King of Gods - Bölüm 727: Bölge

---

 

Bölüm 727: Bölge

 

O andan itibaren, Zhao Feng tamamen Boş Tanrı Alemine adım attı.

 

Eğer aurasını kasıtlı olarak gizlemeseydi, Niyeti ve Gerçek Yuan'ı Cennet ve Dünya ile sürekli etkileşim içerisinde olacaktı. Cennet ve Dünya'yla bir olmak gibi bir şeydi bu. İşte bu yüzden Boş Tanrı Alemi Kralları her zaman Muhteşem Güç ile kaplıydı ve her hareketleri sınırsız güç içeriyordu.

 

“Tebrikler, Usta!” çocuk Yarı Tanrı ve iskelet Bölümü Lideri tebrik etti ama ikisi de karmaşık duygular içerisindeydi.

 

İskelet Bölümü Lideri saygı ve hatta hafif bir hayranlık hissetti. Zhao Feng'in büyümesine adım adım tanık olmuştu. Boş Tanrı Alemi Kralları, Azure Çiçek Kıtasında efsanelerden ibaretti. Kızıl Ay Şeytani Bölgesi Patriği bile Boş Tanrı Alemi seviyesine zar zor ulaşmıştı. Bu, Zhao Feng'in yetişiminin tüm Azure Çiçek Kıtası arasında benzersiz olduğu anlamına geliyordu ve bu onun tam gücü bile değildi.

 

Çocuk Yarı Tanrı, Zhao Feng'in gelişimi karşısında şok oldu ve daha da dikkatli ve bastırılmış hale geldi.

 

“Küçük Kun Yun, yetişimin Boş Tanrı Aleminden de uzak değil,” Zhao Feng çocuk Yarı Tanrı'ya baktı.

 

Çocuk Yarı Tanrı'nın “iyileşmesi” neredeyse sadece kaynaklara bağlıydı. Kaynaklarının sınırlı olduğu gerçeği olmasaydı Yarı Tanrı çocuk, Zhao Feng'den daha hızlı bir şekilde Kral olabilirdi.

 

Zhao Feng'in bakışları, çocuk Yarı Tanrı üzerinde baskı oluşturuyordu. O anda Zhao Feng'in ruhu ve Gerçek Yuan'ı çocuk Yarı Tanrı'dan daha güçlüydü. Aralarındaki tek fark niyetti; sonuçta, çocuk Yarı Tanrı önceki hayatında bir Yarı Tanrı idi. Henüz tamamen iyileşmemiş olsa da Niyeti, Boş Tanrı Alemi İmparatorlarını bastırabilirdi.

 

Kaptan kabininde Zhao Feng gözlerini kapattı ve temelini pekiştirdi, çocuk Yarı Tanrı ise biraz depresif bir şekilde antik metal halkaya geri döndü. Zhao Feng'in kaynak kullanarak bu aşamaya ulaştığını anlamak onun için zor değildi. Kaynaklar açısından kısıtlandığından dolayı Yarı Tanrı'nın atılım yapması için en az yarım yıla ihtiyacı vardı.

 

Temkinli davranan Zhao Feng, çocuk Yarı Tanrı'nın yetişimini kendininkiyle aynı seviyede sınırladı. Ancak bu şekilde onu kontrol edebilir ve tamamen kullanabilirdi.

 

Sonraki birkaç gün boyunca Zhao Feng temelini pekiştirdi. Dışarıdan yardım almasına rağmen ruhu ve Niyeti çoktan Boş Tanrı Alemi seviyesindeydi.

 

Boş Tanrı Alemi'ne ulaştıktan sonra, Zhao Feng'in gücü o kadar önemli ölçüde artmadı. Sonuçta bu yalnızca Gerçek Yuan'ın miktarındaki bir farktı. Gerçek Yuan'ın gücü çok da büyük hale gelmedi.

 

Zhao Feng'in temeli çok daha güçlü olduğu için bunların hepsi bekleniyordu. Zhao Feng, İmparator'dan daha zayıf olanlara karşı eşsiz olduğuna inanıyordu ve göz soyuyla bir İmparator'a bile meydan okuyabilirdi. Yin Yang Lordu ile tekrar karşılaşsaydı, Zhao Feng onunla birebir dövüşte savaşmaktan korkmazdı.

 

On gün sonra, Zhao Feng Tanrı Müsibetleri Yıldırımını emip Rüzgar Yıldırım Mirasını anlamak odaklanmaya başladı. Bu iki şey gücünü doğrudan etkileyebilirdi. Zhao Feng bunu yapacak kadar boş zamanı olsa bile Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'nı emmeyi hiç bırakmadı.

 

Sol gözünün boyutu içinde kafa, mor Ruh Denizi sınırının yanında havada süzülüyordu. Zhao Feng, Yıldırım Emilimi İlahi Tekniği'nin ruh versiyonunu kafadaki gücü absorbe etmek için kullandı.

 

Güm!

 

Gök gürültüsü ruhunu sarstı ve ölümsüzlük aurası yaydı.

 

O anda Zhao Feng'in ruhu Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'na karşı son derece dirençliydi ve gücünü emdikten sonra temizlenecekti. Zhao Feng'in ruhu ve Niyeti, Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'nı emerken güçlendi, ki bu beklemediği bir şeydi.

 

Zaman akıp gitti. Zhao Feng, On Bin İlahi Düşünce Tekniği ile başka şeyler üzerinde odaklanırken birkaç günde bir yıldırımın küçük bir parçasını absorbe edebilmeyi başardı. Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'nı emmek ve ruhunu rafine etmek bir zorunluluktu.

 

Zhao Feng'in diğer düşünceleri, Rüzgar Yıldırımı Mirasının ve Rüzgar ve Yıldırım Kanatları'nın nasıl kullanılacağı üzerine odaklandı.

 

Göz açıp kapayıncaya kadar dört ay geçti.

 

Kaptanın kabininde Zhao Feng'den yayılan aura gittikçe daha da korkutucu hale geldi.

 

Mor Ruh Denizi'nde Zhao Feng, Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'nın seksen tutamını emmişti. Bu, Korsan Kutsal Topraklarında sahip olduğu miktardan yaklaşık yirmi kat daha fazlaydı.

 

“Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'nın toplam yetmiş sekiz tutamı var.”

 

Zhao Feng'in mor Ruh Denizi'nde, Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'nın yetmiş sekiz tutamı ortaya çıktı. Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'nın bir şekli yoktu, sadece ölümsüzlük aura'sı vardı. Yakından bakılınca, mor Ruh Denizi'ne yayılmış sekiz kadim, garip yıldırım simgesi görülebiliyordu. Her biri soluk mor bir ışık yaydı ve birbirlerine bağlıydılar.

 

Weng~~

 

Zhao Feng, On Bin İlahi Düşünce Tekniği'ni dolaştırdı ve Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'nın yetmiş sekiz tutamı ruhunu sürekli rafine ederken parladı. Aynı zamanda Tanrı Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'nın dantianı ile birleştirdi.

 

Kristal Çekirdek artık Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'nın en ufak aura'sına sahipti. Dünyadaki her şeyi fetheden bir şeydi bu.

 

Farkında bile olmadan Zhao Feng'in Kırmızı Rüzgar Yıkım Yıldırımı ustalığı ve kavraması neredeyse %100'e ulaşmıştı. Kırmızı Rüzgar Yıkım Yıldırımı, yanan yıldırım bulutları gibiydi ve yüzeyde soluk altın bir parıltı saçtılar.

 

Altın Yıkım Rüzgar Yıldırımı, Kırmızı Rüzgar Yıkım Yıldırımından sonra gelir, ama Rüzgar Yıldırım üzerindeki gücüm şimdiden Rüzgar Yıldırım İmparator'un hayalini aştı,  Zhao Feng kendi kendine mırıldandı.

 

Kadim Rüya Alemi aurası ve Tanrı Müsibetleri Yıldırımı tekniğiyle birleşmesi, Rüzgar Yıldırımının gücünü Yıldırım Dao'sunu okuyan herkesten çok daha güçlü yaptı.

 

"Usta," çocuk Yarı-Tanrı aniden konuştu.

 

Hmm? Zhao Feng gözlerini açtı ve çocuk Yarı Tanrı'ya doğru baktı.

 

“Yakınlarda birkaç güçlü korsan ordusu var ve onların servetini yağmalamak istiyorum.” çocuk Yarı Tanrı dedi.

 

Zhao Feng İlahi Hissiyle etrafı taradı ve birkaç korsan ordusu buldu. Her birinin bir muhafız olarak en az bir yarım adım Kralı vardı.

 

“Usta, savaşı mümkün olduğunca çabuk bitireceğim ve yolculuğumuzu sekteye uğratmayacağım.” çocuk Yarı Tanrı yalvardı ve Zhao Feng, Yarı Tanrı'nın yetişimini iyileştirmek için acilen kaynağa ihtiyaç duyduğunu biliyordu.

 

“Git,” Zhao Feng elini salladı ve onu durdurmadı. Son zamanlarda çocuk Yarı Tanrı'ya kaynak vermiyordu, ancak kendisini almasını kısıtlayamazdı, değil mi?

 

Whoosh!

 

Hayalet geminin hızı azalmadı; uçmaya devam etti. Tek fark, Yarı Tanrı'nın hayalet gemiyi terk etmesiydi.

 

Zhao Feng daha sonra bir katliama tanıklık etti. Korsan orduları çocuk Yarı Tanrı'ya karşılık bile veremedi.

 

Güm!

 

Dört yaşındaki çocuk bir yumruk gönderdi ve korsan gemisini parçaladı. Kısa süre içinde, çocuk Yarı Tanrı birkaç korsan grubunu kendi başına yok etmişti.

 

“Bu kaynaklar çok kaliteli olmasa da hiç olmamasından iyidir.” çocuk Yarı Tanrı savaş ganimetlerini düzenledi.

 

Whoosh!

 

Daha sonra hayalet gemiyi yakalamaya çalışan altın bir ışık şekline dönüştü. Yolculuklarının hiçbir vaktini boşa harcamamıştı.

 

Zhao Feng daha sonra onun hareketlerini hiç kısıtlamadı, sadece çocuk Yarı Tanrı'ya ondan on bin milden fazla uzaklaşmamasını söyledi.

 

Zhao Feng'in de acilen kaynağa ihtiyacı vardı. Kral olduktan sonra kullanabileceği kaynaklar daha kısıtlıydı. Boş Tanrı Alemi Kralılarının birkaç bin yıllık ömrü vardı ve her küçük gelişme için büyük miktarda kaynak gerekirdi.

 

O gün, Zhao Feng bir kez daha Kadim Rüya Alemine girdi. Geçen seferki gibi Zhao Feng ormana girdi; hedefi yine ağaçtaki Ruhsal Meyveler'di.

 

Şimdi daha az meyve vardı ve dev yılanın vücudunda birkaç yara vardı. Kadim Rüya Aleminde dolaşan birkaç Yao canavarının olduğunu tahmin etmek zor değildi.

 

Zhao Feng Tanrı'nın Manevi Gözünü açtı ve çevreyi taradı. Beklendiği gibi Zhao Feng Yao kuşunu gördü. Üzerinde birkaç yara izi vardı ve yaraları tam olarak iyileşmemişti.

 

“Böyle devam ederse daha az Ruhsal Meyve kalacak,” Zhao Feng düşünmeye başlarken kaşlarını çattı.

 

İki Yao canavarını öldürmek onun için çok zor değildi, ancak meyvelerin üçte ikisi henüz olgunlaşmamıştı. Bazıları biraz bile kırmızı değildi. Zhao Feng'in geçen sefer aldığı meyve sadece %70 olgundu ve en verimli halinde değildi.

 

Zhao Feng daha sonra bir şey düşündü.

 

Zhao Feng Tanrı'nın Manevi Gözü ile dev yılanı ve kuşu taradı.

 

İki Yao canavarı kalplerinin soğuduğunu hissetti.

 

Zhao Feng'in ilk hedefi kadim kuştu, çünkü kuş son derece çevikti ve çok uzakları görebiliyordu. Zhao Feng, yılanla uğraşırken kuşun onu tuzağa düşürmesinden korkuyordu.

 

Ceng!

 

Zhao Feng sessizce ağaçların üzerine atladı ve sol gözüyle kuşa kilitlendi. Yao kuşunun kalbi bir tehlike hissi hissettiğinde titredi. Aniden Zhao Feng'in varlığını hissetti ve bir çığlık ile uçtu.

 

"Kızıl Yıkım Gözü Alevi!" Zhao Feng'in sol gözü kırmızı ve soluk bir altın renk ile parıldıyordu.

 

Whoosh!

 

Kuş gelmeden önce, şeffaf kırmızı renkli bir rüzgar yıldırım topu onu hazırlıksız yakaladı. Kızıl Yıkım Gözü Alevi, Kırmızı Rüzgar Yıkım Yıldırımı'nın yanı sıra Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'nın Niyetini de içeriyordu.

 

Yao kuşunun gözlerinde yıldızlar belirdi. Göz soyu alevinin tek bir darbesi Yao kuşunun bedenini ve ruhunu ciddi şekilde yaraladı. Kanatlarında yanık izleri oluştu.

 

“Karanlık Kalp Mührü!” Bu fırsattan yararlanan Zhao Feng kuş acı çektiği esnada bu yasaklı tekniği kullandı. Kuş havada kıvrandıktan sonra aniden mücadele etmeyi kesti ve itaat eder bir şekilde Zhao Feng yanında indi.

 

"Başarılı!” Zhao Feng hafifçe gülümsedi, sonra uzun ağacın yakınındaki dev yılana doğru kuşu götürdü.

 

Siiii!!

 

Zhao Feng'i ve kuşu görünce yılan dikkatli bir şekilde hareket etmekten başka bir şey yapamadı.

 

"Git!” Zhao Feng, kuşun yılanla savaşmasını emretti ve yılanın ruhunu yaralamak için Zihinsel Enerji Mızrağı'nı kullandı ve ardından Karanlık Kalp Mührü ile kontrol etti.

 

Bu şekilde Zhao Feng, ormana hükmeden iki Yao canavarını köleleştirdi. Zhao Feng emri verdi ve yılan ile kuş ağacı korudu ve diğer canlıların ağaca yaklaşmasına izin vermedi.

 

“Toplam yirmi sekiz meyve.” Zhao Feng meyveleri saydı ve çok fazla kalmadığını fark etti.

 

Bunların üçte ikisi henüz olgunlaşmamıştı, yedi ya da sekiz tanesi yarı olgun idi.

 

Zhao Feng iki tane %80-90 olgun meyve seçti, sonra kuşun ruhunu taradı. Bu kuşun yardımıyla Kadim Rüya Alemi'ni daha iyi anlamak istiyordu.