O sırada miras bölgesinden bir çıkış göremeyen Paul henüz hazinelerin ortaya çıkmadıklarını düşünüyordu. Bu nedenle olduğu yere oturmuş ve Üç Değişim Tekniğinin kitabını boyutuna attıktan sonra etrafındaki manayı sezmeye başlamıştı.
Bu yer Kan İmparatorunun mezarı olduğundan kan manası ve yasa enerjisi baskın olsa da diğer mana tipleri de bulunuyordu ve bu kendisi için yeterliydi. O anda en azından bir iradeyi daha kavrayabiliyor olması gerekiyordu.
Ruhunun dönüşümünden sonra kavrama gücü anormal bir seviyeye çıktığından birkaç günde bir iradeyi kavramak o kadar zor olmamalıydı. Bu nedenle zihnini etrafa yayarken kavrayacağı iradeyi seçti.
Altı Elementten Karanlık ve Işık elementinin iradelerinde çoktan 2.Seviyeye ulaşmıştı. Şimdi geriye kalanlardan seçmesi gerektiğinde ilk seçimi Alevin İradesi olmuştu. En güçlü saldırılarından birisi olan Cehennem Alevlerini daha da geliştirmenin bir yoluydu bu.
O etrafındaki alev manasına yoğunlaşıp iradesini kavramaya başlarken dış dünyadaki miras yerinde diğerleri de mirası geçmeye başlamışlardı. Paul’ün geçişinden sonra geri kalanlar bir yarışa döndüğünden hepsi yeterince hızlı çıkmaya çalışıyorlardı.
Derin bir nefes alıp 27.Adımı atan sarı gözlü kız önündeki sütunda parlayan isimlere bakarken sertçe iç çekti. Az önceki o adam ortadan kaybolduktan sonra onun kalbindeki korku yerini kendine duyulan öfkeye bırakmıştı.
Başka birine karşı bu kadar yüksek korku duyması oldukça utanmasına neden olmuştu. Doğduğu günden itibaren sürekli olarak gururlu bir şekilde yaşamış ve normalde etrafındakilerin kalbine korku saçan kişi o olmuştu. Ondan korkanların ona attığı bakışları gördüğünde genelde iğrenirdi.
Şimdi onlardan biri olmak gururuna ve özgüvenine büyük bir darbe indirmişti. Kalbi eskisi kadar sağlam değildi ve duyguları kırılmıştı.
“Hepsi onun suçu…”
Kız bunun özellikle ruh gelişiminde oldukça etkili bir dezavantaj olabileceğini biliyordu. Bu nedenle o adama karşı öfkeyle dolmuştu. Eğer hazine yarışı sırasında onunla karşı karşıya gelirse… Onu öldürecekti!
Sütunun üzerinde beyaz renkle parlayan isimlerden birine dokunan kız anında ışınlanarak kaybolurken onunla gelen diğer dörtlü kalanların en önünde ilerlemeye devam etmişlerdi. İlk başta yalnızca kıza eşlik ettiklerinden geçmelerine gerek kalmasa da onlar da birkaç şey kazanmak istiyorlardı. Bu nedenle hâlâ devam ediyorlardı.
Okulların normal öğrencileri ve kıdemlileri de o kadar kötü değillerdi. Aleena bir süre sonra dörtlüye yetişmiş ve hatta onları geçmişti. Yüzünde hâlâ o ürkek bakış olsa da fizik bölümünü geçtikten sonra hızlı sayılabilecek bir tempoyla zirveye ulaşmış ve sütundaki bir ismi seçerek ortadan kaybolmuştu.
Miras seçimlerinde miras kazanan kişi sayısı birkaç tane değildi. Genelde en az on veya yirmi kişi bir miras kazanmakta başarılı oluyordu. Zor olan bu mirası devam ettirmek ve başkalarına kaptırmamaktı.
--
Miras alanında birkaç gün geçiren Paul o sırada kalbinin içindeki çekirdeğin yakınlarında yoğunlaşan ufak, parlak kırmızı noktayı hissedebiliyordu. Geçen günlerde Alevin İradesini kavramış ve 2.Seviyeye getirmişti.
“Gerçekten bir canavarsın.”
Spadia onu bu şekilde tanımlıyordu. Normalde 2.Seviyeye aşabilmek için iradenin özünü anlamak gerekiyordu ve bunun için birçok büyü öğrenilmeliydi. Paul o sırada Aziz seviye herhangi bir alev büyüsüne sahip değildi.
“Yan.”
Paul hafifçe mırıldandığında elinin üzerinde parlak bir alev topu yanmaya başlamıştı. Yüzünde hafif bir gülümseme beliren Paul o sırada sordu.
“İhtiyar, sence dövüş sırasında büyü yaratmayı denemem o kadar sıkıntı olur mu?”
“Elbette olur!”
Spadia anında bağırarak Paul’ün düşüncelerini parçalamıştı.
“Eğer büyü sözlerini denerken iki farklı kelime birbiriyle çelişirse ne kadar büyük bir geri tepme yaşayacağından haberdar mısın sen? Rakibinin saldırısını direkt olarak almak bile daha az tehlikeli olur!”
“Ama dış dünyada zamanım yok.”
“O zaman kendin oluşturmak yerine git birkaç tanesini öğren! Neden bu kadar…”
Bundan sonra Spadia konuşmaya devam etse de Paul dinlemeyi kesmişti. Başkalarının büyülerini kullanmakla bir sıkıntısı olmasa da kendi özgün büyülerini oluşturmak daha ilgi çekici bir fikirdi. Aynı zamanda, bu şekilde büyüyü istediği zamanlarda geliştirerek gücünü de artırabilirdi.
Kılıç tekniği olan Sonsuz Evren Kılıç Sanatında da yaratıcılık seçeneği vardı. Sonuçta yeterince kavrayışa ulaştığı sürece istediği yasa enerjilerini katıp istediklerini çıkarabiliyordu. Farklı yasa enerjilerinin karışımını kullandığı sürece yeni teknikler oluşturabilirdi.
O anda kılıç enerjisi biraz karışık bir duruma sahipti. Kılıç enerjisindeki yasa enerjisini kontrol edebilmek için o yasa üzerinde en azından Büyük Kavrayışa ulaşması gerekiyordu. Zıtlık Yasalarındaki Küçük Kavrayış seviyesi yüzünden Zıtlık Yasaları kılıç enerjisine istemese de karışıyordu.
Bu kılıç enerjisinin gücünü oldukça artırıyordu ve genelde saldırı bir şeyle engellenmeye çalışılırsa o şeye karşıt bir etki yaratıyordu. Ancak Paul’ü oldukça yoruyordu. Zıtlık Yasaları ve Manası kolayca kullanılan şeyler değillerdi.
Kılıç Enerjisinde tam kontrole ulaşmak için biraz çalışması gerekiyordu. Ancak büyüde istediği kontrole yalnızca söylediklerini doğru seçerek ve dili doğru kullanarak ulaşabilirdi. Bunun tehlikesi ise potansiyel geri tepmeydi.
Şimdilik büyü oluşturma düşüncesini aklının bir kenarına atan Paul o sırada miras alanının sarsılmaya başladığını hissetmişti. Bir süre sonra, mezarın olduğu odanın duvarında bir kırık belirmiş ve bu kırık bir kapı şeklinde açılmıştı.
Kapının dışından güçlü ve zengin bir auranın içeriye sızdığını hisseden Paul hazine yarışının başlayacağını anlamıştı. Gelen aura hazinelere ait olmalılardı. Oturduğu yerden kalkarken sert adımlarla kapıya ilerleyen Paul kırık şeklindeki kapıdan çıktığı anda duvar eski hâline dönmüştü.
Paul’ün çıktığı yer boş, siyah zeminli bir alandı. Etrafında kendisinden başka hiç kimse yoktu ve bu biraz kafasını karıştırmıştı. Eğer kimse yoksa nasıl dövüşerek hazineleri ele geçirecekti?
O sırada sol kolunda siyah bir kol bandı belirmiş ve beyaz kıyafetin üzerinden kolunu sıkıca sarmıştı. Aynı anda, zihninde bir ses çınlamıştı.
“Hazineleri ele geçirmek isteyen kişilerin her biri işaretlendi. Sizler birbirinizle dövüşecek ve dövüşlerinizin karşılığında kazandığınız sürece ödüller alacaksınız. Bir taraf ölene ya da pes edene kadar dövüşler devam edecek. Bir dakika sonra, rakibiniz ile aynı yere ışınlanacaksınız.”
“Demek böyle olacak.”
Diye düşünen Paul maskesinin altında soğukça gülümsemişti. Eğer yalnızca rakibi ile kendisinin olacağı bir yerde olursa rakibini öldürdüğü sürece istediği tekniği kullanabilirdi. Belki de gerçekten de birkaç şeyi denemek için bu zamanı kullanabilirdi.
“Hey, tehlikeli bir şey deneme.”
Spadia onun düşüncelerini tam olarak anlayamasa da aklından bir şeyler geçtiğini biliyordu. Bu nedenle direkt olarak uyarmıştı. Uyarısının Paul’e ulaşıp ulaşmadığından emin olmasa da en azından kendisini tutmasını istiyordu.
Bir dakika geçtikten sonra Paul az öncekiyle aynı görünüşe sahip bir yere ulaşmıştı. Karşısında ise bol bir cübbe giymiş genç bir adam duruyordu. Genç adam Paul’ü gördüğünde ifadesi biraz değişse de hâlâ inatçı bir şekilde karşısında duruyordu. Işık Grubundan birisi olduğunu Paul kolayca anlamıştı.
“Dövüş.”
İkisinin de zihninde yankılanan tek bir sesin sonunda genç adam iki elini ileri uzatıp büyü yapmak için hazırlanırken Paul de tek elini ileriye uzatmış ve mırıldanmaya başlamıştı.
“Toplan, yan, patla…”
Birbiri üzerine birkaç kelimeyi sıralayan Paul devam ederken Spadia ruh sarayında başının iki yanını ovuyordu. Paul’ün gerçekten istediği her şeyi yapması biraz sıkıntı çıkarabilirdi. Ancak özellikle tehlike içinde olmadığı sürece bir sıkıntı olmaması lazımdı.
“Swish!”
O sırada Işık Grubundan gelen genç birkaç rüzgar büyüsü uygulamış ancak hiçbiri Paul’e büyük bir yara verememişti. Paul ise en sonunda sözleri bitirmiş ve ellerinin önünde ufak bir ateş topu oluşmuştu.
“Booom!”
Ateş topu gür bir sesle patlarken patlamanın etkisiyle dağılan alev dalgası Işık Grubundan gelen genç adamı vurmuş ve bedenini yakıp küle çevirmişti. Kendi vücudunda da büyük yanıklar meydana gelen Paul anka kanını harekete geçirirken hafifçe iç çekmişti.
Her neyse, tekniği tek seferde tamamlamayı zaten düşünmemişti.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..