150.Bölüm - Alev Testi

avatar
9216 34

Kara Büyücü - 150.Bölüm - Alev Testi


Paul'ün vücudunu saran parlak kırmızı ışık kaybolduğunda yavaşça gözlerini açtı. Az önceki kırmızı ışık gözlerini aldığından gözlerini kapamıştı.

Olduğu yeri incelemek için gözlerini yavaşça etrafta çevirdi ve parlak kırmızı tuğlalardan örülmüş bir odanın içinde olduğunu fark etti. Odanın tabanı ve tavanı kırmızı renkli düz bir taştan yapılmıştı ve bu taştan yayılan ışık odayı aydınlatıyordu.

Odanın bir köşesinde kırmızı bir gömlek ve pantolon bulunuyordu. Hemen yanlarında ise bir çift parlak kırmızı ayakkabı vardı.

Tamamen çıplak olduğunu henüz fark eden Paul yavaşça bu eşyaları aldı ve üzerine geçirdi. Ardından odanın diğer kenarına bir bakış attı.

Orada, birçok silahın bulunduğu bir raf vardı. Mızrak, kılıç, sabre, yay... Onlarca silah oraya dizilmişti. Bu silahların her biri üzerlerinde gümüş bir parıltı taşısalar da yalnızca normal silahlardı ve üzerlerinde hiçbir büyü yoktu. Yapıldıkları malzeme sağlam olsa da bir büyülü silahla karşılaştırılamazlardı.

Paul yavaşça raflara ilerledi ve bir uzun kılıcı eline aldı. Kılıçlar birçok şekilde yapıldıkları için rafta çoğunlukta olanlar onlardı.

Paul'ün aldığı kılıcın bıçağı tamamen düzdü ancak yalnızca tek tarafı keskindi. Bir sabreyle kılıcın arasında görünen kılıç Paul'ün hoşuna gitmişti. Birkaç kez kılıcı havada sallayarak ağırlığını test ettikten sonra gözlerini odanın bir başka köşesine dikti.

Burada siyah bir kapı vardı. Büyük ihtimalle Tieva'nın bahsettiği teste buradan başlaması gerekiyordu.

Birkaç adımda siyah kapının önüne geldikten sonra derin bir nefes aldı ve sağ elini ileriye uzattı. Eliyle kapının tutacağını kavradı ve yavaşça açtı.

Kapıyı açtığı anda hissettiği alev manası hızla vücudunu sardığında nefes alış verişi karmaşık bir hâl aldı. Bu alev manası onun habistanrı çekirdeğinin gelişimine direkt yardımcı olabilirdi ve alev manası taşıyan kaynaklardan çok daha etkili olurdu.

Elbette en iyi yol bu değildi. Bu alev manasının alev özelliği oldukça saf olsa da yalnızca alev gücünü barındırıyordu ve çekirdeğin gelişmesi için diğer manalara da ihtiyaç duyacaktı. Eğer bu saflık normal, saf manada olsaydı o zaman direkt olarak gelişimini yükseltebilirdi.

Ancak şimdilik bu oldukça iyi bir seçenekti. Diğer manaların boşluğunu kaynaklarla kapatabilir veya diğer testleri geçmeyi deneyebilirdi. Tieva'nın söylediğine göre testleri geçince sütunlar mana üretmeye başlayacaklardı ve sütunların üreteceği mana testteki manayla aynı saflıkta olursa bu onun için harika olurdu.

Bu sırada yalnızca alev manasıyla fazla heyecanlandığını fark etti ve yavaşça başını sallayarak aklını başına topladı. Ardından kapıyı sonuna kadar açtı ve odadan ayrıldı.

Paul odadan ayrıldığı anda kendisini genişçe bir alanda buldu. Tamamen kırmızı ışıklarla aydınlatılmış bu alanda bazı yerlerde ufak lav havuzları vardı ve bazı yerler tamamen yanıyordu.

Bu sırada Paul bir şey fark etti. O çıktığı anda eşyaları aldığı oda kaybolmuş ve onu normal alevlerin yandığı alanda tek başına bırakmıştı.

Paul'ün kendisinin olduğu alandaki alevlere 'Normal' alevler demesinin nedeni kendi olduğu alandan başka 9 farklı alanı daha görmesiydi.

Kendi alanının alevleri normallerdi. Sağındaki alanda yanan alevler parlak maviydi ve o alevlerin yanındaki alevler yeşildi. Yeşil alevlerin hemen yanında sarı alevler bulunuyordu. Onların yanında mor alevler vardı ve mor alevlerin yanında turuncu alevler vardı.

Turuncu alevlerin yanında parlak pembe alevler yanıyordu. Pembe alevlerin hemen yanında ise beyaz alevler vardı. Beyaz alevlerin yanında siyah alevler yükseliyordu. Siyah alevlerin yanında ise gri alevler vardı.

[YN]: Şu alan tamamen kelime fazlalığı.

Gri alevler en sonunda daire şeklindeki alanı tamamlayıp Paul'ün normal alevleriyle birleşiyordu. Bu on alev alanının merkezinde ise on farklı renkteki alevlere sahip bir taş duruyordu.

Paul bu taşın ne olduğunu bilmese de büyük ihtimalle onu alması gerektiğini biliyordu. Ancak nasıl alması gerektiğini bilmiyordu.

Etraftaki alev alanlarına birer bakış daha attıktan sonra derin bir nefes aldı ve kılıcının kabzasını sıkıca kavrayarak merkeze doğru ilerlemeye başladı.

O adımını attığı anda, birden diğer dokuz alanın hepsinin merkezlerinde alevler yoğunlaşmaya başladı. Bunu fark eden Paul ilerlemeyi durdurdu ve izlemeye başladı.

Dokuz alanın merkezinde yoğunlaşan alevler bir süre sonra dokuz figür oluşturdu.

Paul'ün hemen yanındaki bölgede yoğunlaşan parlak mavi alevler bilgin görünüşlü zayıfça bir genç adamın figürünü oluşturmuştu. Teni oldukça soluk olan bu genç adamın üzerinde parlak mavi bir cübbe vardı. Kısa mavi saçları göz kamaştırıcı duruyorlardı. İrisinde parlak mavi alevlerin yandığı kolayca görülebiliyordu. Sağ elinde ise dolu görünen bir tılsım kabı duruyordu.

Yeşil alevlerin ortasında üzerinde vücuduna yapışan parlak yeşil bir kıyafet giymiş genç bir kadın ortaya çıkmıştı. İki elinde uzun ve ince gümüş iğneler tutan bu genç kadının irislerinde parlak yeşil alevler vardı. Uzun yeşil saçları yalnızca omuzlarına kadar geliyordu.

Sarı alevlerin ortasında beliren figür genç ve kalıplı kel bir adamdı. Vücudunun üst kısmı çıplak olan bu genç adamın kaslı göğsü tamamen görünürken altında sarı bir pantolon vardı. Sağ elinde tuttuğu kare şeklidenki çift taraflı savaş çekicinin gümüş çekiç kısmı ışıldıyordu. Aynı önceki ikisi gibi genç adamın gözlerinde parlak sarı alevler vardı.

Mor alevlerin ortasında üzerinde mor bir gömlek ve altında mor bir pantolon olan bir genç adam görünüyordu. Yüzünde oldukça ciddi bir ifade taşıyan genç adamın uzun mor saçları omzuna kadar iniyordu. Sağ eliyle sıkıca kavradığı mızrağının gümüşi ucu parıldıyordu.

Turuncu alevlerin ortasında bir kadın figürü oluşmuştu. Üzerinde bol, turuncu renkli bir cübbe bulunan bu kadının turuncu saçları kısaydı. Kadının elinde herhangi bir silah görünmüyordu.

Pembe alevlerin ortasında soluk tenli genç bir adam ortaya çıkmıştı. Üzerinde uzun pembe bir cübbe bulunan genç adamın parlak pembe saçları kısaydı. Genç adam sağ elindeki yelpazeyle yüzünün alt kısmını kapasa da parlak pembe alevlere sahip irisleri herkesin görebileceği şekilde açıktı.

Beyaz alevlerin içinde yeniden bir kadın figürü vardı. Saf beyaz bir elbiseye bürünmüş bu genç kızın güzelliği birçok kişiyi büyüleyebilecek bir seviyedeydi. Beyaz saçları sırtında duran sadağa düşen genç kızın elinde bir yay vardı.

Siyah alevlerin ortasında ise genç bir adam belirmişti. Yüzünü bir maskeyle kapamış bu genç adamın vücudunun geri kalanı tamamen kapalıydı ve derisi hiç görünmüyordu. Elindeki sabreyi kavrayan elleri bile siyah bir eldivenle kapalıydı.

Gri alevlerin ortasında oluşan figür ise diğerlerinin aksine yaşlı bir figürdü. Gri bir cübbe giymiş bu yaşlı adamın tüm saçları çoktan beyazlamıştı. İki eliyle büyük, gümüş renkli bir tırpanı tutuyordu.

Figürlerin hepsini inceleyen Paul iç çekti. Eğer bir zorluk olmasaydı bunun bir test olmasına imkan olmadığını zaten biliyordu. Kılıcının kabzasını sıkıca kavrarken derin bir nefes aldı ve tüm alanların merkezinde duran mücevhere doğru bir adım daha attı.

Onunla birlikte diğer tüm figürler de birer adım attılar. Daha sonra bir tane daha, ve bir tane daha...

En sonunda, Paul dahil on figürün hepsi mücevhere otuz adımlık bir mesafeye girmeye başlıyorlardı. Paul ileriye doğru bir adım daha atarken bir tehlike hissetti ve kılıcının kabzasını sıkıca kavradı.

Hisleri doğruydu. Otuz adımlık alana girdikleri anda birden tüm figürler birbirlerine saldırmaya başlamışlardı. Hemen Paul'ün solunda duran yaşlı adam ise Paul'e doğru fırlamış ve gri alevlere bürünmüş tırpanını Paul'e doğru savurmuştu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr