Kumo S16: Barışın Gölgesindeki Yalanların Türbülansı

avatar
3285 3

Kumo Desu ga, Nani ka? - Kumo S16: Barışın Gölgesindeki Yalanların Türbülansı


 

Çeviri: İkarus Düzenleme: Sapphire

 

Ç.N: Rahatsız edici içerik içeriyor olabilir.

O kazadan sonra,Hugo yüzünü bir daha sınıfta göstermedi. Görünüş göre hala kampüste kalıyor ama o zamandan beri onu bir kez bile görmedim. Sue and Katia’ya sorduğumda onlar da aynı şeyi söyledi.

 

“O sana parmağını kaldırmaya cüret etti, abi. Bunun için ölmeli.”

 

“Sue, böyle şeyleri düşüncesizce söyleme. Ancak ceza almamasına inanamıyorum.”

 

Palton’a saldıran suçlular, konuşmayı reddettiler, daha sonra hücrelerinde intihar ettiler. Transfer edilmek için geçici olarak hapis edildikleri için araştırmacılar hazırladıkları sorgulama metotlarını kullanamadılar. Bu arada yasaklı Sapkınlık Büyüsü ile efsunlanmış bir eşyayı kullanarak itiraf etmeleri için zorlanacaklardı.

 

Sapkınlık Büyüsü hedeflerin ruhlarını bozan bir büyüdür, bu yüzden kilisenin bu büyüye karşı katı bir yasağı var. Kilise tarafından yakalanan insanlar hayatlarının geri kalanını kilisenin kontrolü altında geçirirler, eğer reddederlerse anında yok edilirler. Doğal olarak, Sapkınlık Büyüsü ile kaplı lanetli eşyalar da kilise tarafından sıkı bir şekilde kontrol edilir ancak kişi kiliseye kullanma talebinde bulunursa ve kilise bunun izin verilebilir bir istek olduğunu düşünürse belirli bir görev için kullanma izni verebilir.

 

Bu olayda suçlular kraliyet şehrine taşındıktan sonra bu eşyayı kullanarak itiraf etmeleri için zorlanacaklardı. Bunu bildikleri için intihar etmiş olabilirler. Bir kez daha, bu dünyanın bildiğim dünyadan ne kadar farklı olduğuna şaşırıyorum.

 

“Hugo’nun diğer saldıranlar ile bağını kanıtlayamasalar bile,” dedi Katia, “O, başka bir ülkenin kraliyet ailesinden biri, sana saldırdı. Hiçbir şey ile suçlanmamasını garip bulmuyor musun?”

 

Bu soruya cevap veremedim. Bana saldırdığı inkar edilemez bir gerçek. Ancak, herhangi bir ceza almadı. Japonya’da bu düşünülemez olurdu.

 

“Bu hiç de garip değil. Dünya bu şekilde işliyor,” Dedi Yulie. “Siz sadece çok yüce konumlarda olduğunuz için fark edemediniz. Bu dünyada, sosyal statünün tahmin ettiğinden daha fazla gücü var. Önceden hem bir yetim hem de halktan biri olduğum için bunu birçok kez gördüm. Asil biri, sıradan bir adamı yumrukladı ve asil olanın eli yaralandığı için sıradan adam idam edildi. Başka bir aileden biri böcekli bir sebzeyi sattığı için bütün ailesiyle birlikte idam edildi. Dünya böyle hikayeler ile dolu.”

 

Katia ve benim tamamen dillerimiz tutuldu. Görünüşe göre aslında bu dünyanın nasıl işlediği hakkında hiçbir şey bilmiyormuşuz.

 

“Sosyal statü farkınız muazzam. Hugo dünyadaki en güçlü krallıklardan birinin halefi. Bu kadar küçük bir kazanın yok olmasını sağlamak çok kolay.”

 

Katia acı bir ifade takındı. Benim ifademin de çok farklı olmadığına eminim.

 

“Bu yüzden ilahi sözler eşitliğin gerçek hakemi,” diye devam etti Yulie, ciddiyetle. “İlahi sözler kişiler arasında ayrım yapmaz. Onlar kutsamalarını dünyadaki herkese eşit olarak dağıtırlar! İlahi sözler bu dünyanın gerçekleridir, üzerimizde parlayan ışıktır!”

Ç.N: hatırlatayım, Yulie sistem sözlerine tapan bir din mensubu ve büyük kısım tarafından inanılan bir din. Seviye atladığında çıkan yazılar sistem sözleri oluyor.

 

Yulie’nin şarteli attığına göre artık onu durdurmak mümkün değil. Kimse dinlemese bile ilahi sözlerin muhteşemliğini övmeye devam edecek. İlk tanıştığımızda onu gerçekten dinledim, şimdi dediği her şeyi görmezden gelirken dinliyormuş taklidi yapıyorum.

 

Yulie’yi duymazdan gelirken, aklım Hugo’nun durumuna kaydı. O bundan sonra ne yapacak? Statları kurudu ve becerileri silindi. Benim Cennetin Koruması becerim gibi reenkarne olduğu anda aldığını düşündüğüm Eşsiz İmparator becerisi bile gitmiş.

 

Sadece gizemli n%I=W becerisi yerinde duruyor. Bayan Oka diğer bütün becerilerin yok olmasını sağladı. Özellikle mi orada bıraktı yoksa silemiyor mu? Bu gizemli beceri biz reenkarne olmuşlara özgü bir beceri olmalı. Katia ve Yuliede bu beceriye sahip. Bayan Oka’da da muhtemelen var. Bu becerinin anlamı ne?

 

Bu beceri şu ana kadar herhangi bir etki sergilemedi. Ona sahibim ama herhangi bir şey yapıyor gibi gözükmüyor. Çok sönük bir beceri.

 

Eğer bu gizemli beceriyi saymazsak, Hugo’nun bütün becerileri kaybolmuş oluyor. Statları en düşük seviye canavarlar ile aynı ve güvenebileceği hiçbir yeteneği yok. Dürüst olmak gerekirse, şu anda dünyadaki en güçsüz insan olabilir.

 

Zayıflığının bir gün ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum, bir gün, ve bu olduğunda gelecekteki umutlarına ne olacağını bilmiyorum. En kötü olasılık, ülkesinden atılabilir. Rengzant İmparatorluğu güçlünün her şeyi aldığı bir ülke. Hugo bu kadar zayıf olduğuna göre tahtını koruyabilecek mi?

 

Bunu düşünürsem, belki de bu ilahi cezalandırmadır. Hugo pratikte kendi gücü ile boğuluyordu, zihni harabeye dönene kadar onu içmişti. Eğer böyle bir adam bütün gücünü kaybederse yaşayacak bir nedeni kalır mı?

 

Eğer Julius, Sue yada Katia olmasaydı, tıpkı Hugo’nun yaptığı gibi ezici gücümün etkisine kapılır mıydım? İmkansız olduğunu sanmıyorum. Tabi ki, benden güçlü insanlar tanıyorum, ama yine de kendi gücümün beni sarhoş edebileceğini düşünüyorum.

 

Muhtemelen şuan epey güçlüyüm. Hugo’nun bu kadar kibirli olması etrafında ondan daha güçlü biri olmadığı için olmalı, En yeteneklinin hayatta kaldığı anlayışının olduğu Rengzant’da bile. Bu nedenle, Statlarımız neredeyse eşit olduğu için(Büyü ve Fiziksel statlar arasında ki biraz fark hariç), sanırım, ben baya güçlü olmalıyım.

 

Yani, Eğer durumlar biraz daha farklı olsaydı, ben de Hugo gibi olabilirdim.

 

Bu beni ürpertti. Eğer böyle olsaydı, Bayan Oka tarafından bütün statları ve becerileri alınan kişi ben olurdum.

 

Bayan Oka beni de dehşete düşürüyor.

 

Akademiye katıldığıma ve yaşım geldiğine göre kademeli olarak birkaç büyü becerisi seçmemin vakti geldi. O zaman Bayan Oka yardıma gelmeseydi, ne yapacağımı bilmiyordum.Kazansam da kaybetsem de bu ikimizin de hasarsız olarak bitirebileceği bir savaş değil. Barış seven bir aptal olsam bile öyle bir durumda en azından karşı saldırı yapabilmeliyim. Final saldırısı için vakit geldiğinde, kesinlikle tereddüt edeceğimi biliyorum. Bu an asla tereddüt etmeyen Hugo için büyük bir fırsat olacaktır.

 

Bayan Oka terlemeden Hugo ile yerleri silecek güce sahip. Oka’ya karşı 0 şansım olduğuna eminim. Ya o beni ya da Katia’yı zayıflatmaya çalışırsa? Onu durdurmak için bir yolum yok.

 

O kazadan sonra tekrar sınıfta gözükmeyi kesti. Bu onun için anormal bir şey değil ancak o kazadan hemen sonra ortadan kaybolması şüphelendiriyor.

 

O arka planda ne halt ediyor? Nasıl bu kadar saçma şekilde güçlü olmayı başardı? Bu saçma güç ile ne yapmayı planlıyor?

 

Hiçbir fikrim yok. Bu benim için anlaşılmaz. Ona direkt olarak sorsam bile bana bir cevap vermeyeceğine eminim. Üstüne, eğer yanlış bir şey yaparsam onun öfkesini kendi üzerime çekmekten korkuyorum.

 

Ancak, sadece benim sezgim de olsa, düşman olduğunu sanmıyorum, gölgelerde yaptığı şeyler benim için bir gizem olsa bile. Bizi incitecek bir şey yapmadığını düşünüyorum. Bir gün bize her şeyi açıklayacağına eminim, şu anda yapamasa bile. Sadece ona güvenmeli ve o günü beklemeliyim.

 

“Ve bu yüzden İlahi Sözler dinine katılman gerektiğini düşünüyorum, Shun!”

 

Dikkatimi vermiyorken, Yulie görünüşe göre elimi tutmuş ve sertçe sıkıyor.

 

“Ah… İlahi sözlerin ne kadar muhteşem olduğunu anlıyorum, ama kilisene dahil olamam”

 

Sue, somut bir baskı göndererek, sessizce Yulie’ye bakıyor. Yulie birden soğuk terler akıttı ve elimi bıraktı. Son zamanlarda, Yulie ne zaman gayretle İlahi sözler kilisesine katılmam için teşvik etse fiziksel olarak çok yakın oluyor. Her seferinde nazikçe onu geri çeviriyorum ama asla vazgeçmiyor. Ne zaman bu olsa Sue öfke ile patlamak üzereymiş gibi bakıyor ve kalbimin gerginlik ile çarpmasını sağlıyor, bu yüzden Yulie’nin şimdiden durmasını istiyorum.

 

Hm? Sue’nin Yulie’ye bakmasında bir sakınca yok ama Katia’nın suratında karmaşık bir ifade var. Bunun gibi zamanlarda, uzaktan izlerken şaşırmış gibi gözükür ama şimdi neler oluyor?

 

“Katia, bir şey mi oldu?”

 

“Oh? Yanlış bir şey yok. Bende aynısını sana soracaktım, Shun.”

 

“Suratında karmaşık bir ifade var.”

 

“Haahh. Bu normal ifadem değil mi?”

 

“Oh, gerçekten mi? Eğer iyi hissetmiyorsan söyle, tamam mı?”

 

“Pekala. Lütfen endişelenme.”

 

Eğer yanlış bir şeyin olmadığını söylüyorsa yanlış bir şey yoktur. Arkamı döndüm ve Sue ile Yulie’nin aynı karmaşık bakışı attığını gördüm.

 

“Şimdi de siz ikiniz! Neler oluyor?”

 

“Özellikle bir şey yok.”

 

“Um?”

 

Sue ve Yulie tuhaf bir şekilde bakıştılar. Bunun hakkında ne düşüneceğimi bilmiyorum. Sonunda hepimiz ayrıldık ve tuhaf bakışlar ile odalarımıza doğru gitmeye başladık.

 

------------------------

 

“Ne düşünüyorsun, Sue?”

 

“Hala hiçbir şey. Ama imkansız değil.”

 

“Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?”

 

“Bu kötü olurdu. Gerçekten kötü olurdu.”

 

“Evet, öyle olurdu. Gerçekten, gerçekten kötü.”

 

“Bunu durduramayız.”

 

“Bu gerçekten zorlu bir savaş olabilir.”

 

“Mm. Henüz yaşanmadı.”

 

“Haklısın. Hiçbir zaman yaşanmaması için dua etmeliyiz.”

Ç.N: tekrar tekrar okudum ama neyden bahsettiğini anlamadım, aşk üçgeni olabilir, anlayan yorumlara yazarsa güzel olur.

D.N: Bence kesin aşk. Katia aşık bizim prense ama eski hayatında erkek olduğu için karmaşaya düşüyor. Sue de abisini kıskanıyor. Ben böyle anladım en azından. Yulie’nin erkek mi kız mı olduğunu unuttuğum için ona yorum yok.

 

---------------------------------

 

Siktir! Daha bitmedi! Bu dünya BENİM! benim, sadece benim! Benim için yaratıldı! Bu şeyi kabullenmeyeceğim! Asla! Her şey benim olana kadar durmayacağım!!”

 

“Başarım gereksinimleri sağlandı. [Arzu (SV 1)] becerisini kazandınız.”

 

“O Sikik elf! Bunun için onu alacağım! Asla ama asla o bok parçasını affetmeyeceğim!”

 

“Başarım gereksinimleri sağlandı. [Öfke (SV 1)] becerisini kazandınız.”

 

“Benden her şeyi aldığı gibi bende o sürtükten her şeyi alacağım!”

 

“Başarım gereksinimleri sağlandı. [Yağma (SV 1)] becerisini kazandınız.”

 

“Sadece bekle. Sevdiğin her şeyi ezeceğim! ve sonra o sikik sürtüğü bağırtarak tecavüz edeceğim ve bütün bunlar olurken güleceğim!”

 

“Başarım gereksinimleri sağlandı. [Ahlaksızlık (SV 1)] becerisini kazandınız.”

 

“Sadece bekle! Bütün sikik dünyayı geri alacağım.”

Ç.N: İster inanın ister inanmayın cümlenin düzgün olmasını sağlamak için, küfürlerin yüzde 20'sini yazmadım. Eğer rahatsız oluyorsanız yorumlarda belirtin, küfüre sansür eklerim, bknz: kahretsin.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46894 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr