1.Bölüm - Huang Xia
Bu gün norm şehrinde bulunan huang klanında, oldukça büyük bir hareketlilik vardı. Güzel giyinmiş hizmetçiler, etrafta koşuştururken oldukça telaşlı görünüyolardı. Bu sırada oldukça büyük bir avluda pembe yapraklı ve 3-4 metre boyutunda bir kiraz ağacı vardı. Cennetten çıkmış gibi duran bu ağacın dalları tüm avluyu kaplıyor ve oldukça ihtişamlı bir görüntü oluşturuyordu. Bu kiraz ağacının dallarından birinde, 7 yaşlarında görünen ufak bir çocuk vardı. Dalın ağacın gövdesiyle bitiştiği yere uzanmış ve sırıtan suratıyla aşağıda onu arıyan hizmetçi kadını izlerken oldukça eğleniyor gibi görünüyordu.
''3.Genç efendi Xia! 3.Genç efendi Xia! çabuk ortaya çıkın. Genç efendiler arası yarışma başlamak üzere!. Kadın bağırarak avluda koşuştururken çaresiz bir şekilde, ağaçta uzanan çocuğu arıyordu.
Bu ağaçta uzanan ve sırıtan çocuk aslında, huang ailesinin 3.kıdemlisi Huang Tao'nun oğlu Huang Xia'ydı. Genç efendi Xia her zaman diğer genç efendilere göre oldukça haylaz ve umursamaz olmuştu. Bu gün kimin kutsal göle girip, oldukça büyük bir avantaj elde edeceğini belirlemek için, her 5 senede yapılan bir yarışmanın, yapılacağı gündü. Fakat bu çocuk hala bir ağaçta uzanarak vakit geçiriyordu.
Genç hizmetçi kadın, Genç efendi Xia'yı ararken tekrar tekrar bağırıyordu ve saklanması ihtimal olan her yeri kolaçan ediyordu. Bir kaç dakika sonra kadın sonunda yorulmuş bir şekilde soluklanmak için durdu.Biraz nefeslendikten sonra, en sonunda pes etmiş bir ifadeyle konuşmaya başladı.
''Madem öyle 3.genç efendi, bende bundan sonra 1.genç efendiye hizmet etmek için 3.kidemliyle konuşmaya gidiyorum!.'' Kadın sahte bir sinir ifadesiyle bağırırken içten içe gülümsedi. hizmetçinin aslında böyle bir niyeti yoktu ve asla 3.genç efendiyi bırakmazdı. Sadece genç efendiyi ortaya çıkarmak için, böyle sinsi bir yönteme baş vurmuştu.
Genç efendi Xia'nın sırıtışı yavaş yavaş kaybolurken, yerini bir bezmişlik ifadesi aldı. Bu hizmetçi o doğduğundan beri ona bakıcılık yapan kadındı. Xia doğduğunda bu kadın 20 yaşındayken şimdi çoktan 27 yaşında gelmişti. Adı hita olan bu kadın, Xia için gerçekten önemli bir yere sahipti ve babasından sonra en sevdiği insandı.
Xia bir maymun gibi ağaçtan inerken oldukça hızlıydı. Sonuçta bu ağaç 3 yaşından beri en sevdiği saklanma yeriydi. Ne zaman kafası bozulsa veya sinirlense bu ağaca tırmanırdı. Hem bu ağaç babası 3.kıdemlinin avlusunda bulunduğundan kimse onu rahatsız edemezdi. Bu da bu ağacın en sevdiği saklanma yeri olmasında, önemli rol oynayan şeylerden biriydi. Başlarda çoğu vakit düşüp bi yerlerini yaralardı ama şimdi çoktan tırmanmada ustalaşmıştı.
Xia kadının görüş mesafesine girdiğinde, kadın en sonunda rahatlamıştı. Yüzünde beliren gülümsemeyle Xia'ya seslendi. ''Sonunda ortaya çıktınız 3.genç efendi yoksa belkide çoktan 1.genç efendinin çalışanlarından biri olmuştum.'' Kadın konuşmayı bitirdikten sonra yüzündeki gülümseme iyice genişlemişti.
Xia kalan son bir metreyi atlayarak geçti ve gülümseyerek ona bakan hita'ya somurtarak cevap verdi. ''Hita bu son kartın her zaman beni çaresiz bırakıyor. Neyse bu seferlik senin hatrına şu lanet yarışmaya hazırlanacağım.''
Hita şu an karşısında duran ve somurtan Xia'ya bakarken kıkırdamasına engel olamadı. Siyah saçları omuzuna kadar gelen bu siyah gözlü tatlı çocuk Hita için bu dünyadaki en önemli şeydi. 20 yaşında, Xia'ya hizmet etmesi için kıdemli Huang Tao tarafından baş hizmetçi olarak seçildiğinden beri, bu çocuk her zaman onun için en önemli kişi olmuştu.
Hita, Xia'nın yanına gelip saçlarını karıştırırken seslendi. ''Hadi acele edelim Genç efendi, 3.kıdemli sizi sarı gök malikanesinde bekliyor. Yarışma 30 dakika içinde başlıyacakmış ve size söylemesi gereken önemli şeyler varmış.'' Hita konuştuktan sonra elini Xia'nın saçlarından çekip yürümesini ister gibi bir ifadeyle ona baktı.
Xia ağır bir şekilde soluk alırken, hiç bir şey söylemeden yavaşça avlunun çıkışındaki köprüye doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı. Hitada hemen peşinden geliyordu.
Avludan çıktıktan sonra doğruca avlunun bağlı olduğu yolun sonundaki malikeneye doğru yürüdü. Bu malikene oldukça ihtişamlı gözüküyordu. 15 metreye ulaşan bu malikanenin neredeyse %50'si kırmızı bir yeşimden yapılmıştı ve bu sepeble malikane soluk bir ışık yayıyordu. Ayrıca bu malikanenin en göze çarpan yeri kapının üstünde duran dev tabelaydı. Bu tabelada altın harflerle işlenmiş bir şekilde, Sarı Gök yazıyordu.
''Genç efendi Xia, Ben sizi burda bekliyor olacağım, kıdemli Huang Tao sizinle yalnız görüşmek istediğini söylemişti.'' Hita kapıya vardıklarında Xia'ya seslendi ve yürümeyi kesti.
Xia arkasını dönüp Hita'ya bir bakış attıktan sonra hızı bir şekilde malikanenin içine girdi. Hita'nın yüzünde Xia gittikten sonra endişeli bir ifade oluşmuştu. Kendi kendine söylenirken etrafta volta atmaya başlamıştı.
''Genç efendi Xia hala olayın ciddeyetini kavrayamamış gibi gözüküyor. Bu yarışma her ne kadar kutsal göle girmek amacıyla yapılsada, sıradaki tarikat liderini belirlemede büyük rol oynuyor. Ayrıca 2.kıdemli huang yuan'ın oğlu, 2.genç efendi Huang li'nin çoktan ateş tipi bir, 1.seviye kanlı panter ruhu arıttığı ve onla birleştiği haberi çoktan tüm klana yayıldı. Genç efendi Xia ise bir canavar ruhuyla birleşmek şöyle dursun daha bir temel çekirdeğe bile sahip değil! Bu yarışma gerçekten zorlu geçecek. Ayrıca 1.genç efendi ve 4.genç efendi de küçümsenemeyecek kadar güçlüler.''
Hita dışarda volta atmaya devam ederken Xia çoktan üst katın merdivenlerinden çıkmış ve küçük bir odanın içine girmişti. Bu oda oldukça sade birkaç koltuk ve birkaç masadan oluşuyordu. Burası Xia'nın babası, 3.kidemli Huang Tao'nun dinlenme odasıydı. İçerde ki basit tahta koltukta 30'larında gözüken yakışıklı bir adam oturuyordu. Oldukça yapılı ve canlılık dolu gözüken bu adam aynı Xia gibi siyah saçlara ve siyah gözlere sahipti. beyaz bir cübbe giyiyordu. Cübbesine işlenmiş 4 adet altın bulut onun bu klandaki 4 kıdemliden biri olduğunu belirtiyordu. Bu adam Xia'nın babası, ayrıca tarikatın 3.kıdemlisi Huang Tao'ydu.
Xia içerdeki adamı gördükten sonra ellerini birleştirip saygılı bir şekilde konuşutu. ''Huang Xia, babasını selamlıyor.''
Huang Tao, Xia'nın selamına bir baş sallamayla karşılık verdi ve oturması için karşıdaki bir koltuğa işaret etti.
Xia koltuğa oturduktan sonra meraklı bir ifadeyle sordu. ''Baba, Hitadan duyduğuma göre beni özel bir mesele için çağırmışsın?''.
Huang Tao, ne düşündüğü anlaşılmayacak bir ifadeyle Xİa'ya bakıyordu.Yavaş bir iç çekişle konuşmaya başladı. ''Xia bu yarışma hakkında hala çoğu şeyi anlamadığını düşünüyorum. Diğer kıdemlilerin oğulları son 3 aydır deli gibi yarışmaya hazırlanırken sen aylak aylak dolaşmakla yetindin.'' Bunları söylerken gözlerinde hafif bir kızgınlık belirtisi oluştu ve hafifçe soludu.
Xia babasının çoktan kendisini bu konu hakkında konuşmak için çağırdığını anlamıştı. Fakat bu yarışma onun için çok önemli değildi. Aslında içten içe bir sonraki klan lideri olmak veya kutsal göle girmek, onun için kendini yormak isteyeceği şeyler değillerdi. 5 yaşından beri babası onu her zaman kutsal göle girme hakkını kazanması için zorluyordu. Hatta bu konunun bir sonraki tarikat lideri olmaktan bile çok daha önemli olduğunu söylemişti. Bu kutsal göl, ilk klan lideri, kurucu ata Huang zo'nun bıraktığı bir yerdi. Sadece 5 yılda bir açılır ve bir kişi girebilirdi. Bu göl oldukça gizemliydi ve bu gölün bu kadar değerli sayılmasını sağlayan özellik, içine giren kişiye özel bir canavar ruhu bahşetmesiydi.
Canavar ruhları her yetişimcinin bir temel çekirdek oluşturduktan sonra elde edebileceği bir şeydi. Canavarlar yetişimcilere benzer bir şekilde gelişim yapan varlıklardı. Bu canavarlar güçlerine göre seviyelere ve ruhlarına göre sınıflara ayrılıyordu. Seviyeler yetişimci dünyasının seviyelerine karşılık gelecek şekilde 1-10 arasında ayrılmışdı. Sınıflarsa ateş, su, toprak, elektrik, ışık, karanlık ve iblis olarak ayrılmıştı. Bu 7 sınıf canavardan 6 sınıfı yetişimciler tarafından canavar ruhu oluşturmak için kullanılabilirdi fakat iblis sınıfı canavarlar sadece şeytani yola sapmış yetişimciler tarafından kullanılıyordu.
Canavar ruhu üç şekilde elde edilebilirdi. İlk yöntemin adı ruh arıtmaydı. bu yöntem canavar ruhunun arıtılıp yetişimci tarafından özümsenmesi şeklindeydi. Bu yöntem canavarın ruhunu en kolay elde etme yöntemiydi. Bu yöntemle elde edilen canavar ruhları benliklerini kaybedip yetişimciye güç veren bir özelliğe dönüşürlerdi. İkinci yöntemin adı ise ruh birleştirmeydi. Birinci yönteme nazaran çok daha zordu. Bu yöntem canavarın ruhunu kendi isteğiyle yetişimciye vermesi şeklindeydi. Bir canavar yetişimciye kendi isteğiyle bağlandıktan sonra bir ruh yoldaşı olur ve bilinci kaybolmazdı. Fakat bu canavarlar bağlandıkları yetişimciye asla karşı çıkamaz ve itaatsizlik edemezlerdi. Bu yüzden bu yöntemi uygulamak basitçe çok zordu. Sonuçta kimse durup dururken birinin kölesi olmak istemezdi. Ama bu yöntem yetişimciyi birinci yönteme kıyasla çok daha fazla güçlendirirdi. Örnek vermek gerekirse temel çekirdek oluşturmuş ve ruh arıtarak bir canavar ruhu kazanmış bir yetişimci, ruh birleştirmeyle ruh canavarı kazanmış bir yetişimciden neredeyse 2 kat daha güçsüzdü. Son yöntem ise ruh mirasıydı. Bu yöntem tüm yetişimcilerin hayaliydi. Antik lord seviyesine ulaşan bir yetişimci öldükten sonra topladığı ruh canavarlarını sonraki nesle bırakmak için ruhundaki bilinci silip kendini bir nesneye veya bir yere bağlayabilirdi. Bu yöntemin çok özel olmasının sebebi miras alınarak kazanılabilecek canavar ruhunun yetişimcinin seviyesinden çok daha yüksek olma ihtimaline sahip olmasıydı.
İşte huang klanındaki kutsal gölde bir miras yeriydi. Efsanelere göre Huang klanının 11 liderinden, 4'ü antik lord seviyesine ulaşmış ve bu göle canavar ruhlarını miras bırakmışlardı. Sadece bu bile gölün kutsal bir hazine değerinde olması için yeterliydi. Fakat asıl şok edici şey ilk atanın kutsal bilgin alemine ulaşıp 6. ruh canavarını ele geçirmiş olmasıydı.
Antik lord alemi huang klanının bulunduğu beyaz ağaç ülkesinde bile bir güç merkezi olarak sayılabilirdi. Fakat antik lorddan sonra gelen kutsal bilgin alemi antik lord aleminden çok daha güçlüydü. Bunun en büyük sebebi antik bilgin seviyesine ulaşan birinin 6.ruh canavarını alabilmesiydi. 6.ruh canavarının bu kadar özel olmasının sebebi ilk beş canavar için seviye sınırı sadece yediyken. 6.ruh canavarının bir 8.seviye canavar olabilmesiydi. 8 seviye canavarlar, metruk canavar olarak adlandırılırdı ve tek başlarına bir şehiri veya krallığı yıkabilecek kadar güçlü varlıklardı.
Bu bahsi geçen kurucu atanın 6.ruh canavarı, klanın simgesi olan renkli gök kartalıydı. Bu ruh canavarı şu ana kadar kimse tarafından miras alınamamıştı. Xia'nın babasının onu o kadar zorlamasının sebebi bu gölden bir ruh canavarı almasını istemesiydi.
Xia umursamaz gözlerle babasına bakarken oldukça sakindi.
''Baba sende biliyorsunki küçüklüğümden beri yetişimde diğer genç efendilerin çok gerisindeydim hazırlansam bile neyi değiştirebilirimki. Hem bir ruh canavarı elde etmek için bir temel çekirdeğim bile yok.'' Xia cümlesinin sonuna doğru babasının dahada sinirlendiğini görünce iyice sesini alçaltmıştı. Çünkü babasının sinirli halinden oldukça korkuyordu. En son kutsal kılıç tapınağından bir kılıç çalıp, onla oynarken kendini yaraladığında, babasından yediği dayağı hala aklından çıkaramamıştı.
Babası sinirli bir şekilde homurdanıp cevap verdi. ''Küçük velet yetişiminin sadece temel arıtma 2 de olmasının sebebi yetişim yapmakda çok gevşek olmandan kaynaklanıyor! Diğer genç efendiler çoktan sana büyük bir fark attılar ama sen sadece şu kılıçlara ilgi duyuyorsun. Kılıçlar cidden yetişimciler için bir güç kaynağı olsalarda bir ruh canavarı elde etmek çok daha önemlidir. Eğer bir ruh canavarın yoksa karşındaki rakibine karşı sadece kılıçla savaşmak çok daha zordur!'' Huang Tao bunları söylerken sinirir tavan yapmıştı. Bu çocuğu adam etmek için küçükten beri çok uğraşıyordu fakat onun taktığı tek şey kılıçlardı.
Xia daha 4 yaşındayken kılıçlara zaafı başlamıştı. Her zaman kılıç sanatları öğrenme isteğiyle yanıp tutuşuyordu. Bu isteğin yanında kutsal göle girip bir ruh canavarı mirası almak bir hiçti. Xia büyüdüğünde büyük bir kılıç azizi olmayı kafasına koymuştu.
''Baba bana bir keresinde her yetişimcinin kendi yolunu takip edip, kendi geleceğini oluşturması gerektiğini söylemiştin. Ben de senin dediğini yerine getiriyorum benim yürümek istediğim yol bir kılıç ustası olma yolu. Bu konuda beni daha fazla zorlamanı istemiyorum. Yetişimim konusuna gelirsek 3 yıl içinde temel oluşturmaya ulaşacağım konusunda söz veriyorum.'' Xia babasının öfkesinden korksada içindekileri söylemeden edemedi. Bunları söylerken siyah gözleri bir kılıç kadar keskin ve kararlı görünüyordu.
Huang Tao oğlunun bu halini görünce iç çekip ayağa kalktı. Bu konuda daha fazla konuşmanın gereksiz olduğunu düşünüyordu.
Huang tao'nun ayağa kalkmasıyla eş zamanlı bir şekilde tüm huang klanında duyulacak kadar yüksek bir ses duyuldu.
''Tüm klanın dikkatine yarışma 15 dakika içinde başlayacaktır. Korumalar ve görevli askerler hariç herkesin göksel kartal vadisine gelmesi zorunludur''
Bu ses yarışmanın başlamak üzere olduğunun bir işaretiydi.
***
NOT: İlk ve tek bölümün sonuna geldik. İnşallah güzel bir başlangıç olmuştur (ilk yazışım ve acemi olduğum göz önüne alınınca) Bir çok hata olması muhtemel bu yüzden değerlendirme ve tavsiyelerinizi esirgemeyin. Okuduğunuz için teşekkürler!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..