450.Bölüm – Ruh Kalbi
“Yükselenlerin aurası… gerçekten buradalar.”
Kısa bir sürede Guren Ailesinin ana binasına ulaşan Grim etraftan üç farklı aurayı özellikle seçebiliyordu. Bu auralardan ikisi ondan güçsüzken biri onunla aynı seviyede görünüyordu. Elbette, auraların ortaya çıkışından bir süre geçmiş gibi göründüğünden yalnızca gelişme seviyelerini hissedebiliyordu ve başka bir şey bilmiyordu.
“Bir süre uzaklaşmışlar. İki 1.Sema Yükselen ve bir 2.Sema Yükselen. 1.Semada olanlardan birisi şu anda buraya geliyor.”
Grim’in kızıl gözleri anında oraya gelen Yükselen’in yönüne dönmüştü. Onu görebiliyordu. Beyaz bir cübbe giyen bu Yükselen’in yüzü maskeliydi. Aurası bastırılmışa benziyordu ve yalnızca 1.Semada olsa da patlayıcı bir güce sahip olduğu kesindi.
“Hm?”
Maskeli Yükselen Grim’in aurasını fark ettiğinde şaşırmıştı. Onun görünüşünü gördüğünde ise bir şey demeden havada olduğu yerde kalmış ve hafifçe eğilmişti.
“Bu küçük 2.Küçük Cehennem’den gelen elçiyi selamlıyor. Elçinin bulunma sebebi nedir acaba?”
Maskeli Yükselen’in bir şeyi karıştırdığını anlayan Grim Paul’ün böyle bir durumda taklide uyacağını düşünüyordu. Ancak bu onun gibi değildi. Bu nedenle fikir aklından geçse de denememiş ve direkt pençelerini ortaya çıkarmıştı.
“Booom!”
Grim aniden hızlandığında oldukça güçlü bir patlama sesi çıkmış ve maskeli yükselenin bir anlığına duraksamasına neden olmuştu. Ve o anlık duraksama, bir daha pişmanlık bile duyamayacağı bir hataydı. Çünkü ruhunun derinlerine gömülü olan bir şey o duraksamada sökülüp alınmıştı.
“S-”
Grim’in tek eliyle söktüğü şeye bakan Yükselen bir şey diyemeden önce vücudu birden toza dönüşmüş ve tek bir esintiyle dağılıvermişti. Ne ruhu, ne de bedeni kalmıştı. Bir daha reenkarne olması da imkansızdı.
“Bu kolaydı. Yalnızca 1.Semadaki bir ruh kalbi olsa da lordumun işine epey yarayacaktır. Hatta tek seferde İmparator seviyeye ulaşması bile mümkün olabilir. Belki diğerlerini de…”
Grim kendi kendisine mırıldanırken birden az önce hissettiği auraların sahiplerinin buraya yaklaştığını hissetmişti. Ancak yalnızca bu değildi. Aynı zamanda güçlü öldürme isteği de hissediyordu. Ve…
“Ah!”
Altın renkli bir ışın karnını sıyırarak geçtiğinde Grim acılı bir çığlık atmış ve hızla kaçmaya başlamıştı. O saldırının düzgün bir şekilde kullanıldığı sürece kendisine ölümcül bir yara verebileceğini biliyordu ve kendi hayatıyla kumar oynamayacaktı. Hem, Paul de ölümcül bir tehlikede hemen geri dönmesini istemişti.
O kaybolduktan birkaç saniye sonra altın zırhlı ve maskeli yükselen onun olduğu yerde belirmişlerdi. Altın zırhlı adamın elinde az önceki saldırıyı gerçekleştiren parlak altın renkteki meç duruyordu. Yüzünde ise kararmış bir ifade vardı.
Maskeli yükselenlerden birinin ölümüyle anında buraya dönmüşlerdi. Onu öldürenin bir başka 1.Sema Yükselen olduğunu düşünmüştü ve bu yüzden tam gücüyle saldırmamıştı. Bu yüzden o katilin gitmesine izin vermişti.
“Ruh Kalbini sökmüş…”
Etrafa bakındığında en ufak bir ruh izi bile olmadığını hissetmiş ve maskeli yükselenin ruh kalbinin söküldüğünü anlamıştı. Katil acımasız davranmış ve herhangi bir parçanın kalmasına izin vermemişti.
“Bu sıkıntı olacak…”
Kara Büyücü’nün, yani Habis Tanrı’nın Varisinin yanında bir Yükselen olduğu biliniyordu ama onun 1.Semada olduğu düşünülüyordu. Şimdi ise bu Yükselenin 2.Semada olduğunu öğrenmişti ve gücünden tam olarak emin olmasa da bu görevin öncekinden çok daha zor olacağından emindi.
“Hazırlıkları yap. Bu sefer bir Uzay Gezen’i değil, kaçan bir 2.Sema Yükseleni arayacağız. Emin ol çok daha kolay olacak.”
Altın zırhlı adam konuştuğu anda kalan tek maskeli yükselen anında tek dizinin üstüne eğilmiş ve birden ortadan kaybolmuştu.
…
“Efendim!”
Grim karnındaki yaradan akan kanlarla birlikte taht salonuna daldığında o sırada bir köşede konuşan Spadia ve Shuan’ı dinleyen Paul ona dönmüştü. Shuan’ı astı yaptıktan sonra Spadia Shuan’a Uzay Gezenler hakkında bilgi vermek istediği için konuşmaya başlamışlardı ve Paul de onları dinlemeye karar vermişti.
Ancak Grim’in karnındaki yarayı görünce birden kaşları çatılmış ve bir süre önce gizlediği aura kanlı bir şekilde kendisini göstermişti. Aynı anda, Wulian birden taht odasında belirmişti.
“Koca kedi, neden bana iş çıkarıyorsun? O yarayı nasıl aldın?”
“Kapa çeneni ve konuşmama izin ver insan şekilli aptal. Efendim, düşmanlarımız hakkında bilgi edindim.”
Grim Wulian’a sert bir cevap verse de Wulian’ın onun karnındaki yarayı iyileştirmesine izin vermişti. Paul ise Grim’e biraz yaklaşıp yalnızca konuşmasını beklemişti.
“Düşmanlar iki 1.Sema ve bir 2.Sema Yükselene sahip efendim. 1.Sema olanların güçleri normale benziyor ve bir tanesini öldürmeyi başardım. Yani yalnızca bir tanesi kaldı ama 2.Semada olanı… Seviyesi benimle aynı olsa da karşı koyamayacağım bir güce sahip. Özel bir Ruh Özü geliştirdiği kesin. Ona karşı dövüşemeyiz.”
Grim kendi sınırlarını biliyordu ve Paul’ün hayatı tehlikede olduğundan risk almayı göze alamıyordu. Ama Paul farklıydı. Grim’in aldığı yarayı gördüğünden beri aurasındaki öldürme isteği her saniye daha da güçlü bir hâle geliyordu.
“Velet, 2.Semadaki bir Yükselen 1.Semadakinden çok daha güçlüdür. Evrim uç noktasıyla bile o güce erişememen mümkün. Cidden geri çekilip bir uzay kırığı arasak daha iyi olur.”
Spadia konuşmaya girdiğinde Paul derin bir nefes almış ve mantıklı bir şekilde düşünmeye başlamıştı. Ancak sakinliğini koruması öldürme isteğini kaybettiği anlamına gelmiyordu.
“Bir dünyada birden fazla uzay kırığı bulunması için uzayın oldukça hassas veya hareketli olması gerekir. Akra’nın uzayı oldukça düzgün ve Pura’daki uzay katmanları bile bir yırtık açacak kadar karmaşık değiller. Yani dünyada yalnızca bir kırık var ve eğer o kırığa gidersek direkt olarak kendimizi açığa çıkarırız.”
“Ayrıca, Grim Shuan gibi değil. Onu takip edebileceklerdir. Eğer o kişi Grim’in söylediği kadar güçlüyse o zaman zaten kaçma şansım kalmadı.”
Paul’ün bu sözlerinin üzerine Spadia başını sallarken Grim’in yüzü birden solmuştu. Paul’e haberleri yetiştirmek isterken oldukça basit bir hata yapmış ve düşmanlara yolu kendisi göstermişti!
“Efendim, ben-”
“Merak etme Grim. Seni suçlamıyorum. Bana düşmanlarım hakkında getirdiğin bilgi oldukça yararlıydı ve yaralıyken buraya geri dönebilmen bile benim için yeterli. Şimdi sadece düşmanlarımı karşılamak için yeterli güce ihtiyacım var.”
Yükselenler geliyorlardı ve bu sefer öncekinden daha da güçlü olacaklardı. Paul elindeki tüm gücü kullansa bile normal bir tanesini bile öldüremeyeceğini düşünüyordu ki gelen Yükselen Grim’den bile güçlü görünüyordu. O halde ne yapabilirdi?
“Efendim, lütfen bunu kullanın.”
Grim birden tek dizinin üzerine çökmüş ve Paul’e parlak beyaz ışıklar yayan bir küreyi sunmuştu. Etrafında hafif parıltılar dolanan bu küre oldukça göz alıcıydı ve birçok mücevherden daha güzel görünüyordu.
“Bu… da ne böyle?”
Paul bu küreden güçlü bir baskı yayıldığını hissediyordu. Küre oldukça ufaktı. Bir mana çekirdeği ile aynı boyuttaydı ancak gücü çok daha yüksekti. Aradaki fark dünya ve cennet arasındaki fark gibiydi.
“Bir Ruh Kalbi.”
Spadia Paul’ün arkasından yaklaşmış ve sessizce mırıldanmıştı. Ancak Paul onu duyabiliyordu ve bu Ruh Kalbinin ne olduğunu merak ediyordu. Spadia da onu tanıyordu ve merakta bırakmayacaktı.
“Bir Yükselen olmak için öncelikle bir kişinin üç gücü de Zirve İmparator seviyede olmalıdır. Yasa enerjileri düzgün bir şekilde kavranmalı, iradeler en yüksek seviyeye getirilmeli, ruh en sağlam gücüne ulaştırılmalı ve etki alanları tamamen sağlamlaştırılmalıdır.”
“Sonrasında, Mana Çekirdeği ruhani bir forma geçer ve ruhun içinde senin asla bulamayacağın hayat noktasını yutar. Ardından, kavradığın ruh özleriyle şekillenerek bir Ruh Kalbine dönüşür ve bir Yükselen olursun. Bunun ardından gelişmek için manaya veya diğer enerjilere değil direkt olarak Öz Enerjisine ihtiyacın olur. Ruh Özlerini kavrayarak Ruh Kalbini güçlendirir ve Yükselenlerin gelişimlerinde tırmanırsın.”
“Bu Ruh Kalbi bir 1.Sema Yükselene ait. Bu iyi… Paul, Habis Tanrı Çekirdeği mana çekirdeklerini ve canavar çekirdeklerini kullanabilir. Ama bunlar Habis Lord Çekirdeğinin de yapabildiği şeylerdir. Yani Habis Tanrı Çekirdeğini özel kılan bir başka şey daha var.”
Spadia yüzünde bir gülümseme gösterirken ruh kalbini göstermişti.
“Habis Tanrı Çekirdeği ruh kalplerini özümsedikten sonra yalnızca öz enerjisi kazanmaz. Aynı zamanda ruh kalbindeki ruh özleri hakkındaki kavrayışı da sahibe aktarır. Elbette, bu şimdi herhangi bir işine yaramayacak ve ruh özü yalnızca ruhunda dolanan kavranamaz bir sis olacak. Ama Yükselen seviyesine geçtiğinde… Ruh kalbin oluştuğunda bu dolanan sisler ruh kalbinde toplanacak ve senin kavrayışlarını tek seferde göğe çıkaracak.”
Spadia’nın bu açıklamaları üzerine heyecanlanan Paul tek elini uzatmış ve Grim’in elindeki Ruh Kalbini eline almıştı. Daha sonrasında küreyi eliyle sertçe sıkmış ve gözlerini kapatmıştı.
Wulian Grim ve diğerlerini alıp uzaklaşırken Paul’ün bir başka eğitim sürecine girdiğinin farkındaydı. Ve bu süreçten kesinlikle daha da güçlü bir halde çıkacaktı.
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..