538.Bölüm - Tanrı Kılıç Sarayı (2)

avatar
4884 21

Kara Büyücü - 538.Bölüm - Tanrı Kılıç Sarayı (2)


538.Bölüm – Tanrı Kılıç Sarayı (2)

 

Tanrı Kılıç Sarayı, Cennet’in dokuz ana gelişim yerlerinden birisiydi ve Cennet tarafındaki sayısız kılıç ustasının çıktığı yerdi. Cennet’in ana gücü olan Cennet Ordusu kadar yüksek bir savaş gücüne sahip olmasalar da dokuz ana gelişim yerlerinin arasında en azından ilk üçte yer alıyorlardı.

 

Diğer okulların aksine, Tanrı Kılıç Sarayı özel yöntemlerle içindeki öz, mana ve yasa enerjisi geliştirilmiş bir Küçük Dünya’da kurulmuştu. Dünyanın tamamı Tanrı Kılıç Sarayı’nın kendisiydi ve içinde yaşayanlar yalnızca Tanrı Kılıç Sarayı’nın öğrencileriydi. Öğrenci olmayan veya Cennet’te yüksek bir rütbeye sahip olmayan birisi dünyaya girerse direkt olarak düşman olarak görülüp yok edilirdi.

 

“Girişi saran bir formasyon var. Fark edildik bile.” Uzay geçidinden içeriye girerken direkt olarak beyaz bir platformdan çıkan Paul zaten gizlice girmeyi beklemiyordu. Bu nedenle konuşurken sesi monoton bir tondaydı. Gözleri ise etrafta dolaşıyor ve yaklaşan auraları gözlüyordu.

 

“Düşmanlar! Giriş Platformunu sarın ve yok edin! Birini bile hayatta bırakmayın!” Kalın bir erkek sesinin ardından otuza yakın kişi Giriş Platformuna dalmıştı. İlk bakışta güçlü görünen bu kişilerin her biri ellerinde kılıçlara sahiplerdi ve farklı ırklardan geliyorlardı. Ancak bazıları ırklarının özel güçleriyle bile en fazla 50.000 civarı güce sahipti. Yalnızca 7.Sema Yükselenlerdi.

 

Paul’ün arkasında duran Alpras birden ileriye fırlamıştı. Gözlerinde alaycı bir ifadeyle gümüş bir ışıkla parlayan mızrağı hızlıca hareket etmiş ve 30 öğrenciden en önde olan 20’sinin boyunlarından gümüş renkli bir ışık akarak geçmişti. Ardından, parlak kırmızı kanın ortaya çıkışıyla beraber öğrencilerin başları havaya uçmuştu.

 

“Bu…” Kalan 10 öğrenciden birisi o anda geriye doğru bir adım atmış ve düşmanlara bir bakış atmıştı. En önde duran Alpras’tan sonra arkasında duran Paul, Catherine ve Silleverde üçlüsünün üzerinde gözlerini gezdiren öğrenci Paul’ü gördüğünde birden titremişti.

 

“Kara… Kara Büyücü burada! Ah!” Öğrenci güçlü bir çığlık atarak kaçarken Alpras 5 öğrenciyi daha öldürmüş ve diğerlerinin kaçmasına izin vermişti. Yoksa bir Büyük Dünya Lordu olarak 30 Yükselen’i öldürmek için birkaç saniyeye bile ihtiyacı yoktu.

 

“Görünüşe göre çoktan Cennet’in astları tarafından tanınıyorsun, Paul.” Silleverde elini hafifçe savurmuş ve vücutları toza dönüşen Yükselenlerin birinin kıyafetinin cebinden bir tılsım çıkarmıştı. Tılsım çalıştırıldığında üzerinde Paul’ün küçük bir modeli belirmişti ve bu model oldukça gerçekçi duruyordu.


“Normal. Çoktan Konsey’e karşı duruyoruz sonuçta.” Tılsımı alıp modeli kendisi de inceleyen Paul olduğu yerde beklemeye devam etmişti. Alpras’ın diğerlerinin kaçmasına izin verme nedenini anlayabiliyordu. Onlar Kara Büyücü’nün buraya geldiğinin bilgisini yaydıkça dünyadaki kişiler buraya toplanacaklardı. Kaçmak isteyenler bile buraya gelmek zorundalardı çünkü uzay katmanları Silleverde tarafından gözetiliyordu ve kaçabilecekleri tek geçit Paul’ün arkasında kalan kalıcı geçitti.

 

Öğrenciler kaçtıktan yaklaşık beş dakika sonra binlerce kişi platformun çevresinde toplanmışlardı. Çoğu Yükselenler olsalar da aralarında birkaç Küçük Dünya Lordu veya İmparatoru seçilebiliyordu. Hatta diğerlerinden ayrı olarak gelen Küçük Dünya Tanrıları ve Büyük Dünya Lordları bile vardı. Bu güçler normal bir oluşumda bulunamazlardı ve Tanrı Kılıç Sarayı’nın ne kadar büyük olduğunu gösteriyordu.

 

“Ziyaretin bizleri gerçekten de şaşırttı, Kara Büyücü.” O sırada, diğerlerinden belirgin bir şekilde daha güçlü olan bir yaşlı adam ileriye çıkmıştı. Gelişimi Büyük Dünya İmparatoru seviyesinde olan bu yaşlı adam Alpras’tan daha güçlü olduğundan Alpras geri çekilmişti ve Silleverde zaten bir Kontrol tipi olduğundan ilk baştan beri geride duruyordu. Paul Catherine’in o kadar ilgi çekmesini istemediği için kendisi önde duruyordu.

 

“Ve ziyaretinin bizleri yok etmek için olmadığına inanıyorum. Yoksa buraya yalnızca kendin değil, ordunla gelirdin.” Yaşlı adamın gözlerinde gruptaki en güçlü kişi Paul’dü. Alpras ve Silleverde Büyük Dünya Lordları olsalar da Paul’ün anormal savaş gücü seviyesiyle karşılaşamıyorlardı ve güçleri bir Büyük Dünya İmparatoru ile dövüşmek için yeterli değildi. Catherine ise basitçe gücünü oldukça iyi bir şekilde saklıyordu ve başkalarının gözünde tamamen güçsüz görünüyordu. Bir ölümlü gibiydi ancak kimse bunu garip görmüyordu.

 

Çoğu güçlü Tanrı yanlarında takipçilerinin arasından seçilen güzel kadınlarla gezerdi çünkü isteklerinin ne zaman ortaya çıkacağı belli değildi. Bu onlar için stres atmanın bir yoluydu ve Catherine’in güzel görüntüsü ile çekici yüzü onun Paul’ün metreslerinden birisi olarak görülmesine neden oluyordu.

 

“Hem doğru hem de yanlış düşünüyorsun.” Paul yaşlı adamın kılıcına gözlerini dikmişti. O anda bu kılıç hafif bir enerji katmanıyla kaplıydı ve oldukça göz alıcı görünüyordu. “İlgimi çeken şey kılıçlarınızda az miktarda bulunan garip materyaller. Ama sizleri yok etmeyi de düşünüyorum.”

 

“Oh?” Yaşlı adam Paul’ün sözlerini duyunca biraz şaşırmıştı. Kılıcı yapan materyaller tüm evrende değerli sayıldıkları için Paul’ün ilgisinin çekilmesi anlaşılabilirdi. Ama Cehennem henüz yeni yeni birleşirken Paul’ün bu kadar az kişiyle gelip onları yok etme isteği garipti.

 

“Önceden verdiğim bir söz vardı. O zamanlar sizin gücünüze karşı koymayı bile düşünemezdim. Ama şimdi…” Paul’ün vücudundan birden farklı renklerde birçok kılıç enerjisi yayılmaya başlamış ve etraftaki öğrenciler şaşkınlıkla ona bakmışlardı. Aralarından Tanrı seviyesinde olan bazıları bu kılıç tekniğini tanımış ve şaşırmış gözlerle Paul’e bakmışlardı.

 

“Sonsuz Evren Kılıç Tekniği… demek senin ellerine düştü.” Paul’den yayılan kılıç enerjilerini gören Yaşlı Adam dişlerini sıkarak konuşmuştu. Zamanında Karva Claire’ın oluşturduğu bu teknik en güçlü olmasa da en değişken kılıç tekniğiydi ve kaybolduktan sonra birçok Tanrı’nın hayali olmuştu. Ancak kimse bu tekniği bulamamıştı ve Karva’nın tekniği herhangi bir yazıta bırakmadığı söylentileri çıkınca da ortam sessizleşmişti.

 

Tanrı Kılıç Sarayı’nın Firarisi gücü zayıf olmasına rağmen evrende bilinen bir figür haline gelmişti çünkü efsanevi bir tekniğin sahibiydi. Katliam Tanrısı’ndan sonra okuldaki en güçlü kişi olan ve Baş Büyük olarak bilinen yaşlı adam için böyle bir kişinin var olması bile okulun adı için bir lekeydi.

 

“O halde dövüşelim, Kara Büyücü.” Baş Büyük kılıcını çekip ona doğrulturken Paul herhangi bir şekilde hareket etmeden ona ve arkasındaki kişilere bakmıştı. Buradaki en güçlü kişinin o olduğunu ve Katliam Tanrısı’nın burada olmadığını doğruladıktan sonra ise hafifçe iç çekmişti.

 

“Fazla uğraşmaya gerek yok. Catherine, yaşlı adam dışında hepsini öldür.” Paul’ün sözünün üzerine Catherine ileriye doğru bir adım atmış ve mızrağını çevirmişti. “Emredersiniz.”

 

Yaşlı adam Paul’ün neden Catherine’i önden gönderdiğini anlayamadan önce Catherine birden ileriye doğru fırlamıştı. Arkasında onlarca art-görüntü bırakırken mızrağını binlerce kez savuran Catherine oraya toplanan herkesin arkasında belirdikten sonra yaşlı adamın dört uzvu kesilmiş ve geri kalan herkesin vücutları tek seferde toza dönüşmüştü.

 

“B-bu-” “Alpras, Silleverde, Catherine ile birlikte dünyadaki diğer öğrencileri ve varlıkları öldürmeye devam edin. Tüm değerli şeyleri bulun ve İlk Küçük Cehennem’e aktarın. Ben bu yaşlı adamdan bir şeyler çıkaracağım.” Paul iyileşemeyen yaşlı adamın yanına doğru yaklaşırken Alpras ve Silleverde Catherine ile birlikte bölgeden ayrılmışlardı. Silleverde ayrılmadan önce Paul’e bir bakış atmış ve onun yaşlı adamın vücudunu çevirip sırtını açtığını görmüştü. O anda istese de hareket edemeyen, hatta intihar bile edemeyen yaşlı adam kurban edilmeye hazır bir koyun gibi görünüyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46883 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr