376.Bölüm - İkizlere Karşı İkizler

avatar
6166 24

Kara Büyücü - 376.Bölüm - İkizlere Karşı İkizler


“Lanet olsun, bu kızın savaş gücü ne kadar yüksek böyle?”

 

“Bu lanet kuklalar çok sinir bozucu! Ah! Ben kaçıyorum!”

 

“Ben pes ediyorum. O kuklalar çok hızlılar. Kaçabileceğimizi sanmıyorum.”

 

Yarışmanın başlangıcından iki hafta sonra, Amelia büyük bir öğrenci grubuna denk gelmiş ve bir öldürme çılgınlığına başlamıştı. Onun altı kuklası birçok öğrenciyi parçalara ayırırken kendisi yalnızca onu korumaları için siyah ve beyaz kuklaları kullanıyordu. Buna rağmen, ona bir darbe bile indirebilen birisi yoktu.

 

Puanları hızla yükselen Amelia arada kendi puanlarına bakmak için rozetini çıkarıyordu. Yüzü maskeyle gizli olduğundan izleyenler bir şey göremeseler de Paul küçük kızın gülümsediğini biliyordu. Önündeki kişiler ölseler de o anda birçok puan toplamıştı ve onun iyi hissettiğini anlayabiliyordu.

 

Diğerleri de oldukça iyi ilerliyorlardı. Vales ve Petra Amelia kadar fazla puan toplamasalar da yine de oldukça yüksek sayılırlardı. Amelia 1.Sıradayken onlar 4’üncü ve 5’inci sıraları alıyorlardı.

 

3.Sıradaki kişi Jessie’ydi. Mızrağıyla tüm düşmanlarını kolayca biçen Jessie epey bir puan toplamıştı. 2.Sıra ise Aurora’ya aitti. O anda bile Aurora en başta kullandığı taktiği kullanıyor ve diğer grupları birbirine düşürüp puanlarını topluyordu. O puanları bedava topluyor sayılırdı.

 

“Şimdiye kadar Kan Kızılı Saray’ın öğrencileri ilk beş sırayı kapladı ancak bunun böyle devam edeceğinden pek emin değilim.”

 

Shuan Paul’ün yanında konuşurken Paul tek kaşını kaldırmıştı. Shuan arkada oturan yaşlılardan birine yaşlı adam fark etmeden bir bakış attıktan sonra Vales ve Petra’nın bulunduğu ekranı göstermişti. O anda Vales ve Petra iki kişi ile karşılaşmışlardı.

 

Bu iki kişi kahverengi kıyafetler giyiyorlardı. İkisi de uzun kahverengi saçlara sahiplerdi ve ikisi de kızdı. Gözleri yeşil renkteydi. O anda el ele tutuşuyorlardı.

 

“Sonunda güçlü birilerini bulduk Leen.”

 

“Doğru söylüyorsun Sheen. Öncekiler çok çabuk kaybediyorlardı. Belki bu sefer onları öldürmeden biraz daha fazla şey öğrenebiliriz.”

 

Kızlar ellerini ayırıp havaya kaldırdıklarında birbirlerinin aynısı iki çekiç ortaya çıkmıştı. Bu çekiçler turuncu bir metalden yapılmışlardı ve silindir şeklindeki başları vardı. İkisinin de saplarının başlarıyla buluştukları bölgelerde bir dünya işlemesi bulunuyordu.

 

“Bizi öldürmeden bir şey öğrenmek mi?”

 

“Tch. Bu ikisinin götleri göklerde.”

 

Vales ve Petra kılıçlarını çekmiş ve onlara doğrultmuşlardı. Kılıçlarını alevler kaplıyordu. Kendilerini tutmayacakları belliydi.

 

“Kim kimi ezecek göreceğiz.”

 

“Haha… Görelim.”

 

Kızlar aynı anda konuşarak Vales’e cevap verdikten sonra hızla ileriye fırlamışlardı. İkisi de hedef olarak farklı kişileri seçmişlerdi. Vales ve Petra da ayrılmış ve ikisi de bir kardeşle ilgilenmeyi seçmişlerdi.

 

“Ezil!”

 

Vales’in karşısına geçen kız çekicini havadan hızla indirirken Vales kaçınmıştı. Ancak çekiç yere vurduğu anda yerden toprak çivileri çıkmış ve bacağında büyük bir kesik açmıştı.

 

“Tch!”

 

Kaşlarını çatan Vales yarasını yakarak kan akışını engellerken kılıcını hızla o anda çekici tutan kızın koluna savurmuştu. Ancak kız anında çekici bırakarak çekilmiş ve kaçmadan önce diğer eliyle çekicin başını tutup kendisine çekmişti.

 

“Kaçamayacaksın.”

 

“Kaçmayacağım!”

 

Vales onun peşinden giderken kız çekicin sapını yeniden kavramış ve ona geri dönmüştü. Onun yüzündeki gülümsemeyi gören Vales şaşırırken üstünden hızla yaklaşan bir varlığı hissetmişti.

 

“Argh!”

 

Sert bir çekiç sırtına geçerken kemiklerinden bazılarının kırıldığını hisseden Vales baskı üzerinden kalktığında karşısına bakmıştı. İki kız da karşısında duruyordu ve Petra o anda hızla oraya yaklaşıyordu.

 

“Petra! Ne bok yediğini sanıyorsun!?”

 

“Benim suçum değildi tamam mı!? Birden yönünü değiştireceğini nereden bilebilirdim!?”

 

“Hahaha…”

 

O ikisi sözlü kavgalarına başlarken iki kız da gülmeye başlamışlardı. Aynı anda, Shuan’ın arkasındaki yaşlılardan birisi gülümsemişti. Görünüşe göre bu iki kız onun öğrencileriydi.

 

“Ee? Öğrencilerin için durum iyi görünmüyor.”

 

Shuan merakla Paul’e bakarken bir cevap beklese de Paul’ün yüzünde alaycı bir gülümsemeyle o dövüş ekranını izlediğini görünce o da ekrana dönmüştü. Eğer arkadaki yaşlı Paul’ün yüzünü görseydi burada bir şeyler döndüğünü kesinlikle anlardı.

 

“Hey Leen. Onlar hep kavga etmiyor mu? Belki de birbirimizin dövüşüne karışmasak da yenebiliriz?”

 

“Doğru söylüyorsun Sheen. Birlikte dövüşüyor gibi görünseler de birbirlerini anlamıyorlar. Yalnızca onları öldürüp gidelim. Ustamız onları öldürdüğümüzü görürse bizi ödüllendirecektir!”

 

Kızlar aralarında ruhsal güçle konuştuktan sonra bir kez daha atılmışlardı. Ardından dövüş devam etmeye başlamıştı. Aynı zamanda, kızlar Vales ve Petra’yı birbirlerinden daha uzak bölgelere götürüyorlardı. Zamanla aralarındaki mesafe iyice artmıştı.

 

“Klang! Klang! Klang!”

 

Petra ile dövüşen kız çekicini hızla savurmaya başladığında Petra kılıcını kaldırmış ve onun saldırılarını engellemeye başlamıştı. Çekicin saldırıları ağır olduğundan engellemek enerjisini harcasa da kaçınırsa yerden ilerleyen toprak büyülerine maruz kalıyordu.

 

“Hadi ama! Öl artık! Sheen’den önce öldürmek istiyorum!”

 

Petra dişlerini sıkıp onunla dövüşmeye devam ederken bir yandan da olduğu yeri sürekli olarak değiştiriyordu. Sanki saldırıların altında son şansını deniyor gibiydi.

 

“Yaşlı Toprak Ejderi, iyi öğrencilerin var.”

 

“Haha, beni övüyorsunuz dostlar. Beni övüyorsunuz. Sheen ve Leen ikizler ve birlikte çalışmaları normal öğrencilerden çok daha yüksek. Ben yalnızca onlara yolu gösterdim. Şimdiki başarıları kendi çalışmalarının ve çabalarının sonucu.”

 

Diğer yaşlılar Toprak Ejderi denen bu adamı övmeye başlarken arada Paul’e bakış atıyorlardı. Aynı anda, Paul ekranı izlerken hafifçe gülmüştü. Yüzünde gerçekten de eğlenen bir ifade vardı.

 

“Haha…”

 

Shuan ve diğerleri ona garip gözlerle baktığında Paul ekranı göstermiş ve konuşmuştu.

 

“Şimdi başlıyor. İyi izleyin.”

 

Yaşlılar anında gözlerini ekrana kilitlerken Toprak Ejderi kaşlarını çatmıştı. Paul’ün öğrencileri kesinlikle dezavantajdaydı. O zaman neden bu adam gülüyordu?

 

“Öl! Öl! Öl!”

 

Vales önündeki kızla dövüşürken kılıcını sürekli olarak savuruyordu. O anda maskesinin altındaki yüz ifadesi görünmese de kız onun yorgun olduğunu kılıçların arkasındaki güç azaldığından anlayabiliyordu.

 

“Haha! İlk öldüren ben olacağım!”

 

Kız heyecanlanırken Vales birden elini ileriye uzatmıştı. Parlak alevlerden oluşan bir mızrak elinin önünde şekillenip hızla fırlarken kız anında kaçınmıştı.

 

“Heh! Yakın mesafeden böyle bir büyüyle beni vurman imkansız!”

 

“Seni vurmaya çalışmadım zaten. Aptal.”

 

Vales alaycı, soğuk bir sesle konuştuğunda kızın gözleri açılmıştı. Aynı anda, arkasından acılı bir kız çığlığı duyulmuştu.

 

“Aaahh!!!”

 

“Leen!?”

 

Kız anında arkasını döndüğünde alev mızrağının başka bir yerde olan kardeşini sırtından vurduğunu fark etmişti. Gözlerinde öfke belirirken hemen kardeşinin yanına koşmaya hazırlansa da o anda arkasından gelen soğuk bir ses kulaklarında çınlamıştı.

 

“Rakibine arkanı dönmesen iyi olur.”

 

“Slash!”

 

“Aaahh!!!”

 

Yanan kılıç hızla inmiş ve kızın sol kolunu koparmıştı. Kız acıyla bağırdıktan sonra anında arkasını dönmüş ve sağ elinde tuttuğu çekicini Vales’e savurmuştu.

 

Çekiçten kolayca kurtulan Vales bir kez daha gülmüştü.

 

“Düşmanına asla arkana dönme demiştim. Tek düşmanın ben değilim.”

 

“Ne? Aaahh!!!”

 

Kız bir cevap veremeden önce bir alev topu sırtına çarpmış ve tüm sırtını alevler içinde bırakmıştı. Kız arkasına dönmese de bunun nereden olduğunu biliyordu. Rakibinin kardeşi onu vuran kişiydi!

 

“Leen!”

 

“Sheen!”

 

İki kız birbirlerine bağırdıktan sonra ortada birleşmeyi seçmişlerdi. İkisi birleştiklerinde ikisi de diğerinin yaralarının bizzat kendileriyle aynı olduklarını fark etmişlerdi. İki kişi yaraları farklı bir sırayla verseler de aynı yaraları vermişlerdi!”

 

“Bu ikisi kimin nesi böyle Leen?”

 

“Bilmiyorum Sheen. Ama şimdi birlikteyiz. Bize bir şey yapamazlar.”

 

“Oh?”

 

Aynı anda, bir kız ve bir erkeğin ‘oh’ sesi kulaklarında yankılandığında yüzleri soluklaşmıştı. Birbirlerine baktıklarında, diğerinin arkasında beliren figürleri görebiliyordu.

 

“Bizi yenmek için birkaç yıl daha çalışmanız gerekiyor.”

 

Vales ve Petra aynı anda konuştuktan sonra kılıçlarını ileriye saplamışlardı. Yanan kılıçlar kızların kalplerini delerken ikisinin de yüzlerinde şaşırmış ifadeler vardı.

 

“Siz… Ama… O kadar kolay…”

 

“Kavga mı ediyorduk? O bizim rutinimiz sayılır. Birlikte dövüşmemizi engelleyecek olsaydı zaten buraya gelmek için seçilmezdik.”

 

Petra rahat bir şekilde cevap verse de ikinci cümlesinden sonra iki kız da ölmüştü. İkisi öldüklerinde Vales ve Petra rozetleri almış ve puanları aralarında dağıtmışlardı.

 

“Hey, yara almışsın. O zaman bu turun kazananı benim.”

 

“Hayır! Sadece ayağıma bir yara aldım ben. Vücudumun enerjisi daha fazla. Senin gibi her saldırıyı karşılamadım. Kazanan kesinlikle benim.”

 

“Kapa çeneni aptal tuğla kafa. Kazanan benim.”

 

“Benim.”

 

“Benim!”

 

İkisi bir kavgaya daha başlarken dışarıda izleyen Toprak Ejderi’nin vücudu sarsılıyordu. Shuan’ın ve diğer üç yaşlının gözlerinde şaşkınlık vardı. Paul ise gülüyordu.

 

“S- En Büyük Kardeşin gerçekten iyi öğrencileri var.”

 

Toprak Ejderi iki değerli öğrencisinin ölümünün etkisini zar zor bastırırken Paul’ü titreyen sesiyle övmüştü. Yıllarını verdiği iki öğrencisi böylece ölmüştü! Bu kolayca bastırılabilecek bir şey değildi. Eğer konuştuğu kişi Paul değil de normal bir okul başkanı olsaydı onu çoktan parçalara ayırırdı.

 

“Ah, onlar okulumun İç Saray öğrencileri. Benim yalnızca bir öğrencim var o da kukla kullanan kız.”

 

Bu haberler Toprak Ejderi’ne son darbeyi vurmuştu. Onun öğrencileri bir okulun iç öğrencilerine böylece ölmüşlerdi. Bu kişiler okulun ana öğrencileri bile değillerdi…

 

En Büyük Kardeşleri olan Kara Kızıl Hükümdar’ın okulu gerçekten güçlü bir yer olmalıydı. Toprak Ejderi ona öfkeli olsa bile hayranlığını da saklayamıyordu.

 

[YN]: Fight anca bu kadar oldu daha uzatamıyorum. Gitti kelime sözü. Dövüş bölümleri olmuyo arkadaş bu ne.

 

(3/4)






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46884 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr