekilde Erthyo'dan daha hızlıydı. Ancak bu silüet savaşma niyetinde değildi. Beyaz figür duvara çarptığında onun önüne geldi ve durdu.


Silüet belirginleştiğinde, herkes siyah silüetin Hiori olduğunu gördü. Arkasında ise, ağzından kan damlayan, elinde neredeyse ikiye bölünmüş bir kılıç tutan, beyaz tenli, kar beyazı kanatları olan bir kadın gördüler.


7 Krallık onu tanımayabilirdi fakat odadaki, Alev, Kioz, Gözcü ve Lii onu tanıyordu.


''Bayan Alex?'' Ancak anlayamadılar. Alex neden böyle bir şey yapmıştı? Bildikleri kadarıyla Alex, Erthyo tarafından kurtarılmış bir köleydi. Ona yeni bir yaşam sunmuş, güç kazanmasını sağlamış, ayrıyeten buraya geldiğinde ona zirve uzman Antik Hükümdar tarafından eğitim imkânı vermişti. Bu kadar nimet kime verilse, taş kalpli biri olsa bile Erthyo'ya minnettar hissederdi. Ancak Alex şimdi ona ihanet mi ediyordu?


Bu... Fazla yüzsüzlüktü!


Ortamdaki hava bir anda gerildi. Liderlerin gözleri öldürme niyeti ile parladı.


Erthyo, Hiori'nin önüne geldiğini görünce yumruğunu geri çekti. O kendi kadınıydı, ona saldıramazdı.


''Huff... Hufff. '' Derin nefes aldı. Zihnindeki öldürme niyetini sakinleştirmeye çalıştı, fakat başarılı olamıyordu. Bu kadın... Bu kadın az önce geleceğiyle oynamıştı. Bir daha ne zaman bu kadar para bulabileceğini bilmiyordu, zaten 4 Krallık ile ölümüne düşman olmuştu. ayrıyeten Yarı-İnsan krallığını da kışkırtmıştı. Bu parayı tekrar kazanması çok zordu.


Ustası ve kardeş ustası? Onlardan biri münzevi uzmandı, diğeri ise gezecekleri yer, arkadaşının öğrencisinin krallığı olduğu için yanlarında para getirmemişlerdi. Beş parasızlardı.


Anlaşma tekrarı? 3 Krallık temsilcisi, prenses ve kahramanları koruma altına almıştı. Ayrıca ilaç gibi görünen iksiri, ruhlarıyla araştırmaya başlamışlardı. Ancak Erthyo biliyordu ki, iksir şişesi bir ilaçtı.


Erthyo derin nefes alarak içinde büyümekte olan öldürme niyetini bastırdı. Eğer bu kadını öldürürse, Hiori ile arası açılacaktı. En kötü zamanlarında ona ablalık yapmış birinin gözlerinin önünde ölmesine izin vermezdi. Eğer ölse bile, ya ona eşlik eder, ya da Erthyo ile aralarında devasa bir duvar örülürdü.


Erthyo Hiori'ye çok değer veriyordu, kalbindeki yeri Amy/Mia ve Küçük Beyaz ile neredeyse aynıydı. Aralarında soğukluk olmasını istemezdi.


Hiori titremeye başladı. Erthyo'nun gözleri buz gibiydi, onun Katil Kalbi devreye girse bile bu kadar soğuk bir bakışı olamazdı. Alex'e bakarken, gözleri bir buzul göletinden daha soğuktu. Hiori'nin kemikleri bile titremişti, biliyordu ki eğer kendisi ile araları açılacağı sebebi olmasa onu tereddüt etmeden öldürürdü.


Şu an hem mutlu hem de gergindi. Erthyo neyi seçecekti? Alexi öldürecek miydi? Yoksa onu bırakacak mıydı?


Alex'in ölmesini istemiyordu? Yıllarını onla geçirmişti, en kötü zamanında, kimse ona yardım etmeye isteksizken Alex ona yardım etmiş ve onu büyütmüştü. Ona ablalık ve annelik yapmıştı. Onun ölmesi kalbinde büyük bir yara açardı ve Erthyo ile ilişkisine nasıl devam edeceğini bilemez hale gelirdi.


Ancak Alex büyük bir hata yapmıştı. Odadaki herkes, Erthyo'nun kağıtlara bakışını görebilirdi. O kağıtlardan gelecek parayla yapacağı şey büyük ilerleme kat etmesine sebep olacaktı. Bu kağıtlar onun için önemi büyüktü fakat Alex onu paramparça etmişti. Onun geleceğine zarar vermesi Hiori'yi sinirlendirmişti fakat cezasının ölüm olduğunu düşünmüyordu.


Erthyo yumruklarını sıktı ve arkasına dönmeden konuştu.


'' O verdiği şey panzehir. İstediğiniz zaman gidebilirsiniz. Sizi yolcu etmek için uğraşmayacağım. ''


3 Krallık temsilcisi başta tereddüt etti fakat Erthyo'dan gelen kemik donduran öldürme niyeti ve soğuk sesi ile bunun doğru olduğuna kanaat getirdiler. Tabii ki ne olur ne olmaz bunu kontrol edecek, ondan sonra kullanacaklardı.


Uzaysal portal açtılar, tüccar krallığının kahramanlarına tereddütle baktıktan sonra şanslarını zorlamadan kaçtılar.


Erthyo öldürme niyetini sonunda baskılayabilmişti. Dondurucu, kemiklerine işleyen bir ses tonuyla Alex'e sordu.


'' Adalet insanını oynamaya devam mı ediyorsun? İnsanlara zorbalık ettiğimi gördün de, asil kanın mı devreye girdi? Göksel Irktan olduğundan dolayı, her insan gözünde değerli hale geliyor ve onlara yardım etmeye devam mı ediyorsun? '' Erthyo konuşurken yumruğunu sıktı, küçük alev ejderhaları yumruğunda dolanmaya başladı.


Hiori bunu görünce ellerini daha da açtı. Erthyo'nun sinirinin arttığını görünce, saldırabileceğinden korkmuş ve kendini göstermek için elinden geleni yapmıştı.


Alex'in dudakları alaycı bir şekilde güldü. Gülüşü Erthyo'nun sinirinden zevk alıyormuş gibiydi.


Erthyo alaycı gülüşü gördüğünde, öldürme niyeti tekrar yükseldi. Zorla içinde baskıladı, sistemden, şehir kısmını açtı ve Alex'in tüm yetkilerini aldı.


''Sadece neden yaptığını söyle.'' Erthyo gerçekten merak ediyordu. Neden bunu yapmıştı? Ona karşı son zamanlarda hiç kötü bir şey yapmamış, onunla ters düşmemişti. Onunla hep iyi geçinmeye çalışmış, ayrıca son zamanlarda onu övmüş ve iyi geçinmişti. Fakat neden şimdi böyle bir hamle yapmıştı?


Alex cevap vermedi. Elini çevirdi. Elinde metrelerce büyüklükte kanatları olan, gökyüzüne doğru bağıran kadın şekli olan bir kristal vardı. Bu kristal, Alex ile aynı manayı ve aurayı yayıyordu.


'' Göksel Irk Kristali? '' Erthyo bu kristali biliyordu. Bu ırksal Kristal adı verilen bir kristaldi. Kişinin ırkından gelen büyük çağrıları duyabilmesi için bir araç olarak kullanılıyordu. Bu kristal, kişinin aurasını, manasını ve soyunu kaynaştırarak oluşturulabilirdi.


'' Evet, Bu kristal son 5 gündür parlıyor. Irkımın üstleri beni çağırıyor. '' Alex, Erthyo'nun bu kristali bilmesine şaşırmadı. Sonuçta bu bilinen bir bilgiydi, her ırk buna sahip olabilirdi.


'' Yani gitmeden önce Erthyo'ya ihanet mi ettin! '' Sözleri Hioriyi bile şaşırtmıştı. Ablası genelde iyi huylu ve asil bir kadındı. Böyle bir sebepten dolayı, kendisine yeni hayat veren Erthyo'ya ihanet etmezdi. Bu sebep onu tanımayanlar için, yani 4 Krallık için bir kılıftı.


Alex'i tanıyanlar böyle düşünürken, kulaklarında Alex'in sesi yankılandı.


'' Adalet gibi saçma şeylere artık inanmıyorum. Antik Hükümdar bana adaletin ne kadar saçma olduğunu gösterdi. Onun sayesinde kabuğumdan çıktım, kendi kılıç sanatımı bile oluşturdum. Ancak önemli bir pürüz yüzünden kılıç sanatımı oluşturamıyorum. O da içsel şeytanım haline gelmiş olan sen. Eğer içimdeki bu sıkıntıyı halledemez isem asla ilerleyemezdim. Bugün sadece merak ettiğim için buraya gelmiştim fakat senin kağıtlara bakarken bu kadar heyecanlı olduğunu görünce işine engel olmak ya da sana bir sıkıntı çıkarmak yolumu açabilir diye düşünmüştüm. Ve doğruymuş, gerçekten çok ferahlatıcıydı. Teşekkürler, senin sayende içsel şeytanımın üstesinden geldim. ''


Alex konuştuğunda suratında rahatlamış bir ifade vardı. Büyük bir yükü üstünden atmanın getirdiği ferahlıktı bu. Ayrıca kılıç aurası çıldırmış bir okyanus gibi bedeninden fışkırdı, etrafında döndü ve gökyüzüne yükselerek tavanı deldi. Keskin ve güçlü kılıç niyeti gözlerinde parladı.


Erthyo bir anlayışın içinde olduğunu gördü. Eğer şimdi ona saldırırsa onu sakatlayabilirdi. Kılıç yoluna bir daha adım atamaz ve kırık kılıç kategorisine girerdi. Ancak bunu yapmayacaktı.


''Bunu ne Hiori için yapıyorum ne de farklı bir şey için. Bunu sana olan borcum için yapıyorum. Yükselmek için önemli bir zamanım olan bir anda benim bedenimi korudun. Bende bugün yükselmek için önemli bir zamanında seni koruyacağım.'' Erthyo sesini kulaklarına iletti. Arkasını dönmeden odadakilere emir verdi. Sesi bir celladın tırpanı gibiydi '' Bu odaya 50 metre yaklaşan herkesin başı gövdesinden alınacak, tekrar canlandırılmayacak. Ayrıca ruhu, Ruhsal Eziyet Hapsinde işkence görecek. ''


Elini salladı ve masaya giderek kızlara, odasına gideceğini söyledi.


'' Hey, öğrenci Erthyo. '' Erthyo gidemeden Aven'ın sesini duydu.


'' Ne vardı? '' Kafasını yana eğdi. Sesinde saygı yoktu, arkadaşıyla konuşuyormuş gibi normal bir ses tonuyla konuştu.


'' Yarına kadar bütün işlerini bitir. Yarından itibaren 1.5 aylığını çok zorlu bir eğitime giriyorsun. Kızlar sizde kendiniz hazırlayın. Sizde Lide'den eğitim alacaksınız. '' Aven ses tonunu fazla kafaya takmadı. 


'' Öyle mi? Fazla ayarlayacağım bir şey yok. Bu krallık ben olmadan da kendini idare edebilir. '' Erthyo odadan çıkmadan önce Alex'in kulaklarına sesini iletti.


Ses bir mızrak gibiydi, dünyayı yarabilecek imparator silahı, kendine itaat etmez ise kafasını alacağını iletiyordu. Erthyo'nun mızrak yolunda bu kadar ilerlemesi görenleri şaşırtacak cinstendi. Ancak tehditkar değildi, aksine Alex'in ruhsal durumunu bozmayacak kadar nazikti.


'' Eğer yarın akşama kadar burada olursan, seni sakatlarım. Hiori ile vedalaş ve burayı terket. Bugün beni, kılıç yolunda bir basamak taşı olarak kullandın. Kendini geliştir, çünkü bir dahaki karşılaşmamızda yürüdüğün yolu paramparça edeceğim. ''


Siniri farklı bir boyuta ulaşmıştı, odadan çıkmadan önce içindeki siniri atabilmek için mızrağını acımasızca salladı. Mızraktan çıkan mızrak niyeti havada süzüldü, bir kartal gibi avına kilitlenmişti.


Fışk!


Fışk! Odada kalan son 2 kahramanın kafası bedenlerinden ayrıldı.


Olaylar belirsiz bir yöne hareket edince, bu ikili manasını, ruhunu, kalp atışını... Akla gelebilecek herşeyini baskılamıştı. Böylelikle odadaki Pitti, Lide, Aven dışında kimsenin onları bulamayacağını düşünüyorlardı. Üçlü onlara ilgi göstermeyince sevinip gizlice kaçmaya devam etmişlerdi.


Ancak umutları suya düşmüştü. Erthyo onları bulmakla kalmamış tek bir saldırı ile kafalarını koparmıştı. Havada süzülen kafalarında hâlâ umut parçaları ve sevinç vardı. Ancak kafaları yere düşerken yüzlerindeki ifade değişmeden kafaları ve bedenleri Antik Alevler tarafından yok oldu. Külleri bile hiçliğe karıştı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr