King of Gods - Bölüm 487: Mezar Kazısı

---

Çeviri: Donovan Düzenleme: Sajapyu

 

Yüz Lanetli Mezar Bölgesinin içinde, Zhao Feng kemik yığınının üstüne oturmuş ve Yuan Qi’sini yeniliyordu.

 

Güçlü zihinsel enerjisinden dolayı, Gerçek Ruh Kaynağı yarım gün içerisinde yenilenmişti ve aslında hatta öncekine göre daha güçlüydü.

 

Bunla karşılaştırılınca, göz soyu gücünün yenilenme hızı çok daha yavaştı.

 

“Silah gölgesini kullanmayı sürdürmek soyumdan çok güç alıyor. Birkaç günlük dinlenmeyle yenilenecek gibi gözükmüyor.”

 

Zhao Feng gözünü kapadı ve vücudunun içindeki Buz İmparatorluk Mızrağını hissetti.

 

Buz İmparatorluk Mızrağının şu anki hali özeldi; uyuyordu. Üstelik, her Yeryüzü Sınıf item suya dönüşüp vücutla birleşemezdi.

 

Buz İmparatorluk Mızrağının uzmanlığından dolayı, bu sıvı biçimi başlıca Suyun Kanunları ile alakalıydı.

 

Bundan dolayı Zhao Feng Buz İmparatorluk Mızrağının gücü ve aurasının bir tutamını kullanabiliyordu. Gerçek bir Hükümdar bile Buz İmparatorluk Mızrağını kontrol edemezdi.

 

Yeryüzü Sınıf silahlar tıpkı diğer her şey gibi derecelere ayrılıyordu ve Mor Aziz Kısmi Ruhunun elinde Buz İmparatorluk Mızrağı olması, onun kesinlikle sıradan bir Yeryüzü Sınıf silah olmadığı anlamına geliyordu.

 

İki gün sonra, Zhao Feng’in göz soyu gücünün çoğu yenilenmişti.

 

Öte yandan, iskelet Bölüm Lideri hala yerde yatıyordu ve iyileşmek için yavaşça Yüz Lanetli Mezar Bölgesindeki ölüm havasını özümsüyordu.

 

“Çok yavaş.”

 

Zhao Feng’in kaşları çatılmıştı.

 

Gök Kubbe Ülkesine geri dönmesi gerekti.

 

İskelet Bölüm Lideri acı bir tonla konuştu, “Hepiniz tarafından parçalara ayrıldım ve yaşam gücümü kullanmak zorunda kaldım. normal durumlarda tamamen iyileşmek için en azından bir veya iki seneye ihtiyacım olurdu ama Yüz Lanetli Mezar Bölgesinde kat kat daha hızlı iyileşebilirim.”

 

Zhao Feng Tanrının Ruhani Gözünü açtı ve iskelet Bölüm Liderinin durumunu inceledi.

 

İskelet Bölüm Liderinin vücudu inanılmaz bir şekilde sertti ve Çekirdek Köken Aleminin altında olan neredeyse her saldırıya dayanabilirdi.

 

Ancak, kemikleri kırıldığında, iyileşmesi inanılmaz bir şekilde yavaş olacaktı.

 

“Sana on gün daha vereceğim.”

 

Zhao Feng, iskelet Bölüm Liderinin kemiklerinin birleşmesi için on günün yeterli olacağını tahmin etti.

 

Ayrıca Zhao Feng küçük hırsız kediye kırık eli geri vermesini söyledi.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedi isteksiz bir şekilde kolu ve altın gümüş kırbacı iskelet Bölüm Liderine geri verdi.

 

Ne de olsa, iskelet Bölüm Lideri, Zhao Feng’in kölesiydi ve ne kadar güçlü olursa o kadar işe yarar olacaktı.

 

Zhao Feng bir damla Hayat İksirini çıkarmadan önce sessizdi.

 

Damlayı görünce iskelet Bölüm Liderinin gözleri anında parlamıştı.

 

“Hayat İksiri gibi efsanevi bir iteme sahip olacağını düşünmemiştim. İksir kemiklerimi iyileştiremese de, yaşam temelimi yenileyebilir ve o iyileştiğinde de, genel iyileşme hızım yükselir.”

 

Hayat İksirini alırken iskelet Bölüm Lideri aşırı bir şekilde neşelenmişti.

 

Bir süre sonra aurası yükselmeye başladı.

 

Zhao Feng kafasını salladı. Eğer bu devam ederse, iskelet Bölüm Liderinin yaraları yarım sene içerisinde iyileşecek ve hatta daha güçlü olacaktı.

 

Bu süreç içerisinde, Zhao Feng, Yüz Lanetli Mezar Bölgesinde yürümeye başladı.

 

Geniş mezarlar Zhao Feng’in dikkatini çekti. Zhao Feng ve küçük hırsız kedi tam merkezdeki sunak benzeri yere gelmişti ve hala bunun ne olduğu hakkında meraklıydılar.

 

Zhao Feng’in bakışları iskelet Bölüm Liderine döndü. Belki de bu Kızıl Ay Şeytani Mezhebinin üst kademe üyesi birkaç sır biliyordu.

 

“Bu dışarıya giden bir ışınlanma kürsüsü, birkaç yüz yıl önce Patrik ve bazı diğerleriyle yapılmıştı. Kıtadaki tüm kaynaklara sahip olmamıza rağmen yine de yapması zordu.”

 

İskelet Bölüm Liderinin sesi alçaktı.

 

Dışarıya giden ışınlanma kürsüsü.

 

Zhao Feng’in kalbi hafifçe yerinden oynadı. Düzenekler hakkında biraz bilgisi vardı ve buraya ilk geldiğinde birkaç tahmine sahipti ama bunun Azur Çiçek Kıtasının dışındaki bölgelere bağlı olduğunu beklememişti.

 

“Bu benim Azur Çiçek Kıtasından ayrılıp diğer bölgelere gidebileceğim anlamına mı geliyor?”

 

Zhao Feng artık eski zamanlardaki kuyudaki kurbağa değildi.

 

Önceden iki yıldız tarikatların dahileriyle savaşmışlığı vardı ve dış dünya hakkında yeterli bir bilgiye sahipti.

 

“Eğer birkaç yüzyıl önce olsaydı, evet ama buradaki ışınlanma kürsüsü o zamanki savaşta zarar gördü ve uzun zamandan beri kullanılmıyor. Söylemesi zor…”

 

İskelet Bölüm Lideri iç çekti ve kafasını salladı.

 

Açıkça kürsünün işe yarayıp yaramayacağını bilmiyordu.

 

Zhao Feng kafasını salladı ve bölgeyi incelemeye başladı.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedinin gözleri bir öne bir arkaya giderken figürü yakınlarda bir oradan bir buraya atılıyordu.

 

Odaya tekrar girdiklerinde, boştu.

 

Zhao Feng’in ellerinde, şu ana kadar anlamadığı kelimeler içeren bir parşömen belirdi, “Üç Aziz Sarayı, Toz Bölgesinde kımıldayamaz hale geldi. Son günlerde bir çok Tek Yıldızlı Grubu bile cezbederek neredeyse “Yüz Mezarın Lanetini” kırmak üzere.Şimdi ise Işınlanma Düzeneğinin enerjisi tükendi...Bu Astınız ilk önce ayrılacak…”

 

Zhao Feng’in tahminleri vardı.

 

Bu ışınlanma düzeneğinin dış güçlerin yardımıyla yaratıldığını analiz etmek zor değildi. Ayrıca iskelet Bölüm Lideri bu kıtadaki kaynakların onu yaratamayacağını söylemişti.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedi uzak olmayan bir yeri kazmaya başladı.

 

Weng~~

 

Güçlü görünmez lanet küçük hırsız kediye doğru atılırken Yüz Lanetli Mezar Bölgesinin tamamı sallanmaya başladı.

 

Lanetin gücü normalden on kat daha güçlüydü ve Zhao Feng ile iskelet Bölüm Lideri bile etkilenmişti.

 

“Dur, orası Yüz Lanetli Mezar Bölgesi lanetinin kaynağı!”

 

Küçük hırsız kediyi durdurmaya çalışan iskelet Bölüm Liderinin yüz ifadesi çarpıcı bir şekilde değişmişti.

 

Gaddarlığına meydan okuyarak, küçük hırsız kedinin hareketleri Yüz Lanetli Mezar Bölgesine doğru inanılmaz bir şekilde saygısızdı.

 

İyi değil!

 

Zhao Feng’in Tanrının Ruhani gözü küçük hırsız kediye doğru atılan görünmez lanet gücünün izini gördü.

 

Shua!

 

Zhao Feng Tanrının Ruhani Gözünü deveran etti ve küçük hırsız kediye doğru bir tutam kadim aura yolladı.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedi gülümsedi ve gizemli siyah hançeri çıkarmadan önce havada takla attı.

 

Siyah hançer her hareketiyle bulanıklıklar yaratıyordu, lanetin görünmez gücü bir anda değişmişti.

 

Wu~

 

Gizemli hançer titriyordu ve sanki soğuk, kulak tırmalayıcı tonlarda hırıldayan karanlıkla parlıyor gibi gözüküyordu.

 

O anda, hayal edilemez gizemli bir güç belirdi ve gündüzü geceye dönüştürdü.

 

Bu bölgedeki tüm lanet gücü yaklaştığında tiz bir sesle bağırıp kayboluyordu.

 

“Gece? Doğanın kanunlarını değiştirmek mi? Yoksa o hançer Suikast Dao’sunun efsanevi bir itemi mi?”

 

İskelet Bölüm Liderinin ağzı apaçık kalmıştı ve o bile neler olduğunu söyleyemiyordu.

 

Miyav miyav!

 

Bunun sonrasında küçük hırsız kedi yere hançeri sapladı ve kazmaya devam ederken bir kürek olarak kullandı.

 

Hem Zhao Feng hem de iskelet Bölüm Lideri sersemlemişti.

 

“Bu kedinin geçmişi ne? Nasıl bu zekasıyla Zhao Feng’e itaat etmeye istekli olabilir?”

 

İskelet Bölüm Lideri küçük hırsız kediyi anlayamıyordu. İçgüdüsel olarak bu küçük hırsız kedinin sayısız senelerce yaşamış bir tilki olduğunu ve ondan bile daha fazla şey bildiğini düşündü.

 

Shua!

 

O an, Zhao Feng küçük hırsız kedinin yanına geldi.

 

Tanrının Ruhani Gözü ve gizemli hançerin aurası hayaletler ve tanrıların bile geri çekilmesine sebep olabilirdi.

 

Wu~

 

Gizemli hançer Tanrının Ruhani Gözünü sezmiş gibiydi ve hafifçe uğuldanmıştı. Zhao Feng’i reddetmiş gibi gözükmüyordu ama yine de ona karşı dikkatliydi.

 

“Bu hançer Buz İmparatorluk Mızrağından bile daha gizemli olabilir.”

 

Zhao Feng kalbinin içinde tahmin etti.

 

Mor Aziz Hazine Sarayında, küçük hırsız kedi bu hançeri sonunda elde edebilmek için sayısız yöntem kullanmıştı ve Zhao Feng hala Mor Aziz Kısmi Ruhunun korku ve paniğini hatırlıyordu.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedi kötücül bir şekilde güldü ve Zhao Feng’in yardım etmesi için işaret etti.

 

Tamam.

 

Zhao Feng omuzlarını silkti ve bir silah çıkarıp o da kazmaya başladı.

 

“Nasıl… Nasıl bu kadar utanmaz olabilirsiniz?”

 

İskelet Bölüm Lideri şok olmuştu ama sonra o da kalkıp kazmaya çalıştı. Ancak, kemikleri daha tamamen iyileşmediği için yapamamıştı, bundan dolayı kedi ve insanın şevkle kazmalarını sadece izleyebiliyordu.

 

Tok! Tok!

 

Çok geçmeden bir mezar kazılmıştı, içinde kristal siyah bir tabut vardı.

 

“Bu Mistik Yin’in Gökyüzü ile Yeryüzü havasını içeren, Mistik Yin Siyah Kristal Taşlarından yapılmış bir tabut. Bunlar uzun zamandan beri kıtada tükenmiş bir halde ve dış bölgelerde bile nadirler.”

 

İskelet Bölüm Lideri bu Mistik Yin Siyah Kristal Taşlarının lanetler için bir enerji kaynağı olduğunu biliyordu.

 

İçeriye yakınca bakınca, güçlü bir aura yayan ve oldukça güzel bir şekilde muhafaza edilmiş bir iskelet görünebiliyordu.

 

“İlginç. Kemiklerden gelen bu aura bu kadar seneden sonra dağılmamış ve hala geriye kalan ruh aurası var. Bu Mistik Yin Siyah Kristal Taşlarından dolayı mı?”

 

Zhao Feng çok meraklıydı. Tanrının Ruhani Gözüyle, bu kemiklerin kendi hayalet cesetlerine benzer bir auraya sahip olduğunu görebiliyordu.

 

Al!

 

Zhao Feng’in elinde gri bir sis yayan ve kemikleri alan siyah bir inci belirdi.

 

“Hassiktir, bunlar Gerçek Lord Derecesi hayalet cesedi materyalleri.”

 

Yakındaki iskelet Bölüm Lideri kalbinin içinde isteksiz bir şekilde kükredi.

 

Bu kadar güçlü bir lanet yaratılabilmesi için Yüz Lanetli Mezar Bölgesinin yüz Gerçek Lord Derecesinin vücuduyla yapıldığını biliyordu.

 

“Hehe… Kazmaya devam.”

 

Zhao Feng güldü.

 

Bir vücudu aldıktan sonra On Bin Hayalet İncisinin heyecanını hissedebiliyordu. Sanki “açmış” gibi.

 

Tok! Tok! Tok!

 

Kedi ve insan lanetin gücünü görmezden gelerek kazmaya devam etti.

 

Güçlü vücutlar ardına güçlü vücutların On Bin Hayalet İncisine emildiğini izleyen iskelet Bölüm Liderinin kalbi sarsıldı, “Ne… Bu veletin aklından ne geçiyor? Hayalet cesetlerinden bir ordu mu yaratmak istiyor?”