Bölüm 4: Simya Tanrı'sı

avatar
571 6

Katliam Mirası - Bölüm 4: Simya Tanrı'sı



  Davis bir süre daha uzandı. Beckley Ailesini bu şekilde bırakacak değildi. İçinde bir hırs ile öldürme niyeti parladı. Büyük salondan büyük bir gülümseme ile çıktı.



  O sırada Winter aile reisi Millard Winter'ın odasında 2 kişi tartışıyordu.


"Baba, Beckley'ler fazla olmaya başladı! Bir dünya aşama komutanımız ve bakanımız suikasta uğradı! Böyle devam ederse insanlar ailemizin korktuğunu düşünecek! Ne zaman harekete geçmeliyiz!"


Beyaz sakallı yüzü yaralarla kaplı adam eli çenesinde düşünüyordu." Keskin Rüzgar ne durumda?" dedi. Sakin görünüyordu. Ne düşündüğü anlaşılmıyordu.


" Keskin Rüzgar'ın başını tanıyorum. Siyasetten nefret eder. Hele siyasi amaçlar için kullanılmaktan. Beckley'lere yanaşacağını zannetmiyorum"


" O zaman endişelenmemiz gereken arkalarında ki destekçi kim olduklarını bulabildiniz mi?!"

 

Adam yüzü düştü. Kaç aydır suikastleri araştırıyordu ama en ufak bir iz bulamamıştı. Gölge gibiydiler. Bir iz bulabilrn adamları rapor bile veremeden kayboluyordu. Daha önce hiç bu şekilde ezilmemişti. İpin ucunu tuttuğu gibi kayıyordu elinden. 


Adam bozuntuya vermedi. "Evelyn ne durumda" 


Evelyn deyince adam gururlanmış gibiydi. "1 yıla ihtiyacı olduğunu söyledi. Son raporunda Dünya aşamasına ulaşmış. Beckley piçinin hala zirve aşama insan olduğunu duydum." 


Evelyn Winter, aile reisinin torunuydu. Tam bir dahiydi. Hem ekiminde hem de orduyu  yönetmekte son derece yetenekliydi. Daha 20 yaşında generel rütbesinr çıkmıştı. Winter ailesinin gelecek nesli onunla yükselecekti. 


"HAHAHAHA! Ailemiz bu badireyi atlattığı takdirde hayatta yıkılmayız." yaşlı beyaz sakallı adamın morali yerine gelmiş gibiydi. 


"Suikastçileri araştırmayı durdur. Daha fazla adam kaybedemeyiz. Yakında top yekün bir savaşa hazırlanın. Şimdi çıkabilirsin" dedi yaşlı adam otoriter bir şekilde. 


Adam babasının bir planı olduğunu hissetti. Gülümseme ile çıktı odadan. 


2 gün sonra gece vakti bir ara sokakta Davis bir cesedin yanında gözleri kapalı oturuyordu. Bu 2 gün boyunca uyumamıştı. Geceleri ara sokaklarda dolanıyordu. Yeni doğan aşamasında ki 4 kişiyi öldürmüştü. Yeni doğan aşamasına geçebilmek için fazlasıyla yeterliydi. Dünden beri topladığı Ki'yi arıtmaya çalışıyordu. 


Yaklaşık yarım saat sonra bir gülümseme ile açtı gözlerini orta aşama bir yeni doğan. Muhtemelen 2 gün önceki 4 kişinin 3 ünü halledebilirdi. Bu sefer ki ödüller biraz garipti. Her hangi  bir teknik bulunmasa da. Garip bir yüzük almıştı. Yeni doğan aşamasını kırdığı sırada göğsünde ki mühürden avcuna doğru kan akmaya başladı. Kan kendi kendine yüzük şeklini aldı ve Davis'in sağ yüzük parmağına girdi. Şu an istese de çıkmıyordu. Yüzüğün içine bakmaya karar verdi. 


Yüzüğün içinde ki bir alan sisle kaplıydı. Gizemli ve ölümcül bir aura sızıyordu. Diğer tarafta 2 kitap duruyordu. Birinde Alevli Arıtım Tekniği yazıyordu. Açtı ve okumaya başladı. İlk sayfasında 'Aptallar ve zamanı olmayanlar için en basit simya tekniğidir' yazıyordu. Davis'in gözleri parladı ve heyecanla kitabı okumaya başladı. Tam ihtiyacı olan şeyi bulmuştu. Tam kitabı kapatmak üzereyken gözüne küçük imzalı bir cümle takıldı. "Simya Tanrısı'ndan" . Davis bu tekniği bulabileceksiniz her hangi birinin normal olmayacağını biliyordu ama Simya Tanrısı nasıl bir figürdü. Davis heyecanla yanında ki kitaba baktı. Basit bir "Hap Tarifi" yazısı gördü. Gördüklerindrn sonra yalnızca basit bir "Hap Tarifi" olmayacağını hissediyordu. Kitabı açıp okumaya başlayınca gerçekten de basit olmadığını anladı. Hapların etkilerini okunduktan sonra gelecekte olacakları hayal etmeden duramıyordu. 


Boş durmamaya karar verdi. Paraya ihtiyacı vardı. Ne kazan alacak parası ne de bitki alacak parası vardı. Yüzüğün içinden mutlu bir şekilde ayrıldı. Kitaplara o kadar dalmıştı ki neredeyse şafak oluyordu. Birisi onu bu şekilde görmediği için şanslıydı. 


Önce hana gidip 2 günün yorgunluğunu atmaya karar verdi. Sonrasında intikam almaya başlama vaktiydi. Keskin Rüzgar Salonu'nda adamların isimlerini öğrenmişti. Yükselmek amacıyla Beckley Ailesi'ne katılmışlardı. Önemli bir başarı elde edebilirlerse ödüllendirilmek istiyorlardı. 


Sonunda ertesi gece, 2 katlı bir binanın tepesinde gözleri kapalı oturuyordu. 2 kişinin sesini duyunca gözleri yavaş yavaş açıldı. En uygun anı bekleyen leopar gibi bekliyordu. 


"Hey, duydun mu? Beckley'ler, Winter ailesinin Dünya aşama uzmanını öldürene Beyaz Nilüfer Sapı veriyormuş." 


"Ne Beyaz Nilüfer Sapı mı? Beckley Ailesi fazla bonkör olmadı mı? Bu kadar kaynağı nerden buluyorlar dersin?" 


Davis'in yumruğu tam adamın yüzünün 2 karış önünde durduruldu. Adam konuşmayı bitirdiği anda hisleri alarm verdi. Ani bir refleks ile Davis'in yumruğunu durdurdu. Kolu birden hissizleşti. Kolunu oynatamıyordu. Sağ koluna baktığı sırada neler olduğunu anladı. Yumruğu durdurmuştu ama kolu yoktu. Kolunun her hangi bir parçası görülmüyordu. Yüzü acı içinde buruştu. Karşısında kızıl gözlü devasa bir iblis dikiliyordu sanki. Kızıl gözlere bakınca hareket etmeye cesaret edemedi. Sanki kaçmaya çalışırsa gökten ilahi bir ateş onu küle çevirecekmiş gibi hissediyordu. 


İblis gözlü adam birden konuştu. "Bana, Beckley Ailesi hakkında ne biliyorsan anlat" sesini duyduğu gibi adam kendi kendine konuştu. Düşük ekimi nedeniyle bildiği sınırlı bilginin hepsini öttü. İblis benzeri adam memnum olmamış gibiydi. Ani bir yumrukla adamın kafasını patlattı. 


İblis gözlü adam Davis'ti. Öldürdüklerinin saklama yüzüklerini aldı ve hiç yokmuş gibi kayboldu. 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46906 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr