387.Bölüm - Yarışmanın Ödülleri

avatar
6690 28

Kara Büyücü - 387.Bölüm - Yarışmanın Ödülleri


Paul ve Su Ejderi’nin dövüşünden sonra devasa kalabalık dağılmış, ikinci olan Su Ejderi’nin grubuna ödülleri verildikten sonra kalan tek grup Paul’ün grubu olmuştu. Diğerlerinin aksine, onlar ödüllerini seçme haklarına sahiplerdi.

 

Öğrencileri Kara Vadi’nin yoğun manayla dolu eğitim bölgelerinden birine yerleştirdikten sonra Semia, Simon ve Pisboğaz Paul’ü takip ederek merkez binaya girmişlerdi. Orada Shuan onları bekliyordu.

 

“Gerçekten muhteşem bir dövüştü. Müzik yasalarının birebir dövüşlerde bu kadar etkili olabileceklerini düşünmezdim.”

 

Shuan Paul’ü överken Paul yalnızca gülümsemiş ve bir cevap vermemişti. Shuan ne kadar yakın davransa da onun karşısında dururken dikkatli olması gerektiğini hissediyordu. Bu yüzden konuşması gerekmiyorsa konuşmuyordu.

 

“Pekâlâ, beni takip edin. Sizi ana hazineliğe götüreceğim. Orada ödüllerinizi kendiniz seçeceksiniz.”

 

Shuan konuşmayı bitirdikten sonra anında yürümeye başlamıştı. Paul ve üçlü de onun arkasından takip ediyorlardı.

 

İlk başta merkezin koridorlarında dolaşsalar da sonrasında merdivenlerden inmeye başlamışlardı. Bir kat… İki kat… En sonunda ondan fazla kat inmişlerdi ve garip bir platforma ulaşmışlardı.

 

Siyah bir taştan yapılmış bu platformun üzerinde mor renkli yazıtlardan oluşan bir çember çizilmişti. Etrafında enerji sağlayan mana taşlarının konulması için bölgeler vardı ve oradan yayılan mananın miktarına göre bu şeyin epey bir enerji harcadığı kesindi.

 

“Bu bir Işınlanma Platformu. Normalde kıtalar arası hareket için kullanılabiliyor. Bilirsin, nehri geçmek normal kişiler için çok zor sonuçta. Ama hazineliği korumak için bir tane de buraya kurdum. Uzay manasına çalıştığım için o kadar zor değildi.”

 

Shuan kolay olduğunu söylese de Paul bunun kesinlikle zor olduğunu biliyordu. Bir kişiyi taşıyan ışınlanma tılsımları bile yapması zor şeylerdi. Birden fazla kişiyi taşıyabilecek bu platformun yapımı uzun sürmüş ve epey materyal harcamış olmalıydı.

 

“Gelin, gelin. Eğer büyü çemberinin içinde olmazsanız sizi ışınlayamam.”

 

Shuan’ın sözlerinden sonra hepsi birlikte platformun üzerine çıkmışlardı. Sonrasında, Paul Shuan’ın vücudundaki mananın platformdaki yazıtlara akarak onları aktif ettiğini görebilmişti. Platformdan yayılan mor ışık birkaç saniye içinde tüm odayı doldurmuş ve görüşlerini engellemişti.

 

“Geldik.”

 

Işık kaybolduğunda belirdikleri yer devasa bir bölgeydi. Gerçekten, bu yer daha önce bulundukları arenadan bile daha büyük görünüyordu. Etrafta kat kat sıralanmış devasa raflarla birlikte kitaplar yerine eşyalarla dolu bir kütüphane gibiydi.

 

“Kralım.”

 

“Kralım.”

 

İki genç bulundukları platformun önünde belirip diz çöktüklerinde Paul gözlerini onların üzerinde gezdirmişti. Bu iki genç adam yalnızca Usta seviyeli gelişimlere sahiplerdi ve hiç de güçlü sayılmazlardı.

 

“Vane, Bane, Liderler Yarışmasının ödüllerini almak için buradalar. Ödül değerini biliyorsunuz. Onlara yollarını gösterin. Paul, sen benimle gel.”

 

“Anlaşıldı!”

 

Vane ve Bane olarak bilinen iki genç adam Simon, Semia ve Pisboğaz’ı yönlendirirken Paul Shuan ile birlikte etrafta gezinmeye başlamıştı. Shuan’ın girdiği bölgelerde nadir hazineler, ilaçlar ve materyaller olduğunu fark eden Paul onun kendisini özel olarak dolaştırmasında bir anlam bulamamıştı.

 

“Paul, seninle konuşmam gereken bazı konular var.”

 

Bir anda Shuan ona dönüp ciddi bir yüz ifadesiyle konuştuğunda Paul başını sallamış ve dinlemeye başlamıştı. Shuan’ın ciddi ifadesini o kadar görmemişti. Bu konu her neyse gerçekten önemli olmalıydı.

 

“Grupların dövüş tarihi ve yeri belli oldu. Guren Ailesiyle yaptığımız anlaşmada süreyi 2 yıl sonraya çıkardık. Yer ise…”

 

Shuan elini havada savurmuş ve bir haritanın ortaya çıkmasına neden olmuştu. Bu harita belirdiğinde Paul haritadaki garip bir bölgenin işaretli olduğunu fark etmiş ve kaşlarını çatmıştı.

 

“Burası mı? Ciddi misiniz?”

 

“Epey ciddiyiz.”

 

Üç kıtayı barındıran bu haritada Hela, Tena ve Pura kıtaları arasındaki boyut farkı oldukça belliydi. İlk iki kıta birbirlerine eşitken Pura kıtası ikisinin toplam alanı kadar bir alanı kaplıyordu ve üç kıta yuvarlak şeklinde duruyorlardı. Güneybatıda Hela varken Güneydoğuda Tena vardı. Kuzey ise tamamen Pura’ya aitti.

 

Bu üç kıtayı ayıran sınır ise Dünya Ayıran Nehir’di. Dünya Ayıran Nehir Pura’nın alt sınırından düz bir şekilde ilerlerken Tena ve Hela’yı ayıran yerde ortada bir birleşim yeri daha vardı. Yani üç farklı yönden su akıyordu ve ortadaki birleşim yeri kesinlikle kaotik bir bölgeydi.

 

Şaşırtıcı şey, yarışma yerinin bu kesişim bölgesi olarak seçilmesiydi.

 

“Guren Ailesi’nin birkaç yıldır bir şeyleri karıştırdığını biliyordum. En sonunda kendilerine muhteşem bir yazıt ustası bulmayı başarmışlar ve…”

 

Shuan başını iki yana salladıktan sonra devam etti.

 

“Eğer yeterince güç sağlanırsa doğru formasyonla bir kıta bile havaya kaldırılabilir. Bu yazıt ustası az önce dövüştüğünüz dövüş alanı kadar büyük bir alana sahip devasa bir arenayı tamamen yazıtlarla kaplayıp uçan bir arenaya dönüştürmeyi başardı. En korkutucu kısım ise bu arenanın manayı tamamen dış etkenlerden sağlaması. Yani dünya tamamen değişmediği sürece uçmaya devam edebilir.”

 

Gulp.

 

Paul böyle bir haberi beklemiyordu. Kendisi de daha önce uçan bir gemi yapmıştı ancak bu arenanın boyutu kendi gemisininkiyle karşılaştırılamazdı. Arenayı kaplayan yazıt ustası her kimse gerçekten yetenekli olmalıydı.

 

“İkinci konu ise Alicia Guren. Kısa bir süre önce Alicia Guren’in kapalı kapı eğitimine girdiği duyuruldu. Bu seferki eğitiminin amacı Lord seviyesine ulaşmak gibi görünüyor. Normalde endişeliydim ama az önce kullandığın taktikler düşünüldüğünde onunla dövüşsen bile kolay kolay kaybetmeyeceksin gibi görünüyor.”

 

“Yine de, sana yapabildiğimiz kadar yardım etmemiz gerekiyor. Bu yüzden eğer ihtiyacın olan herhangi bir şey varsa söyle. Elbette, sana her şeyi veremem ancak bu seferki ödülünü biraz artırabilirim.”

 

Shuan’ın ciddi hâline bakan Paul bir süre düşündükten sonra boyutundan kağıt ve kalem çıkarmış ve üzerine ihtiyacı olan şeyleri yazmaya başlamıştı. Bir süre düşündükten sonra gelişimini artıramayacağını farkında olmuştu. Yani gücünü artırmak için farklı bir yola ihtiyacı vardı.

 

“Bunlar… Bir hazine yapmayı mı planlıyorsun?”

 

Paul’ün ona verdiği listeye bakan Shuan şaşkınlıkla sormuştu. Paul’ün istediği şeylerin çoğu su bazlı materyallerdi ve bazıları nadir olsalar da Kara Vadi’nin hazineliğinde bulunuyorlardı. Aralarından en nadir olanı ise Mana Damlası olarak bilinen bir sıvıydı.

 

Mana Damlası, aynı mana taşları gibi yoğunlaşmış manadan oluşurlardı ancak nadirliği mana taşlarından çok daha yüksekti. Bunun nedeni Mana Damlasındaki mananın saflığının çok daha yüksek olmasıydı. Bu Saf Mana Büyük Aziz seviyeli kişilerin gelişiminde bile yardım edebilirdi. Ancak en iyi işe yaradığı yer hazinelerin arıtım kısmıydı.

 

“İki yıl Lord seviyeye geçmem için yeterli değil. Tek yapabileceğim bir hazine oluşturmak.”

 

Paul böyle söylese de Shuan biraz şüpheliydi. Paul’ün yeteneği hakkında o kadar iyi bir bilgiye sahip olmasa da hazinelere güvenecek birisi gibi görünmüyordu. Bu yüzden o kadar emin değildi.

 

Ancak en sonunda iç çekmiş ve Paul’den ayrılıp materyalleri toplamıştı. Paul’ün bu materyalleri nerede kullandığını umursamıyordu. Tek umursadığı şey iki yıl sonraki yarışmanın kazanılmasıydı.

 

“Bu Mana Damlası. Onu direkt olarak üzerinde taşımanı tavsiye ederim. Evren taşının dalgaları mananın saflığını bozabiliyor.”

 

Shuan Paul’e ufak bir cam tüp uzatırken uyarmıştı. Ufak cam tüpü eline alan Paul tüpün içerisinde saydam, su benzeri bir sıvı olduğunu fark etmişti. Cam tüp sıvının aurasının yayılmasını engellese de Paul sıvının içindeki manayı direkt olarak görebiliyordu.

 

Saflığı gerçekten de dudak uçuklatacak cinstendi.

 

“Hazinelerin dışında buradan direkt olarak Kutsal Alan’a geçeceksiniz. Orada 1 hafta kalma hakkınız var. Öğrencilerinle ben ilgilenirim. Sen de hazineni yapmaya başlayabilirsin. Kutsal Alan’da kullanabileceğin birçok alet var.”

 

Paul başını salladı. Bu kötü bir seçim değildi. Hem diğer üçünün gelişimleri artabilirdi.

 

Mana Damlasını kıyafetinin içine koyduktan sonra Shuan’la birlikte ışınlanma platformuna geri dönmüştü. Onlar döndüklerinde diğer üçü de çoktan geri dönmüşlerdi. Simon’ın taktığı parlak bir bileklik dışında diğer hiçbir ödül görünmüyordu. Büyük ihtimalle kaynak tipi ödüller almışlardı.

 

“Vane, Bane, onları Kutsal Alan’a yönlendirin. Paul, hazine arıtımın bitene kadar o şeyin yakınında büyü kullanılmaması iyi olur. Yani önce onunla uğraş. Eğer gerekirse zamanınızı biraz daha uzatabilirim ama o şeyi boşa harcama.”

 

“Anlaşıldı.”

 

Vane ve Bane saygılı bir şekilde konuşurken Paul başını sallamıştı. Zaten Mana Damlasını direkt olarak kullanmayı planlıyordu. Ne de olsa birleştireceği ‘hazine’ çoktan hazırdı.

 

Shuan son sözlerini bıraktıktan sonra platformun üzerinde durmuş ve Vane ile Bane Paul’ün grubunu götürürken beklemeye başlamıştı. Bir yandan da Paul’ün sırtına bakıyordu. Gözlerinde garip bir parıltı vardı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr