229.Bölüm - Ruh Teknikleri

avatar
7172 32

Kara Büyücü - 229.Bölüm - Ruh Teknikleri


Gökyıldırım Adasının dışında elçiler yaptıkları toplantıyı bitirmiş ve adanın dışında beklemeye başlamışlardı.

 

Adanın sabit olarak kalacağı süre birkaç ay olsa da çoğu katılımcı ilk birkaç günde adadan ayrılırdı. Adanın üzerinde geçirilen her bir gün bir öncekinden daha zor olduğundan kendilerini tehlikeye atmak istemiyorlardı ve ülkeler de onların adada ölmelerini istemiyordu.

 

Veuria’nın elçisi olan yaşlı kadın ile Prenses Yue Gökyıldırım Adasını kolayca görebilecekleri bir yerde otururken muhabbet ediyor ve çay içiyorlardı. Yue krallığın prensesi olduğundan daha önce yaşlı kadınla görüşmüş ve ondan birçok şey öğrenmişti. Kadının tecrübesine saygı duyuyordu.

 

Yaşlı kadın Yue ile muhabbet ederken onun arada bir Gökyıldırım Adasına bakışlar attığını görebiliyordu. Prenses’in Paul isimli gence beslediği duyguları çoktan anlamış olan yaşlı kadın istemsizce gülümsüyordu.

 

Onlardan fazla uzak bir yerde olmayan Svedia’nın elçisi Alan ise diğer elçilere bakıyordu. Gözleri yaşlı kadının üzerine geldiğinde bir anlığına durdu ve düşüncelere daldı.

 

Gram’ın ne yaptığını merak ediyordu. Daha önceden Paul’ü öldürmesini söylemiş olsa da Paul’ün gücünü tam olarak bilmediğinden biraz endişeliydi.

 

Eğer Paul’ün gücü Gram’ınkinden yüksekse Gram ölmüş olabilirdi ve bu oldukça kötü sonuçlara yol açardı. Gram yalnızca Svedia’nın eliti değil aynı zamanda ülkenin en güçlü generalinin oğluydu. General küçüklüğünden beri oğlunun üzerine düşmüş ve onu büyük tehlikelerden korumuştu.

 

Eğer Gram burada ölürse Svedia’nın içinde onlarca sıkıntı çıkacağı kesindi.

 

Bu sırada, dışarıda bekleyen tüm elçilerin dikkatini çeken bir şekilde adanın duvarlarında bir çift kapı açıldı. İki kişi çoktan çıkıyorlardı.

 

Ülkelerin elçilerinin gözlerinin önünde beliren iki kişi siyah bir pelerin giymiş birisi ile Simon’dı.

 

Bir elit olmasına rağmen Simon’ın ilk çıkanlardan birisi olduğunu görenler fazla şaşırmamıştı. Normalde Keln’in elitleri diğer katılımcılardan bile güçsüz olurdu. Bu nedenle o kadar garip değildi.

 

Onun yanından çıkanın Veuria’dan katılan Semia ismindeki kız olduğunu gören yaşlı elçi ilk çıkan kişilerden birinin kendi ülkesinden olmasına üzülse de bir şey dememişti. Dışarıya çıkan Semia ve Simon bir süre konuştuktan sonra Simon adanın katılım alanından ayrılmıştı ve Semia Veuria’nın elçilerinin bulunduğu yere geçmişti.

 

Yaşlı kadın ikisinin neden konuştuğunu anlamamış olsa da Semia’nın bağımsız bir gelişimci olduğunu hatırladığından karışmaya niyeti yoktu. Derin bir nefes alırken gözlerini bir kez daha adanın duvarlarına çevirdi.

 

Paul isimli gencin o anda nasıl bir durumda olduğunu merak ediyordu.

 

--

 

Yaradan Yetiştirme Zindanının içinde yerde bağdaş kurmuş bir şekilde oturan Paul yavaşça konuştu.

 

“ᛞᛖᛗᛖᚴ ᛉᚨᚱᚨᚾıᚾ ᛞᛁᛚᛁ ᛒᚢ.”

 

“Sonunda…”

 

Derince iç çeken Spadia bıkmış gibi görünse de aslında bir kez daha Paul’ün öğrenme hızı tarafından şaşkınlığa uğramıştı.

 

Yalnızca bir buçuk gün içinde Zara’nın dilini tamamen öğrenmiş ve düzgün bir şekilde konuşabilecek dereceye gelmişti. Aynı zamanda harfleri kolayca yazıp okuyabiliyordu.

 

Sonunda dili tamamen kavradığını fark eden Paul parlak bir şekilde gülümserken gözlerini kapadı ve meditasyona girdi.

 

Ellen’in anılarında dolaşırken birçok tekniği ve ruh mantrasını ezberlemişti. Önceden onları okuyamadığı için bir işe yaramasalar da şimdi ruhunu geliştirmek için bunları kullanabilirdi.

 

Aynı zamanda bu sayede ruh tekniklerindeki güçsüzlüğünü kapatabilirdi. Ruh gücü büyükusta seviyesine çıkmış olsa bile hâlâ saldırı gücü taşıyan bir teknik öğrenmemişti.

 

İlk olarak ruhunun temelini güçlendirmek için ruh mantrasını okumaya karar vermişti. Mantra ruh gücünün seviyesini artırmasa bile temelini daha sağlam bir hâle getirebilirdi. Tam etkisinden emin olmasa bile yine de denemek istiyordu.

 

Mantrayı aklında canlandırdı ve ruh gücünü harekete geçirirken okumaya başladı.

 

“Hiçlikten varlık, varlıktan ruh doğdu…”

 

Paul mantrayı okumaya başladığı anda ruh gücü yoğunlaşmaya ve eskisinden daha sağlam bir hâle gelmeye başlamıştı. Etki o kadar büyük olmasa da ruhunun güçlendiğini hisseden Paul mantrayı okumaya devam ediyordu.

 

Ruh gücü yoğunlaşmaya devam ederken Spadia bunu hissediyor ve yavaşça gülümsüyordu. Paul’ün ruh gücünün yükselmesi kendi iyileşme hızını artırıyordu ve İnfirmi’yi korkuturken kullandığı gücün bir kısmını geri kazanmasını sağlıyordu.

 

Normalde, Paul’ün bir süre daha sarayı gezmesini ve bir şeyler bulmasını istiyordu ancak Paul’ün kazandığı şeylerin oldukça yeterli olduğunu bildiğinden bunun yerine ruh gücünü çalışmasını yeğlerdi. Yaradan Yetiştirme Zindanının da yardımıyla normalde iki ila üç ay arasında olan saray süresi dört ila altı ay arasına çıktığından Paul’ün tekniklerden bazılarında ustalaşması bile mümkündü.

 

Bu şekilde, Paul ruh gücünü geliştirmek için meditasyona başlamıştı…

 

Bir hafta boyunca kesintisiz bir şekilde ruh mantrasını tekrar tekrar okuyarak ruh gücünün sağlamlığını artıran Paul büyükusta derecesinde bir teknik bulursa kullanmak için sağlam bir ruha ihtiyacı olacağını biliyordu.

 

Büyü ve savaş enerjisi konusunda kendisine güveniyor olsa da ruh konusunda daha düşük bir seviyede olduğunu biliyordu. Bu nedenle yapabildiği kadar geliştirmeye çalışıyordu.

 

Aynı zamanda mantrayı her okumayı bitirdiğinde meditasyon yapmayı kesiyor ve Ellen’in ruhuna bir miktar daha zarar vererek bayılma süresini uzatıyordu. Ağır bir yara ruhunda kalıcı olabileceğinden bunu yapmak yerine iyileşmesi sürecek ufak yaralar veriyordu.

 

Elbette Ellen’in birkaç ay boyunca baygın kalması fazla gerçekçi olmadığından baygın olduğu kısımlara kendisi ile birlikte sarayın içinde geçirdiği birkaç anı ekleyerek dolduruyor ve kızın kendisine olan güveninin artmasını sağlıyordu. Karva’nın bıraktığı parşömeni görmek istiyorsa Ellen’in kendisine güvenmesi gerekeceğini biliyordu.

 

Toplam iki hafta boyunca mantrayı okuyarak ruhunu güçlendirdikten sonra mantranın etkisinin sınırlarına ulaştığını fark etmiş ve tekniklere çalışmaya geçmişti.

 

Ruh gücünü geliştiren bir aile olarak Ellen’in ailesinde onlarca, hatta yüzlerce ruh tekniği vardı ve Ellen birçok teknik öğrenmişti.

 

Ancak Paul’ün ilgisini çeken yalnızca üç teknik vardı. Bunlar bir boşluksal ruh yeteneği olan ‘Sarsılan Kalp Alanı’, bir direkt ruh yeteneği olan ‘His Sıfırlama’ ve bir gözcü ruh yeteneği olan ‘Mutlak Sezgi’ydi. Bu üç yeteneğin kullanmak için bazı şartları olsa da eşleri arasında oldukça öne çıkan tekniklerdi.

 

Sarsılan Kalp Alanı yalnızca rakip hakkında yeterli bilgiye sahip olunduğunda kullanılabilen bir teknikti. Daha doğrusu, rakibin zayıflıkları hakkında bilgiye sahip olunmalıydı.

 

Rakip bir kez Sarsılan Kalp Alanına çekildiğinde alanın içinde oluşan kalp şeytanları onun iradesini ve akıl sağlığını parçalamaya başlarlardı. Kalp şeytanları rakibin iradesinde bulabildikleri her açıktan saldırarak onun tüm geleceğini yok edebilirlerdi. Bu teknik oldukça uğursuz bir teknikti ve başkalarının geleceğini bozma kabiliyetine sahipti.

 

Saf bir kalbe sahip olan Ellen bu tekniği çalışmayı reddetse de Paul bu tekniği oldukça işe yarar bulmuştu. Teknik direkt savaş gücünü içermese de uzun süreli planlarda oldukça işe yarar olabilirdi.

 

Direkt ruh yeteneği olan His Sıfırlama savaş esnasında daha yardımcı olan bir teknikti. Rakibin zihinsel durumu zirve seviyede olmadığı sürece onun hislerini sıfırlayabilen bu yetenek bir savaş esnasında oldukça işe yarardı.

 

Bir savaşın ortasında bir veya iki saniyelik bir açık ölümle sonuçlanabilirdi.

 

Son teknik ise gözcü ruh yeteneği olan Mutlak Sezgiydi. Mutlak Sezgi ruh gücünü sürekli olarak yayılmış bir şekilde tutmayı gerektiriyordu ve ruhsal anlamda yorucu olsa da araştırma ve inceleme yeteneği yalnızca ruh gücünü kullanmaktan daha iyiydi. Yeterli ruh gücüne sahip birisi yüzlerce metre uzaklıktan koca bir şehrin içinde dolaşan insanları bile araştırabilirdi.

 

Üç ruh tekniğini bulduğu için cidden mutlu olan Paul aralarından çalışması en kolay olan Mutlak Sezgi ile çalışmaya başlamıştı. Hâlâ birkaç aylık zamanı olsa da Karva’nın mirasını almak için yeterli bir güce sahip olması gerekeceğini biliyordu. Aynı zamanda Ellen’in elindeki parşömeni veren yaşlı adamın ona sıkıntı çıkarabileceğini hissediyordu.

 

Adamın gücünden emin olmadığından tek yapabileceği güçlenebileceği kadar güçlenmekti.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44265 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr