King of Gods - Bölüm 38: Zhao Han’ın Meydan Okuması

---

 

Çeviri: RassNt

Düzenleme: Berkay Lamba

 

 

Sonunda Zhao Feng'in sırası gelmişti.Dış saha öğrencilerinin birincisi olarak kime meydan okuyacaktı?

 

Sıralamadaki ilk altı kişi dördüncü dereceye ulaşmış kişilerdi.Zhao Linlong beşinci derecenin zirvesindeydi, Zhao Feng'den biraz iyiydi.Kalabalığın beklentileri altında, Zhao Feng yavaşça konuştu: “Pas geçiyorum.”

 

Ne!? Pas mı?

 

“Bu turda birine meydan okuma hakkından vazgeçmen demek, sadece iki meydan okuma hakkın kalması demek.” Hakem şaşkın bir şekilde konuştu.

 

Fakat kurallara göre yarışmacı eğer isterse hakkından vazgeçebilirdi.Zhao Feng'in belli ki bir planı vardı ve pas geçmişti.

 

Onun hedefi ilk üçtü.Bu sadece üç turun ilkiydi.Herkesin gerçek gücünü öğrenmesine gerek yoktu.

 

İkincisi, Zhao Feng ilk önce Zhao Linlong'un gerçek gücünü görmek istiyordu.Zhao Feng ilk üçtekileri küçümsemeye cüret edemezdi, hepsi de beşinci derecedeydi.

 

“Hmph! Hakkından vazgeçtin diye, buna karşı elimden bir şey gelmeyeceğini mi düşünüyorsun…” Üçüncü sıradaki Zhao Han, Zhao Feng'e doğru alaycı bir şekilde baktı.Zhao Feng de onun düşmanca bakışlarını hissetmişti.

 

Turnuvadan önce, Zhao Han ona kolunu kıracağını söylemişti, tıpkı onun Zhao Yijian'a yaptığı gibi.

 

On günün ardından, Zhao Han'ın yetişimi tamamen istikrarlı bir hale gelmişti ve artık İçsel Kuvvetini kontrol altında tutabilirdi.

 

Numara on beş...On dört...On üç…

 

Meydan okuyucular artık daha güçlüydü.İlk on mücadelesi son derece şiddetliydi.Ama genel olarak bu dövüşler yedinci ve onuncu sıra arası için yapılıyordu.Bunun nedeni ilk altı kişinin dördüncü ve daha üst derece yetişimci olmasıydı.Onların yeri sabitti.

 

Kısa bir süre sonra, İlk on belirlendi.Şimdi insanlar ilk beş için hatta ilk üç için yapılacak mücadeleye odaklandı.

 

“Dört numara Zhao Qin'e meydan okuyorum.” Elinde kargısıyla azure elbiseli genç konuştu.Zhao Qin'in Zhao Feng'e verdiği izlenim nazik, sessiz ve sakindi.

 

“Zhao Tun, daha kısa bir süre önce dördüncü dereceye ulaştın ve buna rağmen bana meydan mı okuyorsun?” Zhao Qin hafifçe gülümsedi.Onun dövüş stili tavrıyla birbirine benzerdi.Sertliğe karşı yumuşaklığı kullanıyordu ve uzmanlığı hızdı.

 

“İlk beşte meydan okuyabileceğim tek kişi sensin.İyi bir dövüş olsun!” Zhao Tun kargısıyla dans etti.Bu daha sıralama mücadelesinin başıydı ve şimdiden iki dövüş sanatçısı karşı karşıyaydı.uzun bir süre dövüştükten sonra, Zhao Qin dövüşten galibiyetle ayrıldı.Ne de olsa onun yetişimi daha yüksekti ve yeteneklerinin hepsi daha yüksek seviyelerdeydi.

 

Zhao Tun kaybetse de, sıralamadaki yeri aynı kaldı.Zhao Qin çaresiz bir şekilde ilk üçü inceledi.İlk üçtekiler çok güçlüydü.Hepsi de beşinci dereceye ulaşmıştı.Ama kolayca pes etmek onun tarzı değildi.

 

Zhao Qin sonunda kararını açıkladı: “İki numara Zhao Chi'ye meydan okuyorum.”

 

Zhao Chi de yakın bir zamanda beşinci seviyeye ulaşmıştı ama İçsel Kuvveti Zhao Han'ın İçsel Kuvveti kadar güçlü değildi.

 

“Haha, Yine kaybedeceğini biliyorsun Zhao Qin, Şimdi ne gerek var buna!” Zhao Chi miskin bir şekilde sahneye zıpladı.

 

İkisi yüz yüze geldi.Zhao Feng sonunda ilk üçteki birinin gücünü görebilecekti.

 

“Mavi Bulut Parmağı!” Zhao Qin yavaşça parmağını kaldırdı.Parmağından zayıf mavi bir parıltı ortaya çıktı.Zayıf ve narin görünüyordu ama yine de havayı kırbaçlayarak geçti.Onun bu parmak yeteneği yüksek derece bir dövüş sanatıydı.Onu yüksek seviyeye kadar öğrenmişti ve onu nasıl kullanacağını çok iyi kavramıştı.

 

“Yeteneğinin hasarı fena değil.Enerji tek bir noktaya toplanıyor.Yetenek suyun yumuşaklığını ve buzun sertliğini barındırıyor.” Zhao Feng sol gözüyle izlerken analiz yaptı.

 

Zhao Yijian'ın Akıcı Buz Kılıcı ve Zhao Qin'in Mavi Bulut Parmağının ikisi de yüksek seviyeye kadar öğrenilmiş yüksek derece dövüş sanatı olsa da verdikleri hasar karşılaştırılamaz.

 

“Ai...Sadece bu kadar mı geliştirebildin!” Zhao Chi'nin miskin sesi duyuldu.

 

Shuah!

 

Zhao Chi'nin vücudu bir ardıl görüntüye dönüşerek saldırıyı atlattı.

 

Bu iyi değil!

 

Zhao Qin yine de Zhao Chi'nin gücünü hafife almıştı.

 

“Zhao Chi'nin hareket yeteneği yüksek seviyeye ulaşmış.” Öğrenciler bağırdı.

 

“İnleyen Gök Yumruğu!” Zhao Chi rakibinin arkasında belirerek yumruğunu vurdu.

 

Yumruğu parlak kırmızı parıltıyla kaplıydı.Havada hareket ederken, yıldırıma benzeyen ses çıkardı.Sadece havada hareket etmesi bile bazı iç saha öğrencilerinin kulak zarının titremesine neden olmuştu.

 

“Ne yıkıcı bir yumruk yeteneği.Bu yetenek zirve derece dövüş sanatlarına son derece yakın.Metal Duvar Tekniğimden aşağı kalır yanı yok.” Zhao Feng hafiften şaşırdı.

 

“Mavi Bulutların Uçuşu!” Zhao Qin bağırarak gelen yumruğu doğrudan aldı.Hemen geri doğru savruldu ve yere indiğinde öksürerek ağzından kan geldi.

 

Sadece tek yumruk Zhao Qin'i yaralamıştı.Sertliğe karşı yumuşaklık kullandığından şanslıydı, başka yetişimci olsa anında yenilirdi.

 

“Bu sadece ısınmaydı.” Zhao Chi kayıtsızca konuştu ve tekrar saldırdı.Onun performansı bütün öğrencilerin ondan çekinmesine neden oldu!

 

“Yüksek derece ayak hakimiyeti yeteneği, yüksek derece içsel kuvvet yeteneği, yüksek derece vücut yeteneği…”

 

Zhao Chi'nin yetenekleri ortaya çıkmıştı.Bir çok farklı yetenek öğrenmiş olmasına rağmen, çoğu yüksek seviyeye ulaşmıştı.Vücut yeteneği bile dördüncü seviyedeydi, bunun anlamı kılıç ve bıçaklara sadece vücuduyla bile karşı koyabilirdi.

 

“Net bir açığı yok.İnleyen Gök Yumruğu cidden ölümcül.” Zhao Feng onun çetin bir rakip olduğunu düşündü.

 

Dış saha öğrencileri yarışmasında ona küçümseyerek bakması normaldi.Zhao Feng o zamanki haliyle Zhao Chi'ye karşı üç hamle bile direnemezdi.

 

Sahnede.

 

Zhao Chi, Zhao Qin ile oynuyordu.Karşılıklı yirmi kez vuruştuktan sonra, Zhao Qin soluğu kesilerek teslim oldu.Zhao Qin yirmi hamle direnebilmesinin nedeninin Zhao Chi'nin kendini tutması olduğunu biliyordu.Eğer Zhao Chi elinden gelenin en iyisini yapsaydı, üç hamleye kalmadan yenebilirdi.

 

“Hiçbirinizin ilk üçtekilere meydan okuma hakkı yok.” Zhao Chi konuşurken Zhao Feng'e doğru gelişigüzel bir bakış attı.

 

Hm?

 

Zhao Feng aniden düşünceleri okunuyormuş gibi hissetti.

 

Zhao Feng'in ilk üç için mücadele edeceğini nereden biliyordu?

 

Şuan ki durumda, dördüncü Zhao Qin'in, beşinci Zhao Tun'un ve altıncı Zhao Yufei'nin ilk üç için mücadeleye girişme niyeti yok gibi görünüyordu.

 

Zhao Qin'den sonra sıra Zhao Han'daydı.

 

“Zhao Han! Zhan Han!” Bir çok insan birincilik adaylarından olduğu için ona tezahürat ediyordu.

 

…….

 

Turnuva artık doruğa ulaşmıştı.Zhao Chi'nin bile Zhao Han'a bakarken yüzünde temkinli bir ifade vardı.Sadece birinci sıradaki Zhao Linlong'un yüzünde hiçbir ifade yoktu.

 

Zhao Han'ın gözleri Zhao Linlong ve Zhao Chi arasında gitti geldi.O üçüncü sıradaydı ve önünde sadece iki kişi vardı.

 

Zhao Linlong mu Zhao Chi mi?

 

Öğrenciler umutluydu.Eğer Zhao Linlong ya da Zhao Chi'yi seçerse son derece şiddetli bir maç izleyeceklerdi.

 

Fakat gerçek farklıydı.Zhao Han'ın gözleri Zhao Linlong ve Zhao Chi'yi geçerek ikinci sıraya yöneldi.

 

Ah!

 

İkinci sıradaki sandalyelerdeki öğrenciler korkuyla titredi.İlk sırada ilk on öğrenci vardı.İkinci sırada ise on bir ve yirmi arası oturuyordu.

 

“Meydan okuduğum kişi...İkinci sıranın altıncı sandalyesi!” Zhao Han'ın soğuk sesi yankılandı.

 

İkinci sıranın altıncı sandalyesi.

 

Zhao Han ilk üçe meydan okumamıştı, hatta ilk ona bile değildi, meydan okuduğu kişi ilk yirmidendi!

 

İkinci sıranın altıncı sandalyesi? Kim bu şanssız piç?

 

Kalabalığın ilgisi o noktaya doğru yöneldi.

 

Ben?

 

Zhao Feng afalladı.

 

Evet, Zhao Han ona meydan okuyordu!

 

“Zhao Han bunu yapmak istediğine emin misin?” Hakem kaşlarını çattı: “Sıralamada daha üstte yer alan bir kişi daha altta yer alan bir kişiye kaybederse, yerini ona kaptırır.Ve eğer kazansan bile bunun sana bir yararı olmayacak.”

 

Kurallara göre, sıralamada daha üstte bulunan biri altta bulunan birine meydan okuyabilirdi.Ama herhangi bir yararı olmadığı için hiç kimse bunu yapmazdı.Bunun yerine sadece meydan okuma hakkından birini kaybetmiş olacaktı.

 

“Evet.” Zhao Han'ın ölüm saçan gözleri Zhao Feng’ kilitlendi.

 

Bazı öğrenciler bakışlardan anlamıştı.Bir çok kişi Zhao Han ve Zhao Yijian'ın kuzen olduğunu ve aralarının iyi olduğunu biliyordu.On ikinci sıradaki Zhao Yijian hemen Zhao Han'a doğru minnettar bir şekilde baktı.

 

“Zhao Feng? Benimle dövüşmeye cesaretin yok mu?” Zhao Han alaycı bir şekilde konuştu.

 

“Neden korkayım ki?” Zhao Feng ifadesiz bir şekilde sahneye zıpladı.

 

Zhao Han ile dövüşeceğini o da biliyordu ama bu kadar erken olmasını beklemiyordu.

 

“İlk önce onun kolunu kıracağım, sonra da Zhao Linlong'a meydan okuyacağım…” Zhao Han planını yaptı.

 

“Zhao Han Zhao Feng'e meydan mı okudu?”

 

“Kuzeninin intikamını almak istediği belli.”

 

“Zhao Feng güçlü olsa da, Zhao Han'ın dengi değil.”

 

Olumlu olan öğrenciler de vardı kötü niyetli olanlar da.

 

Zhao Feng dış saha öğrencilerinin birincisi ve gerçek dövüş sanatçısı olsa da, hala onunla Zhao Han arasında büyük bir uçurum vardı.