Aradan iki hafta daha geçmişti. Kai ve diğerleri konu hakkında bir çare düşünüyordu. Fakat bunca zaman düşündükten sonra ve bir şey yol bulamayınca onlar da vazgeçmişti.
Sorunu istemsizce küçümsüyor ve unutuyorlardı. Her halükarda onlar saha çocuktu. Ne kadar ileriyi öngörebilirlerdi ki?
Kai etrafa bakındı. Sınıfta gergin bir hava vardı. Herkes Seth'in sınıfa gelmesinden korkuyordu. Bu gözlerinden bile okunuyordu. Hiçbiri onu burada istemiyordu. Gururlu olsalar da dayak yemekten korkuyorlardı. Seth'e karşı olan korkuları ile bir korkak gibi görünmekten daha fazla korkuyorlardı.
O sırada bekledikleri ses geldi, kapı tıklatıldı ve odaya müdür yardımcısı Gabriella girdi.
"Sınav sonucunuz geldi."dedi Gabriella.
Uzun bir öğüt konuşması yaptı. Kai zaten kimsenin onu dinlediğini de düşünmüyordu. Sonunda sonuçları masaya bırakıp gitti ama Kai ve diğerlerinin öğretmeni hala sonuçları okumuyordu. Sınıfta küçük bir konuşma oldu ve sonuçlar topluca gözlenilebilmesi için masada bıraktı.
Kai zaten sonucu biliyordu. Seth'in kopya çektiği çocuk sınıflarında Kai, Jack ve Kevın'dan sonra en yüksek sonuçlara sahip kişiydi. Yani kısaca Seth bu sınıfa kesin geliyor olmalıydı.
Tenefüs zili çaldı herkes sınav sonucuna baktı. Bu basit sınav sonucunun
1.Kai Lane
2. Jack...
3. Kevin...
4. Seth...
....
İşte şimdi herkes korktuğu şeyi görmüştü. Kai böyle olacağını bildiği halde bile içine dolan ürpertiye engel olamamıştı. Daha önce dayak yememiş değildi fakat Seth namussuzdu. Merhamet etmezdi. Yetim demez vururdu. Empati yapmaz, kendisi daha zayıf olsaydı diye düşünemezdi. Başları büyük dertteydi.
"Seth sınıfa geliyor! "
Bir anda kalabalığın arka taraflarından gelen sesle Kai kaşlarını çattı fakat bir şey söylemedi. Çünkü bir kaç saniye sonra Seth içeri girmişti. Bakışları tek bir yöneydi ve adım adım hareket ettikçe kalabalık ikiye ayrılıyordu. Bir süre sonra durdu. Olduğu yer tam olarak Kevın'ın önüydü ve bir salak bile neden orada durduğunu bilirdi. Kevın o anda istemsizce titremişti. Dayak değilde bunca insanın içerisinde aşağılamak kötü hissettirirdi.
'Lanet olsun! Neden bu kadar dahiyane bir zekam var?! "
"Buraya neden geldiğimi biliyorsun değil mi? "
Ardından da Kai'a döndü. Fakat hiç bir şey demedi. Seth direk olarak Kai'ı bulmuşken onu kullanmamıştı, tehdit ettiği kişi o değildi. Sadece küçük bir işaret veriyordu. Çünkü hemen zirveye çıkmayı sevmiyordu. Her alanda mükemmel olduğunu göstermek için işleri yavaş yürütmek istiyordu. Bu işin eğlencesini çıkartmalıydı.
Böyle bir yaşta böylesine hırslı olacak çok fazla insan yoktu. Bu kesinlikle normal değildi. Fakat Kai bunu bilmiyordu.
Seth saniyler sonra geldiği gibi gitti. Herhangi tehdit edici bir kelime söylememişti fakat insanlar çoktan Kevın'a anası babası ölmüş gibi bakmaya başlamıştı.
Kai ve diğerleri derse girdi ve son tenefüs zili çaldı. Kevın, Jack ve Kai'ı tuttuğu gibi hızlıca kütüphaneye çıkardı. Hemen etrafta hızlı bir şekilde dönmeye başladı. Yüzündeki endişe hiç bu kadar açık olamazdı. Açıkça Kevın korkuyordu. Çocuklar korkuyu tanımak için yeterince tecrübeli değildi. Kevın da değildi fakat artık kendini Kai ile tanıştığı zamanki kadar cesur hissetmiyordu.
"Ne yapacağım? Sınav günü hepimiz ne olduğunu öğrendik. O kopya vermeleri için diğerlerini zorluyor. Ve şimdi de bunu bana yapmak istiyor! "
Jack gözlerini devirdi. Bu kesindi. Bunu söylemesine gerek yoktu. Kevın hızlı hızlı hareket ederken Kai'ın bile başı dönmüştü.
"Önce bir dur."dedi Kai.
"Nasıl durayım Kai. görmüyor musunuz? Biz bittik. Sadece ben değil size de aynısını yapacak."dedi. Kai onun haklı olduğunu biliyordu hatta Jack'in de bunu bildiğini biliyordu. Ama ellerinden gelen bir şey yoktu. Ne yapabilirler ki?
Boş verelim. Dayak yeriz biter demek istiyordu fakat Jack'in bunu kabul etmeyeceğini biliyordu. Hem bu yakışıklı suratına kesinlikle bir darbe gelmesine izin veremezdi.
"Ne yapacağım?!?! Ben! Ben! Onunla dövüşmeyi miyim?! Yoksa ona sadece istediğini mi vermeliyim!? Hayır! Hayır bunu yapamam!"
"Eğer ona cevapları verirsem ailem yaptığım şey için bana çok kızar ve büyük ihtimalle onların yaptığı Seth'in yaptığından daha kötü olur."dedi. Kai ise o sırada beynini son hızda çalıştırıyordu. Anlaşılan Kevın için tek tehdit Seth'in kendisi değildi.
"Ona karşı çık." dedi Kai. Jack ve Kevın bir an durup ona baktığında Kai neredeyse ikisinin de kafasına vuruyordu. Dahiyane bir plan yapmamı mı bekliyordunuz? Saçmalamayın lütfen! O bakışlarınızı üzerimden çekin!
"Kai farkında mısın?...... Keser beni! Nasıl karşı çıkayım Kai!! "dedi. Kevın haklıydı ama Kai Jack'e de baktı. Onun da ne diyecek merak ediyordu. Sarı saçlı ve daha şiddetli olan çocuk konuştu. Yazar her biri sarı saçlı olduğu için onları nasıl betimlemesi gerektiğini bilmiyordu.
"Aynen Kai haklı biz üç kişiyiz o ise tek. bunu halledebiliriz."dedi Jack. Kai rahatlamıştı. Aptalca bir şey söylediğinden şüphe etmeye başlamıştı.
Kevın biraz düşündükten sonra şüpheli bir ifade ile iki dostuna baktı. Belki de haklılardı. Ne olmuş annesi bir ayıyla çiftleşmişse? Belki de bu melez ayıyı yenebilirlerdi?
"Tamam ama söz verin. Arkamda olacaksınız. Korkaklık etmek yok. Tamam mı?"
"Tamam, tamam. Korkaklık yok."dedi Jack.
"Peki ya arkadaşlarını ne yapacağız? "dedi Kevın. Seth tabii ki de bu konuma kadar kadar yanı boş bir şekilde gelmemişti. Arkadaşları da onun gibi güçlüydü. Hiçbiri onunla kıyaslanamayacak olsa da kafaları çalışmayan iri çocuklardı onlar.
"Onlar geldiğinde de kaçarız zaten. Son ders çıktığımız gibi otobüse biner, gideriz."dedi Jack. Ne kadar bu geçici bir plan olsa da başka çareleri yoktu. Kısa süre sonra zil çaldı ve 3 dost merdivenlerden inmek için hareketlendi. O sırada Kai tüylerinin diken diken olmasına sebep olacak bir hisle doldu. Arkasına döndü ve çevresine baktı. Sanki birisi onu izliyormuş gibi hissetmişti ama kimse yoktu.
"Ne oldu?"dedi Jack.
"Bir şey gördüm sandım. Sanırım fazla endşeliyim ve hayal görüyorum. Bu kadar abartmamalıyım."dedi Kai ve yürümeye devam ettiler.
Kai ve diğer ikisi sınıfa döndüğünde etraf çok kalabalıktı. Bir sürü insan vardı. O sırada Bir çocuk Kai'ın omzuna çarptı.
"Affedersin. "dedi ve yeniden ilerlemek için hareket edecekti ki Kai onu kolundan tuttu. Çocuk kısa saçlı ve kesinlikle sarı olmayan siyah saçlı biriydi.
"Neler oluyor burada? "dedi. Çocuk ise Kai'a şaşkın şaşkın baktı.
"Seth sınıfınıza taşınıyor. Anlaşılan ortalığı karıştırmaya karar vermiş. "dedi ve ardından geldiği gibi gitti. O sırada ise Kai'ın korkusu bir kat daha artmıştı. Ama bir kere söz vermişti ve bu sözü tutmakta kararlıydı.
Kai etrafa baktı. Bu kadar kalabalık onun için olamazdı değil mi? Biraz daha ilerledi ve asıl gerçeği gördü. Yavaş yavaş planları suya battı ve Kai'ın nefesi kesildi. Seth'in arkadaşları oradaydı. Seth'i bekliyorlardı ve sınıfa çok yakınlardı. Eğer bir kavga çıkarsa kaçmaları neredeyse imkansız olurdu. Kai arkasına baktı ve gözleri korkuyla açıldı. Herkes bir köşeye sinmiş, kurbanlık koyunlar gibi sınıfın ortasına bakıyordu.
"Gerçekten bu kadar korkuyorlar mı? Gerçekten...... Ondan bu kadar zayıf mıyız?"
Kevın diğerlerinden de çok korkuyordu. Kızları bile düşünmüyordu. Böyle bir durumda onları nasıl düşünebilirdi? Zaten hiçbiri bugünden sonra onunla görüşmek istemeyecekti.
"Ne yapacağız?"dedi Kevın
"Plâna sadık kal ama koşmaya da hazır ol."dedi Kai ve geri yerine geçti.
3'lü sınıftaki yerlerine geçti. Kevın en önde oturuyordu ve açıkçası yem gibiydi. Senenin başında en öne geçen geçmişini suçluyordu. Seth sınıfa girdiği an direk ona yönelecekti. Zaten istediği de oydu. Jack sağ orta sırada oturuyordu. Sınıfta yer kalmadığı için öğretmen onu o köşeye almıştı. Kai da en son en arkada duvar kenarında oturuyordu. Kai göze batmayı sevmezdi. Dersleri dinlemek için de keskin kulakları vardı. Böyle bir yer seçtiği için geçmişine şükranlarını sunuyordu.
Birkaç dakika sonra Seth ve arkadaşları sınıfa geldi. Seth yavaşça yürümeye başladı ve Kevın'ın sırasının önünde durdu. Görünüşe göre hiç de ağırdan almayı planlamıyordu.
"Bu sıra güzelmiş. Artık benim! "dedi ve çantasını sıraya koydu. Kai çoktan kalkmış ilerideki sıralara doğru ilerlemeye başlamıştı. Görünüşe göre iyi şeyler gerçekleşmeyecekti. Kalabalığın içerisine sinmeye çalışmasına rağmen Seth'in onu fark ettiğini düşünmeden edemiyordu.
' Neden karşı koyamayacak kadar aciziz? Neden hala eziliyoruz? '
"Eee kararını verdin mi bakalım? Cevaplar yada...... Sen ne olduğunu biliyorsun. "dedi Seth. Yüzünde geniş bir gülümseme vardı. Kevın Kai'a baktı. Kai ise kafası ile onayladı. Ve Kevın konuştu.
"Hayır. "dedi. Seth şaşırmıştı. Bütün sınıf şaşırmıştı.
" Ne? "
"Sana cevapları vermeyeceğim."dedi Kevın. Seth'in sinirlendiği yüzünden belli oluyordu. Kaşlarını çatmış, yüzünde soğuk bir ifade belirmişti. Buna rağmen doğrudan saldırmadı. Ona boyu sayesinde yukarıdan küçümseyici bir bakış attı. Kai sıraya varmıştı ve Jack'te çok yakındı.
' Hala devam mı etmek istiyorsun? Bu sefer olmaz! Artık böyle devam etmeyecek! '
"Sen bilirsin" dedi Seth ve yumruğunu kaldırdı. Kevın o bakışların altında eziliyordu ve küçülmüş gibiydi.
' Ben seni durduracağım!!'
O an Kai çoktan beraber saldıracaklarını unutmuştu. Etraftaki insanları görmüyordu. Yanındaki insanların ona dokunmamasına rağmen korkuyla geri çekildiğini göremiyordu. Yüzündeki korkunç gülümsemeyi göremiyordu.
Kai aniden ileri atıldı ve Kevın'ı kıyafetlerinden yakalayıp kendisinden hiç beklenmeyecek bir tecrübeyle arkasına çekti. Ve yumruk ile Kevın'ın arasında kaldı. Kai dişlerini sıkarken Seth'in gözlerine baktı. Ardından da elini Seth'in yumruğuna doğru attı.
O an Kai'ın eli insanların gözünde bir yıldırım gibiydi ve Seth daha ne olduğunu anlamadan Kai avucu ile Seth'in yumruğunu yakalamıştı.
Seth de dahil kimse gözlerine inanamıyordu. Kai ile Seth'in arasında 20 cm bile yoktu. Bu çocuk nasıl onun yumruğunu yakalamıştı? Yumruk yakalamıştı?! Onun yumruğunu! Eli acımıyor muydu? O an Kai başını çevirdi ve Seth'in yumruk yüzünden göremediği gözlerini gösterdi. O korkunç gülümsemeyi gördü. Kai'ın başı hafifçe eğikti ve bir sorun vardı. Seth ve Kai arasındaki mesafeden kimse göremiyordu fakat Seth açıkça görebiliyordu. O açıkça ona bakan duygusuz bir çift kırmızı gözü görebiliyordu. Gözleri gerçekten kırmızıydı!
"Sen...... Öldün."
Kai gözlerini geri açtığında gördüğü ilk yüz Seth'in dağılmış yüzüydü. Kan içerisindeydi. Burnunu ve ağzını ayırt edemiyordu. Kai inanmayan bir ifade ile Seth'e bakarken ellerinin yaralar ile kaplanmış olduğunu fark etti. Ardından çevresine baktı ve korkan bir ifade ile ona bakan insanları gördü. Arkasında Kevın ve Jack vardı ve onlar da gözlerine inanamıyordu. Kai ise hiçbir şey hatırlamıyordu. O anda neler olduğu hakkında bir fikri yoktu.
Sessizlik...
Kevın ve Jack Kai'ın omuzlarından tuttu ve onu hızla dışarı çıkardı. Kai kendini haraket ettiremeyecek kadar şaşkındı. Sadece arkadaşları değil, herkes bunu görüyordu. Kai'ın olanlardan haberi yoktu. Aniden çıldırmıştı! Onlar Kai'ı dışarı çıkarırken Kai yine birinin onu izlediğini sandı. Herkes onu izliyordu ama Kai bunun farklı olduğunu biliyordu. Çünkü bunu hissedebiliyordu! Ama o kadar yorgun ve şaşkındı ki bakamadı bile. Kai'ı hemen tuvalete götürdüler.
"Ne oldu orada Kai? " dedi Jack. Ne demesi gerektiğini bile bilmiyordu ve söyleyebileceği sadece Kai'a sormaktı.
"Ben... Ben bilmiyorum çok farklı bir şeydi....... anlatamayacağım kadar garip. Bilmiyorum. Orada ne oldu? En son Seth'in yumruğunu tuttum. Onu bile nasıl yaptığımı bilmiyorum. Sonrasını hatırlamıyorum. "
"Sen o yumruğu tuttuktan sonra Seth ile dövüştün ama... gerçekten dövüş müydü? Ona zorbalık yapıyor gibiydin. Vuran sadece sendin. Eğer... Eğer o Seth gibi dayanıklı birisi olmasaydı. Sen bir katil bile olabilirdin. "
"Kai sen orada o kadar hızlıydın ki kimse gözlerini görmedi. O kadar güçlüydün ki Seth'i tek elinle yere vurdun. Onu aşağılar gibi tokatladın. Şundan eminim ki isteseydin onu saniyeler içerisinde öldürebilirdin ama yapmadın. Sen..... avınla oynuyor gibi görünüyordun. "dedi Jack. Bunun ne kadar korktucu olduğunu açıklayamazdı. O bir çocuktu. Nasıl birini bu kadar korkunç bir şekilde dövebilirdi ki?
"O zaman....... bunu unutabilir miyiz? "dedi Kai. Bu işin garipliği hakkında kimsenin söyleyecek bir sözü olmadığını düşünüyordu ve bu korkunç anıyı her birinin aklından silmek istiyordu.
"Tamam" ikisi birden demişti bunu. Görünüşe göre zaten bunu unutmak istiyorlardı. Onlar için bu garip olay hatırlanmamalıydı ve önemli değildi. Eğer hatırlarsalar Kai ile daha ne kadar dürüst bir arkadaşlık içerisinde olabileceklerinden emin değildi. Ondan korkuyorlardı.
"Söz verin. " Kai elini öne doğru uzattı.
"Bu konuyu bir daha kimse açmasın"
"Söz" dedi Jack. O da Elini uzattı. Kevın biraz teredütlüydü. Ne de olsa bu basit bir şey değildi ama o anı hatırlayınca ve de Jack'in sert bakışlarından nasibini aldıktan sonra o da elini uzattı. Belki de gerçekten hatırlanmamalıydı.
"Söz" dedi. Ve böylece 3 arkadaş gizemli perdelerin arkasına bir sırlarını daha atmıştı. Bu konuyu bir daha açmayacaklardı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..