“İnanılmaz…”
Diğer okulların başlarından birisi isteye bakarken şaşkınlık ve huşu ile mırıldanmıştı. Tek bir okulun en üst sıraları böyle alması uzun bir zamandır gerçekleşmeyen bir durumdu ve bu uzun zaman Aziz’lerin 10.000 yıllık hayat sürelerine göre hesaplanıyordu.
Yüzbinlerce yıldır böyle bir şeyi başarabilen ilk okulun çıkışı bu olabilirdi.
“Muhteşem. Gerçekten muhteşem.”
Shuan da kendi kendine düşünüyordu. Paul’ün yalnızca bir yıl kadar öncesinde kurduğu okulun böyle başarılı öğrenciler yetiştirebileceğini hiç düşünmemişti. O anda Paul’ün kimliği hakkında düşünceleri olsa da bunları sonraya bırakmayı düşünmüştü.
Gerçekten, uzun bir süredir böyle yüksek başarıya sahip öğrenciler eğiten bir okul ortaya çıkmıyordu. Paul düşündüğü gibi bir kimliğe sahip olmasa da bunu umursamıyordu. Yetenekli olduğu kesindi ve bu yeterliydi.
“Yarışma alanını parçalayın. İzin verin liderleri onlara ödülü kendi elleriyle sunsun.”
Shuan yüksek bir sesle konuştuktan birkaç saniye sonra birden tüm ekranlar parçalanmış ve tüm öğrenciler kendilerini düz arena yüzeyinde bulmuşlardı. Amelia ve diğerleri tek bir noktaya ışınlanmışlardı.
“Paul, ilk beşin ödülleri burada. Diğer beşe ödülleri kendi öğretmenleri sunacaklar.”
Yarışmada ödül kazananlar ilk on sıralamaya girenlerdi. Normalde bir okulun iki öğrenciyi bu sıralamaya sokması okulun öğretimdeki yeteneğini gösterirken Paul’ün okulundaki öğrencilerin kolayca ilk beş sırayı almaları okulun gücünü gösteriyordu.
Paul Shuan’ın ona gösterdiği beş ufak, tahtadan yapılmış ve numaralandırılmış kutuyu ruh gücüyle sarıp kaldırırken kendisi de mana kullanarak aşağıya doğru süzülmeye başlamıştı. O aşağıya süzülürken öğrencilerini karşılayan birçok liderin gözleri onun üzerine dönmüştü.
Yarışmanın ödülleri her sene değişiyordu ve insanlar bu ödülleri kazanamasalar da ne olduğunu öğrenmek istiyorlardı. Elbette, bir hareket yapamazlardı.
Daha öncesinde orta boyutlu bir okul değerli sayılabilecek bir ödül kazandığında diğer okullar bu ödülü alabilmek için yarışma sonunda onlara saldırmışlardı ve bu Shuan’ı öfkelendirmişti. Saldıran her okulu kendi elleriyle son üyesine kadar yok eden Shuan var olan her okula verdiği ödülün çalınamayacağı mesajını vermişti.
Hem, Shuan o zaman öyle bir mesaj vermese bile aralarında Paul’ün elinden bir şey çalmaya çalışacak kadar aptal veya cesur birisi yoktu.
Paul beş öğrencinin önünde durduğunda beş öğrenci saygılı bir şekilde tek dizlerinin üzerine çökmüşlerdi. Hepsinin başı aşağıya eğikti. Paul onlara bir süre baktıktan sonra ağzını açmış ve yavaşça konuşmaya başlamıştı.
“Vales, Petra. Ayaklanın.”
Paul konuşmayı bitirdiği anda siyah maskelerle yüzlerini gizleyen Vales ve Petra ayaklanmış ve öne çıkmışlardı. Hareketleri disiplinli ve düzgündü. Başka öğrenciler herhangi bir gerginlik göremiyorlardı.
Ancak Paul onların gergin olduklarını anlayabiliyordu. Normalde aşırı bir şekilde rahat olan iki genç hafifçe heyecanlı ve gergin duruyorlardı. Yüzlerini görmese bile bunu anlayabiliyordu.
“Bunlar sizin.”
Paul elini öne doğru ittiğinde kapaklarında beş ve dört çizgi bulunan kutular sırasıyla Vales’e ve Petra’ya doğru süzülmüşlerdi. Yarışmada Petra Vales’ten birkaç puan daha ilerideydi. Aynı sayıda kişiyi avlamış olsalar da kişilerin puanları arasındaki fark yüzünden aralarında puan farkı oluşmuştu.
“Saray Lideri’ne teşekkür ediyoruz.”
İkili kutuları aldıktan sonra açmak yerine eğilerek teşekkür etmişlerdi. Paul ise yalnızca hafifçe gülümsemişti.
“Onları açabilirsiniz. Vales, neden ilk sen açmıyorsun?”
“Evet, Saray Lideri.”
Vales bir kez daha dikleşirken kutunun kapağını hafifçe kavramıştı. O kapağı yavaş yavaş kaldırırken etraftaki birçok göz de onlara dönmüştü. Ödüllerin ne olacaklarını merak ediyorlardı.
“Shing~”
Kutunun içinden parlak bir ışık çıkarken metalik bir ses duyulmuş ve içinden gümüş bıçaklı bir kılıç dışarıya süzülmüştü. Siyah kabzasında kızıl işlemeler olan kılıcın gümüş bıçağında da birkaç kızıl işleme görülebiliyordu. İçinden yoğun alev manası hissedilebiliyordu.
“Vay canına…”
Vales elindeki kılıcın gücünü dokunduğu anda hissedebilmişti. O anki kılıcından çok daha güçlüydü ve alev manasıyla dolup taşıyordu. Kılıca hayran olan tek kişi o değildi. Etrafında kılıç veya alev manası kullanan herkes kılıca hayran olmuş gözlerle bakıyorlardı. Petra da buna dahildi.
“Petra, sıra sende.”
Petra heyecanla kutusunun kapağını açtığında kutunun içinden bir kez daha beyaz bir parıltı ayrılmış ve parlak kırmızı, alev manasıyla dolup taşan bir kristal çıkmıştı. Bu kristal savaş içinde bir kılıçtan daha yararsız olabilse de gelişimini kesinlikle hızlandıracaktı!
“Üçünüz, kalkın. Daha fazla beklemesek iyi olacak. Sırayla açın.”
Paul konuştuğunda hâlâ diz çöken Aurora, Jessie ve Amelia ayağa kalkmışlardı. Kutularını aldıktan sonra ise Jessie’den başlayarak sırayla açmaya başlamışlardı.
Jessie’nin kutusundan koruyucu bir su bariyeri büyüsüne sahip bir kolye çıkmıştı. Aurora ise aynı Petra gibi gelişimini hızlandırabilecek bir su manası kristali kazanmıştı.
Amelia’nın, yani birincinin ödülü ise oldukça özeldi. O diğerlerinin aksine ödül olarak tüketilebilir bir eşya kazanmıştı. Gümüşi bir renge sahip olan bu hap hafif bir parıltıya sahipti ve Paul Amelia’nın anında bu ilacı almasını sağlamıştı. Etrafındakiler ilacın ne olduğunu bile çözememişlerdi ancak Paul paniklemiş gibi duruyordu.
“Gidin ve izleyici koltuklarına geçin. Bundan sonrası Liderler Turnuvası olacak.”
“Anlaşıldı, Saray Lideri.”
Beşli saygılı cevaplar vererek izleyici koltuklarına geçerlerken liderler ve astları arenaya geçmeye başlamışlardı. Çoğu etraflarına gergin bakışlar atıyor veya can düşmanlarını bulup ona sertçe bakıyorlardı. Paul ise Semia, Simon ve Pisboğaz’ı arkasında bırakırken Shuan’ın yanına doğru uçmuştu. O anda Shuan’ın yüzünde hafif sırıtan bir ifade vardı.
“O hapı tanımanı beklememiştim.”
“Ben de o hapı görmeyi beklememiştim zaten.”
Paul gerçekten o hapı görmeyi beklememişti. O hap ilaçlar arasında nadir etkiye sahip olanlardan birisiydi.
Yasa Kavrayış Hapı, yasaları kavrama gücünü yani direkt olarak kişinin yeteneğini artıran bir haptı. Değeri çok büyüktü ve Paul için bile çekici bir teklifti. Bu hap yalnızca bir kez kullanılabiliyor olsa da etkileri çok büyüktü. Amelia’nın ilerideki gelişimleri o ankinden çok daha hızlı olacaktı.
“Öğrencinin gelişim seviyesinin diğerlerine göre biraz düşük olduğunu fark ettim. Bu yüzden son anda ödülü değiştirdim. Normalde bir koruyucu hazine olması gerekiyordu.”
Shuan gülerek konuştuktan sonra Paul gülse de cevap vermemişti. Shuan’ın neden ona bu kadar yakın davrandığını bilmiyordu ama pek sıkıntısı olduğu söylenemezdi. Amelia’nın gelişimini kendisi de istiyordu.
“Şimdi, Paul Veussia, en büyük kardeş olarak gücünü diğer liderlere göstermen gerekiyor.”
Paul arkasını dönüp aşağıya inmeye başlarken Shuan arkasından sırıtarak konuşmuştu. Paul ise arkasına bakmadan konuşmuştu.
“Görecekler.”
Paul bundan sonra aşağıya doğru süzülmüş ve diğer üçüyle buluşmuştu. Liderler Turnuvasının nasıl gerçekleşeceğini bilmiyordu ama kendi gücünden emindi. Semia ve Simon da güçsüz sayılmazlardı. Pisboğaz…
Kızıl saçlara sahip olan adamın yüzündeki vahşi ifadeye bir süre bakan Paul onun da iyi iş çıkaracağını düşünüyordu. Aslında, rakip öldükten sonra cesedi kalacak mıydı emin bile değildi.
“Kara Vadi’nin alt kollarının liderleri, öğrencileriniz birer birer dövüştüler. Bazıları tehlikeli durumlar yaşadı ve bazıları can verdi, ama hepsi bunları göze alacak kadar cesurlardı.”
Shuan ayağa kalkarken gür bir sesle konuşmaya başlamış ve tüm liderlerin dikkatini üzerine çekmişti.
“Şimdi sizlerin, bu cesur öğrencileri eğiten Liderlerin Turnuvası başlayacak! Turnuvanın kuralları basit.”
“İlk olarak seçilen üç ast dövüşecekler ve iki dövüşü kazanan kazanmış sayılacak. Eğer kaybeden tarafın lideri bu durumdan memnun değilse o zaman karşı tarafın liderine meydan okuyabilir. Eğer karşı tarafın liderini yenebilirse o zaman sonraki tura geçebilecek ve diğer taraf kaybedecektir.”
“Şimdi, her grubun izleyici kısmında yerlerini almalarını istiyorum. Kura çekilecek ve grup liderlerinin adları direkt olarak çağırılacak. Sonrasında dövüşecek astları seçmek size kalmış olacak!”
Shuan sözlerini bitirip olduğu yere otururken Paul ve yanındaki üçlü direkt olarak izleyici bölümüne geçmişlerdi. Paul nedense Shuan’ın bir şeyler planladığını düşünüyordu ama bundan tam olarak emin değildi.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..