Paul alev kulesinin içine girdiğinde rahat bir nefes aldı. Burası kesinlikle dışarısından daha rahattı.
Gözlerini açıp etrafa baktığında tek ve büyük bir farklılık gördü: Siyah!
Gözünün gördüğü her yer siyaha bürünmüştü. Zemin ve gökyüzü, tamamen siyahtı!
Bir süre etrafı inceledi ama farklı başka bir şey bulamadı. Daha sonra ise bir ses duydu.
"Alevin mirası için teste gireceksin. Kabul ediyor musun?"
Paul anında cevap verdi.
"Kabul ediyorum."
"İlk kat. Düşman, B seviyeli Kral Ejder Şahini. Miras testi başlıyor."
Bir anda siyah boşluk değişmeye başladı ve kızıl kayalardan oluşan bir bölgeye dönüştü. Kızıl bölgenin bazı yerleri diğer yerlerden yüksekti ve ufak dağlar gibi duruyorlardı.
En önemlisi ise bu bölge oldukça sıcaktı.
Paul etrafını inceledi ve tepelerin birinin üzerinde kırmızı bir şahin gördü. Şahinin tüylerinin kırmılığı göz alıcıydı.
O şahine baktığında şahinde Paul'e baktı. Daha sonra anında saldırdı.
Paul kulelerdeki canavarların anında saldırdığını bildiğinden kılıcını çoktan çekmişti. Şahinin pençeleriyle kılıcıyla karşılık verip onu geri çekilmeye zorladı ve kendisi de birkaç adım geri çekildi.
Derin bir nefesin eşliğinde vücudunu ve kılıcını mavi yıldırımlar sardı. Yıldırımlar vücudunu sardıktan sonra Paul hızlıca ileri atıldı ve vahşi saldırılarla şahine saldırmaya başladı.
Saldırıları sadece fiziksel gücünü ve yıldırımları kullanıyordu ama art arda gelen saldırılar şahini geri çekilmeye zorlamıştı.
Şahini iyice zorladıktan sonra Paul bir adım ileri gitti ve kılıcını yatay bir biçimde savurdu.
"Ufuk Çizgisi!"
Ağır bir rüzgar enerjisi taşıyan kılıç yıldırımlar eşliğinde şahine ilerledi. Şahin geri çekilmedi, aksine Paul'ün kılıcı tutan koluna saldırdı.
Şahinin saldırısı Paul'ünkinden daha yavaştı ancak her şekilde bu sayede tek saldırıda ölmekten kurtulmuştu. Çünkü Paul kolunu kurtarmak için son anda geri çekilmeye çalıştı ve bu yüzden kılıcın verdiği yara yalnızca yüzeysel bir yaraydı.
Paul'ün kolu acıyordu ama kullanılamaz değildi. Hala kılıcı tutabilirdi.
Şahinin beklenmedik saldırısına kızan Paul hemen ileri atıldı ve tereddüt etmeden kılıcını savurdu.
"Ufuk Çizgisi!"
Paul yaralı koluyla saldırıyı tama yapamadığı için yeterince hızlı olamadı ve şahin geri çekildi. Tam şahin yeniden saldıracaktı ki Paul kılıcını yeniden şahine doğrulttu.
"Yargı Işığı!"
Kılıç doğruca şahinin boynunu deldi ve şahini hareketsiz bıraktı. Aynı zamanda Paul'de nefes nefese kalmıştı.
"İlk katı geçtin. Alevin ilk mirasını almaya hak kazandın. İkinci kata geçmeye hazır mısın?"
Paul etrafındaki bölge yeniden siyaha dönerken oturdu ve enerjisini toplamaya başladı. Yargı Işığı gerçekten de yorucu bir hareketti.
"Daha ilk katta nefes nefese kaldın. Vah vah. Ben de biraz güçlendin sanmıştım."
Paul ustasının alaylı sözlerine kızmasına rağmen karşı çıkamıyordu. Aslında Yargı Işığı'nı ilk katta kullanmak zorunda kalmak oldukça kötü bir şeydi.
"Her neyse. Tavsiyem o tekniği kullanman yerine çevreyle bir durumuna geçmen. Zaten kolayca yapabiliyorsun ve onu yaptığında kılıç tekniğin daha güçlü oluyor. Ve ayrıca Kutsal Destek farkındaysan kullanman için var. Biraz kullan onu da. Yoksa boşa öğrenmiş olacaksın."
"Anladım."
Ustası haklıydı. Işık Kulesindeki eğitim alanındayken kutsal desteği öğrenmişti ama hiç kullanmamıştı. Kutsal destek vücutta kullanıldığında hızı ve gücü arttırabiliyordu. Elementlere ise farklı özellikler kazandırıyordu. Paul rüzgarı direkt olarak saldırmak yerine kılıç kullanırken kullandığı için bunda kutsal desteği kullanamıyordu ama vücudunda kolayca kullanabilirdi.
Ayağa kalktı ve konuştu.
"İkinci kata geçmeye hazırım."
"İkinci kat. Düşman, A seviyeli Yanan İskelet. Miras testi başlıyor."
Etrafındaki alan yavaşça değişeren düz siyah bir arenaya dönüştü. Paul arena tarzı yerlerde dövüşmeyi daha çok seviyordu. Sonuçta böyle bir yerde kılıç kullanmak daha kolaydı.
Karşısındaki rakibi bir süre sonra gördü. Karşısındaki canavar yanan kırmızı kemiklerden oluşan bir iskeletti. İskelet bir insan iskeletiyle aynı olduğundan biraz farklı gelmişti ama altın ruhla olan savaşından daha iyi gibiydi.
Kılıcını kavradı ve mırıldandı.
"Kutsal Destek."
Vücudu hafifçe parlamaya başladı. Paul vücudunun rahatladığını ve güçlendiğini hissedebiliyordu.
Kutsal Destekten sonra vücudunu mavi yıldırımlar sardı ve Paul savaş için duruş aldı. Canavar Paul'ün duruş aldığını görünce hemen ileriye atıldı.
Paul'ün vücudu Kutsal Destek sayesinde daha hafif hissediyordu. Geri çekilmedi ve o da canavara doğru atıldı.
Kılıcını savurdu ama canavar kaçındı ve Paul'e doğru alev üfledi. Paul'ün vücudu mana işlenmesi ve Kutsal Destek sayesinde normalden daha güçlüydü. Alevler ona zarara veremediğinden bir kez daha ileri atıldı ve kılıcını yatay bir biçimde savurdu.
"Ufuk Çizgisi!"
Kılıç hızlıca ilerleyerek canavarı ikiye böldü ve Paul rahat bir nefes aldı.
Etrafın eski haline gelmesini beklerken birden canavarın üst yarısı bacağını tutarak yakmaya başladı.
Normalde alevler Paul'ün canını yakmıyordu ama canavar direkt olarak dokunduğu için alev manası ona hemen temas ediyordu. O acı çekerken birden ustasının sesini duydu.
"Ahmak! Çekirdeğine vurmalısın! Orada, kafatasının içerisinde!"
Paul ustasının sözlerinden sonra aşağı baktı ve orada iskeletin kafatasındaki boş göz yuvalarının içinde kırmızı bir parıltı gördü.
Tereddüt etmeden kılıcını savurdu ve çekirdeği ikiye böldü.
"Savaşmanı engelleyebilecek yaraların iyileştirildi. İkinci katı geçtin. Alevin ikinci mirasını almaya hak kazandın. Üçüncü kata geçmeye hazır mısın?"
Paul yeniden yere oturdu. Etraftaki arena yavaşça siyah bölgeye geri dönüştü. Ustası ise ona bağırıyordu.
"Aptal! Sana çevreyle bir olmanı söylemedim mi ben!? Eğer hemen çevreyle bir olsaydın çekirdeği yok etmen gerektiğini anlardın."
Paul üzgün bir sesle konuştu.
"Üzgünüm usta. Kutsal Desteğin yeterli olacağını sanmıştım."
"Peh, ne yeterlisi. Kule seni iyileştirmese o yarayı iyileştirmenin ne kadar zor olacağından haberin var mı senin? Son kez uyarıyorum. Sakın rakiplerini küçük görme. Savaşırken asla gücünü esirgeme. Yoksa ölüp gidersin."
"Anladım."
"İyi öyleyse. Yaraların iyileşti zaten. Hızlı ol."
Paul ayağa kalktı. Bu sefer direkt olarak çevreyle bir olmayı planlıyordu.
"Üçüncü Kat. Düşman, A seviyeli Kral Günahkar Ruh. Miras testi başlıyor."
Paul kılıcını kaldırdı ve gözlerini kapayarak derin nefesler almaya başladı. Kutsal desteği ve yıldırımları hemen etkinleştirdi ve ayaktayken meditasyon durumuna geçti. Yavaşça etrafını anlamaya başladı. Şu anda aynı dışarısı gibi bir çöldeydi. Kum taneciklerinin yerdeki hareketlerini hissedebiliyordu. Havadaki ağır sıcaklığı ve karşısındaki yoğun ısı kaynağını da öyle.
Gözlerini açtı ve canavarı inceledi. Canavar, sadece kan kırmızısı alevlerden oluşan bir topa benziyordu. Herhangi bir uzvu veya organı yoktu.
Paul bu canavarın önceki saf ruhtan tamamen farklı olduğunu hissetti. Saf ruh çevredeki düzene uyarak gizlice saldırırken bu canavar çevresindeki düzeni anında bozuyordu.
Paul zaman kaybetmeden ileri atıldı ve canavarın çekirdeğine saldırdı. Kılıç sakin ama hızlı bir şekilde ilerliyordu.
Günahkar Ruh gözleri olmadığı ve sadece ruhsal güçle etrafını görebildiği için çevreyle bir olan Paul'ü hissedemedi ve kılıcı sadece ona dokunduğunda hissedebildi.
Bir anda geri çekildi ve alevlerden oluşan bedeni daha sıcak bir şekilde yanmaya başladı. Paul onun kendisini hissedemediğini anlayınca biraz şaşırdı ama mutlu oldu. Gözleri olmayan bir canavarla uğraşmak pek zor gelmemişti.
İleri atıldı ve canavarın alevlerini umursamadan kılıcını yatay bir biçimde savurdu.
"Ufuk Çizgisi!"
Kılıç canavarı neredeyse kesiyordu ki canavar yine son anda geri çekildi ama bu sefer kılıç geçtikten sonra geri dönüp Paul'ün koluna saldırdı.
Paul bu ani saldırıyı beklemediği için kaçınamadı ve kolu yandı. O sırada bu canavarın alevlerinin gücünü gördü. Çünkü alevler hem kutsal desteği hem de vücudunu geçerek ona derin bir acı vermişti.
Paul sinirlendi ve tüm ruhsal gücüyle sadece çekirdeği hedefledi ve kılıcını ileriye doğru sapladı.
"Yargı Işığı!"
Kılıç hızlıca ilerledi ve canavar kaçamadan onun çekirdeğine saplandı. Canavarın alevleri yavaşça söndü ve sadece çekirdeği kaldı. Daha sonra ise o çekirdek de çölle birlikte siyaha döndü ve yok oldu. Daha sonra ise bir ses geldi.
"Eğitilmeni engelleyebilecek yaraların iyileştirildi. Üçüncü katı geçtin. Alevin üçüncü mirasını almaya hak kazandın. Eğitim bölgesine girmeye hazır mısın?"
Paul kılıcı mührüne geri soktu ve yıldırımlarla kutsal desteği geri çekti. Yargı ışığı çok fazla ışık manası harcadığından onu epey yoruyordu ve şimdi buna ek olarak kutsal desteği de kullanmıştı.
"İkisini aynı anda kullanmanı sana kim söyledi ulan!?"
Ustasının sinirli sesini duymasına rağmen cevap vermedi. Sadece oturup dinlenmek istiyordu.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..