Büyük Elro Labirenti Anormallik Araştırma Ekibi ②
Yazar Notu: Orta yaşlı adamın bakış açısı.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Büyük Labirente girdikten sekiz gün sonra.
Anormalliğin gerçekleştiği alan yakında.
Pek bir şey beklemediğim şövalyeler hakkında... Savaş konusunda işe yarıyorlar fakat kafaları bomboş.
İlk başta, deneyimsiz bir soylular birliğine rehberlik etmeye zorlandığımı düşünmüştüm ama gerçek şu ki bu birim soylu bir ailenin ikinci ve üçüncü oğullarından oluşuyor gibi görünüyor.
Tam da Rengzant İmparatorluğundan, güçlü bir ülkeden beklenildiği gibi.
Bu sadece bir dekorasyon birliği değil.
「Elbette, biz soylu bir birliğiyiz fakat diğer birliklere benzer eğitim ve savaş deneyimine sahibiz. İlk olarak, bu birlik ünvanı miras alamayanlardan oluşuyor. Herkes ünvanı sadece bir şeyler başararak alabileceğinden çaresiz.
Bana söylenen buydu.
Eski soylularının kibirlerine sahip olmalarına rağmen çok fazla savaş yaşamış gibi görünüyorlardı, bu yüzden beklenmedik bir uyuma sahiplerdi.
İspat olarak, labirente girmeden önce talimatlarımı dinlemiyorlardı fakat labriente girdiğimizde ve ne kadar zorlu olduğunu tecrübe ettikten sonra usluca özür dilediler ve dediklerimi dinlediler.
「Dürüst olmak gerekirse, Büyük Labirenti küçümsemişim. Eski soylulardan oluşan birliğin hatası, sağduyudan yoksun oluşu. Bundan sonra biraz da genel eğitime zaman ayırmak iyi olabilir.
Şövalyelerin kaptanı işinde iyi bir adama benziyor.
Şövalyelerin işe yarar olduğu güzel bir yanlış hesaplama olsa da içimdeki kötü hisse engel olamıyorum.
Rapordaki yere daha ulaşmadığımızdan emin olsam da canavarların sayısı normalden çok daha yüksek.
Şu ana kadar kayıp olmasa da yaralananlar oldu.
Tedavi Tekniği Kullanıcısı olduğundan sorun değil ama Büyük Labirentin korkunç yanı ne olacağını bilmemen.
Yanımızda büyük miktarda panzehir getirdik ve süregelen savaşlarda "Zehir Direnci" kazanan şövalyeler var.
Bence işler çabucak tehlikeli bir hal almayacak ama yine de içimde kötü bir his var.
Buralarda bir Kraliçe olabilir mi?
İmkansız değil.
Taratekt avcılığının diğer tarafta popüler olması Kraliçe'nin yumurtladığı anlamına gelir.
Başka bir deyişle, üst tabakaya geldi.
Kraliçe Taratett, S üzerinde bir hareket eden felakettir.
Uzun zaman önce sadece bir tanesi öldürüldü, Kraliçe Taratekt'in zapt edilmesi için büyük bir orduyla Kahraman-sama'nın yaşamı feda edildi.
Onu saymasam bile dünyada hala beş tanesi var.
Ve biri Büyük Labirentte yaşıyor.
Genellikle, üst tabakanın altındaki tabakadadır, ancak yumurtalarını bıraktığı zaman üst tabakaya çıkacaktır.
Hemen aşağı inmesine rağmen dikkatsizlik edemem çünkü bazen üst tabakada kalıyor.
Bence orada değil fakat böyle bir şeyle karşılaşırsak kaç tane hayatımız olursa olsun yeterli olmaz.
Sanırım Kraliçe'nin geçebileceği kadar büyük olan geçitlerden kaçınmalıyız.
Aklımda bulunan başka bir şey de anormalliğin meydana geldiği alan orta katmanın girişinde.
Eğer mantıklı düşünürsem, orta tabakadan gelmiş ve normalde orada yaşayanları kovmuş güçlü bir canavar olabilir.
Ancak orta tabakada böyle güçlü bir canavar var mı?
Orta tabaka, mağmanın her yere yayıldığı Yanan Cehennem.
İnsanların işgal edemeyeceği bir alev alanı.
Ancak, canavarların gücü üst tabakadan çok farklı olmamalı.
Bu, orta tabakaya meydan okuyan maceracıların verdiği ifadelere göredir.
Bu maceracılar uzun yıllar "Ateş Direnci"ni yükselttiler, ateş geçirmez teçhizatlar giydiler ve orta katmana meydan okudular.
Sonuçta, orta tabaka çok büyük olduğundan yemek çabuk tükeniyor ve keşiften vazgeçmeleri gerekiyor.
Ancak, Büyük Labirent Orta Tabakasından canlı olarak dönen ilk maceracı olmuşlardı.
Büyük Labirentin üst tabaka, orta tabaka ve alt tabakadan oluştuğu söylenir.
Üst tabakada alt tabakaya bağlanan birkaç büyük delik vardır.
Delikten aşağı giden maceracılar olmasına rağmen, çoğu geri gelmedi.
Geri gelen az sayıdaki maceracı, orada C derecesinin üzerinde korkunç sayıda canavar olduğunu kanıtladı.
Kraliçe'nin alt tabakayı üssü yaptığı söylenir. Bu bir şehir efsanesi olmasına rağmen alt tabaka olarak adlandırılan yerin altında bile bir tabaka olduğu söylenir.
Doğru olup olmadığı teyit edilemese de, kasıtlı olarak yaklaşmıyorlarsa, alt tabaka ve oranın da altı birbiriyle alakasızdır.
Ya da, bu seferki anormallik belki de alt tabakadan orta katmana gelen ve sürünerek üste çıkan bir şeydir.
İşte bu kadar aptalca fikirlerim var.
「Bugün, burada bir kez dinlenmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ne dersin?]
「Ah, bence bu iyi olur. Şu anda dışarısı da karanlık olmalı.
「Labirentteyken zaman kayboluyor. Ama sen zamanı iyi biliyorsun. 」
「Eğer çocukken uzun bir süre labirente girip çıkacak olursan, sonunda buna alışırsın. Rehberler böyle işte.
「Anlıyorum. Rehberler düşündüğümden daha müthiş insanlar.
「Hiç de bile. Eğer doğrudan savaş yeteneği ise, Şövalye-san çok daha üstün. Kısacası herkesin kendi alanı var. Bizler labirentten çıkmakta uzmanlaştık. Şövalye-san dövüşte uzmanlaştı. Bunlar gibi.
「Anlıyorum. Bu arada, bunun kaba olabileceğini biliyorum fakat kaç tane beceriye sahipsin?
「Ha? Beceri, ha?
「Üzgünüm. Sadece ilgimi çekti. Eğer istemiyorsan, söylemene gerek yok. Gücendiysen özür dilerim.
「Ah, hayır. Öyle değil. Bizim gibiler için değerlendirme taşıyla değerlendirilmek nadir bir şey. Becerilerimi gördüğümden beri çok uzun zaman oldu, bu yüzden ne tür yeteneklerim olduğunu ve kaç tane olduğunu hatırlamıyorum.
「Beceri bir yaşam çizgisidir. Kendi yeteneklerini kavramak daha iyi değil mi?
「Şey,“ Gece Görüşü ”ve“ Tehlike Algısı ”nın 10. seviyeye geldiğini hatırlıyorum ama diğerlerini de unuttum.
Bana karşı neşeli bir şekilde gülen şövalye kaptanı, şaşkın bir şekilde baktı.
Gerçi söylediğimin yarısı yalan.
Tüm becerilerimi anlamadığım doğru olsa da, az çok hatırladım.
Ancak, becerilerimi bilerek başka birine söylememe gerek yok.
Hayatım buna bağlı, değil mi?
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..