144.Bölüm - Kamptaki Savaş (2)

avatar
7651 35

Kara Büyücü - 144.Bölüm - Kamptaki Savaş (2)


Auden'ın kılıcını saran parlak kızıl kılıç enerjisi gitgide yoğunlaşırken genç adam yorgun görünüyordu. Önceki savaşlarından aldığı yaralar kıyafetlerini yırtmış ve vücudunda kanlı yaralar bırakmıştı. Ancak kılıcının kabzasını sıkıca kavrayan sağ eli ölse bile bırakmayacakmış gibi görünüyordu.

Kısılı gözleri karşısındaki kel adamı süzerken kendini tutmak diye bir şeyi düşünmüyordu. Shiwuan'ın bariyeri yalnızca beş dakika dayanabilirdi ve bu süreyi iyi kullanmalıydı.

Rakibini incelediğinde ümitsizliğe düşmeden edemedi. Ondan yaklaşık on beş - yirmi adım uzakta duran bu kel adamın kondisyonu yerindeydi ve kılıcını saran gümüşi kılıç enerjisi zamanla yoğunlaşmaya devam ediyordu. Aynı zamanda kel adam tecrübeli birisine benziyordu.

Ve onu en çok umutsuzluğa iten şey adamın savaşmak istemiyor gibi görünmesiydi. Kel adam yalnızca Auden'i engellemek ve diğer iki kıza saldırılmasını sağlamak istiyora benziyordu.

Auden Jasmine'e bir bakış attı. Bu adama karşı savaşırken yanında fazladan biri olursa oldukça iyi olurdu.

Ancak Jasmine kendisini saran dört adamla bile tam olarak dövüşmüyor ve sürekli yeni bir tılsım çıkararak kendisini ve çadırı koruyordu. Bariyerin altındaki vücudunu gören Auden genç kızın bunu neden yaptığını anlamıştı.

Jasmine'in sağ omzundan belinin sol kısmına kadar dderin ve kanlı bir yara açılmıştı ve iyileşme hızı yavaş sayılabilecek düzeydeydi. O anda genç kızın yapabileceği tek şey kendisini ve çadırı korumak gibi görünüyordu.

Kaşlarını hafifçe çatarken bu savaşta tek başına olacağını anlamıştı. Derin bir nefes aldı ve kılıcını kel adama doğrulttu. Kısılı gözleri öldürme isteğiyle parlarken kılıç enerjisinin keskinliği görenlerin titreyeceği bir seviyeye yükselmişti.

Kel adam Auden'ı ve kılıcını bir kez daha süzdükten sonra savunma pozisyonu aldı. İlk saldıran olmasına gerek yoktu ve Auden gibi bir zaman sınırı yoktu bu yüzden daha rahattı.

Auden sağ ayağından destek alarak hızla ileriye atıldı ve iki nefeslik bir sürede kel adamın yanına geldi. Çoktan havaya kaldırılmış kızıl renkle parlayan gümüş kılıcı hızla kel adamın omzuna inerken rüzgarın yarılma sesi kolayca duyulabiliyordu.

Kel adam omzuna gelen kılıcı fark ettiği anda kendi kılıcıyla savundu. İki kılıç çarpıştığında etrafa yayılan enerji ufak bir bomba etkisi yaratmış ve ağacın köklerinde derin kesikler ve yarıklar oluşturmuştu.

Auden kılıcı engellendiği anda geriye çekilmiş ve bir kez daha atılmıştı. Rakibinin savunması gerçekten güçlü görünüyordu ve hem hızlı hem güçlü saldırılar yapmalıydı. Saldırıların arasında zaman bırakarak rakibinin savunmasını yenilemesine izin veremezdi.

Kılıcını ikinci kez savurduğunda kılıcının etrafındaki parlak kızıl kılıç enerjisi birden parlamış ve güçlenmişti. Aynı anda, Auden'in ayaklarının altanda kalan ağaç kökleri yavaşça çatlamıştı.

"Ejderin Çığlığı!"

Kılıç hızla kel adamın göğsüne doğru inerken kel adam hızlıca yutkundu ve hızla geri çekildi. Auden'in kılıcı durmadan yoluna devam etti ve en sonunda yere saplandı. Kılıç yere saplandıktan bir saniye sonra ise kılıcın saplandığı yerin etrafındaki kökler tamamen parçalanarak havaya uçtu.

En sonunda, Auden etrafına uçuşmuş bazı odun parçalarını görmezden gelerek kılıcını bir kez daha kaldırdı. Yere sertçe basarken kılıcını bir kez daha parlak kızıl kılıç enerjisiyle kapladı.

Hızla ileriye fırlayan Auden kılıcını bir kez daha savurdu.

Bu sırada, savaşı ormanın içinden izleyen Shijin kaşlarını çatmıştı. En başından Auden denen bu adam olmasaydı diğerlerine zarar vermeleri kolay olabilirdi.

Shijin Paul'ün durumunu bilmediğinden onun yalnızca kısa süreliğine ayrıldığını düşünüyordu. Ve Paul geri dönüp Auden'a katılırsa planları tamamen yerle bir olurdu.

"Lanet olsun!"

Öfkeyle konuştuktan hemen sonra olduğu yere oturdu ve pelerininin içinden işaret parmağıyla aynı boyutta ince bir gümüş iğne çıkardı. Normalde başkalarını tedavi etmek için kullanılan bu iğneyi arka kısmından sıkıca tutarken pelerininin içinden ufak bir cam şişe çıkardı.

Bu ufak şişenin içinde parlak kırmızı bir sıvı vardı. Küçük şişeyi birkaç kez salladıktan sonra kapağını açtı ve iğnenin uç kısmını yavaşça şişeye daldırdı.

Birkaç saniye iğneyi şişenin içinde tuttuktan sonra iğneyi geri çekti ve şişeyi yeniden kapattı.

Şişenin içindeki sıvı tek bir damla dahi azalmamış olsa da bu Shijin için oldukça büyük bir kayıptı. Bu zehir kendi ürettiği bir şeydi ve bir kez daha üretip üretemeyeceğini bilmiyordu. Çünkü bu zehri üretirken kullanılan malzemelerin biri oldukça değerliydi ve zehrin ana malzemesiydi.

'Öz Yakan Nilüfer' olarak bilinen bu malzeme bir hazine olarak sıralandığında A seviyeli bir hazine olarak geçebilirdi. Doğada yalnızca üst seviye ateş manasının bulunduğu yerlerde yetişen çiçeği bir açık arttırmadan almış ve direkt olarak zehir üretiminde kullanmıştı.

Bir daha bu çiçeği bulup bulamayacağını bilmiyordu ancak bulsa bile alamayabilirdi. Sonuçta bu çiçeğin yalnızca bir tanesi otuz bin altın ile elli bin altın arasında bir fiyata satılıyordu.

Ancak bu fiyat kesinlikle çiçeğe değerdi. Çünkü Shijin'in elindeki iğneye sürdüğü zehir Büyükusta seviyesindeki kişileri bile öldürebilecek kadar zehirli bir etkiye sahipti.

Shijin şişeyi yeniden pelerininin içine yerleştirdikten sonra yakındaki bir ağacın tepesine çıktı ve savaşı izlemeye başladı. Zamanı geldiğinde kel adam kaybedecek olursa onu desteklemesi gerekebilirdi.

Auden ve Kel adam savaşmaya devam ederken dört dakika hızlıca geçti. Bu üç dakikada ikisi de ölümcül darbelerden onlarca kez sıyrılmak zorunda kalmışlardı ve ikisi de nefes nefese görünüyordu.

Kel adamın yüzü tamamen terle kaplanmıştı ve oldukça şaşkın bir haldeydi. Karşısındaki genç adamın gücü onu epey etkilemişti.

Onun aksine Auden'ın yüzü epey ekşiydi. Ne kadar zaman geçtiğini bilmese de zamanın yarısından fazlasının dolduğunu biliyordu.

Derin bir nefes aldıktan sonra kılıcını hızla yere sapladı. Onun bu hareketini gören kel adam ve uzaktan izleyen Shijin şaşırmıştı.

Kel adam Auden'ın sonunda pes etmiş olduğunu düşünmüştü ki birden kemiklerine işleyen soğuğu hissetti. Auden'ı iyice incelediğinde genç adamın bileğindeki siyah bilekliğin hafif siyah bir duman çıkardığını fark etmişti.

Gözleri sonuna kadar açılırken birden Auden'ın sesini duydu.

"Aktifleş!"

Saf siyah bileklik anında siyah bir duman bulutuna dönüşerek kel adama atıldı ve kel adamın yüzünün tamamen solmasına neden oldu.

Saf siyah duman bulutu havadayken bir anda yoğunlaşarak hilal şeklini aldı ve hızını kesmeden adama ilerlemeye devam etti.

Kel adam hızla geri çekilirken bu saldırıyı karşılamaması gerektiğini anlamıştı. Çünkü bu saldırıyı engellemesinin imkanı yoktu!

Bu sırada uzaktan izleyen Shijin kaşlarını çatmıştı. Auden'ı öldürse bile o saldırıyı durduramayacağını bildiği için elindeki iğneyi kullanmamıştı. Kel adam bu saldırıyla ölse bile diğerlerinin başarılı olma şansı vardı ve onlar başarılı olamasa da kendisi başarabilirdi.

Auden saldırıdan kaçan kel adamı izlerken yüzünde alaycı bir gülümseme oluşmuştu. Ancak o anda, birden sırtından hissettiği sıcaklık hissiyle yere yığılmıştı.

Son enerjisiyle arkasına bakarken siyah pelerinli bir adamın arkasında dikildiğini ve elinde kanlı bir kılıç tuttuğunu görmüştü. Bu adam az önce Jasmine'e saldıranlardan biriydi ve Patronlarının kaybedeceğini fark ettiğinde direkt olarak harekete geçmişti.

Auden kılıcını bırakmasa bile kılıcını saran kılıç enerjisi çoktan dağılmıştı. Tüm vücudunu saran sıcaklık hissine karşı geliyor ve uyanık kalmaya çalışıyordu.

Gözlerini bir kez daha kaçan kel adama çevirdi ve baktı. Kel adamın vücudu çoktan siyah enerji dalgası tarafından ikiye ayrılmıştı.

Gözlerini yavaşça yok olmaya başlayan küp şeklindeki bariyere çevirdiğinde ağzından kisenin duyamayacağı kadar sessiz iki kelime çıktı.

"Özür... dilerim..."

Gözleri yavaşça kapanırken bariyerin tamamen parçalandığını görebilmişti. Bariyerin dışındaki siyah pelerinli adamlardan biri hızla kılıcını Sushie'ye doğru savururken genç kız korku dolu bir çığlık savurmuştu.

Ve o çığlığın duyulduğu andan hemen sonra tüm kamp alanı insanın kulaklarını sağır eden bir patlama sesiyle sarsılmıştı. Devasa ağacın kovuğunda gerçekleşen patlama siyah pelerinli adamların birkaç adım geri çekilmelerine neden olurken Shiwuan ve Sushie gözlerini kovuğun ağzındaki toz bulutuna çevirmişlerdi.

Toz bulutunun içinden yayılan ayak sesleri gitgide yükselirken kemiklerine kadar işleyen ölüm soğuğu siyah pelerinli adamların tedirginleşmesine yol açıyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr