123.Bölüm - Sorunun Kökünden Kurtulmak

avatar
9056 41

Kara Büyücü - 123.Bölüm - Sorunun Kökünden Kurtulmak


At arabası Luke'un evinin önünde durduğunda, Paul ve Jenne yavaşça arabadan indi. Kapıdaki asker sayesinde Ölüm Büyüsünü bir kez daha geliştiren Paul'ün yüzünde parlak bir gülümseme duruyordu.

Yavaş adımlarla evin kapısına ilerlerken Jenne de Paul'ü takip ediyordu. Kapıdaki askerin o anki durumunu bilmese de Paul'ün aurası bir kez onun ruhunu sarsmıştı ve Paul'e duyduğu saygı katlanarak artmıştı.

Paul kapıdan geçerken eski korumalar hemen yanlara çekilerek selam verdiler. Onlar Paul'ü tanıdıklarından onu durdurmaya cüret edemezlerdi.

Paul hızlı sayılabilecek adımlarla eve girdiğinde girişteki hizmetçiler hemen eğilerek selam verdi. Bazıları onu tanımasa da eve herhangi bir haber vermeden girebilen birinin üst düzey birisi olacağını biliyorlardı.

Paul hizmetçilerden birini yanına çağırdı. Siyah-beyaz hizmetçi kıyafetlerine bürünmüş bu genç kız siyah saçlara sahipti. Parlak siyah gözleri ve soluk beyaz bir teni vardı. Gözleri Paul'e bakarken saygıyla parlıyordu.

Paul monoton bir sesle konuştu.

"Abim şu anda nerede?"

Hizmetçi şaşırmış bir şekilde baktıktan sonra yavaşça mırıldandı.

"Abiniz?"

"Evin sahibi, Luke Veussia."

Paul bu genç hizmetçinin yeni olduğunu anlamıştı. Yani onu tanımaması onun için sorun teşkil etmiyordu.

Ancak, hizmetçi için ediyordu. Bu genç adamın efendisinin kardeşi olduğunu öğrenen hizmetçinin gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Elbette, gelen misafirlere saygılı davranması gerekse de efendisinin akrabalarına daha da saygılı davranması gerekiyordu. Özellikle, onun öz kardeşi!

Hızla 90 derece eğilirken saygılı bir sesle konuştu.

"Efendi Luke sabah erken saatlerde Altın Şafak Bilgin Birliği'nin ana binasına gitti."

Paul yavaşça başını sallarken dışarıya doğru bakındı. Onu buraya getiren askeriyenin at arabasının çoktan ayrıldığını görünce yavaşça iç çekti ve hizmetçiye dönerek konuştu.

"Bana bir at arabası hazırlat. Altın Şafak Bilgin Birliği'ne gideceğim."

"Hemen efendim."

Genç hizmetçi hemen dikleşti ve hızla oradan ayrıldı. Bu sırada Paul yavaşça Jenne'ye döndü ve konuştu.

"Biraz daha bekleyeceksin. At arabası hazırlanınca birliğe yol alırız. Sonra ben ayrılırım zaten."

Jenne yavaşça başını sallarken birden bir bağırış duyuldu.

"Paul, sonunda gelmişsin!"

Yapılı vücuduna siyah, bol bir pantolon ve koyu lacivert bir gömlek geçirmiş olan Victor sert adımlarla Paul'e doğru ilerlerken yüzünde parlak bir gülümseme vardı. Paul'ün yanına vardığında elini onun omzuna koydu ve bağırarak konuşmaya devam etti.

"Şehre geldiğim gibi Grim ayrılınca senin hakkında endişelenmiştim. Ama sen... Oh, görünüşe göre endişelenmeme gerek yokmuş. Güzel zaman geçirmişe benziyorsun!"

Cümlesinin sonuna doğru Jenne'ye bakmış ve genç kızın yüzünün kızarmasına neden olmuştu. Paul bunu umursamadan hafifçe gülümsedi. Bu sırada, Victor omzuna bir kez daha vurduktan sonra konuştu.

"Seninle konuşmam gereken şeyler var. Mümkünse yalnız."

Paul bir kez başını salladıktan sonra Jenne'ye döndü.

"Birkaç dakika bekleyebilir misin?"

"Tabii."

Jenne'nin yüzü hâlâ parlak kırmızı bir renkteydi. İkiliden uzaklaşırken adımları oldukça hızlıydı.

Paul onun yeterince uzaklaştığını görünce bakışlarını Victor'a çevirdi. Victor'un yüz ifadesi bir anda ciddileşmişti.

"Ferrua Ailesiyle ilgili."

Paul tek kaşını kaldırırken Victor konuşmaya devam etti.

"Tuann'ın karısı, Vanna'yı biliyorsun değil mi?"

Paul yavaşça başını salladığında Victor anlatmaya devam etti.

"Görünüşe göre kraliyet ailesinden koruma talep etmiş ve kraliyet ailesi de bunu kabul etmiş. Yalnızca onu koruyan 10 kadar usta seviyeli savaşçı var. Suikastçiler Ferrua Ailesi ile ilgili işlere karışmadıkları için bu işler bize kalıyor ama o kadını öldürmenin bir yolunu bulamadım. Eğer sorunun kökünden kurtulmazsak ileride daha büyük bir sorunla karşılaşacağımızdan korkuyorum. Bir fikrin var mı?"

Paul bir süre düşündü. Daha sonra ise yavaşça başını sallarken konuştu.

"Bu işi bana bırakabilirsin. Bir planım var."

Victor derin bir iç çekerken konuştu.

"Rahatladım. O kadının şeytani bir zekası var. Özellikle şimdi kocasıyla oğulları kalmadığı ve aile tamamen onun ellerinde olduğu için oldukça tehlikeli bir durumdayız. Onu indirebilirsek, tamamen kazanırız."

Paul yavaşça gülümsedi ve konuştu.

"Eee, intikamını aldığına göre sen ne yapacaksın?"

Victor yavaşça iç çekti. Bu soru onun da aklında uzun süredir duruyordu. O intikamı için her şeyden, hatta hayatından vazgeçmeyi planlamıştı ancak şimdi intikamını almasına rağmen hayattaydı. Peki, şimdi ne yapabilirdi?

Yavaşça mırıldandı.

"Sanırım, kendime bir öğrenci bulacağım. Bir Büyükusta Demirci olsam bile eğittiğim kimse yok. Sen sayılmazsın. Sana sadece birkaç kitap verdim ve temelleri anlattım."

Paul ufak bir kahkaha attıktan sonra Victor'un omzuna vurarak konuştu.

"Bence de bunu yapmalısın. Artık senin yerini genç nesilden birine bırakma zamanın geldi değil mi, Yaşlı Adam?"

"Kimmiş yaşlı adam!? Kaybol!"

Victor onun omzuna vuran eli ittirirken bağırsa da yüzünde parlak bir gülümseme vardı. Yavaşça uzaklaşırken düşüncelere dalmıştı.

Paul onun arkasından bakarken yavaşça iç çekti. Daha sonra ise gömleğinin yakasından başını çıakran Grim'in kafasını okşarken Antik Ejder Dili'nde mırıldandı.

"Git ve o kadını avla."

Küçük kedinin gözleri parlarken hızla gömleğin içinden çıktı ve gözden kayboldu. Onun arkasından bakan Paul Grim'in gücünden emindi. Birkaç kraliyet koruması gelse bile Grim'i öldüremezdi.

Yavaş adımlarla Jenne'nin yanına ilerlerken birden bir hizmetçi yanına geldi ve 90 derece eğilirken konuştu.

"Efendim, at arabanız hazırlandı."

Paul hafifçe başını salladığında hizmetçi anında geri çekildi. Paul de Jenne'nin yanına ilerleyerek konuştu.

"At arabası hazırlandı. Artık gidebiliriz."

Jenne hafifçe başını salladıktan sonra Paul'ün peşinden evin çıkışına ilerledi. İkisi evin kapısından çıktıktan sonra, sarı işlemelere sahip bir at arabasının hazırlanmış olduğunu gördüler.

Paul yavaşça ilerleyerek at arabasının içine geçti. Jenne de onun ardından bindikten sonra kapıyı kapattı ve at arabası hızla ilerlemeye başladı.

At arabası Bilgin Birliği'ne doğru ilerlerken Ferrua Ailesinin malikanesindeki bir çalışma odasında, Vanna Ferrua üst üste dizilmiş kağıtları ayırıyor ve bazılarına imza atarken bazılarını damgalıyordu.

Yüzü duygusuzdu. Kısa bir zaman önce hem oğulları hem de kocası ölmüştü ve mutlu olması imkansızdı. Ancak nedense o kadar üzgün de hissetmiyordu. Çünkü ailenin her şeyi artık ona kalmıştı.

Ailenin düşmanlarının saldırılarından da korkmuyordu. Kendisini korumak için aldığı on Kraliyet Koruması dışında Kraliyet Ailesi gizlice 100 kraliyet askerini Ferrua Kışlalarına göndermişti ve ailenin askeri gücünün yenilenmesine yardım etmişti.

İleride yapması gerekenleri düşünürken, birden odanın penceresinde duran siyah tüylü ufak kediyi fark etti. Küçük kedinin kan kırmızısı gözleri Vanna'nın üzerine dikiliydi ve Vanna nedense ufak kedinin bakışlarından rahatsız oluyordu.

Kediyi uzaklaştırmak için ayağa kalkmıştı ki birden kedinin artık pencerede olmadığını gördü. Şaşkınlıkla etrafına bakınırken birden sırtından oldukça yüksek bir acı hissetti.

Ancak o daha çığlık atmak için ağzını bile açamadan önce tüm uzuvları koparılmış ve parçalanmıştı. Boğazı tamamen parçalanırken başı haricinde tüm vücudu artık bir kan gölüne dönmüştü. Etrafta hâlâ birkaç kemik ve iç organların parçaları olsa da boyutları oldukça küçüktü.

Küçük kedi Grim bir süre parçalanmış yeri inceledikten sonra yeniden pencereden ayrıldı. Birkaç saat sonra 'Hanımefendi'ye yemek getiren bir hizmetçi odayı gördüğünde kusacak ve kendini tutamadan çığlık atacak olsa da bunun Grim'le veya Paul'le bir alakası yoktu.

--------------------

[YN]: Grim en güçlüdür yani gidip seriyi beğenin ki size de atlamasın.

-Bilgilendirme-

Elementler:

Doğanın varoluşunda rol oynayan bu varlıkların ilk başta bir bilince sahip olduğu söyleniyordu ancak uzun zaman önce elementlerin asıl halleri dünyaları terk ederek varoluşun kendisine katıldı ve arkasında yalnızca enerjilerini bıraktı.

Doğada bulunan dört ana element: Alev, Su, Toprak ve Rüzgar dünyadaki sistemi koruyan ve devam ettiren enerjilerdir ve büyücülerin kullanabildiği elementlerdir. Aynı zamanda, oldukça fazla alt elemente sahiplerdir.

Cenneti ve Cehennemi temsil eden iki element: Işık ve Karanlık Cenneti ve Cehennemi simgeleyen enerjilerdir ve yalnızca belli soylara veya çekirdeklere sahip kişilerin kullanabileceği elementlerdir. İki taraf tamamen zıt olsalar da Işığın ve Karanlığın bazı alt elementleri (Ruh, İllüzyon, Uzay vb.) iki taraftan da geliştirilebilir ve aynı özelliklere sahip olacaktır.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr