66.Bölüm - Üstün Zehir Özü

avatar
9712 31

Kara Büyücü - 66.Bölüm - Üstün Zehir Özü


"Yok, yok, hiçbir şey yok! Lanet olsun!"

Genç, kahverengi saçlı ve kahverengi gözlü bir adam ayağını hızlıca yere vurdu.

"Yüce Ata Kabus nasıl oluyor da Temsilcisi hakkındaki her şeyi saklıyor? Neden daha cinsiyetini bile öğrenemiyorum!?"

Cidden öfkeliydi. Dedikodular başladığı andan itibaren bu Temsilcinin kim olduğunu araştırıyordu. Neredeyse tüm kaynaklarını ve bağlantılarını da kullanmıştı ama sonuç olarak içbir şey öğrenememişti.

O sırada içeriye genç bir adam girdi. Yavaşça eğilip kahverengi saçlı adama selam verdi.

"Kıdemli Kardeş Salan, birkaç yeni dosya geldi."

Salan başını salladı. Daha sonra genç içeriye üç tomar kağıt getirdi. Kağıtları masaya bıraktıktan sonra bir kez daha eğildi ve odadan ayrıldı. Salan ise hemen kağıtlardan birini alıp açtı. Okumaya başladı.

"Yüce Ata Kılıç Ejderi'nin Temsilcisi Valer Guilla, Sabre Niyeti'ni kullanmakta ustalaştı ve Zirve Seviyeli bir Usta Savaşçı. Bu sene 20 yaşında. Sabre üzerindeki kontrolü çok güçlü. [Kral Kaplan Pençesi] tekniğinde [Bronz Pençe] seviyesine ulaştı. Yarışmaya kadar [Gümüş Pençe] seviyesine ulaşması olası. Ayrıca, sahip olduğu sabrenin özel bir sabre olduğu bulundu. Sabrenin geçmişi Yüce Ata Kılıç Ejderi'nin engellemesi yüzünden araştırılamadı."

Salan yavaşça iç çekti. Valer bir ayda fazla ilerleme kaydetmemiş gibi görünüyordu. Rapor geçen ayınkiyle neredeyse aynıydı. Sadece şu yeni sabresine dikkat etmesi gerekiyordu. Elindeki kağıdı bıraktı ve bir başkasını aldı.

"Yüce Ata Saf Beyaz'ın Temsilcisi Sophia Hilia, Yıldırım büyüsünde ustalaşıyor. Orta seviyeli bir Usta Büyücü. Bu sene 16 yaşında. Yakın bir zamanda [Yıldırım Tanrıçası Yazıtı] tekniğinde üçüncü seviyeye ulaştı. Yıldırımları yıkıcılık, yakıcılık ve keskinlik taşıyabiliyor ve hareket hızı da olağanüstü. Yarışmaya kadar gelişmesi pek olası değil. Ayrıca, son zamanlarda bir Yıldırım Serçesi büyütüyor gibi görünüyor. Yıldırım Serçesi'ni tekniklerine entegre etmeyi yarışmadan önce başarırsa savaş gücü yükselecektir."

Salan yutkundu. Sophia'nın daha geçen ay [Yıldırım Tanrıçası Yazıtı]'nda ikinci seviyede olduğu yazıyordu. Sadece bir ayda böyle bir ilerleme kat etmek için gerçek bir dahi olmak gerekirdi! Yavaşça elindeki kağıdı da bıraktı. Daha sonra üçüncü kağıdı eline aldı ve açtı.

"Yüce Ata Kabus'un Temsilcisi hakkında herhangi bir bilgi bulunamadı. Araştırmalar sürüyor."

"Lanet olsun!"

Kağıt tomarını hızlıca yere çarptı.

"Nasıl olur da hiçbir şey olmaz!? Dedikodular yanlış olabilir mi acaba?"

Orada bir süreliğine kendi düşüncelerine daldı. Daha sonra kapısı çaldı. Bağırdı.

"Gel!"

İçeriye genç bir adam girdi. Hafifçe eğildikten sonra konuştu.

"Kıdemli Kardeş Salan, Yüce Ata Zehirnefes seni çağırıyor."

Salan hafifçe başını salladı. Genç odasından çıktıktan kısa bir süre sonra kendisi de çıktı ve hızlıca Yüce Ata Zehirnefes'in odasına ilerledi.

Odanın önüne geldiğinde derin bir nefes aldı ve kapıyı tıklattı. İçeriden bir cevap gelmeyince kapıyı açtı ve içeri girdi.

İçeride, bir masanın arkasındaki sandalyede yaşlı bir adam gözlerini kapamış oturuyordu. Uyuyor gibi durmuyordu ama uyanık olduğu söylenemezdi.

Salan hafifçe yutkunduktan sonra sessizce konuştu.

"Yüce Ata'yı selamlıyorum."

Yaşlı adam gözlerini açtı ve parlak siyah gözlerini Salan'a dikti. Daha sonra sert bir sesle konuşmaya başladı.

"Diğerleri hakkında her şeyi öğrendin mi?"

Salan hafifçe yutkundu. Daha sonra ise yavaşça konuştu.

"Valer Guilla ile ilgili her şeyi öğrendim. Zaten gösterişi seven birine benzediği için öğrenmek pek zor olmadı. Sophia Hilia biraz daha gizlemeye çalışsa da yine de başarılı oldum. Ama, Yüce Ata Kabus'un öğrencisi..."

Başını sağa sola salladı. Hiçbir şey bulamamıştı.

Yüce Ata Zehirnefes elleriyle gözlerini ovuşturdu. Daha sonra yavaşça konuşmaya başladı.

"Pekala, böyle bir şey olacağını biliyordum aslında. Kabus denen o manyak bir şeyler yapmıştır. Neyse, son bir ay kaldı! Artık onları takip etmene gerek yok, artık silahlarını hazırlaman gerekiyor. Çoktan seçtin değil mi?"

Salan başını evet anlamında salladı.

"Normal yarışmacılarla savaşmak için On Yılan Özü'nü kullanacağım."

"On Yılan Özü'nün özellikleri nedir?"

Yüce Ata Zehirnefes Salan'ı test etmek için hiçbir şansı kaçırmazdı. Salan derin bir nefes aldıktan sonra konuştu.

"On Yılan Özü, On farklı yılan türü canavarın zehriyle yapılan bir zehirdir. Ancak, yapımının başarılı olması için tüm canavarların aynı element özelliğine sahip olması ve aynı seviyede olması gerekir."

Yüce Ata gülümsedi ve başını salladı. Salan ise konuşmaya devam etti.

"Valer Guilla için Donmuş Ceza İğnesi'ni kullanacağım."

Yüce Ata bir şey diyemeden açıkladı.

"Donmuş Ceza İğnesi, ucunda Arktik Yılan Zehri bulunduran bir iğnedir. B seviyeli bir canavar olan Arktik Yılan'ın zehri kişiye verildiği sürece organları dondurur ve en düşük ihtimalle kişiyi sakatlar. Elbette, Valer bir savaşçı olduğundan etkisi düşecektir ama onu yenmeme yetecektir!"

Yüce Ata Zehirnefes memnuniyetle başını salladı. Salan ise konuşmaya devam etti.

"Sophia Hilia için Acı Rüya Sisi'ni kullanacağım. Acı Rüya Sisi toz halinde havaya karışan bir zehirdir. Onu soluyan kişiyi illüzyon dünyasına sokar ve ona ruhsal olarak saldırır. Ruhu bir kez saldırıya maruz kaldığında ise büyüsünü kolay kolay kullanamaz."

Yüce Ata Zehirnefes yine başını salladı. Daha sonra ise daha fazlasını beklermişcesine Salan'a baktı.

Salan başını eğdi ve yavaşça konuştu.

"Yüce Ata Kabus'un Temsilcisini nasıl yeneceğimi bilmiyorum. O adam hakkında hiçbir bilgim yok. Yüce Ata, lütfen bana yardım edin!"

Salan diz çöktü. Yüce Ata yavaşça iç çektikten sonra konuşmaya başladı.

"Pekala, aslında haklısın. Onun hakkında bir şey bilmiyorsun. Hem zaten ben sana bunun için bir şey hazırladım."

Elindeki yüzükten bir şişe çıkardı. Onu yavaşça Salan'a uzattı.

"Bu sana üstün bir özellik kazandıracak. Şişenin içindeki sıvıyı görüyor musun? Bak!"

Salan başını kaldırdı ve şişeye baktı. Şişenin içindeki parlak yeşil sıvıyı görüyordu. Tek sorun, sadece bir damla olmasıydı!

Yüce Ata, Salan bir şey diyemeden konuştu.

"Bu şeyin bir damlası yeterli bir güç artışı sağlar. Üstün Zehir Özü, senin mananı ve vücudunu zehirli hale getirecek bir şey!"

Salan yutkundu. Manası zehirli hale gelirse sadece manasını salarak düşmanlarını zehirleyebilirdi. Vücudu tüm zehirlere karşı korumalı da olurdu. Bu şey gerçekten bir hazineydi!

Yüce Ata şişeyi birkaç kez salladı.

"Al bunu, vücudunu dönüştür ve kullanmaya alış. Yalnızca bir ayın var."

Salan şişeyi aldı ve Yüce Ata'nın önünde bir kez daha eğildi. Daha sonra ise odadan ayrıldı.

O sırada Yüce Ata gözlerini pencereden dışarıya dikti.

"Şerefsiz Kabus, zamanında seni öldürememiş olabilirim ama Temsilcin benim Temsilcimin ellerinde ölecek. Bu bana yeter."

Daha sonra ise hafifçe gülümsedi.

----------------------------------------------------------------

(3/4)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr