509.Bölüm - Tembel'in Sözleri

avatar
4959 27

Kara Büyücü - 509.Bölüm - Tembel'in Sözleri


509.Bölüm – Tembel’in Sözleri

 

“Ve buraya gelmeden önce de ordu için hazırlıklara başladım ama daha fazla güce ihtiyacım olabilir ve nasıl elde edeceğimden emin değilim…” Paul hikayesini bitirirken etrafındaki grupta meraklı bakışlar vardı. Paul’ün bazı yerleri düzeltmesi gerekse de çoğunlukla hikayesi anlaşılmıştı ve o anda Paul’ün hikayesindeki bazı noktaları konuşuyorlardı.

 

Yönetici kendi köşesinde üç eşi olan Paul’e lanet okumakla meşguldü. Şeytan ve Melek ise bu noktaya takılmamış ve Paul ile üç kadının sevgisine biraz ilgiyi çekmişlerdi. Tetikçi Paul’ün öldürme yöntemlerini duyduktan sonra kendi düşüncelerine dalmıştı. Druid ise hikayeyi değişmeyen bir ifadeyle dinlemişti.

 

Tembel hikayenin yarısına gelirken uyanmıştı ancak o anda hâlâ esniyordu. İfadesini göremediği için Paul hikayenin onun ilgisini çekip çekemediğini bilmiyordu.

 

“Güzel bir hikayeydi, Büyücü. Ama finalini iyi bitiremezsen oldukça kötü olur. Yönetici, aramızda başkalarını yönetme konusunda en tecrübeli olan kişi sensin. Büyücü’ye biraz fikir vermeye ne dersin?” Druid konuşmayı bitirdiğinde Yönetici derin bir nefes almış ve kendi lanetleme seansını daha sonrasına ertelemeye karar vermişti.

 

“İyi, üç nokta konusunda sana bir şeyler söyleyebilirim.” Yönetici üç parmağını kaldırdı ve konuşmaya devam etti. “Bir, kendi astlarına kötü davranma. Yoksa bu bir gün sana geri tepecektir. Eğer tek başlarına saldırırlarsa belki kurtulabilirsin ancak gruplaşırlarsa sen bile ölebilirsin.”

 

“İki, düşmanlarına asla ödün verme. Bu yalnızca seni onların gözünde zayıf göstermeyecek, aynı zamanda kendi askerlerinin ve astlarının da moralini düşürecektir. Moralin bir savaştaki önemi çok, çok önemlidir.”

 

“Üç, yalnızca kendi gücünü artırmak için uğraşma. Astların ve askerlerin de seninle birlikte güçlenmeli ki zamanı geldiğinde senin ligindeki kişilerle savaşabilsinler. Pekâlâ, öğütlerim bu kadar. Daha fazla konuşmak istemiyorum.” Konuşmayı bitirdikten sonra somurtup lanetlerini mırıldanmaya başlayan Yönetici’ye bakarken Paul hafifçe sırıtmıştı. Ancak o anda, daha önceden duymadığı bir ses kulaklarına ulaşmıştı.

 

“Yönetici her zamanki gibi işleri uzun yoldan yapıyor. Adam Tanrı kesiyor, sence senin dediklerini bilmiyor mu sanıyorsun?” Paul başını çevirdiğinde konuşan kişinin Tembel olduğunu görmüş ve şaşırmıştı. Ancak Tembel’in sözleri de doğruydu. Bu üç noktayı zaten biliyordu ve o kadar işe yarayacakları söylenemezdi.

 

“Sen neden hep bana laf atmak için uyanıyorsun? Benimle bir sorunun var, değil mi? Kabul et!” Yönetici sanki ona bir yanlış yapılmış gibi bağırırken Tembel gözlerini çevirdi ve konuşmaya başladı.

 

“Yönetici biraz… hayır, epey aptaldır. Gücüyle ona güvenen kişileri direkt olarak kontrol edebilir yani büyük bir ihtimalle izlediği bir şeyden öğüt veriyor. Druid, Büyücü’ye gereksiz şeyler söylemek için en iyi kişiyi seçtin.” Tembel konuştukça Yönetici’nin başı biraz daha eğiliyor, Druid ise başını yana çevirip Tembel ile göz göze gelmekten kaçınıyordu. Tembel ise en sonunda derince iç çekip Paul’e bakmıştı.

 

“Bu ikisini dinleme. Biri tam kontrole sahipti ve diğeri sadece ona tamamen güvenen hayvan ve canavarları kullanıyordu. Eğer gerçek, bilinçli varlıklara güvenip askerler olarak kullanmak istiyorsan havuç ve sopa metodunu uygulaman lazım.” Bu kadar söylediğinde Paul’ün anlamadığını fark eden Tembel hafifçe esnedikten sonra açıklamaya devam etmişti.

 

“İyi davranışı ödüllendir, kötü davranışı cezalandır. Bu kadar basit. Ama adil olmalısın. İyi davranış ne kadar büyükse o kadar ödül, kötü davranış ne kadar kötüyse o kadar ceza olmalı. Bir kişiye diğerlerinden daha iyi davranırsan bu büyük olaylar çıkarır.”

 

“Ve daha da kolay bir şekilde ilerlemek istiyorsan, o zaman başka bir yol kullanmalısın. Yine anlamayacağını biliyorum ama bu sözü kullanmak zorundayım yoksa cümlem anlamını kaybedecek.” Tembel burada konuşmayı bir anlığına kesmiş ve Paul’ün duyabileceğini düşünürken devam etmişti.

 

“Altın bir kalple hükmet, demir bir yumruk ile yönet. Bu söz benim evrenimde ve bazı diğer evrenlerde birçok yöneticinin felsefesidir. Kendi astlarına altın bir kalbi ve demir bir yumruğu aynı anda gösterirler. Ama bu yanlış. Çünkü bunu yapabilmek için öncelikle astlarının demir yumruğundan korkması gerekir. Yoksa Yönetici gibi olursun.” Tembel konuşmayı bitirdiğinde Yönetici’ye keskin bir bakış atmış ve Paul de gözlerini ona çevirmişti. İkisinin de ondan açıklamasını istediğini anlayan Yönetici derin bir nefes almış ve konuşmuştu.

 

“Yönettiğim kişilerden birisi savaşın ortasında bana ihanet etti. Normalde kullandığım ‘demir yumruk’ bir çeşit ruh anlaşmasıydı ancak ruhunu koruyan bir katman yüzünden işe yaramadı ve zenginlikler için beni öldürmeye çalıştı. O hata yüzünden savaştan çekilmek zorunda kaldım ve askerlerimin onda birini kaybettim…”

 

Yönetici belli bir şekilde bu anıyı hatırlamak istemiyor olsa da Paul Tembel’in bunu bilerek yaptığını biliyordu. Eğer Yönetici’nin izini takip ederse kendisinin de böyle bir gelecekle karşılaşabileceğini de anlamıştı.

 

“Bu yüzden kendi felsefeni bulmalısın. Buradaki herkes hayatlarında farklı felsefelere sahiptir. Yönetici’ninkini anladın zaten. Druid sadece altın kalbe sahiptir ve her şeye nazik davranır. Tetikçi kalbini asla göstermez. Şeytan ve Melek kalplerini yalnızca birbirlerine gösterip yumruklarını tehlikeli her şeye gösterirler. Ben ise ikisinden birini kullanmak için fazla üşengecim. Peki sen, Büyücü? Sen nasıl bir düşünce şekline sahipsin?”

 

Tembel sözlerini bitirdikten sonra esnemiş ve Druid’e dönmüştü. “Bu kadar yeter. Cevabını merak etmiyorum. Druid, beni bir daha uyurken çekersen ağaç köklerini keserim senin.” Sözlerini bıraktıktan sonra önceki yerine gidip yatan Tembel direkt olarak uyumaya başlarken Paul kendi düşüncelerine dalmıştı.

 

Tembel’in sözleri onu gerçekten etkilemişti ve o anda bir aydınlanma yaşıyordu. Diğerleri de bunu fark etmiş ve onu yalnız bırakmayı tercih etmişlerdi.

 

Paul çimlerin üzerinde otururken bu düşünce aklında dolanıp duruyordu. Onun yönetme biçimi neydi? Bunu gerçekten de bilmiyordu. Belki ufak bir grubu yönetebilirdi ancak koca bir dünyayı yönetebilir miydi? Bunu bilmiyordu.

 

Ama tacı takmıştı ve tahta oturmuştu. Bu artık onun sorumluluğuydu. Bu fikir zihninde belirdiğinde, birden gözlerinde kararlı bir ifade belirmişti.

 

Evet, herhangi bir kaçışı yoktu. Ve kaçmayı da istemiyordu. Eğer kaçarsa, bu zamana kadar hissettiği tüm gururu bir köşeye atmak zorunda kalırdı ve bu yalnızca kişiliğinin bir parçasını söküp atmak gibi olurdu. Ve sonucu da oldukça belliydi. Bu devasa bir kulenin temelini söküp atmak gibiydi. En sonunda, o kule tamamen yıkılıp parçalanacak ve molozlara dönüşecekti.

 

Bu istemediği ve kabul edemeyeceği bir sonuçtu. Kendisinin düşmesinin oluşturacağı sonuçlar değil, yalnızca kendisinin düşmesi bile onun zihninde kabul edilemezdi.

 

Ve bu, onun gururuydu. Kanından ve zihninden gelen, saf gururdu.

 

“Bu kadar düşünce… gereksiz.” Paul kendi kendine mırıldansa da avludaki herkes onu duymuş ve gözlerini ona çevirmişlerdi. Tembel uyuduğu için onu duyamasa da yüzünde hafif bir gülümseme belirmişti. Ne yazık ki, sis yüzünden avludaki diğerleri bunu göremiyorlardı.

 

“Ben benim ve yenilmeyeceğim. Yenilmediğim sürece başkalarının bana düşman olması veya beni kötü görmesi beni ilgilendirmiyor.” Paul bunu söylerken sesinden tamamen kibir duyuluyordu ancak avludaki diğerleri nedense bu sözlerin doğru olduğunu hissediyorlardı.

 

“…Bu Tembel &!+%!&’%!’, bir canavarı uyandırdı.” Arkasını dönüp avludan kendi evrenine bir kapı açarak giden Paul’ün arkasından bakan Yönetici derin bir nefes alırken bu hissi ne zaman hissettiğini düşünmüştü.

 

Paul’ün yaydığı his onun evreninde de birinden yayılıyordu. Ona en çok sıkıntıyı veren ve en sonunda yalnızca kendisi ölmek istediği için ölen bir adamdı bu hissi yayan kişi. O uzun zaman önce ölmüş ve onun bir düşmanı olmuş olsa da Yönetici onu hala hatırlıyordu ve pek fazla kişinin onun zihninde yer edindiği söylenemezdi.

 

“…Harika, bir tane normal kişi istedim ama avluya yine bir ucube geliyor.” Yönetici bunu söylerken başını iki yana sallamış ve kendi yerine oturup düşüncelerine dalmıştı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr