Paul siyah alanda oturmuştu ve derin nefesler alıyordu.
Sadece Yargı Işığı bile onu yorarken aynı anda Kutsal Desteği de kullandığı için şu an çok yorgun bir durumdaydı.
"Aptal! Manan daha birine bile yetmiyorken iki ışık tekniği kullanmak da ne oluyor? Aklından zorun mu var senin?"
Spadia sinirliydi. Biliyordu ki bir büyücünün manası fazla düşerse çok zayıf kalırdı, hatta ölebilirdi.
Paul yavaşça cevap verdi.
"Biliyorum usta. Sadece yapmam gerekiyordu işte. Bir seferlikti. Bir daha olmayacak."
Spadia bağırdı.
"Öyle olsa iyi olur!"
Paul bir süre daha oturdu. Zamanla daha iyi nefes almaya başladı ve enerjisi de yenilendi.
"Sanırım yeterli. Eğitim alanına girmeye hazırım."
"Eğitim alanı. Çıkmak için gereklilikler: Cehennem Alevi Tekniği 3.Düzey Ustalık."
Ses konuşmayı bitirince Paul'ün artık alıştığı ağrı başladı ve kısa sürede Paul bayıldı.
Bir süre sonra ise gözlerini bir yatağın üzerinde açtı. Artık bu yatağa ve içinde olduğu kulübeye alışmıştı. Her seferinde değişen tek şey alandaki mananın türüydü.
Paul aldığı mirasları merak ettiği için gözlerini kapadı. İyice düşünmeye başladı. Daha sonra aklında daha önce bilmediği harfler ve kelimeler belirdi. Paul onları önce anlayamadı ama daha sonra sanki öz diliymiş gibi okuyabilmeye başladı.
"Ateş, Saldırı, Yem, Cezbetme... Bunlar da ne böyle?"
Bir süre daha bu harflere ve kelimelere baktı ve en sonunda onların açıklamasını buldu.
- Antik Ejder Dili -
Mühür, formasyon ve efsun sanatlarında kullanılan antik bir rünik ve konuşma dili.
Aynı zamanda canavar ırkı ile iletişim kurmak için de kullanılabilir.
Paul açıklamayı gördüğü anda birden dondu. Mühürler ve formasyonlar, hatta efsunlar... Bunlar büyücülerin öğrenmekte zorlandığı dallardı ve genelde bir büyücü bunlardan birine odaklandığında diğer tüm dallardan vazgeçiyordu.
Nedeni ise çok basitti. Eğer ki bu üçlüden herhangi biri yapılırken ufak bir yanlış yapılırsa sonuçları felaket olurdu. Bu nedenle insanlar rünik dilleri öğrenirken çok dikkatli olmak zorundaydı ki rünik dilleri öğrenmek zaten işin zor olan kısmıydı. Genellikle insanlar buna yıllarını harcarlardı.
Paul ise bir kulenin içinde üç tane canavarı öldürerek koskoca bir rünik dil öğrenmişti. Hem de yalnızca bir rünik dil değil, aynı zamanda bir iletişim dili. Bu kısayolların kısayoluydu. Dili tamamen bildiğinden artık mühür, efsun veya formasyon ustası olması zor olmazdı.
Paul kalbindeki mutluluk duygusuyla diğer tekniği kontrol etti.
Diğer tekniğe geçtiği anda bilgiler zihnine dolmaya başladı. Öyle ki bittiğinde Paul'ün başı ağrıdan patlamak üzereydi. Tekniği kontrol etmeden önce açıklamasına baktı.
- İmparatorun Simyası -
İlk Habistanrı'nın zamanında yaşamış simya imparatorlarının anılarından ve tecrübelerinden oluşan simya bilgisi.
Paul'ün gözleri irice açıldı. Simya, büyünün en karmaşık dallarından biriydi. Öğrenmek isteyen biri milyarlarca malzemeyi ve milyonlarca tarifi ezberlemek zorunda kalırdı ve şimdi Paul sadece bir saniyede İmparator seviyeli simyacıların bilgilerini almıştı.
"Kesinlikle alev kulesine girdiğime değdi." diye düşünürken bir yandan da zihnini kontrol ediyordu.
"Yaşam Özü İksiri. S dereceli bir simya ürünü. İçen kişinin yaşam gücünü toplayarak bir hap olarak yoğunlaştırır. İçen kişinin yaşam gücü ne kadar yüksekse o kadar hızlı yaşlanır ve ölür. Ortaya çıkan hapı içen kişinin hayatı uzayacaktır. Malzemeler: Mor Lotus, Hırsız Ruh Özü, Siyah Alfarot Kanı, Şeytan Alias'ın İliği..."
Malzemeler uzayıp gidiyordu ancak Paul zaten bu iksiri yapacak değildi. O sadece hangi ilaçların olduğunu merak etmişti ve ilk baştan bir S dereceli iksir görünce aramaya devam etti ve birçok iksir ve hap gördü. Bunların arasında birçok S dereceli vardı. Hatta bazıları SS dereceliydi.
Paul şu an mutluluktan dört köşe olmuştu. Antik bir dili ve imparator seviyesinde bir simyayı anında öğrenmek, bu kesinlikle muhteşem bir şeydi. Paul son mirasın bir savaş mirası olduğunu hatırladı. Eğitim alanına girmeden önceki sesi hatırlıyordu. "Cehennem Alevi Tekniği, 3.Düzey..."
Tekniğin ismi bile gerçekten güçlü bir teknik olduğunu gösteriyordu. Aynı zamanda geliştirmesi de zor olmalıydı elbette. Paul bir süre tereddüt etti ama daha sonra tekniğe baktı.
- Cehennem Alevi Tekniği -
Temel olarak karanlık manasını alev manasına işleyen üstün alev tekniği.
5.Aşamaya kadar direkt olarak geliştirilebilir. 5.Aşama ve sonrası için habisvücut tekniği üst seviyeye kadar uygulanmalıdır.
1.Düzey
Alevler canlılara rahatsızlık veren habislik özelliği taşır.
2.Düzey
Alevlerin görüntüsü canlıları sersemleten bir habislik taşır.
3.Düzey
Alevlerin görüntüsü canlılara korku vermeye başlar. Alevlerin kırmızılığı koyulaşır.
4.Düzey
Alevlerin sıcaklığı vücudunu mana ile korumayanların dayanamayacağı bir hal alır. Alevler kan kırmızısı bir hal alır.
5.Düzey
Alevlerin sıcaklığı anormal bir dereceye yükselir. Herhangi bir canlı dayanamaz. (Üst seviye Habisvücud'a sahip olunmadan kullanılamaz)
6.Düzey
Alevlerin sıcaklığı canlı veya cansız farketmeden yakabilecek bir seviyeye yükselir.
7.Düzey
Alevler yok etme amacı taşır. Bu aşamada alevlerin yaktığı bir şeyden geriye hiçbir şey kalmayacaktır. Alevler alevleri bile yakabilecek bir hale gelecektir.
Paul tekniği okuduğunda gücünden emin olmuştu. 3.Düzeyde alevlerin sadece görüntüsü insanlara korku vermeyi başarıyordu. 5.Düzey için kendi vücudunu bile geliştirmesi gerekiyordu. 7.Düzey zaten efsanevi bir seviyeydi. Önüne çıkan her şeyi yok eden, alevleri bile yakabilen alevler. Bu düşünce Paul'e korku verdi. Bu teknik cidden sağlam bir teknikti.
"Hepsini inceledin mi?"
Ustasının sesini duyan Paul düşüncelerinden ayrıldı.
"Evet usta."
"Pekala, o halde tekniği görmüş olmalısın. Nasıl?"
Paul bir süre ne diyeceğini bilemedi. Tekniği anlatacak bir kelime arıyordu.
"Sanırım diyebileceğim tek şey... Kaotik. Sadece yok etmek isteyen bir teknik. Ama gücünü ve işlevini sorarsanız, muhteşem bir teknik."
"Elbette öyle olacak. Bu tekniği şu ana kadar yalnızca iki kişi son seviyeye kadar çalıştı."
Paul şaşırdı. Bu teknikleri miras bırakan kişinin İlk Habistanrı olduğunu biliyordu yani rastgele biri çalışamazdı. O halde önceki nesillerden biri olmalıydı.
"Son seviyeye kadar hangi nesil çalıştı?"
"Ah, nesillerden biri değildi. İlk Habistanrı'nın dostlarından biriydi. Emin ol güçlüydü, ama daha sonra bizler başka bir boyuttayken burada bir kargaşa çıkmış ve orada hayatını kaybetmiş. Ne olduğunu hiç bilmiyorum. İyi biriydi."
Paul yeniden şaşırmıştı. Habistanrı seviyesindeki birinin dost olarak gördüğü biri tam olarak nasıl bir kargaşada ölmüş olabilirdi ki? Böyle bir olay tarihe geçmiş olmalıydı. Paul düşünürken ustası sanki ona cevap veriyormuşçasına konuştu.
"Elbette bu yüz binlerce yıl öncesinde olan bir olay. Şimdilerde istesem bile ne olduğunu öğrenemem."
Paul aslında merak ediyordu. Nasıl oldu da Habistanrı'nın arkadaşı olabilecek, böyle bir tekniği son seviyeye kadar çalışabilecek bir adam arkasında bir şey bırakmadan ölüyordu? Bunu hiç aklı almamıştı ama artık o adamı daha çok merak ediyordu.
"Usta, o adam nasıl biriydi?"
Spadia önce bir iç çekti. Daha sonra hafif hüzünlü bir sesle konuşmaya başladı.
"Ahh, o adam Şeytan Kral'ın en iyi dostuydu. Çoğu zaman birliktelerdi zaten. Antrenmanlarını da beraber yaparlardı. Hep birlikte savaşırlardı ancak son seferinde, biz o boyuta giderken o bu dünyada bir şeyler olacağını söyledi ve burada kaldı. Bir daha onu hiç görmedik."
Paul'ün merakı katlanarak artıyordu.
"Adı neydi?"
"Allatra."
Daha sonra Spadia güldü.
"Biz ona "Kan Kanatlı" diyorduk. İnsanların çoğu da ona öyle diyordu."
"Kan Kanatlı?"
"Pekala, konuyu fazla irdeleme. Şimdi geçmişe dalmanın zamanı değil. Farkındaysan şimdi öğrenmen gereken bir teknik var. Ayrıca 3.Düzey demesine bakma. 4.'ye kadar öğrenmen gerekiyor yoksa yeterli güç artışını alamazsın. Ayrıca Şafakkesen'i de öğrenmek zorundasın. Anladın mı?"
Paul ustasının konuyu daha fazla açmak istemediğini görünce üstelemedi.
"Anladım."
"Madem anladın başla!"
Paul'ün Cehennem Alevi Tekniğine çalışırken hareket etmesine gerek yoktu bu yüzden hemen yatağın üzerinde bağdaş kurdu ve alev ve karanlık manasına yoğunlaşmaya başladı. Fazla belirtmese de bu tekniği tamamlayan üçüncü kişi olmayı istiyordu.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..